headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Romalı Asker

12 image11129 african gray parrot sharpened 45Kuşkusuz, herkes “İsa Rab’dir” sözlerini söyleyebilir. Kırmızı kuyruklu, Afrika Gri papağanını alabilirim. Bu tür, konuşan papağanların kralıdır. İnsan konuşmasını kolaylıkla taklit edebildikleri için papağanıma ‘İsa Rab’dir’ demeyi kolaylıkla öğretebilirim. Bunun, papağan üzerinde nasıl bir etkisi olur? Hiçbir etkisi olmaz. Bu ancak Tanrı’nın Ruhu’nun etkisi altında, sadece birinin dudaklarından öylesine söylenen sözler değil, insanın yüreğinin ve yaşamının tam bir ikrarı olarak söylendiğinde gerçek olabilir. Hiç kimse, Tanrı’nın Ruhu’ndan etkilenmenden ne İsa Mesih’e karşı doğru bir saygı ne de adına karşı gerçek bir sevgi duyabilir. İsa’ya layık olduğu saygıyı gösteren insanlar bunu Tanrı’nın Ruhu’nun aracılığıyla yapmıştır. 

İsa’nın sonsuz Söz olarak betimlendiği bölümde, bu gerçeğin farklı bir şekilde ifade edildiğini görüyoruz. Soru: İsa Mesih’in gerçek kimliğini ne zaman kabul edeceğiz? Ne zaman karar verirsek mi? Bakalım:

“Kendisini [İsa’yı] kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı'nın çocukları olma hakkını verdi. Onlar ne kandan, ne beden ne de insan isteğinden doğdular; tersine, Tanrı'dan doğdular.” (Yuhanna 1:12-13, İncil)

Doğmak istediğiniz zaman mı doğdunuz? Doğduğunuz zamanı, doğduğunuz ülkeyi ve doğumunuza neden olan çifti seçtiniz mi? Yoksa bu karar başka birinin elinde miydi? Aynı şekilde, ayetlerin italik kısmında sözü edilen ruhsal doğum da Tanrı’nın elindedir. Bunun ne zaman olacağına biz karar vermeyiz. En azından Tanrı bize bu yetiyi vermediği sürece ne zaman olacağına karar veremeyiz.

13 rename 98 sharpened 45İncil’i okuduğunuz zaman ‘yeniden doğum’ ya da ‘göklerden doğmak’ hakkında okuyacaksınız. Doğal doğumumuz bizi hayata getirir. Yeniden doğumumuz ise ruhsal yaşamımızın başlangıcıdır. Buna bazen yeniden oluşma da denir. Kendimizi dinimize yeniden adamaya karar verdiğimizde başlamaz. “...ne de insan isteğinden doğdular.” Kutsal Yazılar’ın şok edici haberi, Tanrı’dan bu yeni doğuşu almadığımız sürece ruhsal yaşantımızın olmadığıdır! 

Sizin sesinizi çok net bir şekilde duyabiliyorum. “Ne demek ruhsal yaşantım yok?! Dini görevlerime bağlıyım ve herkese karşı nazik ve merhametli olmaya çalışırım.” Bundan bir an için bile şüphe etmiyorum ama burada dinden söz etmiyorum. Dinimize ne kadar sadık olsak da gerçekten önemli olana sahip değiliz. Tanrı’yla dinamik, kişisel bir ilişkimiz yok. Tanrı’dan ‘yeniden doğmadıkça’ Tanrı’yla böyle bir ilişkiye sahip olamayız. İşte nedeni:

“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma) 

Eğer şu anda Tanrı size uzak ve bilinemez gibi geliyorsa bunun nedeni günahlarınızdır. Tanrı, Tevrat, Zebur ve İncil’de ölümün ücretinin ölüm olduğunu ilan etmiştir. Bu Hristiyanlar’ın uydurduğu bir teori değildir. Aden Bahçesi’ne gidip Tanrı’nın kendisine karşı günah işleyenler hakkındaki görüşünü öğrenebiliriz. Tanrı onlardan ne istiyor? Bakın Adem’e ne diyor:

“Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.” (Yaratılış 2:17, Eski Antlaşma)

14 image11130 number 2 45Adem de, Havva da günah işledi. Ertesi günün sabahını görene kadar yaşadılar. O zaman o gün ne öldü? Günahın ücreti ölüm ve ölüm ayrılık demek. Ölümün iki yönü var, biri fiziksel, diğeri ise ruhsal. Her ikisi de ayrılıkla ilgili ve Tanrı’ya karşı günah işlemenin sonucudur. Fiziksel olarak öldüğümüzde, canımız bedenimizden ayrılır ve arkadaşlarımızdan ve sevdiklerimizden ayrılırız. Adem ve Havva günah işlediği an gerçekleşen ölüm böyle bir ölüm değildi. Fiziksel ölümleri gerçekleşecekti ama henüz değil. O gün ölen Tanrı’yla ilişkileriydi. Ruhsal olarak öldüler. Eski Antlaşma’dan aktarılan iki ayetin gerçekliğini deneyim ettiler. Kendileri ve Tanrı arasında, üzerinden köprü kurulamaz büyük bir uçurum oluştu.

Neden “yeniden Tanrı’dan doğmaya” ihtiyaç duydunuz? Tanrı’yla paydaşlığınız bozuldu. Fiziksel olarak ölmediniz ama ruhsal olarak öldünüz. Henüz ölümün fiziksel yönü için bir şey ödemediniz ama ruhsal yönünü ödediniz. Tanrı bizim adımıza müdahale etmediği sürece sonsuza dek zulüm göreceğiz ve Tanrı’dan ayrı düşeceğiz. Cennet olanaklı olmayacak. 

Bu web sitesinde okuduğunuz her şey içinde belki de sizin için kabul edilmesi en zor olan ruhsal olarak Tanrı’dan kopuk olmanız olabilir. Bu, kabul edilmesi zor bir gerçek, öyle değil mi? Hayatta yüzleşmeniz gereken bundan daha ciddi bir konu düşünemiyorum. Fakat umudunuzu yitirmeyin. Umut var, sizin için harika bir umut var. Sadece Tanrı’yı hoşnut etmek ya da aranızdaki uçurumu kapatmak için yapabileceğiniz bir şey olduğunu ummayın. Peki neden? Tanrı bunu çoktan yaptı! 

“Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı.” (2. Korintliler 5:19, İncil)

İyi haber, ruhsal olarak ölü olanların gerçekten yeniden yaşamaya başlayabilecekleridir. Tanrı’dan doğmak, gerçek yaşamı, mutluluğu, sevinci ve Tanrı’nın memnuniyetini tanımaya başlamak değildir. Bu konuda daha fazla öğrenmek isterseniz lütfen Yuhanna Müjdesi'nin üçüncü bölümünü okuyun. İsa’nın dönemindeki en büyük din önderlerinden biri ruhsal konularda konuşmak için İsa’yı ziyaret etti. İşte konuşmalarının bir kısmı:

“İsa ona şu karşılığı verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ni göremez." Nikodim, "Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?" diye sordu.” (Yuhanna 3:3-4, İncil)

Eğer ‘Tanrı’dan doğmak’ ya da ‘yeniden doğmanın’ ne anlama geldiği konusunda kafanız karıştıysa, sizi anlayan kişiler arasındasınız. Bu din önderi de yeniden doğmanın ne anlama geldiği konusunda bir anlayışa sahip değildi.