headerLogo2b-18pt-myriadpro

Bilim Tanrı’nın Var Olmadığını Kanıtladı mı? Bilim İnsanlarının Size Zorbalık Yapmalarını Kabullenmeyin!

07 image10844 atom 45Bu yazıyı okuyan herkes gözlerin görmek için olduğunu bilir. Peki ya hayat? Yaşamımızın amacı ne? Neden buradasınız? Nereye gidiyorsunuz? Günümüzde Tanrı’nın varlığına ilişkin tartışmada, anlam, en önemli sorular arasında yer almaktadır- en azından benim için öyle. Yaşamın amacı paralel evrenler, maddenin en küçük parçası veya kara delikler değildir.

Hayatımızda birçok insanın yaşamın nihai olarak anlamsız olduğunu hissetmesine ne neden oluyor? Hepimizin bir gün öleceği, bu hissin bir nedeni olabilir ama tek neden bu değil. Birçok insanın hayatın nihai olarak anlamsız olduğunu düşünmelerinin başka bir nedeni, ateist bilim insanlarına kulak vermeleridir! Bilimin bilebildiği kadarıyla hayatımızın büyük bir önemi yoktur. Dünyayla ilgili bilimsel bir resim insanların kökenini, ‘atomların rastlantısal çarpışması’ biçiminde resmeder. (4) 

Mekanikle ilgili evrim gerçek ise, o zaman yaşamlarımız anlamsızdır. Yaşamınız birkaç yıl da sürse, bu yazıyı bitiremeden sona erse de fark etmez çünkü anlamı yoktur. Ateist bilim insanlarının vardığı sonuç budur. Siz doğmadan önce anlamsızdı. Öldüğünüzde anlamsız olacak. Şu anda anlamsızdır. Bu ateist bilim insanlarının resmettiği mekanik evrende sahip olacağınız hırslar veya rüyalar için de geçerlidir. Bu arzu ve planların hiçbir anlamı yoktur ve hayatınız beklediğinizden önce sona ererse, o zaman bunları başaramamış olmanızın kesinlikle bir anlamı yoktur. Ateist bilim insanlarının varsayımları hayatı gerçekten de tamamıyla anlamsız kılıyor.

Umarım siz buna inanmıyorsunuz.

08 image10846 snowman melt 45Hayatın gerçek bir anlamı, evrenin gerçekten amacı yok mu? Yaptıklarımızla hayata katmaya çalıştığımız anlamdan söz etmiyorum. Eğer hayatın nesnel bir anlamı yoksa, o zaman tabii ki öznel olarak anlam katmaya çalışırız. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışmanın, çocuklarınızı büyütmenin ve onlara hayat veren eşinizi sevmenin yanlış olan bir yanı yok. Fakat ateist bilim insanı için tüm bunlar, hava ısındığında eriyen bir kardan adam yapmak gibidir. Çocukken kardan adam yapmaya bayılırdım ve hala çocuklarımla kardan adam yapmayı seviyorum. Kardan adam yapmanın yanlış bir tarafı yok. Peki ya elinizdekinin hepsi buysa? Kardan adamlarınızın hepsi, nihai olarak anlamsız eylemlerinizin hepsi zaman içinde tamamıyla yok olacak. Doğru, kardan adam yapmak, dağa tırmanmak, bebekleri gıdıklamak, güneşin batışını izlemek veya kumsalda kumdan kaleler yapmak eğlenceli. Ama hayatta bilimin bizlere söylediğinden daha fazlası yok mu?

Birçok insan için hayatın amacı ve anlamı belirsizdir. Yaşam bitmeyen bir döngüye dönüşür:  Yemek, içmek, gününüz hakkında konuşmak, TV seyretmek, uyumak ve çalışmak. Hayatın zevkleri boş gibi görünüyor. İlişkiler bozuluyor. Birçok insan hayatı kendilerinden başka daha büyük bir şey için yaşamıyorlar. Umutsuzlık içinde Kral Süleyman’la aynı sonuca varıyorlar, “Her şey boş, bomboş, bomboş!” (Vaiz 1:2, Eski Antlaşma).

Kutsal Kitap’ın bir kısmının esin almış bu yazarın, ölçüsüz zenginliği, kendi zamanı veya bizim zamanımızda bile kimsenin sahip olamayacağı kadar derin bir bilgeliğe sahipti. Krallıkların imrendiği saraylara ve bahçelere sahipti. Var olan en güzel yiyecek ve şaraplar onundu ve en büyük eğlencelerin keyfini çıkarıyordu. Hayatının bir noktasında yüreğinin istediği her şeyin peşinden gitti. 09 people sad face1 45Hayatının deneyimlerini şöyle özetledi:

Yaptığım bütün işlere,
Çektiğim bütün emeklere bakınca,
Gördüm ki, hepsi boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
Güneşin altında hiçbir kazanç yokmuş.  (Vaiz 2:11, Eski Antlaşma)

Sanki hayatın, gözlerimizle görebildiklerimiz ve duyularımızla deneyim ettiklerimizle sınırlıymış gibi yaşanmasının anlamsız olduğunu söylüyor! Ama siz bunu zaten biliyorsunuz değil mi? Soru şu, ‘Neden böyle bir boşluk var?’ Çünkü Tanrı bizleri burada ve şimdi deneyim edebileceklerimizin ötesinde bir şey için yarattı. Süleyman şöyle devam etti sözlerine, “İnsanların yüreğine sonsuzluk kavramını koydu.” Yüreklerimizde var olan tek şeyin ‘burası ve şimdi’ olmadığını biliyoruz.

Richard Dawkins’e göre siz atılabilir bir makineden başka bir şey değilsiniz. Bu tür bir hayat felsefesi sadece gerçek doyum sağlamamakla kalmıyor aynı zamanda apaçık yanlıştır. Bilimi daha yüksek bir standarda tabii kılma ihtiyacından söz etmiştim. Bunu söylerken kast ettiğim, ateist bilim insanlarının söylediklerinden sorumlu tutulmaları gerektiğidir. Öğrettikleri hayatı anlamsız kılmakla kalmıyor, bir şeyi doğru olarak sunuyorlar ama kanıtlanamıyor. Bu, ikiyüzlülüktür. Bilim insanları Tanrı hakkında yorumlarını savunmak için ‘Olgular zaten kendilerini kanıtlıyor’ diyorlar. Ama hikaye bundan ibaret değil. ‘Olguların kendilerini kanıtladığını söylemek yanlıştır- olgular her zaman çerçeveye göre yorumlanırlar.

Evrimcinin yorumu arkasındaki çerçeve doğacılıktır. Doğacılık, dünyamızda hiçbir zaman ilahi bir müdahale olmadığını varsayar. Doğacı evrim bu varsayımdan indirgenir ve birkaç tane kanıtlanmamış fikri içerir:

Hiçbir şey başka bir şeyi ortaya çıkarmamıştır.
Yaşamayan madde yaşamı ortaya çıkarmıştır.
Akıllı olmayan ve ahlak sahibi olmayan madde, aklı ve ahlağı ortaya çıkarmıştır.
İnsanın özlemleri dini ortaya çıkarmıştır, yani din, insan yapısıdır.