headerLogo2b-18pt-myriadpro

Katolik Kilisesi’nin Tarihi Hakkında Neyi Bilmem Gerekiyor?

19 image11421 constantine 45Roma piskoposunun tüm Hıristiyan kiliseler üzerinde yetkiye sahip olmasına olanak veren şey Milano Fermanı ve Konstantin’in himayesi ve kişisel olarak araya girmesi oldu. Bu iddiasının başka yerlerdeki gözetmenler tarafından evrensel olarak kabul edilmesi yine de zaman alacaktı. Fakat bu zamanda ilkel biçimiyle Katolik Kilisesi’nin var olmaya başladığını söyleyebiliriz. Birinci yüzyılda değil ama tarihte bu zamanlarda.  

Bazıları, İmparator Konstantin 312 yılında, Roma İmparatorluğu’nu evrensel (yani, katolik- küçük ‘k’) bir kilise altında birleştirmek için bir vizyona sahip olduğunu açıkladığında, bunun Roma Katolik Kilisesi’ni başlattığına inanıyorlar. Başkaları, Katolik Kilisesi’nin, İmparator Teodosius De Fide Catolica, adlı kararını yayınlayarak Katolik Hıristiyanlığın, Roma İmparatoru’nun devlet dini olduğunu ilan ettiği İ.S. 27 Şubat 380’de başladığına inanıyorlar. Ben belirli bir tarih vermenin olanaksız olduğuna inanıyorum. Din önderlerinin öğretişleri ve geleneklerini geliştirip bunları Kutsal Yazılar’a eş görmeleri birkaç yüzyıl aldı.

İsa kendi döneminde bunun gerçekleşeceğini gördü. Din önderlerine ne dediğine kulak verin: “Böylece kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle Tanrı'nın sözünü geçersiz kılıyorsunuz. Buna benzer daha birçok şey yapıyorsunuz.” (Markos 7:13, İncil). İsa Eski Antlaşma’dan bir peygamberden alıntı yaptı ve bunun onlar için geçerli olduğunu söyledi,

“Yeşaya'nın siz ikiyüzlülerle ilgili peygamberlik sözü ne kadar yerindedir! Yazmış olduğu gibi, Bu halk, dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak. Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.” (Markos 7:6-7, İncil) 

Aynen Tanrı’nın Belirlediği Gibi Yapın!

20 image11423 moses zzz 45Musa Buluşma Çadırı’nı, son ayrıntısına kadar Tanrı’nın belirlediği şekilde bina etme konusunda yönlendiriş almıştı. Buluşma Çadırı neydi? Tanrı’nın, çölde Musa’nın önderliği altında çölde dolaştıkları kırk yıl boyunca halkı, İsrailliler’le buluştuğu kutsal bir yerdi. Liderlerin ve halkın tapınmak ve sunularını sunmak için geldikleri yerdi. Tanrı dedi ki, “Her şeyi sana dağda gösterilen örneğe göre yapmaya dikkat et.” (Mısır’dan Çıkış 25: 40, Eski Antlaşma)

Musa, Tanrı’nın kendileriyle buluşacağını söylediği yerde insanın düşünce ve tasarılarının yeri olmaması gerektiğini gördü. Tıpkı bugün gerçek kilisede olduğu gibi, o tapınma yerinde de, Tanrı’nın yetkisinin üstün olarak sayılması ve kabul edilmesi gerekir. Hiçbir şey insanın iradesi veya isteğine bırakılmamalıdır. Tanrı şöyle diyor, “Her şeyi hepinize İncil’de gösterilen örneğe göre yapmaya dikkat et.”

Günümüzde birçok kişi Tanrı Sözü’nün, Hıristiyanlar’ın nasıl bir araya geleceği ve liderliğin nasıl olması gerektiği konularında ne kadar çok söyleyecek şeyi olduğunun farkında değiller. Değer verdiğimiz geleneklerimiz, Kutsal Kitap’ın gerçeklerini ortaya çıkarmaktan çok gizliyorlar. Bunu söylüyorum çünkü yazımızın bu noktasında, Katolik Kilisesi’nin biçim alışını izliyoruz. Tanrı’nın İncil’de kilisenin doğası ve Hıristiyan liderliği hakkında söylediklerini gözardı edecek bir biçim alışını. 

Soru: Din liderleri kiliseyi, Yeni Antlaşma’da Tanrı’nın bizler için tasarladığına göre biçimlendirmediğinde ne olur? İÇERİ KARANLIK SIZMAYA BAŞLAR.

Yeni Antlaşma dönemini izleyen yüzyıllarda, kilisenin liderlik yapısında aşırı değişimler meydana geldi. Yeni Antlaşma’nın elçisel kiliseleri ve piskoposların ortaya çıkmakta olan kiliseleri arasında devasa bir uçurum oluşmaya başladı. Kısa bir süre içinde, içine kimseyi almayan, rahiplerden oluşan sınıfıyla kocaman bir görevliler hiyerarşisi oluştu ve bu Yeni Antlaşma’daki gözetmenliğin yerini aldı. Zaman içinde Tanrı tarafından kurulan Yeni Antlaşma kilisesi ortadan kalktı! Tanrı şöyle dedi, “Her şeyi hepinize İncil’de gösterilen örneğe göre yapmaya dikkat et.” İnsan ise şöyle cevap verdi, “Biz kendi bildiğimiz gibi yapacağız. Bak Tanrı, Roma imparatorları da bize yardım ediyor! Bundan iyisi olamazdı değil mi?”

Gerçek şu ki, daha kötüsü olamazdı.

21 image11426 pope papacy 45 textRoma piskoposunun -kısa bir süre sonra papalık olarak bilinecekti- üstünlüğü Roma imparatorlarının desteğiyle yaratıldı. Roma İmparatorluğu’nun hükümet merkezi olarak Roma kenti, Roma imparatorlarının Roma’da yaşamasıyla Roma yaşamının tüm alanlarında önemli bir konuma yükseldi. Konstantin ve kendisinden sonra gelenler kilisenin en üstün yöneticisi olarak Roma piskoposuna destek verdiler. Tabii Roma İmparatorluğu’nun birliği için hükümet, devlet ve dinin merkezinin aynı yerde olması en iyisiydi. Daha önce söylediğim gibi birçok başka piskopos (ve Hıristiyanlar) Roma piskoposunun en üstün olması fikrine karşı çıksa da, nihai olarak en üstün konuma sahip oldu. Neden? Tanrı’nın Kutsal Yazıları yerine getirip onu üstün konuma getirmesiyle mi? Kesinlikle değil. Roma imparatorlarının güç ve etkileri sayesinde olmuştur. Roma İmparatorluğu yıkılır yıkılmaz, papalar daha önce Roma imparatorlarına ait olan ünvanı aldılar: Pontifikus Maksimus.

Hala kilise üzerinde egemen olan kimdi ve şu anda kimdir? Dirilmiş olan, yaşayan İsa.  O’nun hakkındaki bu ayetlere özellikle de italik olarak işaretlenmiş sözlere bakın.

“Görünmez Tanrı'nın görünümü, bütün yaratılışın ilk doğanı O'dur. Nitekim yerde ve gökte, görünen ve görünmeyen her şey -tahtlar, egemenlikler, yönetimler, hükümranlıklar- O'nda yaratıldı. Her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun için yaratıldı. Her şeyden önce var olan O'dur ve her şey varlığını O'nda sürdürmektedir. Bedenin, yani kilisenin başı O'dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O'dur. Çünkü Tanrı bütün doluluğunun O'nda bulunmasını uygun gördü. Mesih'in çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerdeki ve gökteki her şeyi O'nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu.”  (Koloseliler 1:15-20, İncil)