headerLogo2b-18pt-myriadpro

Tanrı Merhametli Olsaydı Benim İçin Ne Yapardı?

04 evil still within3 temp5 45Tanrı’nın günahlarımız hakkında verdiği karardan kendimizi kurtarabilir miyiz? Tanrı nasıl bir karar aldı? Bu karardan kaç kişi etkileniyor?

1. Karar: “Ölecek olan günah işleyen kişidir.” (Hezekiel 18:20, Eski Antlaşma). “Çünkü günahın ücreti ölüm... ” (Romalılar 6:23, İncil)

2. Karar: “Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalılar 3:23, İncil)

Bütün insanlık başarısız oldu ve Tanrı’nın ölçüsünü tutturamadı. Kimse kaybedileni yeniden kazanamaz. Suçlu ve kusurluyken, masumiyeti ve kusursuzluğu nasıl kazanabilirsiniz? Bu olanaksız. Günah işlemenin sonuçları nelerdir? Tevrat, Zebur ve İncil, ölümün günahın bedeli olduğunu söylüyor.

Ölümün İki Yönü Vardır

Ayrıca, Tanrı’nın insan için buyurduğu ölümün iki yönü vardır. Fiziksel yönü: Öldüğümüz zaman canın bedeniminizden ayrılması. İkincisi, ruhsal yönüdür: Canımızın Tanrı’dan ayrılması. Bu ikisi arasında ikincisinin en kötü olduğuna inanıyorum. Tanrı’nın neden uzak ve bilinemez olduğunu merak ediyorsunuz; büyük olasılıkla bunun din adamlarının size öğrettikleriyle ilgisi yoktur. İnsan ne zaman günah işlese bunun karşılığında ödenmesi gereken bir bedel vardır. Günahkar insanın fiziksel ölümü ertelenebilir ama ruhsal olarak insan günah işlediği an Tanrı’yla yakın ve kişisel ilişkisi kopmuş olur. Neden mi? Tanrı huzurunda günaha izin vermez. Günahkar olan biriyle paydaşlık edemez. Karanlık ve ışığın nasıl bir ortak yanı olabilir?

“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir.  Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma)

Günahın fiziksel sonuçlarından önce ruhsal sonuçları yaşanır. Ama eninde sonunda fiziksel olarak ölürüz, öyle değil mi? Her yaştan insan neden ölür? Çünkü bu Tanrı’nın günahla ilgili buyruğudur. Ceza, ölümdür.

Neredeyse Boğuldum

05 drown at bottom of pool looking up saying goodbye to sally and parents brighter 45Hayatta insanın sınırlarını bilmesi önemlidir değil mi? Kendimizi olduğumuzdan daha iyi bir durumda görmemeliyiz. Bunu, on yaşındayken neredeyse boğulduğum için çok iyi biliyorum. Haftasonunu en sevdiğim teyzemle eniştemin evinde geçiriyordum. Cumartesi sabahı benim yaşımda bir komşu çocuk evin etrafında oynadığımı gördü ve onunla yüzmeye gitmeyi isteyip istemediğimi sordu. Burası zengin insanların oturduğu ve burada oturanların gidebileceği kocaman bir yüzme havuzunun olduğu bir yerdi.

Yeni arkadaşım peşimde eve koştum. Tahmin edebileceğiniz gibi yüzmeye gitmek için izin istediğimde teyzemin ilk sorusu, ‘Yüzebiliyor musun?’ oldu. ‘Evet, tabii yüzebiliyorum’ dedim. 

Fazla uzatmayayım. Fazlasıyla modern, yuvarlak bu havuzun ortasındaki derin ve çevresi çitle çevrelenmiş alana gelelim. Ortada atlama tahtası ve dinlenip güneşlenebileceğimiz bir platform vardı. Komşumla birlikte kenara kadar yüzdüm. Bu kısım kolaydı. Su omuzumdan daha yukarı gelmiyordu. Ama arkadaşım platformun olduğu kısma yüzmek üzere harekete geçti. En azından ben öyle gördüm. Batmaya başlamadan önce sadece birkaç metre ilerleyebildim. Batıp çıkıyordum. Her seferinde yüzeye çıkıp nefes alma uğraşım daha uzun sürüyordu. Sonunda dibe battım ve orada sırtüstü yattım. Yattığım yerden yüzeyi görüyordum ama oraya çıkabilecek durumda değildim. Anneme, babama ve köpeğim dahil, diğerlerine veda etmeye başladım. Orada sırtüstü yatmış şekilde yukarı ne kadar baktığımı hatırlamıyorum ama sonunda birinin beni kolumdan tuttuğunu hissettim. Sonra hatırladığım ilk şey platform üzerinde uzandığım ve çevremde başka yüzücülerin bana baktıklarıydı. 

Yardımcı Olur Muydu?

06 drowning2 brighter 45O sırada birinin bana nasıl yüzebileceğini anlatan bir talimat göndermesi yardımcı olur muydu? Kesinlikle bir faydası olmazdı. Kendi deneyimime dayanarak, havuzun dibinde yatan, neredeyse ölmüş birine böyle bir talimatlar listesinin hiçbir yararı olmayacağını söyleyebilirim. Talimatlar resimli bile olsa bir faydası olmazdı. Benim ihtiyacım olan yaşamımı kurtaracak biriydi. Dışarıdan birinin gelip beni kurtarmasına ihtiyaç duyuyordum.

Ruhsal ihtiyaçlarımız için de aynı şey söz konusudur. Hiçbir günahkar dinlerinin gerekli gördüğü dinsel kurallardan oluşan bir listeye itaat etme girişiminde bulunmamalıdır. Bu baştan kaybedilmiş bir çaba olacaktır. Tanrı’dan sonsuzluktaki kaderlerini bu listedekilere ne kadar sadık bir şekilde uyduklarına göre belirlemesini de istememeliler. Bu da baştan kaybedilmiş bir çaba olurdu. Beni yanlış anlamayın. Dini küçümsemiyorum. Sorun, yapılacak iyi işler listesi değildir. İnsanlara karşı iyilik yapmak iyi bir şeydir. Sorun, insanın en iyi yapabildiği şeyin günah olmasıdır. Hepimiz günahkarız. Yapmaya çalıştığımız her şeyde kusurluyuz. Bu nedenle, önümüzdeki dinsel görevler listesi sadece bizi yargılamaya yarar. Tıpkı benim orada havuzun dibinde yatarken yüzmeyi öğrenemeyeceğim gibi bizler de dinimizin öngördüğü zorunlulukları yerine getiremeyiz. Yerine getirilecek dinsel şeyler bizi içinde bulunduğumuz ruhsal çıkmazdan kurtaramaz.

“Boğulmuyorum! Beni cankurtaran olarak kurtaracak birine ihtiyacım yok!” diyebilirsiniz. Yok mu? Bir zamanlar Hayrettin de böyle düşünüyordu.