headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Küçük Çocuklar

Jesper

07 prison of pride jesper6 45Konserden sonra konuştuğum mahkumlardan biri için, Norveç’in seçerken bu kadar özen gösterdiği gardiyanlardan hiçbirinin faydası yoktu. Gardiyanlar Rambo tipli olmasa da bu mahkum kesinlikle öyleydi. Kolunun üzerinde kişiliğini sembolize eden bir çıpa vardı- demir döküm. Geniş göğsü gömleğinin gerilmesine neden oluyordu. Kolunun en ufak hareketi kaslarının şişmesine neden oluyordu. Yüzünün dokusu da rengi de buruş buruş bir hal almıştı. Bakışları ise, düşmanının kendisiyle kavgaya tutuşmadan önce iki kez düşünmesine neden olacak türdendi.

Jesper acımasız bakışları olan biriydi. İşlediği suç korkunçtu ama konuşmalarımızdan Jesper’ın pişmanlık duymadığını anlayabiliyordum. Konuşmamız İsa Mesih’in çarmıhı üzerine odaklanıyordu. Suç hakkında konuştuk. Bağışlama hakkında konuştuk. Onu en iyi tanıyanın onu en çok seven olduğu düşüncesinin bakışlarını yumuşattığını gördüm. Cennetten söz ettiğmizde yüreğine dokunduğunu gördüm. Cennet hiçbir yargıcın ya da cellatın kendisinden alamayacağı bir umuttu. Ama İsa’nın kendisi için çarmıhta yaptıkları üzerinde konuşmaya başladığımızda Jesper’ın yüzü sertleşmeye başladı. İlgiyle bana doğru eğilen kafası şimdi temkinli bir şekilde dik duruyordu. Jesper, Tanrı’ya gelmenin ilk adımının suçu kabul etmek olduğuyla ilgili sözlerimi beğenmedi. ‘Hata ettim’ ve ‘beni bağışla’ gibi sözler onu rahatsız ediyordu. ‘Özür dilerim’ demek karakterine uymuyordu. Kız gibi olmadığını söyledi. Karşısına çıkan hiç kimsenin önünden geri çekilmemişti, bunu şimdi de yapacak değildi- bu kişi Tanrı olsa bile.

Gurur engelini ortadan kaldırmak için son bir çaba olarak, ‘Cennete gitmek istemiyor musun?’ diye sordum.
“Tabii isterim,” diye homurdandı.
“Hazır mısın?” diye sordum.

Sizce ne cevap verdi? Konuşmamızın başında olsaydı, ‘Evet, herhalde cennete giderim. Kaslarım benim adıma konuşur’ derdi herhalde. Ne var ki, bu kadar aptalca bir şey söyleyemeyecek kadar Kutsal Kitap’tan ayetler işitmişti. Nitekim, uzun bir süre hiçbir şey söylemedi. Gözlerini beton yere dikmiş soru üzerinde derin derin düşünüyordu. Bir an için, günahın sertleştirdiği yüreğinin yumuşamakta olduğunu düşündüm. Bir an için iri yarı Jesper, hatalarını ilk kez kabul edecek diye düşündüm. Ama yanıldım. Gözlerini kaldırdığında gözyaşlarıyla dolu değildi. Kızgındı. Tövbe eden mahkumun gözleri değil, kızgın bir mahkumun gözleriydi.

İki Kez Tutsaktı…Ikincisi Kendisi Tarafından

08 image11013 pride blue 45İç çektim ve kendi kendime şöyle düşündüm, ‘Bu adamın yardım isteyebilmesi için önce ne olması gerekir?” Sonra, Jesper’ın asıl hapishanesinin tuğla ve kireçli harçtan yapılmış olmadığını fark ettim. Gururdan yapılmıştı. İki kez tutsaktı. Birincisi işlediği korkunç suçtan ötürü, ikincisi, gururu yüzünden. Birincisine ülkesi tarafından tutsak edilmişti. İkincisine kendisi tarafından.

Daha önce söylediğim gibi, küçük çocuklar gurur hapishanelerinde yaşamıyorlar. Başkasından daha iyi ya da üstün hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Tanrı’ya şükürler olsun.

Çocukların zihinleri geçmişteki ya da yeni başarılarıyla dolu değildir. Ünleri için ya da kendi şanlarını korumak için yaşamazlar. Kendilerini olması gerekenden daha büyük görmelerine neden olacak kibir dolu bir ben-merkezcilik geliştirmelerinin zamanı henüz gelmemiştir. Zihinlerinde hala, devamlı olarak kendilerine hayranlık ve övgü sundukları bir içsel dünya oluşturmaları gerekmektedir. Egoları hakkında henüz pek fazla şey söylenemez. Süreç içinde kim zarar görürse görsün, hala egolarını şımartmaları, ayartmak ve beslemek için ne gerekiyorsa yapmaları gereklidir.

Norveç’in tutukevlerinin fazla kalabalık olmasına izin vermediğini öğrendim. Bu gibi uygulamaların, tutukluların haklarını ihlal edeceğini ve rehabilitasyon sürecine engel olacağını söylediler. Gurur hapishanesi için bu geçerli değil. Kendilerine güvenen, kendi doğruluklarına dayanan erkekler ve kadınlarla dolu. Belki de böyle bir tutukluyu görmek için tek yapmanız gereken aynaya bakmak. Ben de bu tutuklulardan birini bir keresinde orada bulmuştum.

Sevdikleri Liste

09 people in a red room 45Gurur hapishanesindeki mahkumların gurur dışında ortak yanları ne biliyor musunuz? Her birinin cennete gitmeyi hak ettiklerini düşündüren bir listesi var. Gururlarının kaynağı budur. Aşağıdaki örnek listenin ilk iki maddesi büyük olasılıkla sizin listenizde yoktur. Jesper’ın listesinde vardı. Siz bunları korkunç bulabilirsiniz ama Jesper listesiyle gurur duyuyordu. Başka kimsenin gurur duymamasının onun için önemi yoktu. Onun düşüncesine göre, cennet yapılan kötü şeylerin sayısının sınırlanmasıyla kazanılabilirdi. Siz böyle düşünen birini tanıyor musunuz? Kötü şeylerin sayısını azaltalım ki, yapılan iyi şeyler daha ağır bassın. Jesper’in düşünce biçimi basitti. Eğer listeme sadık kalırsam, o zaman cennette bir yere sahip olabilirim.

Jesper’ın üzerine bu kadar gitmemek için size bir soru sorayım. Sizin listenizde neler var? Çoğumuzun bir listesi var. İlk iki maddeden en azından birini atlayabilirsiniz sanırım. Peki listenin geri kalanındaki maddelerden hiç biri sizin iyi işleriniz olarak tuttuğunuz listede bulunuyor mu?

1)    Sadece bir adam öldürdüm.
2)    Eşimden boşandım ama ona hiç vurmadım.
3)    Genel olarak iyi bir insanım.
4)    Sigarayı bıraktım.
5)    Yalanı bırakmaya çalışıyorum.
6)    Faturalarımı ödüyorum.
7)    Eşimi ve çocuklarımı seviyorum.
8)    Günde beş vakit namaz kılıyorum. 
9)    Hiç dedikodu yapmam.  
10)  Bencil değilim; kendimden çok başkalarını düşünürüm.
11)  Hitler’den daha iyiyim.