headerLogo2b-18pt-myriadpro

Katolik Kilisesi’nin Tarihi Hakkında Neyi Bilmem Gerekiyor?

10 bible red chord through every page 45Yeni Antlaşma’nın 27 kitabının esinlenmiş Kutsal Yazılar olarak evrensel olarak kabul edilmesiyle sonuçlanan olayların tarihi birkaç yüzyıl sürmüştür ve benim yazımın kapsamı ötesindedir. Bununla birlikte, kilise kurullarının bu süreç içinde oynadığı rolün çoğu zaman Katolik Kilisesi tarafından abartılı bir şekilde ifade edildiğini fark etmemiz önemlidir. Dördüncü yüzyılın sonunda bu kurullar bu konuyu ele aldığında kanon veya İncil’i oluşturan kitapların listesi sağlam bir şekilde oluşturulmuştu.

“Fark edilmesi özellikle önemli olan bir nokta, Yeni Antlaşma kanonunun Kilise Kurulunun keyfi bir kararı sonucu oluşturulmadığıdır. En sonunda Kilise Kurulu -İ.S. 397 yılında Kartaca Senatosu- Yeni Antlaşma’nın 27 kitabını sıraladığında bunlara zaten sahip olmadıkları bir yetki atfetmiş değildir. Sadece kanona ait olduklarının sabit olduğunu kaydetmiştir.”  (F.F. Bruce, The Books and Parchments [Kitaplar ve Parşömenler], Londra, 1950, s.111)

Bunu söylüyorum çünkü bazı Katolik akademisyenler, Katolik Kilise olmasa kimsenin hangi kitapların Kutsal Kitap’a ait olduğunu bilemeyeceğini söylüyorlar. Oysa bu doğru değildir. Herhangi bir kilise kurulu henüz bu konuda bir araya gelmeden önce Yeni Antlaşma kitapları 300 yıl boyunca Hıristiyanlar ve kiliseler tarafından Kutsal Yazı olarak okunup dağıtılmıştı. Bir an için bile Hıristiyan inancının ilk 300 yılının İsa’yı izleyenlerin, kilise kurullarının Kutsal Yazıları’nın ne olacağını belirlemesi için bekleyip, karışıklık için de geçirdiklerini düşünmeyin. Çobanları bugün olduğu gibi o zaman da yaşıyordu ve kendisini tanıyanların sesini işitebileceği bir şekilde konuşur. “Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz.”  (Yuhanna 10:27-28, İncil)

Tünelde yolculuğuna başlamadan önce ilk kilisede her şeyin iyi olduğunu mu söylüyorum? Keşke öyle söyleseydim. İnsan, yanılabilen insanların öğretişlerini ekleyerek yanılmaz Kutsal Yazılar’a karşı saygısızlık etmeseydi, tünelde geçen yolculuğun her günü için gereken ışığa sahip olurdu. 

İşte size bir örnek.

11 image4587 tunnel light 45Elçi Pavlus’un esin almış yazılarına baktık. Yeni Antlaşma Kilisesi, Tanrı’nın İsa’ya iman eden imanlıların nasıl bir araya gelmesi konusundaki tasarısı hakkında ne biliyordu? Eğer Elçi Pavlus’un esinlenen yazılarından biri mektubunda sözü edilen şehirde yazıldıysa, büyük olasılıkla Roma’da ilk kez hapse girişinden sonra olmalıydı. Bu da, bu metnin İ.S. 63 veya 64 yıllarında imanlıların elinde dolaştığını gösterir. Bazıları İ.S. 56 yılında yazdığını savunuyorlar. Tam tarihi belirlemenin gerçekten de maddi bir önemi yok. Farkında olmamız gereken Yeni Antlaşma Kilisesi’nin yaşamının çok erken dönemlerinde Tanrı’nın, İsa’ya iman edenlerin kilise hakkında tasarısının ne olduğunu bilmelerini sağladığıdır. Tünele girişleri ve dağ içindeki yolculukları Tanrı’nın nasıl bir araya gelmelerini istediğini bilerek başladı.

Pavlus’un esin alarak yazdığı yazılara bakarak, Tanrı’nın kilisede ruhsal liderlik için ne tür insanları arzu ettiği hakkında neler biliyorlardı? Yaygın bir şekilde dolaştırılan bu yazıları okuyup Katolik Kilisesi’nin gelecekteki rahip ve papalarının tamamıyla gerekli niteliklerden yoksun olduklarını bilebilirlerdi! Bu insanlar iyi, sevecen ve  iyi niyetli olabilir fakat bu kişilerin Tanrı’yı temsil etmediğini size ilk söyleyecek kişi Tanrı’nın kendisidir! Bu konuyu, Katolik Kilisesi’nin Gerçekle İlgili Yetkili Kaynağı Nedir? Bunu Size Kim Söyledi? adlı yazıda daha ayrıntılı bir şekilde okuyabilirsiniz.

Sabun ve Kirli İnsanlar Benzetmesi

12 image11417 soap bubbles dirty 45Müslüman arkadaşlarım batıdaki yaygın ahlaksızlığı gösterip diyorlar ki, “Hıristiyanlığın bu uluslar üzerindeki etkisine bakın!” “Doğru değil,” diyorum, “Sabun uzun zamandır var olduğu halde hala bir sürü kirli insan var. Müslüman arkadaşlarımın sözünü ettiği ahlaki pislik insanların Kutsal Yazılar’ı reddetmesinin, bunları kendi yaşamlarına uygulamalarının sonucu değildir! Aynı şey gerçek sabun için de geçerlidir. Kullanılmazsa işe yaramaz, öyle değil mi? 

Bu yazıları okudukça Katolik Kilisesi’nin kökenini İncil’e dayandıramayacağı konusunda benimle hemfikir olacaksınız. Dayandıramaz çünkü Katolik geleneklerinin Kutsal Kitap kadar yetkili olduğunu iddia ediyor. Papalık, Meryem’e tapınma ve övgü, Meryem’in hep bakire kalmış olması, Meryem’in göğe alınması, cennetteki kutsallara duaları için ricada bulunmak, elçilerin birbirini izlemesi, bebek vaftizi, kilisenin buyruklarının cennete gitmek için erdem kazanmanın bir aracı olarak işlev görmesi, günahların rahiplere itiraf edilmesi, araf ve Kutsal Yazılara aykırı başka öğretişleri ileri sürerken, ‘Bizim geleneklerimiz de Tanrı Sözüdür’ diyorlar! Kuşkusuz Katolik Kilisesi dilediğini iddia edebilir fakat kanıtlama yükümlülüğü Roma’ya aittir. Şu iki soruyu yanıtlaması gerekir:

1)  İsa ve elçiler İncil’de nerede Geleneğin Tanrı Sözü olduğunu öğretiyor?

2)  Kutsal Kitap’ta nerede Papa ve Katolik Kilisesi piskoposları tarafından yorumlandığı biçimiyle Kutsal Yazılar ve Geleneğin birlikte kilisenin kuralı olacağı söyleniyor?

Bu iki sorunun yanıtı nedir? Hiçbir yerde. Tünelde gerçekleşen ve sadece adı Hıristiyan olan bir inanç doğuran bu yozlaşmayı daha belirgin bir şekilde ele alalım.