headerLogo2b-18pt-myriadpro

Bilim Tanrı’nın Var Olmadığını Kanıtladı mı? Bilim İnsanlarının Size Zorbalık Yapmalarını Kabullenmeyin!

10 iii future8 temp5 edit 45Zamanının en önde gelen biyolog ve bilim yazarlarından olan Profesör D.M.S. Watson, şu sözleri yazarken evrimci düşüncenin ardındaki ateist önyargıya işaret ediyordu:

Evrim, mantıksal tutarlı kanıtlarla doğruluğu ispatlandığı için değil, tek alternatif olduğu için evrensel olarak kabul ediliyor özel yaratılış açıkçası inanılmaz olduğu için bu böyledir. (5)

Tanrı hakkında söyledikleri konusunda farklı bir görüşünüz var mı? Bana gelince, Tanrı’ya inancı inanılır buluyorum, inanılmaz bulmuyorum. Bunu da, Tanrı’nın varlığına ilişkin kanıtları incelemiş olarak söylüyorum. İsa’ya inanan birisi olarak hiçbir şeyi varsaymamam gerektiği buyruğu altında olduğumu unutmayın. “Her şeyi sınayın, iyi olana sımsıkı tutunun.” (1.Selanikliler 5:21, İncil)

Aristocu ve Thomasçı düşünceyi çalışan popüler yazar ve felsefeci Mortimer Adler şöyle düşünüyordu, “Düşünce peşine düşmemek, insan gibi değil, karıncalar gibi yaşamaktır.” (6) Tanrı’yı tartışmaktan daha ilginç bir şey olabilir mi? Sanmıyorum. Adler’in, ilahiyatla ilgili konularda karar vermesi çok uzun sürdü. Sonunda neden Hıristiyan olduğu sorulduğunda şöyle dedi, “Hıristiyanlığı seçme konusunda temel nedenim gizlerinin anlaşılamaz olmasıydı.  Kendimiz zaten anlayabiliyorsak, vahyin anlamı nedir? Eğer tamamıyla anlaşılabilir olsaydı o zaman sadece başka bir felsefe olmaktan öteye gidemezdi.” (7)

Hayat hakkında öğrenebileceklerimizi öğrenerek her zaman gerçeğin peşinde olalım.

Evet, aklı çağırır,
Ona gönülden seslenirsen,
Gümüş ararcasına onu ararsan,
Onu ararsan define arar gibi,
RAB korkusunu anlar
Ve Tanrı'yı yakından tanırsın. (Süleyman’ın Özdeyişleri 2:3-5, Eski Antlaşma)

11 image10847 model t ford 45Henry Ford ilk otomobillerini yaptığında verdiği sözü düşündüğümde gülüyorum. Şöyle demişti, “Müşteriler arabaları, siyah olduğu sürece istedikleri renge boyatabilirler.” Seçeneğin olmadığı yerde, seçin bakalım! Tanrı bizimle bu şekilde ilişki kurmaz. Bu web sitesinde size pek çok seçenek sunduğunu göreceksiniz, ki bunların arasında en harika olanı cennette sonsuza dek O’nunla bir arada olma davetidir. Ama bu şu anda bilmek istediğiniz bir şey olmayabilir. Bazılarınız Tanrı olup olmadığından emin olmadığınız için bu yazıyı okumayı seçtiniz. Şu yorumu sık sık duyuyorum, ‘Bilim Tanrı’nın varlığının tersini kanıtladı.’ Bu gibi ifadelerin size zorbalık etmesine izin vermeyin. Bilim kesinlikle bu tür bir şey sağlayamaz.  

Birçok bilim adamının ileri sürdüğü bu iddiayı anlamak için akademik ve bilimsel toplumda kısa bir süre öncesine kadar var olmayan bir tutumu anlamamız gerekiyor. Artık akademi dünyası bilim ve dinin tamamıyla uyumsuz olduğuna inanıyor. Bilim, deney, gözlem ve mantığı temel alan bir bilgi sistemi olarak görülüyor. Öte yandan din, efsane, kültür ve insanın kendi kendini yanıltmasını temel alan bir inanç sistemi olarak görülüyor.

Dine karşı bu denli artan düşmanlığın nedeni, bilimin sadece doğal açıklamaları içerecek şekilde yeniden tanımlanmasıdır. Evrende gözlemlenen ve önermesi yapılan her süreç doğal nedenlerin sonucu olmalıdır. Doğa üstü açıklamalara izin verilmez. Daha önce doğacılığın anlamını açıklamıştım ama Phillip Johnson’un ‘bilimsel’ yaklaşımlarının temelini açıklamasına kulak verelim: 

12 image10849 closed box naturalism 45“Darwinciler, bilimi doğacılık olarak bilinen felsefi bir doktrinle özdeşleştirdiği için teistik ve "yönlendirilmiş" evrimin olasılık olarak dışlanması gerekiyor. Doğacılık, doğal dünyanın tümünün, ‘dışarıdan’ herhangi bir şeyden etkilenemeyecek, maddi neden ve etkilerin kapalı sistemi olduğunu varsayıyor. Doğacılık Tanrı’nın varlığını açıkça reddetmiyor ama doğa üstü bir varlığın herhangi bir şekilde, evrim gibi doğal olayları etkileyebileceğini ve bizim gibi doğal varlıklarla iletişim kurabileceğini inkar ediyor. Bilimsel doğacılık, sadece doğal olanı inceleyen bilimin bilgiye giden tek güvenilir yol olduğu varsayımını yaparken de aynı şeyi yapıyor.” (8)

Bilim bu şekilde tanımlandığında ve biri, doğa üstü nedeni işin içine katarak araştırma kurallarını çiğnediğinde veya Kutsal Kitap’tan söz ettiğinde bilimsel olmadığı düşünülür.

Bu doğru mu? Bilim bilgiye erişim konusunda tek güvenilir yol mu yoksa bu sadece bir varsayım mı? Bu ne tür bir bilgiye ulaşmak istediğimize bağlı. Bilimin bizlere dünya hakkında söylediği şeyler için kullandığı tümevarımlı yöntem dünyadaki şeyleri araştırmayı ve gözleme dayanarak bu şeyler hakkında genel çıkarımlarda bulunmayı içeriyor. Öte yandan, bilim insanları buldukları hakkında çıkarımda bulunabilirler, bulamadıkları hakkında değil. İşte bu noktada bilim insanlarının bizlere bilgi verebileceklerini düşündükleri alanlar hakkında dikkatli olmalıyız sadece olasılıklarla ifade edilse bile. Hangi alanlardır bunlar? Doğa ötesindeki alanlar...