headerLogo2b-18pt-myriadpro

Ölümden Sonra Yaşam Var mı?


04 image7081 child worry future 45İsa Mesih hakkında yanlış bir yöne yöneltilmiş olmam, varlığımın anlamını araştırmaktan vazgeçtiğim anlamına gelmiyordu. Öyle bir noktaya geldim ki, yaşamda üç önemli sorunun yanıtını bilmem gerektiğini düşündüm: Nereden geliyorum? Neden buradayım? Nereye gidiyorum? Tabii, ben de sizin gibi Tanrı tarafından yaratıldığıma inanıyordum. Fakat, tıpkı sizinki gibi benim aklım da O’nunla ilgili pek çok yanlış bilgiyle doluydu. Tanrı nasıl biridir? Karakteri nasıldır? Öldükten sonra nereye gideceğimi bilmemi ister mi? Evet, istiyordu ama ben bunu bilmiyordum o zaman. Sorun, aslında O’nu gerçekten tanımamamdı.

Kapıyı açıp Tanrı’nın sizin için sağladığı olağanüstü sonsuzluğu görmenizi sağlayacak olan anahtar nedir? Bütün anahtarları elinde tutana bakalım. İsa’nın İncil’in son kitabında söylediklerini dinleyin. Bu bölüm bizleri sonsuzluğa götürüp cenneti gösteriyor. Ama başlaması gereken yerde başlıyor, İsa konuşuyor:

“Diri Olan Ben'im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir.” (Vahiy 1:18)

Bu anahtarları elinde tutması, İsa’nın karanlık dünya üzerinde yetkiye sahip olduğunu gösterir. İsa bu karanlık dünyaya girip zaferle buradan çıkmıştır. İsa Ölümü Feth Etmiş Olan’dır. O alanda yaşayan cinler ve İblis’in efendilerinden korkmamıza gerek yoktur.  İsa’nın yetkisi bunların hepsinin üzerindedir ve bunlardan korkmanıza ya da sonsuzluğu bunlarla geçirmenize gerek yoktur.

ARILAR...O KADAR ARILAR!

Küçük bir çocukken büyükannemin bahçesindeki arı kovanları beni büyülerdi. Onlarda kaldığım bir gün, tek başıma arı kovanlarını araştırmaya karar verdim. O zaman o kadar çok yoktu, o yüzden birinin kapağını açtım. Sonra, sallamaya karar verdim…

05 beez3 45Çığlıklarımı ilk duyan kişi büyükannem oldu. Mutfakta çalışıyordu ve lavabonun hemen üstünde bulunan bahçeyi gören büyük pencereden seslenmektense doğrudan olaya müdahale etmek üzere arka kapıya arı kovanlarının yanına geldi. Arıları kızdırmıştım ve saldırıya geçmişlerdi. İğnelerini batırdıkları takdirde hayatımın tehlikeye gireceğini biliyordu; bu nedenle beni önlüğünün altına aldı ve mutfağa doğru koştuk. Arka kapıya doğru giderken arıların soktukları kişi büyükannem oldu. Kulaklarında, burnunda, yüzünde, kollarında ve saçlarında; hemen hemen her yerinde iğneler vardı. Büyükannemin sevgisi sayesinde, arılar beni değil, onu sokmuştu.

Ne zaman Kutsal Kitap’ta İsa ve benim günahlarımı yüklenmesi hakkında okusam büyükannemi düşünmeden edemem; örneğin, Eski Antlaşma’da İsa’nın acı çekmesi ve ölümü hakkında Mesih’le ilgili şu peygamberlik sözünü okuduğumda:

“Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık. Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona [İsa’ya] yükledi.” (Yeşaya 53:4-6) 

Bu gibi ayetleri okuduğunuz zaman benim sevgili büyükannemi düşünmenizi beklemiyorum tabii. Kendi isteğiyle günahınızı taşıyan Kurban’ı düşünmeniz daha iyidir. O günahsız olduğu halde kendini savunmadı. Hiç itiraz etmeden ve çekinmeden bizim ödememiz gereken borcu O ödedi ve cezayı O çekti. Görevi buydu. Yaptığını isteyerek ve belli bir amaçla yaptı. Dikenleri sevgiyle, sizin için, taşıdı. O, Ölüm Fatihi’dir. Bu ayetleri veya İncil’deki başka ayetleri okuduğunuz zaman, kendinize İsa’nın insanlar tarafından yenilgiye uğratılacak çaresiz bir kurban olup olmadığını sorun. İsa’nın gerçekten de Tanrı tarafından gönderilmiş, kendisinin yerine geçecek birine ihtiyacı var mıydı?

“Ben iyi çobanım... Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm...Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10:11,18, İncil)

Şu an İnternet’e bağlıyken, sitemizde yer alan İsa’nın Lazar’ı Ölümden Diriltmesi adlı iki parçadan oluşan makaleyi okumanızı tavsiye ederim. İsa’nın Duyguları’ adlı dizide bulabilirsiniz. Bu makalede anlatılan Ölümü Fetheden Kişi hakkındaki kısmı okuyabilirsiniz.