headerLogo2b-18pt-myriadpro

Katolik Kilisesi’nin Tarihi Hakkında Neyi Bilmem Gerekiyor?

29 image11444 truth 1 one truth way 45 text pshopProtestan Reformasyonunun matbaanın icat edilmesinden ve Kutsal Kitap’ın insanların güncel hayatta kullandıkları dillere çevrilmesinden kısa bir süre sonra ortaya çıkması rastlantı değildir. İnsanlar Kutsal Kitap’ı kendi başlarına çalışmaya başladıklarında Katolik Kilisesi’nin İncil’de tarif edildiği şekliyle Yeni Antlaşma Kilisesi’nden ne kadar uzaklaştığı açık bir şekilde ortaya çıktı. 

Kutsal Yazılar hangi kilisenin gerçek kilise olduğunu saptarken temel alınacak ölçü olarak hiçbir zaman ‘hangi kilisenin önce geldiği’ fikrine başvurmaz. Bize söylenen kimin gerçeği vaaz ettiğini belirlemek için Kutsal Yazılar’ı kullanmaktır. Neden? Gerçek tektir. Kutsal Kitap gerçeği, Tanrı’nın gerçeği, tektir. Kutsal Yazılar’la çelişen herhangi bir sözde gerçekle bağdaşmaz. Bazılarınız bunu ‘hoşgörüsüzlük’ olarak adlandırabilir fakat birden fazla gerçek sistemi yoktur. Bunu söylerken sadece birinin Tanrı’ya O’nun hakkında söylediklerini söylüyorum. “Senin sözün gerçektir.”  (Yuhanna 17:17, İncil) 

Bugün Pazartesi olduğu için Perşembe olamayacağını söylemek hoşgörüsüzlük sayılmaz, değil mi? Bir şey doğruysa, onunla çelişen şeyin doğru olamayacağını söylemek hoşgörüsüzlük değildir. Eğer dört çift sayıysa, bu gerçek, dördün aynı zamanda tek sayı olma olasılığını ortadan kaldırır, öyle değil mi?

Bir ve Sadece Bir Model

Eğer bunu anlıyorsanız Katolikliğin neden gerçek Hıristiyanlıkla bağdaşmadığını anlarsınız. ‘İlk kilise’ ve ‘tek gerçek kilise’ Yeni Antlaşma üzerine kurulmuştur. Sonraki tüm kiliselerin örnek olarak kendilerine bu kiliseyi almaları gerekir çünkü ilahi gerçek üzerine kurulmuştur.

Gerçek Hıristiyanlığın en üstün olan yanlarından biri, insanın mantığı bir kenara bırakmasını veya her şeye inanmasını gerekli koşmamasıdır. Başkaları söylediği için insanın belli şeylere inanmasını beklemez. Kilise senatoları ve din kurullarının verdikleri kararları kuşku duyulmayan gerçek olarak kabul etmeyi bir görev saymaz. Gerçek Hıristiyanlık özgür araştırmaya dosttur.

Yeni Antlaşma’da bundan daha önemli pek fazla kural yoktur. Hıristiyanlığın gerçek doğasını gösterir ve uygulamadaki değerini yaşamlarımızda sürekli olarak göreceğimiz bir kuraldır. 

“Her şeyi sınayın, iyi olana sımsıkı tutunun.” (1.Selanikliler 5:21, İncil)

30 examine it grayEğer başka dinler müritlerinin her şeyi güvene dayanarak kabul etmelerini bekliyorsa, o zaman gerçek Hıristiyanlık onlardan farklıdır. Her şeyi incelemeyi ister. Hata, batıl inançlar, yanlışlık, yobazlık ve fanatiklik özgür tartışmayı bastırmaya çalışır. Bazı şeylerin, sıradan insanlar tarafından ellenemeyecek veya sıradan insanların araştırmasına maruz kalamayacak kadar doğaları gereği kutsal olduğunu veya bunlara uzun süredir inanıldığını veya çok sayıda büyük ve kutsal isim tarafından onaylandığını söyleyerek yaparlar bunu. Buna karşın Hıristiyanlık her şeyi incelememizi gerektirir, kim inanırsa inansın veya hangi kurul tarafından belirlenmiş olursa olsun. Benimsemeden önce dinle ilgili düşünceleri özgür bir şekilde incelemeliyiz.

Yeni Antlaşma, kilisenin tarihini yaklaşık olarak İ.S. 30’dan yaklaşık olarak İ.S. 90’a kadar kaydeder. 2., 3. ve 4. yüzyıllarda tarih ilk Hıristiyanlar arasında var olan ve daha sonra Katolik Kilisesi doktrininin bir parçası olarak bazı uygulamaları kaydetmiştir. İlk Hıristiyanlar’ın elçilerin gerçekten ne demek istediklerini daha iyi anlayacaklarını düşünmez misiniz? Evet, bu mantıklı bir düşünce fakat bir sorun var. 2., 3. ve 4. yüzyıllarda yaşamış Hıristiyanlar ilk Hıristiyanlar değildi. Yeni Antlaşma ilk Hıristiyanlar’ın doktrin ve uygulamalarını kaydeder. Günümüzde var olan Katolik öğretişlerini desteklemez. 2., 3. ve 4. yüzyıl kilisesinin Katolikliğin belirtilerini göstermeye başlaması nasıl açıklanabilir?

Bu sorunun yanıtı basittir. 2., 3., ve 4. yüzyılda var olan kilisenin elinde Yeni Antlaşma yoktur. İlk Hıristiyanlar, nihai olarak İncil’in parçası olarak yerlerini bulacak çeşitli yazıların nüshalarını çıkarıp aralarında dolaştırıyorlardı ve ilk kilise liderleri bu yazılara vaazlarında ve mektuplarında yer veriyorlardı. Fakat çok az ve çok geç gibi görünüyor çünkü Yeni Antlaşma Kilisesi, tünelde giderek daha fazla ilerliyordu.

KATOLİK KİLİSE BİZE KUTSAL KİTAP’I VERMEDİ Mİ? 

31 equal3xxx text1a 45Katolikler arasında büyümüş birisi olarak, akrabalarımın bu iddiayı sık sık ileri sürdüklerini işittim. İncil’in Katolikler tarafından yazıldığını bile söylerler! Eğer bir harfi değiştirirsek bu ifade doğru olabilir! Hangisini biliyor musunuz? Bu yazının başında ‘Katolik’ ve ‘katolik’ kelimelerinin ne anlama geldiğini öğrendik. Şayet, ‘katolik’ kelimesinin ‘evrensel’ anlamına geldiğini düşünürsek, akrabalarımla bir anlamda fikir birliğinde olabiliriz. Yeni Antlaşma’nın esin almış yazarları, evrensel kilisenin -Yeni Antlaşma’da tarif edilen kilise- üyeleri olmaları anlamında ‘katolik’tiler.

Ne var ki, İncil’in esin almış bu yazarlarının Roma Katolik Kilisesi’nin üyeleri olduğu düşüncesini reddetmemiz gerekiyor. Roma Katolik Kilisesi, Yeni Antlaşma’nın yazılmasından birkaç yüzyıl kadar sonrasına kadar ortaya çıkmadı. Ayrıca, Tanrı vahyini, Hıristiyanlığın gerçek anlamından uzaklaşan bir dini harekete emanet eder miydi? Sanmıyorum. Daha sonra adına Katolik Kilisesi denilecek olan bu hareketin öğretişlerinin İncil’in öğretişleriyle çelişeceğinin en iyi farkında olan kimdi?

Her şeyi bilen Tek Kişi. Daha başından sonunu bilen tek Kişi.   

“Sonu ta başlangıçtan, henüz olmamış olayları çok önceden bildiren, tasarım gerçekleşecek, istediğim her şeyi yapacağım diyen benim.” (Yeşaya 46:10, Eski Antlaşma)