headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam

10 image10958 identity jesus sharpened 45İsa’yı yanlış anlayan sadece varlıklı adam değildi, İncil bize İsa’nın öğrencilerinin de O’nunla ilgili yanlış bir algılayışa sahip olduklarını tekrar tekrar söylüyor. Bu ayetlerde İsa’nın, gerçek büyüklüğün ne olduğunu bilmeyi gerçekten istiyorlarsa ‘hizmetkar’ ve ‘kul’ olmaları gerektiği konusunda meydan okuyarak onları düzeltmeye çalıştığına dikkat edin. Duymayı bekledikleri bu değildi. İsa bunu söylediğinde, bizim yerimize kendisini kurban etmek üzere Yeruşalim’e gidiyordu. Öğrencilerin yanıtı hala, İsa’nın Yeruşalim’e egemenlik kurmak için gittiğini düşündüklerini gösteriyor.

Korkunç trajik bir hata mıydı?

Yeruşalim’de herkesin İsa’nın önünde eğilmesini ve O’na bağlılık göstermesini bekliyorlardı. Bunun yerine kent İsa’yla alay ederek önünde eğildi ve çarmıh yolunda üzerine tükürdüler. Altın bir taç? Hayır, dikenli bir taç verdiler İsa’ya. İsa’nın öğrencileri O’na bir taht verilmesini ve kendilerinin O’nun iki yanında oturmasını bekliyorlardı. İsa ise, iki yanında iki suçlunun asıldığı bir çarmıhla karşılaştı. Öğrenciler bunun korkunç trajik bir hata olduğunu düşündüler. Bilmiyorlardı ki insan daha ilk günahını işlemeden çok önce Tanrı insanlığa İsa gibi bir Kurtarıcı göndermeye karar vermişti. Bu karar aynı zamanda İsa'nın ölümü, gömülmesi ve üçüncü gün zaferli dirilişi anlamına geliyordu. İsa ve yenilgi? Mümkün değil! "Yenilgi sözcüğünü Tanrı'nın lügatında bulamazsınız!

Ya İsa’nın öğrencileri? Üçüncü gün…tıpkı söylediği gibi ölümden dirildiğinde nasıl da şaşırdılar!

Gerçek bir hizmetkar kendisi için en iyi olanı bir kenara bırakır ve başkaları için en iyi olana yönelir. Daha önce Tanrı’nın böyle olduğunu hiç düşündünüz mü? İşte cennette egemenlik süren sevgi böyle bir sevgi. Bizler Tanrı’nın egemen olacak kadar güçlü olduğunu ama bizim ihtiyaçlarımıza karşı duyarlı olmadığını düşünebiliriz. İnsan gücün tadını aldığında işte böyle yozlaşabilir ama tek ve bir olan Tanrımız böyle değildir. İsa İncil’de bakacağımız bazı hikayelerde şu soruyu neden soruyor?

Senin için ne yapmamı istiyorsun?

11 love heart with crosses inside wide 45Güçlü ve zorba bir hükümdar ‘Benim için ne yapabilirsin?’ diye sorar. Ama ‘Senin için ne yapmamı istersin?’ sorusu bir hizmetkarın soracağı sorudur. Anlıyor musunuz? İsa’nın dünyaya hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye gelmiş olduğu gerçeği en soğuk yürekleri bile ısıtmalıdır. Peki ya sizinkini? O size hizmet etmeye geldi. Bana hizmet etmeye geldi. Yaşamını sizin ve benim uğruma vermeye geldi. Bunu inanılmaz muhteşem buluyorum. İsa insanların kendisine cennete giden yolla ilgili soru sormalarından hoşlanıyor mu? Evet. Soranların sadece yüreklerini araştırmaları gerekiyor. Hepsi bu. “RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar.” (1.Samuel 16:7, Eski Antlaşma)

Yüreğimde gerçekten ne var? Rahat bir yaşam mı? İnsanlardan övgü ve kabul görmek mi? Henüz elimde fazla para olmasa da paraya karşı tatmin edilemeyecek bir açlık mı? İncil’de bizler için kaydedilmiş bu hikayede, asıl soru adamın zenginliğinden ayrılmayı göze alıp almayacağıdır. Bu, sadece yoksul insanların cenneti miras alabileceği anlamına mı geliyor? Kesinlikle hayır! Sadece ruhta yoksul olanların cenneti miras alabileceği anlamına geliyor. “İsa şöyle dedi, "Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.” (Matta 5:3, İncil)

Eğer ruhta yoksulsak, kendimiz hakkında mütevazi bir görüşe sahibizdir ve yüreğimizin derinlerinde bir numaralı günahkar olduğumuzun bilincindeyizdir. Kendimizden kaynaklanan bir doğruluğumuz olmadığının farkındayızdır. Tanrı önünde pazarlık konusu edebileceğimiz bir doğruluğumuz yoktur. İyi olmaya çalışarak ve dinimizin gereklerini yerine getirmeye çalışarak ruhsal olarak iflas etmiş olduğumuzu çok iyi biliriz. Hayatımızda ancak Tanrı’nın lütfu aracılığıyla kurtulmaya razı olduğumuz bir noktaya gelmişizdir. Tanrı’nın harika, sonsuz, eşsiz lütfuna dayanarak kurtulmak ister misiniz? Eğer isterseniz lütfen İncil’deki şu ayetleri daire içine alın:

12 homepage person 43 45“İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.” (Efesliler 2:8-9, İncil)

Eğer Tanrı İsa’yı Kurtarıcımız olarak bizim yerimize ölmeye gönderdiğini söylüyorsa ve ruhta yoksulsak, O’na teşekkür etmek için sıranın başına geçeceğiz! Ancak ruhta yoksul olanlar Tanrı’nın böylesi inanılmaz iyiliğine duydukları ihtiyacı fark edeceklerdir.

İstediğimiz şeyin bedeli ödeyebileceğimizden çok daha fazladır.

Varlıklı adamla ilgili hikayenin sonunda, İsa ve bu adam arasında üzücü bir ayrılık yaşandı. Cenneti Tanrı’nın değil, kendi koşullarına göre istiyordu. Her şey şok ediciydi. Bütün yaşamı boyunca performansına göre ödüllendirilmişti. Çok çalıştı ve sonuç olarak iyi notlar aldı. Çok çalıştı ve sonuç olarak iyi para kazandı. Daha da çok çalıştı ve sonunda daha da çok para kazandı. Varlıklı adam cennete de ödeme yaparak kolaylıkla erişebileceğini düşündü. Gerçek şu ki istediği şeyin bedeli ödeyebileceğinden çok daha fazlaydı. Sizin ve benim ödeyebileceğimizden çok daha büyük bir bedel var. Ancak Tanrı ödeyebilir.

Varlıklı adamın İsa’nın yanından ayrılırken ne kadar üzgün görünüyordu. Gerçekten acı verici. Üzgünden de çok, aptal durumuna düşmüş gibiydi. Bir keresinde biri, Tanrı’nın gözünde aptal durumuna düşmenin yaşamın anlamını anlamamak olduğunu söylemişti. Bu çok derin bir ifade. Hepimiz yaşamın anlamını tamamıyla kaçırmış, hiç anlamamış insanlar tanıyoruz. Belki siz de yaşamınızın büyük bir kısmını bunu anlamamış olarak geçirmiş olabilirsiniz. Belki sadece çevrenizdeki insanları memnun etmek için yaşadınız. Onlar ne derse, siz de aynısını söylüyorsunuz. Onlar neye inanırsa, siz de aynısına inanıyorsunuz. İnsanın yaşamının sonuna gelmesi ve tek bir yalın sonuca varması ne kadar büyük bir şok olmalı: Hiçbir şeyin anlamını hiç anlamadım. Nereye gideceğimi bilmiyorum.