headerLogo2b-18pt-myriadpro

İncil Güvenilir mi?

14 image10175 bible dark 45Bu gerçeği İncil’i özenli bir şekilde yeniden oluşturabileceğimiz çok sayıda nüshanın olduğu gerçeğiyle bir araya getirdiğimizde ne elde ediyoruz? İnsanlığın elindeki en güvenilir kadim belgeyi! Günümüzde elimizde olan İncil’in asıl yazarları tarafından kaleme alınmış olan İncil olduğuna ilişkin ne gibi güvenceler olduğunu bilmek istemiştiniz. Britanya Müzesi’nin eski direktörlerinden biri ve ele aldığımız konuda en önemli yetkililerden biri olan Sir Frederic Kenyon’a kulak verelim. Our Bible and the Ancient Manuscripts (Kutsal Kitabımız ve Kadim Elyazmaları) adlı kitabında şöyle diyor,

“Yeni Antlaşma’nın elyazmalarının sayısı veya bunlardan yapılmış olan erken dönem çevirilerin sayısı o kadar fazladır ki, kuşku duyulan her bölümün gerçek metninin, bu kadim belgelerden biri veya diğerinde korunmuş olması pratik olarak kesindir. Dünyada başka hiçbir kadim kitap için bunu söylemek mümkün değildir.” (3)

Yine kendisinden bir alıntı yapacak olursak,

“Sonunda bu keşiflerin ve bütün bu çalışmanın genel sonucunun Kutsal Yazılar’ın güvenilirliğine dair kanıtları ve elimizde hemen hemen tam bir sağlamlıkta, hakiki Tanrı Sözü’ne sahip olduğumuza dair inancımızı, kuvvetlendirdiğini görmek güven verici.”

Tabii ki, insanların İsa Mesih’in yaşamları ile ilgili taleplerini reddetme nedenleri çok çeşitlidir. O’nun hakkında yanlış bilgilendirilmişlerdir. İsa’nın ölümü ve dirilişi sayesinde mümkün olan günahlarının eksiksiz bir şekilde bağışlanmasına duydukları ihtiyacı kabul edemeyecek kadar kibirli olabilirler. İsa’ya dikkatlerini veremeyecek kadar kendi kaygılarıyla ilgili olabilirler. İsa’yı izleyecek olsalar başkalarının ne düşüneceklerini fazla önemsiyor olabilirler. Öte yandan, tarihsel kanıtların güvenilir olmadığı gerekçesiyle İsa’yı Kurtarıcı olarak kabul etmemek aptallık olur. Kanıtları göz ardı etmemiz mazur görülemez.

DA VİNCİ ŞİFRESİ

15 davinci code3 45İsa hakkında yanlış mı bilgilendirildiniz? Bilginizin kaynağının ne olduğuna bağlı. Örneğin, Dan Brown’un teolojisini kabul ediyorsanız yanlış bilgilendirilmişsiniz demektir. Da Vinci Şifresi adlı kitabında hayali bir tarihçinin, Sir Leigh Teabing’in ağzından İncil’i eleştiren sözler kullanıyor. Teabing, kitapta saf ve öğrenmeye açık biri olarak betimlenen Sophie’ye İsa ve ilk dönem Hıristiyanlık hakkında gerçekleri “açıklıyor.” Teabing tipik küçümseyici tavrıyla Sophie’yi Kutsal Kitap’ın gerçek doğası hakkında şöyle bilgilendiriyor:

“Kutsal Kitap insan işi canım. Tanrı’nın işi değil. Kutsal Kitap sihirli bir şekilde bulutlardan düşmedi. Çalkantılı zamanların tarihsel bir kaydı olarak insan tarafından yaratıldı ve sayısız çeviri, eklemeler ve gözden geçirmelerle evrimleşti. Tarih içinde kitabın hiçbir zaman kesin bir nüshası olmadı.” (s. 231)

Tabii burada bir miktar gerçek payı var, ama sadece bir parça. Kutsal Kitap gerçekten de insan elinin ürünüdür, ne var ki, bu hiçbir şekilde ‘Tanrı’dan’ olmadığını ima etmez. Ciltlenmiş ve okumamız için hazır edilmiş şekilde bulutlardan inmedi. Teabing’in söylediklerinin aksine, Kutsal Kitap “sayısız çeviri, eklemeler ve gözden geçirmelerle” evrimleşmemiştir. Gerçekten de, 2000’in üzerinde dile çevrilmiştir- bütün kitaplardan çok daha fazla dile- ve çok sayıda eklemelerle yayınlanmıştır. Fakat bu çeviriler ve eklemelerin hepsi aynı temel kadim belgeleri temel almaktadır. Bu yazıda bunu öğreniyoruz. Teabing’in yorumun hayali yanı nedir? “Sayısız çeviri,... evrimleşmiştir” kısmı hayalidir.

İncil’in orijinal elyazmaları İ.S. birinci yüzyılın ikinci yarısını kapsayan bir zamanda yazıldı. Fakat eski insanlar, tomarlarındaki bilgileri saklamanın bir yolunu biliyordu: Kopyalamak. Eğitimli yazmanlar, bir belgedeki sözleri birebir kopyalayarak yeni bir nüshasını çıkarırlardı. Eğitimleri sayesinde hatalar en aza indirgenir, doğruluk ise mümkün olan en üst düzeyde sağlanırdı. Öte yandan, en usta yazmanlar bile bazen bilmeden hata yaparlardı. Bu nedenle, orijinal elyazmalarının günümüze kalmamış olmasıyla birlikte, yüzyıllardır metnin nüshalarının çıkarılarak aktarılmış olması gerçeği, bugün elimizdeki İncil’in asıl yazarlarının yazdığı haline benzediğine güvenebilir miyiz sorusunu sormamıza neden oluyor. 

16 image10262 bible heart love 45 textGünümüzde var olan İncil’in kadim nüshalarını test etme yöntemleri olmasaydı, bunu sadece sorgulamakla kalırdık. Hatırlayın, bibliyografi testi, bu nüshalardan orijinal elyazmasını oluşturup oluşturamayacağımızı belirlemeye çalışıyordu. Orijinal elyazmalarının ilk dönemde kaç nüshasının çıkarıldığını bulmamız gerekiyor. Bir de bunların zaman olarak orijinallerine ne kadar yakın olduğunu öğrenmeliyiz.

Orijinal müjde elyazmalarının gerçekten ne söylediğini bilebilir miyiz? Bu soruya yanıt, sağlam bir ‘evet’tir. Elyazmalarımızdaki her bir kelimenin ilk olarak kaleme alınmış olan kelimeyi kesin olarak tekrarladığından tam olarak emin olamasak da, çoğu durumda çok çok yakın olduğumuza güvenebiliriz. Daha önce söylediğim gibi, çeşitlemelerin hiçbiri Hıristiyan inancının öğreti ve doktrinlerini etkilemez.

Bibliyografi testinin sonuçlarının neden İncil’e güvenmemizi sağlaması gerektiğini açıklayayım.

Öncelikle, diğer kadim yazılarla kıyaslandığında, İncil’in binlerce kadim nüshası, tarihçilerin ve metin eleştirmenlerinin İncil’i yeniden oluştururken kullanabileceği sağlam ve zengin bir materyal kaynağı sağlar. Araştırmacılar çoğu zaman eski metinlerle ilgili çok az sayıda elyazmasına dayanmak zorundadır. Oysa Yeni Antlaşma araştırmacıları çok sayıda birincil kaynak materyallerine sahiptir.