headerLogo2b-18pt-myriadpro

Hıristiyanlık Neden Bu Kadar Kanlı Bir Din?

Onlara Zarar Verecek

04 adam and eve forbidden fruit 45Aden Bahçesi’ne geri döndüğümüzde Adem ve Havva’nın, Tanrı’nın meyvesini yemelerini yasakladığı ağacın üzerinde meyveye baktıklarını görüyoruz. Neden yemesinler ki? Tanrı söylediği için yememeleri gerektiğinden daha iyi bir neden olamaz. Tanrı onların bilmediğini biliyordu. Tanrı, onlara zarar vereceğini biliyordu. (Lütfen bir ara 4 Kardeş ve Nehrin Cazibesi makalesini okuyun. Şimdiye kadar okuduğum en güçlü hikâye. Okuduktan sonra taş fikri aklınızdan çıkmayacak. Taşlar. Tek söyleyeceğim bu. Hikâyeyle ilgili fazla ipucu vermek istemiyorum. Okumanızı tavsiye ederim çünkü itaatsizlikleri yüzünden dört kardeşin başına gelenleri anlatıyor. Tanrı’nın bu sorunlarını nasıl çözdüğünü de öğreneceksiniz.)

Hayır, Adem ve Havva itaatsizlik günahıyla ne kadar yaralanacaklarını bilmiyorlardı. Adem ve Havva iyiliği ve kötülüğü bilme ağacının meyvesini almanın nasıl bir şey olacağını, bunun sonucunda da kötülüğü bilmenin nasıl bir şey olacağını bilmiyorlardı. İyi ve kötü arasındaki farkı bileceklerdi ama istedikleri zaman iyiyi yapamayacaklarsa, istediklerinde yaptıkları kötülükleri durdurma gücüne sahip olamayacaklarsa bunun nasıl bir yararı olacaktı? Yasak meyveyi yedikten sonra bütünlük ve iyilikle dolu yetkin yaşamları sona erdi. Hıristiyanlardan düşünmeleri istenen konular üzerinde odaklanamıyorlardı:

“Sonuç olarak... gerçek, saygıdeğer, doğru, pak, sevimli, hayranlık uyandıran, erdemli ve övülmeye değer ne varsa, onu düşünün.” (Filipililer 4: 8, İncil)

Adem ve Havva’nın Tanrı’ya İtaatsizliği

05 image10688 forest 45Adem ve Havva’nın itaatsizliği dünyamızın günaha düşüşünün ilahi anlatımıdır. Tanrı günahı ya da günahkâr şeyleri yaratmadı. İyiliğin ve kötülüğün yaratıcısı değildir. Bunu daha önce duymadıysanız ve bu konuda daha fazla öğrenmek için içinizde ilgi uyandıysa web sitemizin iyilik ve kötülükle ilgili bölümlerdeki diğer soruların yanıtlarını okuyun. Adem ve Havva’nın Tanrı’ya itaatsizliğinde Tanrı’nın isteğine karşı konduğunu, Tanrı’nın sözünün reddedildiğini ve Tanrı’nın yolunun terk edildiğini gördüğümüzü söylemekle yetinelim.

Bu anlatımı okuduğunuzda son ayette durun. Son ayet olduğu için değil çünkü burada ilk kez insanlık tarihinde kandan söz edildiğini duyuyoruz.

“RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, ‘Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki, ağaçların hiç birinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?’ diye sordu. Kadın, ‘Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz’ diye yanıtladı, ‘Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacı meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.
Yılan, ‘Kesinlikle ölmezsiniz’ dedi, ‘Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesinden yediğinizde gözleriniz açılacak, iyi ile kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.’
Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.
RAB Tanrı, Adem’e, ‘Neredesin?’ diye seslendi.
Adem, ‘Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim’ dedi. RAB Tanrı, ‘Çıplak olduğunu sana kim söyledi?’ diye sordu, 06 garden of eden black and white 45‘Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?’
Adem, ‘Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim’ diye yanıtladı.
RAB Tanrı kadına, ‘Nedir bu yaptığın?’ diye sordu.
Kadın, ‘Yılan beni aldattı, o yüzden yedim’ diye karşılık verdi.
Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, ‘Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın’ dedi, Karnının üzerinde sürünecek, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. Senin ile kadını, onun soyu ile senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.’ RAB Tanrı kadına, ‘Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim’ dedi, ‘Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek.’
RAB Tanrı Adem’e, ‘Karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi’ dedi, ‘Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. Toprak sana diken ve çalı verecek. Yaban otu yiyeceksin. Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.’ Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi. RAB Tanrı Adem ile karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.” (Yaratılış 3: 1- 21, Eski Antlaşma)

Tanrı’ya karşı günah işlediklerinde ne yaptıklarına bakın. Kaçıp özel yerlerini incir yapraklarıyla kapattılar. Bugün de insanlar bunu yapıyor. Bir şeylerin yanlış olduğunun bilincinde olan insan, kendi doğruluğunun arkasına sığınmaya çalışıyor ve yaptığı iyi şeylerin yaptığı kötü şeylerden daha ağır basacağına güveniyor ve bunu umut ediyor. Dünyada din sistemleri içindeki sayısız milyonlar, ruhsal utançlarını örtmesini umut ederek iyi işlerini örmeye devam ediyorlar. Bunların hiçbiri sonsuzluk testini geçemez. Ağaçların arkasından çıkıp kendisine karşı günah işledikleri Tanrı’ya yaklaşmaya çalışsalar, incir yapraklarının Adem ve Havva’ya yararı olmayacağı gibi bunların da onlara yararı olmayacaktır.