headerLogo2b-18pt-myriadpro

Bir Katolik Hangi Ölçüye Göre Hıristiyan Sayılır?

16 wall60aa 45(6)  Aklanmış olan imanının kendisi için doğruluk olarak sayıldığını anlar. Yaptığı herhangi bir şeyle bağlantılı değildir. Doğruluğunu kazanmadı. Aksine, İsa’nın ölümünün kazançları, onu Tanrı huzurunda doğru saydıracak şekilde ona atfedildi. “Tanrı, günahı bilmeyen Mesih'i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı'nın doğruluğu olalım.” (2. Korintliler 5:21). İsa pak, kutsal, günahsız ve kusursuz olduğu halde kendisine çarmıhta günahkar gibi davranıldı. Günahsız olmasaydı günahlarımızı bağışlatamazdı. Kendi günahları için hesap vermesi gerekirdi. ‘Günahı bilmeyen’ ifadesi muazzam bir güzellik ve onur ifadesidir. İsa günahı tanımıyordu. Kötülüğe yabancıydı. Aklı ve yüreği karanlığın her türünden özgürdü. İsa’nın paklığını düşününce aklımıza, çarmıha gerilmeden önce tutuklanmasıyla nasıl başa çıktığı geliyor.

“İsa'nın çevresindekiler olacakları anlayınca, "Ya Rab, kılıçla vuralım mı?" dediler. İçlerinden biri başkahinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu. Ama İsa, "Bırakın, yeter!" dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu iyileştirdi.” (Luka 22:49-51) 

Kutsal Olan’ın kendisini bizim yerimize geçen Kurban olarak sunmasını düşünün. Bizim çekmemiz gereken acıları O çekti. Kendi isteğiyle günah sunumuz oldu. Günahlarımız İsa’ya, O’nun doğruluğu ise bize yüklendi. Sanki İsa günah işlemiş ve biz de Yasa’ya kusursuz şekilde uymuşuz gibi oldu. Ne kadar inanılmaz bir transfer gerçekleşti. Tanrı olanaksız olanı yaptı.

“Tanrı büyük bir iş yapacağı zaman bir zorlukla başlar. Gerçekten muazzam bir şey yapacağı zaman ise, olanaksız olanla başlar.” Armin Gesswein

17 image10591 exchange arrow 1 45 lower rezÇarmıhta gerçekleşen işi kim gerçekten anlayabilir? Kimse. Fakat aklanmış olan, İsa’ya gerçekten iman eden kişi Tanrı’nın sözünü olduğu gibi kabul eder. Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın gözünde doğru kılındığını okur. İsa’nın yaptıkları sayesinde kendisine doğru kişi gibi davranılır. Kusursuz bir şekilde kutsal ve günahsız olduğu halde İsa’ya günahkarmış gibi davranıldı. Aklanan kişi, kirli ve mükemmel olmaktan çok uzak olduğu halde, işte bu nedenle doğru sayıldığını anlar. Aklanan kişi, minnettar bir yürekle, artık Tanrı’nın gözünde sahip olduğu doğruluğun İsa’nın kendi doğruluğu olduğunu fark eder. “Tanrı sayesinde Mesih İsa'dasınız. O bizim için tanrısal bilgelik, doğruluk, kutsallık ve kurtuluş oldu. Bunun için yazılmış olduğu gibi, ‘Övünen, Rab'le övünsün.’” (1.Korintliler 1:30-31)

Aklanan kişiye, kendisi Tanrı’nın Yasası’nı tamamıyla yerine getirmiş gibi davranılır ve bu nedenle Yasa’yı çiğneyenlere verilen ceza ona asla verilmez. Aklanan kişi bir Katolik olarak günlük yaşantısının, Tanrı karşısında konumunu ve nihai olarak sonsuz kaderini belirleyeceğine inanırdı. Aklanan kişi artık lütfu kazanması gerektiğine inanmıyor. Bunu kendi içinde bir çelişki olarak görüyor. Kutsal Kitap’taki lütuftan farklı olarak, Katolik Kilisesi’nin lütfu karşılıksız değildir. Kazanılır. Fakat karşılıksız değilse, o zaman lütuf olamaz. “Eğer bu, lütufla olmuşsa, iyi işlerle olmamış demektir. Yoksa lütuf artık lütuf olmaktan çıkar!” (Romalılar 11:6). Aklanan kişi, Katolikler’in gerçekleştirdiği çeşitli dinsel uygulamalarla lütfun bahşedilen bir şey olduğunu öğrenmiştir. (Katolik Kilisesi Katekizmi, paragraflar 1127-1128). Aklanan kişi buna kesinlikle katılmamaktadır. Neden? Kutsal Kitap, Tanrı’nın lütfunun Mesih’e güvenen herkese karşılıksız ve doğrudan verildiğini öğretir.

İnançlarınızı gözden geçirmek için biraz zaman ayırın. Cennette sonsuz yaşam elde etme konusunda neye güveniyor, neyi umut ediyorsunuz? Katolik Kilisesi’nin buyruklarını yerine getirme konusunda sadakatinize mi güveniyorsunuz? Yoksa sadece İsa’ya mı güveniyorsunuz?

18 image11468 look up peace peaceful 45Katolik Kilisesi’nin öğrettiklerinin aksine, sadece İsa’ya imanla aklandık. “Çünkü Mesih'in kendisi barışımızdır.” (Efesliler 2:14). Arkadaşım bu, sizin için yaşam değiştiren bir haberdir. İsa, dün, bugün ve sonsuza dek sizin barışınızdır. “İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır.” (İbraniler 13:8). İsa’nın uğruna öldüğü günahkarlardan biri olduğunuzu kabul ettiğinizde bu sizin için de gerçek olacaktır.

Katolik Kilisesinin temel öğretişlerini oluşturan Katolik Konsüller büyük hata içindedirler. Emirleri Kutsal Kitap’ın öğretişleriyle kıyaslandığında ne kadar büyük bir hata içinde olduklarını anlayabiliyoruz. Aslında öğretişleri İsa’ya hakaret niteliğindedir. Katolik Kilisesi’ne göre İsa’nın yaptığı yeterli değildir. Bizim de günahlarımız için acı çekmemiz gerekir. Katolik Kilisesinde, insanın da yanına gelebilmesi için İsa’nın çarmıhta biraz yana kayması gerektiğine dair bir izlenim var! Bu şekilde İsa’nın yaptıkları ve insanın yapacakları, belki de insanın sonsuz kurtuluşunu sağlamak için yeterli olacaktır.

TAMAMLANDI!

Acı çekerek kendimizi kusursuz hale getirecek ya da günahımızı kaldıracaksak o zaman İsa’nın ölmesi neden gerekti? İsa çarmıhta, ‘Tamamlandı’ (Yuhanna 19:30) dedi. Bu metinde kullanılan orijinal söz, bir muhasebe terimiydi. ‘Borç tamamıyla ödendi’ anlamındaydı. İsa, ‘tamamlandı’ dedi, ‘ben bittim’ demedi. Tamamlanan neydi? Günahlarımızı ödeyen kurbanı sunması tamamlanmıştı.

Tuhaf değil mi? Katolik Kilisesi İsa’nın dünyaya ne yapmak için geldiğini fark etmemiş gibi görünüyor. Günahlarımızın bedeli çarmıhta eksiksiz bir şekilde ödendiyse, o zaman Katolik Kilisesi’nin ‘araf’ adında bir yer icat etmesine gerek yoktur. Özellikle de Kutsal Yazılar’da bundan hiç söz edilmiyorsa?