headerLogo2b-18pt-myriadpro

Muhammed'in Geleceği İncil'de Önceden Bildirilmiş miydi? 4- Göklerin Egemenliği'nin Unsurları Nedir?

 

10 image10298 blood 45Kral Hirodes, sonsuz Kral’ın gelişinin haberinden rahatsız olmamalıydı. Bu Kral’ı öldürme girişimi içinde bebekleri de canice katletmemeliydi. “Hirodes, yıldızbilimciler tarafından aldatıldığını anlayınca çok öfkelendi. Onlardan öğrendiği vakti göz önüne alarak Beytlehem ve bütün yöresinde bulunan iki ve iki yaşından küçük erkek çocukların hepsini öldürttü.” (Matta 2:16, İncil). Bu korkunç olayda bir teselli varsa o da, Beytlehem’in nüfusu 2.000’i aşmayan küçük bir kent olmasıdır. Bu sayıya göre öldürülen bebeklerin sayısı büyük olasılıkla 30-40’ı aşmaz. Hiçbiri öldürülmemeliydi. Kral Hirodes için, sonsuz Kral önünde diz çökmek ve Tanrı’nın onu kendisiyle barıştırmasına izin vermek çok daha iyi olurdu.

EGEMENLİĞİN KULLARI

1. GERÇEK – Göklerin Egemenliğinin her bir kulu yeniden doğmuştur, tıpkı İsa’nın İsrail’in din önderlerinden biriyle konuşması sırasında anlattığı gibi:

“Yahudiler'in Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisiler'den olan bu adam bir gece İsa'ya gelerek, "Rabbi, senin Tanrı'dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle olmadıkça kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz" dedi. İsa ona şu karşılığı verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ni göremez." Nikodim, "Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?" diye sordu.” (Yuhanna 3:1-4, İncil)

Kutsal Kitap’taki ‘yeniden doğmak’ terimini anlıyor musunuz? Bilginiz olsun, herhangi bir dini eylemle ya da yapacağınıza söz verdiğiniz eylemlerle bu yeniden doğumu gerçekleştiremezsiniz. Bir düşünün. Doğmak istediğiniz zaman mı doğdunuz? 11 image11014 baby feet foot 45Doğduğunuz zamanı, doğduğunuz ülkeyi ve doğumunuza neden olan çifti seçtiniz mi? Yoksa bu karar başka birinin elinde miydi? Aynı şekilde, ayetlerin italik kısmında sözü edilen ruhsal doğum Tanrı’nın elindedir. Bunun ne zaman olacağına biz karar vermeyiz. En azından Tanrı bize bu yetiyi vermediği sürece ne zaman olacağına karar veremeyiz.

İncil’i okuduğunuz zaman ‘yeniden doğum’ ya da ‘göklerden doğmak’ hakkında okuyacaksınız. Doğal doğumumuz bizi hayata getirir. Yeniden doğumumuz ise ruhsal yaşamımızın bir parçasıdır. Buna bazen yeniden oluşma da denir. Ayrıca, kendimizi yeniden dinimize adamak istediğimiz zaman da gerçekleşmez. “...ne de insan isteğinden doğdular.” Kutsal Yazılar’ın şok edici haberi, Tanrı’dan bu yeni doğuşu almadığımız sürece ruhsal yaşantımızın olmadığı gerçeğidir!

2. GERÇEK – Göklerin Egemenliğinde olanlara, günahları ve sonuçlarından sorumlu tutulacakları bütün davranışların Tanrı’nın unuttukları gölüne atıldığı güvencesi verilmiştir. “Rab, 'O günlerden sonra onlarla yapacağım antlaşma şudur: Yasalarımı yüreklerine koyacağım, zihinlerine yazacağım' diyor." Sonra şunu ekliyor: "Onların günahlarını ve suçlarını artık anmayacağım." Bunların bağışlanması durumunda artık günah için sunuya gerek yoktur.” (İbraniler 10:18, İncil)

Günahları unutuldu çünkü Kral günahlarının her birinin bedelini ödedi. Hiçbir zaman tekrar ortaya çıkartılmayacaklar. Bu, ahlaksal bir suç işledikten sonra İsa’ya iman eden kişinin yerel yetkililer tarafından cezai kovuşturma konusunda dokunulmazlığa sahip olduğu anlamına gelmez. Kendi yasasına sahip olmaz. Değişen Tanrı’yla ilişkisidir. İsa’ya iman eden kişinin konumundaki değişime dikkat edin:

12 look up13 temp5 45“Bir kimse Mesih'teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.” (2. Korintliler 5:17, İncil)

Bu ayeti okuyabilir ve insanın İsa’ya iman ettiği anda eski alışkanlıklar, kötü düşünceler ve şehvetli bakışların sonsuza dek ortadan kalktığını ve insanın hayatında her şeyin yepyeni olduğunu düşünebilirsiniz. Bu yaşam değiştiren bir deneyim ve devrim niteliğinde değişimler olsa da, en büyük değişim dikey olarak gerçekleşir. Bu ayet, imanlının dünyadaki deneyimlerini değil, Tanrı önündeki konumunu anlatır. Bakın şöyle diyor, “bir kimse Mesih'teyse.”

“Mesih'te” sözü, bu ayetin kilit noktasıdır. İsa’ya iman eden kişi, imanda olgunlaştıkça davranışlarının giderek konumuna eş olmasını arzular. Sonsuza dek Kral’a ait olduğunu gösteren bir şekilde davranmayı arzular.

“Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih'te doluluğa kavuştunuz.” (Koloseliler 2: 9-10, İncil)

Bu ayette bize söylenmek istenen İsa Mesih’in her şeye yeter oluşudur. Mesih’te, herhangi bir dinsel törene, felsefeye ya da insan erdemine gerek olmadan tam ve eksiksiziz. Büyük bir şölenin sonunda yiyebileceğinizin hepsini yemiş olarak, “Artık yiyemeyeceğim; doydum” diyebilirsiniz. Ruhsal olarak konuştuğumuzda, İsa’ya iman eden kişi bunu söyler. Mesih’te ki imanlı bugün ve sonsuza kadar ihtiyaç duyduğu her şeye sahiptir. Mesih’te her ruhsal ihtiyacı doyurulur.