headerLogo2b-18pt-myriadpro

Tekne Binilmeye Hazır! - Sonsöz

25 image11495 boat 453) İnandığınıza güveniyor musunuz? Adadaki adam tekneyi inceledikten sonra güvenilir olduğuna karar verirse, yine de önemli bir adım atması gerekmektedir. Tekneye binmesi gerekir! Kendisini kurtarabilecek bir tekne olduğuna inandığı halde, tekneye binmezse boğulacak. Kişisel bir adanmışlık adımı olmadan, tekne hakkındaki bütün bu bilgilerin yararı yoktur.

Katolik iseniz, tekneye davet edilmeye layık olmanızı sağlayacak kadar ‘lütuf’ biriktirmeye odaklanmışsınızdır. Bu, Kutsal Kitap’ın öğrettiklerine ve Tanrı’nın size sunduklarına aykırıdır. Tanrı’nın bizden istediği tek şey tekneye binmemizdir! Tanrı bize teknenin nerede olduğunu söylüyor. Bulduğumuzda, ağzımız ve yüreğimizle nasıl karşılık vermemiz gerektiğini bize söylüyor. Karşılık verdiğimizde sonsuz kurtuluşumuz güvence altında olacaktır. Tekneye binmek yerine, tırmanmayı düşündüğümüz en yüksek palmiye ağacı da dahil olmak üzere ada sular altında kaldığı halde güvende olacağız.

“Rab'be yakaran herkes kurtulacak.” (Romalılar 10:13). İsa’nın günahlarımızın cezasını ödemek üzere bizim yerimize öldüğüne inanıyorsak, O’na yakarmamız gerekir. O’nun hakkında buna inandığımızı O’na söylemeliyiz. İsa’nın uğruna öldüğü günahkarlardan biri olduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Adanın, teknenin bulunduğu diğer tarafına yönlendirildik. Tekneyi inceledik ve denizlerde yüzebilir olduğunu gördük. Tekneye bindik ve yok olmaktan kurtarıldık.

Tekne Herkes İçindir

İsa’ya gerçekten iman edenler, Katolik Kilisesi’nin neleri savunduğunu bilmedikleri için Katolik Kilisesi’nde kalmaya devam ediyorlarsa da, genel olarak durum böyle değildir. Eski Katolikler’in Kilise’de kalma nedenleri daha çok aile geleneği olması veya çevre baskısıdır. Kalmamalılar ama kalıyorlar. Eskiden Katolik olan kaç kişinin sonunda Katolik Kilisesi’nden ayrıldığı hakkında hiçbir fikrim yok fakat İsa’ya yeni iman eden kişilerin yapması gereken budur. Katolik Kilisesi’nin uygulamalarına artık bağlı kalamayacaklarını fark ettiklerinde ayrılmaları gerekir.

26 image11498 faith pray 45“Siz kimsiniz ki, başkalarını yargılıyorsunuz?” diyebilirsiniz. Amacım bu değil. Bu yazılarda tek isteğim, Katolik Kilisesi’nin öğrettiklerini, Kutsal Kitap’ın öğrettikleriyle kıyaslamak oldu. Bu iki öğretiş, birbirine tamamıyla karşı olduğu için Katolikler’in hangi öğretişi izleyeceklerine karar vermeleri gerekir. Aynı anda her ikisine de inanmak mümkün değildir. Benim tek söylediğim bu.

Katıldığımız kilisenin kapısında ne yazarsa yazsın veya kilisenin önündeki işaret ne derse desin, kim olduğumuzu belirleyen kişisel olarak inandıklarımızdır. Bunu söylerken, Katolik kiliseye gittiği halde kişinin gerçekten Hıristiyan olabileceğini ve aynı şekilde, Katolik olmayan bir kiliseye katıldığı halde, İsa’ya gerçekten inanmayan biri olabileceğini söylemek istiyorum. Biri diğerine göre daha az bir olasılık ama her ikisi de mümkündür. İnançlarımız kim olduğumuzu belirler.

Sonsuz Yaşam Terimini Anlamak

İsa’yı gerçekten izleyen kişi kimdir? Hıristiyan, sonsuz yaşamı, günahların tamamıyla bağışlanmasını ve Tanrı karşısında doğru konumu kabul etmiş kişidir. Kendi kendisini kurtarmak için her türlü gayreti bir kenara bırakmıştır. Bu sizi tarif ediyor mu? Bir zamanlar kendisine erdemler kazandıracağını umduğu dini görevleri yerine getirmeyi bir kenara bırakmakla kalmayıp Rab İsa Mesih’e tamamıyla güvenmiştir.

“İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır.  Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.” (Efesliler 2:8-9)

“Hıristiyan, sonsuz yaşamı almış olan biri midir? Neden bahsediyorsunuz?” diyorsunuz. “Sonsuz yaşam, dünyadaki yaşamımızdan sonra gelen yaşam, değil mi? Ya cennette, ya da cehennemde yaşanır. Yaşayan insan nasıl sonsuz yaşamı alabilir? Lütfen açıklayın.”

Bu soruyu sormanıza sevindim. Müslümanlar, sonsuz yaşama sahip olduklarına inanırlar, yani, yaşamları mezarda son bulmaz. Bu hayattan sonra sonsuzlukta bir yerde yaşayacaklar.  Payları, sonsuzluğu ya cennette ya da cehennemde geçirmek olacak.

27 iii eternity13 temp5 45Sonsuzluğu bir sonraki hayatımızda bir yerde geçirecek olmamız anlamında, hepimizin sonsuz yaşamı vardır. Fakat İncil’de, Tanrı cehennemde geçirilecek olan yaşam için ‘sonsuz yaşam’ terimini kullanmıyor. ‘Sonsuz ölüm’ veya ‘ikinci’ ölüm’ deniyor. Neden mi? Ölüm ayrılık demektir. Fiziksel olarak öldüğümüzde, bedenimiz canımızdan ve bu hayatta değer verdiğimiz her şeyden ayrılır. Öte yandan, ölümün bir de ruhsal bir yönü vardır. Bu da, insanın canı Tanrı’dan ayrıldığı zaman gerçekleşir. Sonsuzluğu cehennemde geçirecek olanların sonsuz yaşama sahip oldukları söylenemez. Aksine, sonsuza dek Tanrı’dan ayrı olacaklar.

İncil sonsuz yaşamdan söz ettiğinde, cennette yaşanacak türde yaşamı kast eder. Aşağıdaki ayeti anlamak için ‘cennette’ kelimesini eklememiz gerekir. Diyor ki, “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23). Bu da şu anlama geliyor, “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da cennette sonsuz yaşamdır.” Sonsuz yaşam Tanrı’nın huzurunda, ölüm, keder ve üzüntüden özgür bir şekilde sonsuza dek varolmaktır. Fakat bu İsa’ya gerçekten inananların sadece gelecekte yaşayacağı bir bereket değil, şu an sahip olduğumuz bir şey olarak da bundan söz ediliyor. Bu hayatta da, en azından bir ölçüde, yaşayabileceğimiz bir şeydir. Tanrı’yı tanımaktan gelen bir yaşam niteliğidir. “Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih'i tanımalarıdır.” (Yuhanna 17:3). Bu anlamda, sonsuz yaşam şu an sahip olduğumuz bir şeydir.