headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Romalı Asker

03 image6313 crowd sharpened 45Kalabalık, İsa’nın bu kadar yetkiyle konuşmasına şaşırmıştı. Gök gürlemedi ama insanlar sarsıldılar. İnsanlar şaşırdılar. Sonra ne oldu? Çoğunluğu bu şaşkınlığın yavaş yavaş geçmesine izin verdi. Burada buna izin vermeyen bir adam var. Bu askerin orada olması ve vaazı dinlemiş olması mümkün mü? Bildiğimiz bir şey, İsa’nın mucizesini görmeden İsa’nın sözlerine inanmış olduğuydu. “Sen yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir.”

Bu ayetleri okurken bu askeri liderin hizmetkarı için sahip olduğu sevgi dolu ilgi de dikkatimi çekiyor. O dönemde bu adamlar için bu ilgi son derece alışılmadıktı. Tanrı hakkında bilgisi ve Tanrı’ya karşı sevgisi bu adam için duyduğu sevgide görülüyor. Aynı zamanda cömert bir adamdı ve tek gerçek Tanrı’ya Yahudiler’le birlikte tapınmak için bir havra bina etmişti. Öteki ulusların Yahudiler’i sevmesi ya da Yahudiler’in öteki uluslardan insanları sevmesi pek olağan bir şey değildi. Genel olarak, iki grup arasında nefret vardı. Ama bu adam için durum öyle değildi. Bu Romalı adam, oldukça sıra dışı bir insan, öyle değil mi?

Şimdi, İsa’nın verdiği karşılığa bakalım. 

İsa’nın yüzbaşıya karşılığı ne oldu? “İsa onlarla birlikte yola çıktı.” Hiçbir isteksizlik göstermeden onlarla birlikte gitti. İsa, yapacakları ya da yapmayacaklarıyla ilgili herhangi bir koşul koymadı. Uşağın bedeninin ne kadar kötü durumda olduğu önemli değildi. Uşağın ne kadar kötü kanadığı önemli değildi. Hastalığın ne kadar ilerlemiş olduğu önemli değildi. İsa onlarla birlikte gidecek ve uşağı iyileştirecekti. Sorun her ne olursa olsun.   

Bu makale dizisinin girişinde ne söylediğini hatırlıyor musunuz? Eğer okumadıysanız burada aktarayım:

04 image10757 brown eyes look up 45Web sitesinin bu kısmında İsa’nın yaşamı ve kişiliği hakkında okurken aklınıza şu düşünce gelebilir: ‘İsa’nın bana nasıl karşılık vereceğini merek ediyorum. Bugün yaşıyor olsaydı ve O’nunla konuşma fırsatım olsaydı, O’na ne sormaya cesaret ederdim?’ Aşağıda İncil’de kaydedilen olaylara bakın ve bunların yaşamınız üzerinde nasıl bir etki bıraktığını görün. İncil İsa’yla ilgili şunları söylüyor:

“İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır.” (İbraniler 13:8)
“Bütün kaygılarınızı O'na yükleyin, çünkü O sizi kayırır.” (1. Petrus 5:7)

İsa’nın dünyada bulunma biçimi, şimdi göklerde olduğu biçimdir. Dünyadaki insanlara karşılık verme biçimi, tam olarak bugün size karşılık verme biçimiyle aynıdır. Bir şeyden, örneğin ölümden korktuğunuzu bilse nasıl karşılık verirdi? Bir konuda endişeli olduğunuzu ya da aklınızdan geçen bazı günahkar düşüncelerden zevk aldığınızı bilse nasıl karşılık verirdi? ‘Bağışlamayı’ size acı veren birini cezalandırma hakkından vazgeçmek diye tanımlıyorum. İsa’nın çarmıhta yaptığı budur. Bu hikayeleri okuyun ve sonra, dirilmiş İsa’dan bağışlanmayı ya da iyileştirilmeyi ya da yüreğinizde başka ne varsa onları söyleyin. 

Yüzbaşıya gelince, İsa, bu adamın imanı karşısında şaşırmıştı. Yüzbaşı, İsa’ya mucizeyi görmesine gerek olmadığını söyledi. Bu askeri lider herhangi bir endişe belirtisi gösterdi mi? Uşak neredeyse ölmek üzere olduğuna göre acaba şifa uşağı tamamıyla mı iyileştirecekti yoksa sadece kısmen mi iyileştirecekti? Yüzbaşı mucizeyi görmesine gerek olmadığını söyledi. Ne büyük iman! Romalı asker gerçekten de Tanrı hakkında çok şey anlıyor. İnanıyor ve inandıklarına göre davranıyor. Bu davranışı, İsa’nın kim olduğuyla ilgili iddialarını kanıtlamasına ısrar eden ve mucizeleri gördükten sonra dahi inanmayı reddeden Yahudi ulusunu ne kadar güçlü bir şekilde suçlu çıkarıyordu. 

Son olarak, İsa’nın yüzbaşıya karşı tepkisi beni çok etkiledi. Yüzbaşının sözlerine hayran kaldı. İsa'yı dinlemek için ona koşuşan ve mucizelerini gören halkın tepkisi karşısında İsa'nın daha sık 'hayran' kalmasını bekleyebiliriz. Ne var ki İncil'de İsa'nın birden fazla defa 'hayranlık' duyduğunu görmeyiz. Tam tersine çoğu zaman İsa'nın insanların imansızlığı karşısında şaşırdığını görürüz. Örneğin kendi kentindeki akrabalarının tepkisine baktığımızda İsa onlara hayran kalmış mıydı? “Orada birkaç hastayı, üzerlerine ellerini koyarak iyileştirmekten başka hiçbir mucize yapamadı. Halkın imansızlığına şaşıyordu.” (Markos 6: 5-6). 05 image5287 lid 45İnsanlar İsa’nın bilgeliğini hemen kabul etseler de, duyarsız yürekler ve ruhsal katılıkları nedeniyle bildirisini reddettiler. Sanki imansızlıkları sonsuz gücü bile sınırlayabiliyordu. Oysa İsa onların arasında da başka yerde yaptığı kadar mucize yapardı. Fakat onlar topluca Tanrı'ya kapıyı kapatmıştı.

İmanı bir kabın açık ağzına benzetebiliriz. İman, kabın açılıp kapatılabileceği kapağa benzer. Ya sıvıyı almamak üzere kapalıdır ya da içine sıvının dökülmesi için açıktır. Tanrı, halkın ihtiyaç içindeki yüreklerine iyilik ırmakları dökmek istiyordu ama yüreklerini sıkı sıkıya kapalı tutmayı tercih ettiler. İnsanın Tanrı’ya karşı bu tipik karşılığının kötü yanı, Tanrı’nın bereketlerinden mahrum kaldığımızdan şikayet etmemizdir. Şu anda neden Tanrı’nın en büyük bereketine- cennette sonsuz yaşamla ilgili kesin bilgiye- sahip değiliz? Kapağımızı sıkı sıkıya kapalı tuttuk. Tanrı’nın İsa Mesih’e imanla verdiği sonsuz yaşam armağanını reddeden imansızlığımızdır, “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23, İncil)   

Din önderlerine gelince, çoğunluğu İsa’nın halk arasında seviliyor olmasını ve çok sayıda insanın İsa’yı izlemesini kıskanıyorlardı. İsa’nın ünü, yüreklerinin tutulmasına neden oldu. Nihai olarak da, İsa’ya karşı şiddet biçimini aldı. “Ayağa kalkıp İsa'yı kentin dışına kovdular. O'nu uçurumdan aşağı atmak için kentin kurulduğu tepenin yamacına götürdüler. Ama İsa onların arasından geçerek oradan uzaklaştı.” (Luka 4:29-30, İncil)