headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Dul Kadının Oğlunu Ölümden Diriltmesi

Genç Olabilirdi 

04 image11004 fear tear worry 45Gördüğüm cenazeleri düşündüğüm zaman, bir dulun oğlu için tutacağı yasın dünyadaki en kederli yas türü olduğunu düşünüyorum. Özellikle de oğlu genç ise. İnsanın çocuğunun ölümü, cümlenin sonundan önce nokta koymak gibi bir şey. Cümle daha yeni başladığında nokta koymak gibi bir şey. Dulun oğlunun yaşı söylenmiyor ama en azından kaç yaşında olmadığını biliyoruz. Yahudi geleneklerine göre ölüyü mezarlığa taşımanın farklı yolları vardır. Bu yöntemler ölünün yaşına göre değişirdi. En azından tabutta taşınmak için en azından üç yaşında olması gerektiğini söylemenin ötesinde ayrıntılara girmek istemiyorum. Dulun oğlu genç olabilir miydi? Evet, ve eğer genç bir yaşta öldüyse o gün annesinin yaşadığı büyük kederi hayal edebilirsiniz. Çocuklarımız bize ait değil. Onları bize veren Tanrı’nın emaneti olarak tutuyoruz. Tanrı her an bu emaneti bizden alabilir ve çocuklarımızı kendi evine geri alabilir. Ama bu bizlere ne kadar da büyük bir acı verir!

İki Sessiz Kalabalık

İsa bu sahneyi görür görmez, dul kadını görüp ona merhamet ediyor. Kimse ona bu harikayı gerçekleştirmesi için yalvarmıyor. İki kalabalık üzerine de ani bir sessizlik çöküyor. Yas tutan dul, Ölüm Fatihi’nin yaklaştığını göremeyecek kadar derin bir şekilde kendi yasına gömülmüş. Ayrıca diğer harikalarına karşın İsa henüz bir ölüyü diriltmemişti. Bu nedenle dul bilse bile ya da İsa’nın hastaları iyileştirebildiğine ve körlerin gözünü açtığına tanıklık etmiş olsa bile, kendi oğlunu ölümden diriltecek güce sahip olduğunu hayal edemezdi. Kim geri dönülmez ölüm cezasını tersine çevirebilir ve sevdiğini özgür  kılmak için bu karanlık ve ağır kapıları açabilir? Bu çok fazla, değil mi? O kadar büyük bir istek ki, insan bunu umut bile edemez. 

Bu dizide İsa ve iki kör adamla ilgili makaleden farklı olarak İsa kendisinden yardım istenmesini beklemedi. Diğer makalede İsa onların iyileştirilmeyi istemelerini bekledi.  Bu hikayede İsa dul kadınla konuşmadı, onu avutmadı veya ne yapmaya niyetli olduğunu onunla paylaşmadı. İsa doğrudan tabuta gitti; yolda kadına döndü ve ‘Ağlama!’ dedi. Ancak O, kadına ağlamaması için bir neden verebilirdi. Ancak İsa ölümün olduğu yerde cennete güvenli bir geçiş vaadini kabul eden herkese cennetin kapılarını açarak gözlerimizdeki yaşları kurulayabilir. Eğer yakınları ve kendisi İsa’ya iman etmiş birinin cenazesine tanık olduysanız, mezar çevresinde Rab’be söylenmiş sevinçli ilahiler duyarsınız. Yas ve gözyaşı da olur mu? Evet, çünkü İsa’ya iman edenler de insandır. Fakat vedamız sonsuza dek değil, Tanrı bizlere cennet güvencesini verdiğinden beri değil. Göklerin kapıları açıldı.

İsa’nın genç adamı ölümden diriltmek için tabuta dokunması gerekli değildi. 05 image11083 wooden cross 45Tabuta dokunarak İsa belki de, bizlere sonsuz yaşam vermek için çarmıhta ölmekten çekinmeyeceğini göstermek istedi. Eğer, Tanrı’nın İncil’de açıkladığı gibi ölümün ücreti ölümse ve İsa bu bedeli bizim yerimize ödemek için geldiyse o zaman ne diyelim? Günah sorunu çözüldüğü için cennet Tanrı’dan gelen bir armağan oluyor. Eğer hak ettiğimizi alacak olsaydık, ölürdük. Buna, cehennemde Tanrı’dan sonsuza dek ayrı düşmek de dahildir. Fakat Tanrı lütfu sayesinde bize sonsuz yaşam vermiştir: Kendisiyle cennette sonu gelmeyen bir yaşam armağanı. Yani, eğer İsa’nın uğruna öldüğü günahkarlardan biri olduğumuzu kabul edersek. İşte ayetin tümü: 

“Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.”  (Romalılar 6:23, İncil)

İki tahta direk

İsa’nın eli tahtadan yapılmış tabuta dokunduğunda düşünceleri yakında bedeninin asılacağı iki tahta direğe kaymıştı. İsa, Günah Taşıyıcımız olarak eyleminin, üçüncü gün ölümden dirilmesiyle zaferli bir şekilde sonuçlanacağını biliyordu - Şeytan bilmiyordu.  İsa henüz dünyaya şu sözleri söylememişti, “Diriliş ve yaşam Ben'im. Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır.” (Yuhanna 11:25, İncil). Bunlar, dünyadaki öğretiş ve iyileştirme hizmetinden daha sonra gelecekti. Ölüleri diriltme gücünü henüz kanıtlamamıştı ama dul kadının oğlunun o gün yaşamasını sağlayan kesinlikle diriliş gücüydü! Gizemli bir şekilde, yaşamın yürek atışları bu genç adamın bedeninde atmaya başladı. Rab’be yücelik olsun!

Bunlar olurken, insan dul kadının acı ve keder dolu çökmüş avurtlarından akan hayret, sevgi ve minnettarlık gözyaşlarını kolayca hayal edemiyor:

“İsa onu annesine geri verdi.” 

Deneyim ettiğim her bereketi ve de zaman içinde ve sonsuzlukta sahip olduğum her umudu borçlu olduğum Kişi, zalim bir çarmıha benim için çivilendi. Tabi aynı zamanda sizin için de. 06 who what is your source of truth9b 45Gözlerini ölüm uykusuna kapadı ama üçüncü gün ölümden dirildi - tıpkı peygamberlik ettiği gibi. Tıpkı söylediği gibi. İsa söyler ve söylediği gerçekleşir. O’nun buyruklarına karşı durabilecek hiçbir şey yoktur. Amaçlarını saptıracak hiçbir şey yoktur. Gücünün püskürtemeyeceği hiçbir kötülük yoktur.   

İncil’in Vahiy bölümünde İsa’dan gelen şu açıklamaya kulak verin. Bu bölüm İncil’in sonlarına doğrudur. İlk önce Elçi Yuhanna’nın, yani dünyada üç yıl boyunca İsa’yı izleyen Yuhanna’nın tepkisine dikkat edin. Yuhanna, İsa’nın öğrencilerinden biriydi.  İsa’yı iyi tanıyordu, sizden ve benden daha tanıyordu. Neden birdenbire şok oldu? Yuhanna’nın gördüğü İsa, dirilmiş ve yüceltilmiş haldeki İsa’ydı.

“O'nu görünce, ölü gibi ayaklarının dibine yığıldım. O ise sağ elini üzerime koyup şöyle dedi: "Korkma! İlk ve son Ben'im. Diri Olan Ben'im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir.”  (Vahiy 1:17-18, İncil)