headerLogo2b-18pt-myriadpro

İncil’i Okumaya Yeni Başladım ve İsa’nın Ünvanlarından Biri Kafamı Karıştırdı. ‘İnsanoğlu’ Diyor. Bu, Ne Demek?

 

10 image3265 love 45“Yola çıkmış Yeruşalim'e gidiyorlardı. İsa önlerinde yürüyordu. Öğrencileri şaşkınlık içindeydi, ardından gelenler ise korkuyorlardı. İsa Onikiler'i yine bir yana çekip kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı: ‘Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz’ dedi. ‘İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek. Onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracak ve öteki uluslara teslim edecekler. O'nunla alay edecek, üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp öldürecekler. Ne var ki O, üç gün sonra dirilecek.’” (Markos 10: 32-34, İncil)

Ama İsa’nın ‘İnsanoğlu’ unvanını taşıması işte kendi içinde böyle, insana alay gibi gelen bir olaydı. İsa’nın kendisini çarmıha asmalarına izin verdiği ölüm tepesi Tanrı’nın yüce konumuyla derin adanmışlığının karışımıydı. Tanrı’nın egemenliği sevgisiyle bir araya geldiğinde yankılanan gök gürlemesiydi. Göklerin krallığının ve merhametinin birlikteliydi.

İşte Tanrı’nın Çaresi

İsa askerlerinin hatalarının sorumluluğunu alan General’dir. Ödemeyi yapmak için bir çek yapmakla kalmadı. Tanrı’nın buyruğu bu değildi çünkü insanın ihtiyacı bu değildi. Tanrı’nın söylediği gibi fidye ödenecekti. İnsanın ihtiyacı budur. İşte Tanrı’nın çaresi:

1) Bütün askerler başarısız olmuş, bütün insanlık başarısız olmuş ve gerekli olan doğruluğu sağlayamamıştı. Artık kimse kayıp olanı yerine koyamazdı. Suçlu ve kusurlu hale geldikten sonra masumiyetinizi nasıl kazanabilirsiniz? “Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalılar 3: 23, İncil)

11 offering3 452) Günahlarımızı tazmin etmenin yolu yoktur çünkü günah işlemekten vazgeçemeyiz. Tanrı’nın günahlarımızın bedeli olduğuna ilişkin kararını da yok sayamayız. Tanrı’nın bu buyruğu çok açık değil mi? “Çünkü günahın ücreti ölüm...” (Romalılar 6: 23, İncil)    

3) Kimse sadece Tanrı’dan bağışlama isteyerek bağışlanamaz. Her türlü günah Tanrı’yı gücendirir. Tanrı, huzurunda buna izin veremez. Tevrat, Zebur ve İncil’de Tanrı’nın sağladığı çarenin kan dökmek olduğunu görüyoruz. Bu sadece Hıristiyanlığın öğretişi değildir. Günahkâr insanın Tanrı’ya yaklaşmasının tek bir yolu vardır, “...kan dökülmeden bağışlama olmaz.” (İbraniler 9: 22, İncil)

4) General kendini fidye olarak vermek üzere geldi. General sadece bir mektup yazarak suçu üstlenmekle kalmadı. Günahı aldı ve bedelini kendisi ödeyerek bedeli ortadan kaldırdı. O, erin yerine ölen General’dir. Köylü için acı çeken Kral’dır. Kölesi için kendini feda eden Efendi’dir. “Oysa Mesih, kendisini bir kez kurban ederek günahı ortadan kaldırmak için çağların sonunda ortaya çıkmıştır.” (İbraniler 9: 26, İncil)

Arı Kovanları

Küçük bir çocukken büyükannemin bahçesindeki arı kovanları beni büyülerdi. Onlarda kaldığım bir gün, tek başıma arı kovanlarını araştırmaya karar verdim. O zaman o kadar çok yoktu o yüzden birinin kapağını açtım. Sonra, sallamaya karar verdim…

Çığlıklarımı ilk duyan kişi büyükannem oldu. Mutfakta çalışıyordu ve lavabonun üstünde bahçeyi gören büyük bir pencere olduğu için ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Büyükannem doğrudan arka kapıya arı kovanlarının yanına geldi. 12 image10770 bees 45Arıları kızdırmıştım ve saldırıya geçmişlerdi. İğnelerini batırdıkları takdirde hayatımın tehlikeye gireceğini biliyordu bu nedenle beni önlüğünün altına aldı ve mutfağa doğru koştuk. Arka kapıya doğru giderken arıların soktukları kişi büyükannem oldu. Kulaklarında, burnunda, yüzünde, kollarında ve saçlarında - hemen hemen her yerinde- iğneler vardı. Sevgisi sayesinde, arılar beni değil, onu soktu.

Ne zaman Kutsal Kitap’ta İsa ve benim günahlarımı yüklenmesini okusam büyükannemi düşünmeden edemem. Örneğin, Eski Antlaşma’da İsa’nın acı çekmesi ve ölümü hakkında Mesih’le ilgili bu peygamberlik sözü:

“Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık. Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona [İsa’ya] yükledi.” (Yeşaya 53: 4-6)

Bu gibi ayetleri okuduğunuz zaman benim sevgili akrabalarımı düşünmenizi beklemiyorum. Kendi isteğiyle günahınızı taşıyan Kurban’ı düşünmeniz daha iyidir. Kendisini savunmadı. Hiç itiraz etmeden ya da çekinmeden borcu ödedi ve cezayı çekti. Görevi buydu. Yaptığını isteyerek ve belli bir amaçla yaptı. Dikenleri sevgiyle, sizin için, taşıdı. O, Ölüm Fatihi’dir. Bu ayetleri ya da İncil’deki başka ayetleri okuduğunuz zaman kendinize İsa’nın kalabalıklar tarafından yenilgiye uğratılacak çaresiz bir kurban olup olmadığını sorun. İsa’nın gerçekten de Allah tarafından gönderilmiş, kendisinin yerine geçecek birine ihtiyacı var mıydı? İsa dedi ki,

“Ben iyi çobanım... Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm... Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10:14-15, 18, İncil)