headerLogo2b-18pt-myriadpro

Müslüman ve Hıristiyanlar'ın Birbirlerinin İnançları Hakkında Sahip Oldukları Temel Yanlış Anlamalar

13 image11923 number 4 four zzz 45Bugün dünyada sadece dört grup insan vardır:

1) Henüz İsa’nın sözünü işitmemiş olanlar.
2) İsa’nın sözünü işitip inananlar.
3) İsa’nın sözünü işitip inanmamayı seçenler.
4) İsa’nın sözünü işitip inandığını açıklayan ama gerçekle ilgili deneyimlerine dayanan bilgiye sahip olmayanlar. Yani bunun gücünü yüreklerinde hissetmeyenler. Bu insanlar bu ayette tarif edilenlerden değildir: “Bir kimse Mesih'teyse, yeni yaratıktır. Eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.” (2.Korintliler 5:17, İncil). Bu insanlar, bu ayetin ne anlama geldiği veya nasıl bir deneyimi kast ettiği hakkında herhangi bir fikirleri olmadığını size ilk söyleyecek olan kişiler olacaktır. İkinci kategoride olanların canında o kadar derin, o kadar açık ve o kadar tam ve içe işlemiş bir değişim vardır ki ‘Gerçekten de Tanrı’da yeni yaratıklar’ demek uygun olacaktır.

Biri gerçek bir Hıristiyan olduğunda gerçekleştiği kadar derin, radikal ve kapsamlı bir ahlaki değişim yoktur. Eskiden ne olmuş olurlarsa olsunlar, ister inançsız ister dindar, gerçekten Hıristiyan olurlarsa, öyle bir değişim geçirirler ki yeni bir yaratık olduklarını söylemek mümkün hale gelir. Biri bunu şöyle açıklamıştır: “Tanrı insana yeni bir giysi giydirmez. Dinler böyle yapar. Aksine Tanrı giysinin içine yeni bir insan koyar. Hıristiyan inancının eşsizliği de burada yatar.”

Dünyada yaşamları Tanrı’nın gücüyle değiştirilmemiş çok sayıda insan vardır. İşte bu gruptaki insanlar Müslümanların kafasının karışmasına neden oluyor. Bu insanlar sadece ad olarak Hıristiyan oldukları halde, Müslümanlar onların gerçekten Hıristiyan olduğunu düşünüyorlar. Hıristiyan olan kişi, İsa Mesih’e iman aracılığıyla Tanrı’yla canlı bir ilişkiye kavuşturulmuştur. Bu ilişki asla son bulmayacaktır, ölümün dahi koparamayacağı bir ilişkidir. Bu insanlar Almanya’dan Antalya’ya sahilde üstsüz güneşlenmek için uçmazlar. Bu insanlar İstanbul’daki meyhanelerde veya İzmir’deki diskolarda sarhoş olmazlar.

II. KUTSAL KİTAP DEĞİŞTİRİLMİŞTİR. Çok sayıda Müslüman Kutsal Kitap’ın değiştirildiğini varsayar, yani tarihte belli bir noktada içeriği ve anlamının bilerek değiştirildiğine inanırlar.

14 image11094 magnifying glass 45Herhangi birinin kutsal kitabı hakkında bu denli büyük bir iddia o kadar önemlidir ki, kesinlikle hafife alınmaması gerekir. Olağanüstü bir dikkat ve nesnellikle araştırılmalıdır. Gerek Hıristiyanlar, gerekse Müslümanlar, kutsal kitaplarının insanı cennette sonsuz yaşama götürecek gerçeği içerdiğini iddia ederler. Fakat bunun nasıl gerçekleştiği konusunda çok temel noktalarda fikir ayrılığına sahiptirler. Bu nedenle, kutsal kitaplar arasında bir seçim yapılması gerekir. Aşağıda, Kutsal Kitap hakkında Müslümanlar tarafından yanlış anlaşılan üç konu listelenmiştir:

a) Çok fazla farklı Kutsal Kitap çevirisinin olması çok fazla farklı Kutsal kitap olduğu anlamına gelir. Bu yanlış bir çıkarımdır. Eski Antlaşma İbranice ve Aramice yazılmıştır ve Yeni Antlaşma Grekçe yazılmıştır. Asıl elyazmaları günümüzde mevcut olmasa da, çeviriler eski elyazması nüshalarından yapılmıştır. Bu elyazmalarından en azından 24.000 adet vardır ve bütün veya kısmi olarak kıyaslama olanağı sunarlar.

İnsanlar kendi çağdaş dillerinde Tanrı Sözünü okuyacaklarsa yeni çeviriler yapmak ve eskileri gözden geçirmek gerekir. Zaman geçtikçe, sözcüklerin anlamı değişir. Tanrı’nın Sözü’nün çevirisini canlı tutmak için insanların kullandığı yaşayan dillerde korunması gerekir. Sadece diller değişiyor ve çevirilerin bu değişimleri yansıtması gerekmiyor, dil anlam olarak da zengindir. Yeni çeviriler, başka çevirilerde eksik olan küçük farkları ortaya çıkarıyor. Şimdi yazacağım gerçeğin altını çizin. Bu süreçte doktrin veya öğretişle değişiklik yapılmamıştır çünkü böyle bir şey kabul edilemez. Kutsal Kitap eski elyazmalarıyla karşılaştırıldığı sürece çeviriler açısından kaygımız olmamalı. Burada durum Kuran’ın İngilizce, Almanca, Farsça, Malezya dili ve Türkçe’ye çevirilerinden farklı değildir. Hepsi aynı kitabın farklı çevirileridir.

b) Kutsal Kitap hakkında genellikle, eski elyazmalarıyla arada bazı farklar olduğu için metnin değiştirilmiş olduğu söylenir. Ayrıntılardaki bu farklar metnin genel olarak güvenilirliğini etkilemez. Tam olarak nasıl okunması gerektiği konusunda şüphelerin olduğu bazı küçük alanlar vardır fakat bu okumaların hiçbiri Hıristiyanlığın temel doktrinlerini etkilemez. Kutsal Kitap ve Kuran arasındaki önemli fark metinle ilgili tarihleri değil, bildirilerinin farklılığıdır. Kutsal Kitaplardan birinin güvenilirlik açısından değiştirildiğine ve diğerinin değiştirilmediğine inanmak yanlıştır. Aynı şekilde, bir kutsal kitap hakkında eleştirel sorular sorabilirken diğer kutsal kitap hakkında eleştirel sorular sormamıza izin verilmemesi de haksızlıktır.

15 image11924 candle light test examine 45 textKuran’ı sorguladığım zaman bu kitaba karşı saygısızlık ettiğimi düşünmüyorsunuz umarım. Kutsal Kitap’ı sorguladığınız zaman ben sizde kötü niyet arıyor muyum? Kesinlikle hayır. Eğer canlarımızın sonsuz yazgısını kutsal yazılarımızın ne dediğine dayandırıyorsak, öncelikle gerçekliklerini sorgulayabilmeliyiz!

Biz ölümlü, Tanrı ise ölümsüz olduğu için ve biz günahlı ve Tanrı kutsal olduğu için Tanrı’yı tanıyabilmemiz için Tanrı’nın kendisini bize göstermesi gereklidir. Ama Tanrı bunu hangi kutsal kitapta yaptı? Kuran Tanrı’yı Tevrat, Zebur ve İncil’dekinden farklı resmettiği için hangi vahyin Tanrı’dan geldiğine karar vermemiz gerekir.

Şu anki Kuran Muhammed tarafından okunanla tamamıyla aynı mı? Eğitimli Müslümanlar bile, dünyada birbirinden farklı Kuran’ların dolaştığını öğrenince şaşırıyorlar. Genel olarak konuştuğumuzda şu anda basılı Kuran’lar iki aktarım geleneğine girer: Medine geleneğiyle temsil edilen Warş geleneği. Batı ve Kuzeybatı Afrika’da bulunur; Hafs aktarımı ise Kufa kökenlidir. İslam dünyasının geri kalanında bulunur. 1342 A.H./1924 C.E. yılına ait sözde standart Mısır basımı temelde Hafs geleneğidir ve İslam dünyasında en yaygın olarak kullanılan Kuran’dır. Ne var ki, “Son on yılda, Suudi Arabistan ve Katar gibi merkezi Müslüman ülkelerde bile 1342 Kahire metninden yazım açısından önemli değişiklikler gösteren metinler resmi onayla basılmıştır.” (A. Brockett, Studies in Two Transmissions of the Kur’an [Kuran’ın İki Aktarımıyla ilgili Çalışmalar], Doktora Tezi, St. Andrews Üniversitesi, İskoçya, 1984, s.13.)