headerLogo2b-18pt-myriadpro

Haçlı Seferleri ve Misyonerlik Nedir?

İncil’i okuduğunuzda İsa’nın zamanının büyük bir kısmını insanları iyileştirmek için kullandığını göreceksiniz. Bunu yapmaktan zevk alıyordu. İsa’nın dünyaya gelme amacı insanları, üzerlerinde baskı yapan her şeyden kurtarmaktı. Bu, hastalıktan, Şeytan’a ait güçlerden ve ölümden özgür olmayı içeriyordu. İnsanın bütün olarak iyi olması -varlığının her düzeyinde sağlıklı olması- Tanrı’nın nihai amacıdır. Bunu biliyor muydunuz? İlk olarak Tanrı bugün Kendisiyle ilişkinizi iyileştirmek istiyor. Sizden tek istediği işbirliği yapmanızdır.

Hoşgörü

Çağımızda hoşgörü sözcüğü son derece önemlidir. Fikir ayrılığına düştüğümüz kişilere karşı hoşgörülü olmamız gerektiği sık sık hatırlatılır bize. Buna kim karşı çıkabilir? Diğer seçeneklere göre tercih edileceği kesindir. Dünya tarihi din bağnazlığının sonuçlarıyla doludur - kutsal savaşlar, din uğruna girişilen haçlı seferleri, engizisyon vs. Dünyada ilkokul çağındaki öğrencilerin çoğu ‘cihad’ sözcüğünü bilir. Dünya Ticaret Merkezi’nin kulelerinin çöküşünün görüntüleri ve intihar bombacılarının Tel Aviv’de pizza restoranını içindeki insanlarla birlikte patlatmalarının korkunç görüntüleri genç zihinlerinde silinmeyecek bir şekilde kazınmıştır. Din bayrağı altında gerçekleştirilen bu gibi etkinlikler ahlaksal açıdan ayıptır.

Haçlılar hakkında bilmeniz gerekenler neler?

İncil’de Hıristiyanların imanlarını kılıçla yaydıklarından söz edilmediğini biliyor musunuz? İncil’de sevgiden, düşmanlarımızı sevmekten söz eder. Başkalarını öldürmek ya da onlara zarar vermek hakkında okumazsınız. Haçlı Seferleri tarihin gerçekten de üzücü gerçeklerinden biridir. Fakat bu nefret ve cinayetler Tanrı’ya itaat olarak değil, itaatsizlik olarak gerçekleşmiştir. Kudüs’e giderken insanları sakatlayıp, tecavüz edip onları öldürürken Tanrı’nın iradesini yerine getirmiyorlardı. Gerçek Hıristiyanlar, sözde inanç adına gerçekleştirilen bu savaşlara iğrenerek bakıyorlar.

Kişisel olarak ben dinin hiçbir inanç için savaş nedeni olamayacağına inanıyorum- buna İslam da dâhil. Eşim ve ben söylediklerimizi yapıyor muyuz? Evet. Bizim evimizde çocuklarımız bilgisayarda şiddet oyunları oynayamaz, televizyonda insanların birbirini öldürdüğü programları seyredemezler. Genç insanların öldürmeyi öğrenmesi için tasarlanmış hızlı bir bilgisayar oyunu bu genç zihinler için nasıl iyi olabilir? Aslında kimsenin zihni için iyi değildir. Buna nasıl ‘eğlence’ denebilir?

Bu dünyada pek çok şeyin gerçeğini ve sahtesini alabilirsiniz – giysiler, saatler, el çantaları, aklınıza ne gelirse. Bazen piyasada ölüme yol açabilecek sahte alkol satıldığını duyarsınız. Bunun doğru olduğunu biliyorum çünkü eski patronumun 18 yaşındaki kızı birkaç bardak sahte içki nedeniyle öldü. Dıştan etiketler birbirine benzeyebilir ama içinde ne olduğunu her zaman bilemezsiniz. Ve önemli olan içindeki, öyle değil mi?

İmanları konusunda ne kadar hırslı olurlarsa olsunlar, cennete gitmekte olan gerçek Hıristiyanların dünyada şiddet eylemlerine girişmeyeceklerinden emin olabilirsiniz. Peki ya sahte Hıristiyanlar? Onların ne yapacağını bilemezsiniz.

İsa ne öğretti ve neyi savundu? İsa dedi ki,

“Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza vurana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin. Sizden bir şey dileyen herkese verin, malınızı alandan onu geri istemeyin. İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever. Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile böyle yapar. Geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile verdiklerini geri almak koşuluyla günahkârlara ödünç verirler. Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak, Yüceler Yücesi'nin oğulları olacaksınız. Çünkü O, nankör ve kötü kişilere karşı iyi yüreklidir.” (Luka 6:27-35, İncil)

“'Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Babanız'ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır.” (Matta 5:43-45, İncil)

“İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın.” (Luka 6:31, İncil)

“Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.” (Yuhanna 15:13, İncil)

İncil’de Hıristiyanlığın yayılışının tarihini okuyabilirsiniz. İncil’de Elçilerin İşleri’ni okuyun. Sevgili dostlar, Tanrı’nın sonsuz sevgisini hiçbir şey ezemez. Tanrı İncil’de kendisini şöyle tanıttı: ‘Tanrı sevgidir.’ Kendisi sevgi olduğu gibi, sevgisinden kaynaklanarak adımıza yaptıklarını okuyoruz. Tanrı, yıllar, yüzyıllar içinde değişti mi? Hayır, değişmedi. Bakın, 1. yüzyılda olsa, 7. yüzyılda olsa, 21. yüzyıl da olsa kendisi hakkındaki bildirinin nasıl yayılmasını istiyor? Elçilere buyruğu şöyledir:

“Mesih'i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun. Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın. Vicdanınızı temiz tutun.” (1.Petrus 3:15-16, İncil)

“Bunun için, sevgili çocukları olarak Tanrı'yı örnek alın. Mesih bizi nasıl sevdiyse ve bizim için kendisini güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrı'ya sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.” (Efesliler 5:1-2, İncil) 

İsa’nın ölümden dirilişinin bildirilmesinden çok kısa bir süre sonra şunu okuyoruz:

İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları [Türkiye dahil] öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” (Matta 28:18-20, İncil)

İsa kalabalıklara iyilik yaptı. Kalabalıklara merhamet etti. Kendisine gelen herkesi iyileştirdi. İsa’nın insanların fiziksel ihtiyaçlarına gösterdiği ilgi, yüreklerinin daha büyük olan ihtiyaçlarına olan ilgisinin bir işaretiydi.

“Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba’yı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm. Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10:14-16, 18, İncil)

“Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim.” Yüreğinde henüz doğmamış büyük kalabalıklar vardı. İsrail’in ve birinci yüzyılın ötesinde. Avrupa’nın ve yedinci yüzyılın ötesinde. Kuzey Amerika’nın ve yirminci yüzyılın ötesinde. İsa, insanların görebileceğinden çok daha fazla koyunu olduğunu söylüyordu. Ben de onları göremiyorum, siz de göremezsiniz ama O’nun sesini dinleyip izliyorlar. İyi Çoban’ın ufku bütün zamanlarda yaşamış bütün ırklardan insanları içine alıyor. Sizi de kapsıyor!