headerLogo2b-18pt-myriadpro

Evrime Karşı Doğacılık

07 image7499 face future look doubt hurt 45Fakat tabii ki, aynı argüman bizim için de geçerli. Evrimci doğacılık doğru ise, o zaman bilişsel fakültelerimizin güvenilir olma olasılığı da çok düşüktür. Bu da evrimci doğacılığı kabul eden kişi, bilişsel fakültelerinin güvenilir olduğuna ilişkin yenilgiye uğratan bir savı var demektir; bu inançtan vazgeçmek, bu inancı reddetmek, artık bu inancı benimsememek için bir nedeni vardır. Eğer yenilgiye uğratan bir neden yok ise- yani yenilgiye uğratanı yenilgiye uğratan diyebiliriz- bilişsel fakültelerinin güvenilir olduğuna mantıksal olarak inanamaz. Güvenilir olduklarına inanmadan edemediğine kuşku yok; inanmaya devam edeceğine de kuşku yok; fakat bu inanç mantıksız olacaktır. Bilişsel fakültelerinin güvenilirliği konusunda bir yenilgiye uğratıcı neden var ise, bu fakülteler tarafından üretilen herhangi bir inanç için de yenilgiye uğratıcı bir nedeni var demektir- buna tabii ki bütün inançları dahildir. Bilişsel fakültelerine güvenemezse, inançlarından vazgeçmek için bir nedeni var demektir. Bu nedenle, derin ve dipsiz bir kuşkuculuğun ağına düşmüştür. Öte yandan, inançlarından biri evrimci doğacılığa olan inançtır; o zaman o inanç için de bir yenilgiye uğratıcı nedeni vardır. Bu nedenle evrimci doğacılık- doğacılık ve evrim bileşimi- , kendi kendini çürütür, kendi kendini yıkar, kendi kendini vurur. Bu nedenle mantıksal olarak kabul edemezsiniz. Herkes için bu argüman doğru gibi görünebilir fakat bunu benimsemek mantıksızdır. O halde, sav, evrimci doğacılığın yanlışlığı üzerine bir sav değildir; insanın bu önermeye mantıksal olarak inanamayacağı çıkarımı üzerine bir savdır. Bu nedenle, evrim, doğacılığı desteklemekten çok öte, her ikisine de mantıksal oalrak inanamayacağınız anlamında, ona aykırıdır.

Peki bu sav nasıl karşılandı? Bekleyebileceğiniz gibi, doğacılar bu görüş konusunda pek de hevesli değiller ve pekçok itiraz ileri sürdüler. 08 thinking a frame of mind 45Bana göre (ki bazıları bunun önyargılı olduğunu iddia edebilirler), bu itirazlardan hiçbiri başarılı değildir. (7) Belki de en doğal ve sezgisel itiraz şöyledir. Birkaç paragraf öncesinde tarif ettiğimiz varsayılan popülasyona geri dönelim. İnançları yanlış olduğu halde davranışları uyum sağlayıcı olabilir, bunu kabul ediyoruz; fakat inançları doğru olsa, davranışlarının çok daha uyum sağlayıcı olması çok daha olası değil midir? Bu, davranışları uyum sağlayıcı olduğu için, inançlarının muhtemelen doğru ve bilişsel fakültelerinin muhtemelen güvenilir olduğu anlamına gelmiyor mu?

Bu, özellikle de kendi zihinsel yaşamımız hakkında düşünme biçimimizi düşündüğümüzde, gerçekten de doğal bir itirazdır. Tabii ki, inançlarınız çoğunlukla doğruysa, hayatta kalma ve çoğalma olasılığınız daha yüksektir. Serengeti’de yaşayan tarih öncesi bir hominid (insansı) iseniz, aslanların, sevilebilir olduğuna ve okşanmayı seven iri kedilerden başka bir şey olmadıklarına inanıyorsanıza tabii ki hayatta kalma şansınız pek yüksek değildir. O halde, varsaydığımız yaratıkların, bizim içinde bulunduğumuz bilişsel durumla aynı durumda olduklarını varsayarsak, o zaman, bilişsel fakültelerinin güvenilir olması durumda, güvenilir olmaması durumunda olacağından, çok daha fazla hayatta kalma şansları vardır.

Fakat tabii ki, bizim içinde bulunduğumuzu düşündüğümüz aynı bilişsel durumda olduklarını varsayamayız. Örneğin, biz bilişsel fakültelerimizin güvenilir olduğunu varsayıyoruz. Bu popülasyonla ilgili olarak, mantıksal açısından bunu varsayamayız; ne de olsa, argümanın ana noktası, evrimci doğacılık doğru ise, o zaman bizim ve bilişsel fakültelerimizin güvenilir olmadığıdır. Bu yaratıklar hakkında bildiklerimiz üzerinde bir kez daha düşünelim. Evrimci doğacılığın doğru olduğu bir dünyada yaşıyorlar. Bu nedenle, hayatta kaldıkları ve çoğaldıkları için davranışları uyum sağlayıcı olmuştur. Bu da, bu davranışa neden olan veya bu davranışı üreten nörofizyolojinin uyum sağlayıcı olduğu anlamına gelir; yani hayatta kalmalarını ve çoğalmalarını sağlamıştır. Peki ya inançları? Bu inançlar, uyum sağlayıcı nörofizyoloji tarafından üretilmiştir veya neden olunmuştur; mantıklı. 09 small mind1 45Fakat bu, bu inançların doğru olduğunu desteklemek için herhangi bir neden vermiyor. Davranışlarının uyum sağlama özelliği söz konusu olduğunda, inançların doğru olup olmadığının önemi yoktur.

Diyelim ki, uyum sağlayıcı nörofizyoloji doğru inançlar üretiyor, tamam; uyum sağlayıcı davranışlar da üretiyor ve hayatta kalma ve çoğalma için de önemli olan budur. Diğer taraftan, nörofizyolojinin yanlış inançlar ürettiğini varsayın, yine tamam; yanlış inançlar ve uyum sağlayıcı davranışlar üretyor. Nörofizyolojinin ne tür inançlar ürettiği gerçekte hiç önemli değildir; önemli olan uyum sağlayıcı davranışa neden olmasıdır; ne tür inançlar üretirse üretsin, açıkça bunu yapmaktadır. Bu nedenle, davranışları uyum sağlayıcı ise, bilişsel fakültelerinin güvenilir olmasının muhtemel olmasını düşünmek için herhangi bir neden yoktur.

Bana öyle geliyor ki, buradan çıkan açık sonuç, evrimci doğacılığın mantıksal olarak kabul edilemeyeceğidir. Evrimci doğacılığın yüksek kahinleri Hıristiyan ve hatta teist inancın iflas etmiş ve aptalca olduğunu yüksek sesle ilan ederler. Öte yandan gerçek şu ki, durum tersine dönmüştür. Mantıksal olarak kabul edilemeyen, Hıristiyan inancı değil, evrimci doğacılıktır.

Alvin Plantinga

Notre Dame Üniversitesi’nde Felsefe Profesörü

Referanslar

(1) Alvin Plantinga ile birlikte yazılmıştır, Blackwell'in, Great Debates in Philosophy (Felsefe’de Büyük Münazaralar) serisinden (Blackwell, 2008).

(2) William Graham’a mektup, The Life and Letters of Charles Darwin (Charles Darwin’in Yaşamı ve Mektupları), der. Francis Darwin (London: John Murray, 1887), Cilt 1, s. 315-16.

(3) Burada bu savın sadece temel noktalarına değineceğim; daha kapsamlı açıklamalar için bkz. Warranted Christian Belief (Garantili Hıristiyan İnanç), (Oxford Univ. Press, 2000), 7. bölüm; ya da, Knowledge of God (Tanrı Bilgisi) kitabına benim katkıma bakınız, (Blackwell, 2008); veya Natural Selection and the Problem of Evil (Doğal Seçicilik ve Kötülük Sorunu) (The Great Debate), derleyen Paul Draper, www.infidels.org/library/modern/paul_draper/evil.html.

(4) Eğer doğacılığın maddeciliği içerdiğini düşünmüyorsanız, o zaman benim argümanımı, doğacılık, evim ve maddeciliğin üçlü birleşmesini mantıksal açıdan kabul edemeyeceğiniz sonucuna ilişkin argüman olarak ele alın.

(5) "Epistemology in the Age of Neuroscience," (Nörobilim Çağında Epistemoloji) Journal of Philosophy, Cilt. 84, Ekim 1987, s. 548-49.

(6) Hesaplamaları yapan Paul Zwier’e teşekkürü bir borç bilirim.

(7) Bkz., ör., Naturalism Defeated? (Doğacılık Yenilgiye Uğratıldı mı?), der. James Beilby (Cornell Univ. Press, 2002), savı eleştirenlerin on kadar makalesinin yanı sıra benim itirazlarına cevaplarımı da içeriyor.