headerLogo2b-18pt-myriadpro

Tanrı Var mı? Neden İnanıyorum?

25 image10883 atheism darwin xxx 45Ateizmin en yaygın olarak sunulan açıklamalarından birisi sözde ‘ateizm varsayımı’dır. Bu iddiaya göre, Tanrı’nın varlığına ilişkin kanıtların yokluğunda, Tanrı’nın var olmadığını varsaymalıyız. Bu görüşte ortaya çıkan soruna, suç yeri inceleme uzmanlarının sevdikleri özlü deyişle parmak basılmaktadır. Diyorlar ki, ‘kanıtın olmaması, bir şeyin olmamasının kanıtı sayılamaz.’ Kanıtın olmamasının, yokluğun kanıtı sayılması ancak varlığına ilişkin daha fazla kanıt olmasını beklediğimiz durumlar için geçerlidir. 

Söz konusu Tanrı’nın varlığı olduğunda, Tanrı var olduğu takdirde, varlığına ilişkin elimizde olandan daha fazla kanıt sağlayacağını kanıtlama yükümlülüğü ateistler üzerindedir. Bu, ateistlerin taşıyamayacağı kadar ağır bir yüktür. İki nedenden ötürü:

(1) En azından Hıristiyan tanrı inancında, Tanrı’yı tanıma konusunda birincil yolumuz kanıtlar aracılığıyla değil, Tanrı’nın Kutsal Ruhu’nun içsel çalışmaları aracılığıyladır. Kutsal Ruh, kanıtlardan bağımsız olarak insanların Tanrı’yla ilişki kurmalarını sağlar. “Yazılmış olduğu gibi, ‘Tanrı'nın kendisini sevenler için hazırladıklarını hiçbir göz görmedi, hiçbir kulak duymadı, hiçbir insan yüreği kavramadı.’ Oysa Tanrı Ruh aracılığıyla bunları bize açıkladı. Çünkü Ruh her şeyi, Tanrı'nın derin düşüncelerini bile araştırır.” (1.Korintliler 2:9-10, İncil)

Tanrı bilgisi kendisine vahiy yoluyla iletilmediği takdirde insan Tanrı bilgisine yabancıdır. Doğaüstü bir Tanrı kendisini bizlere doğaüstü şekilde açıklamak zorundadır. Bu vahiy Kutsal Ruh aracılığıyla mümkündür. Tanrı hakkında ki gerçeği, içimizde bulunan bir yetenekle bilemeyiz. İnsanin dini görevlerini yerine getirmesiyle de olmaz yeterince tekrar etmek, doğru kurban, doğru dini şarkı, doğru dini tören, doğru giysi ya da dini törenler için doğru yer. 26 image10884 revelation light god 45Yetenek ve güçlerimizle ilgili herhangi bir kuvvete de dayanmaz. Ancak Tanrı’nın vahyi sayesinde bu bilgiye kavuşabiliriz. Tanrı’dan doğaüstü bir şekilde aydınlatma gelmedikçe, insan doğal olarak Tanrı’yla ilgili derin şeyleri keşfedemez. Richard Dawkins ve diğer ateistler de Kutsal Ruh’un aydınlatıcı işinden yoksun, yaşamı karanlıkta olan herkes kadar karanlıktadır. 

İşte, bedeli ne olursa olsun tanımaya değer biri dedi ki, “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.” Bu kişinin adı İsa’dır ve bu ayeti Yuhanna İncili’nin sekizinci bölümünde bulabilirsiniz.

(2)  Hıristiyan Tanrı inancında Tanrı evrenin yaratılışı ve İsa’nın ölümden dirilişiyle ilgili olağanüstü mucizeleri sağlamıştır. (İnternete bağlıyken, İsa’nın dirilişi hakkında tarihsel kanıtları okuyabilirsiniz. Tarihteki başka hiçbir eski olay için, bu olay için olduğu kadar çok kanıt bulunmamaktadır.) ‘Ateizm varsayımını’ düşünürken, tek söyleyebileceğimiz bunun gerçekten de kibirli bir yaklaşım olduğudur!

Tanrı’nın düşünceleri, kişiliği ve tutumları ancak Tanrı bunları açıklamayı seçtiği takdirde bilinebilir. Başka her şey insanların yaptığı spekülasyonlar olacaktır. Tanrı bilinmek istemeseydi bizim için ne büyük bir kayıp olurdu! İyi haber, Tanrı kendisini tanımamızı istiyor. Kutsal Kitap’ta bizlere karakterini ve O’nunla nasıl ilişki kurabileceğimizi anlattı.

O halde, bu nedenle Kutsal Kitap’ın güvenilir olup olmaması önemli bir meseledir. Kutsal Kitap’ın güvenilirliğini tartışmak bu yazının kapsamı içinde olmasa da, bu web sitesinde Kutsal Yazılar hakkında doğru kararı vermek için gereken kanıtları bulacaksınız.

Kutsal Kitap Tanrı bilgisi konusunda iki gerçeğe tanıklık ediyor. Birincisi, bize Tanrı’nın kavranılamaz olduğunu öğretiyor. Tanrı, insanın doğal, yardım almayan aklıyla kavranamaz. Öte yandan aynı zamanda Tanrı’nın bilinebileceğini ilan ediyor. Her ikisi de doğru ama kesin anlamda değil. Tanrı’nın kavranılamaz olduğunu söylemek, Tanrı sonsuz bir varlık olduğu için ölümlü insanın Tanrı hakkında bilinebilecek her şeyi bilemeyeceği anlamına da gelir. Tanrı’nın, kavranılamasa da, tanınabileceğini söylemek, Tanrı’nın tanınabileceği ve insanın Tanrı bilgisinde ilerleyebileceği anlamına da gelir. Ne ölçüde? İnsanın Tanrı’yla ilişkiye sahip olabilmesi için gerektiği ölçüde.

Ateist misiniz?

27 wall357 conversation 45Eğer ateistseniz, birlikte oturup Kutsal Yazıları konuşma fırsatımız olmasını dilerdim. Size soracağım ilk soru şu olurdu, ‘Bana inanamadığınız Tanrı’yı anlatır mısınız?” Tarif edeceğiniz Tanrı büyük olasılıkla kendisini Kutsal Kitap’ta açıklamış olan Tanrı’dan çok uzak olacaktır. Tanrı tanımınıza göre, muhtemelen ben de bu Tanrı’yla işim olmasını istemezdim.  

En iyi arkadaşlarımdan biri ateistti. Çoğu ateist gibi, insanların Tanrı’ya inanıyor olması onu son derece rahatsız ediyordu. Ateistlerin nesi var, neden var olduğuna inanmadıkları bir şeyi çürütmek için bu kadar zaman, dikkat ve enerji harcıyorlar? Bunu yapmalarına neden olan ne? Arkadaşım ateist olduğu sırada, zavallı, yanılgı içindeki insanlara umutlarının tamamıyla yersiz olduğunu anlatmak için bu kadar uğraştığını söylüyordu. Daha sonra, başka bir niyeti olduğunu söyledi. Tanrı’ya inanan kişilere meydan okurken, kendisini aksine ikna edip edemeyeceklerini merak ediyordu aslında. Arzusunun arkasındaki neden hayatını istediği gibi yaşamak için özgür olma isteğiydi. İnananlara yanıldıklarını kanıtlayabilirse, o zaman artık bu meseleyle uğraşması gerekmeyecekti. Özgür olacaktı.

Tanrı konusunun aklında bu kadar çok yer tutmasının nedeninin Tanrı’nın bu konuda bastırması olduğunun farkında değildi. Tanrı’nın tanınmak istediğini ve bizleri kendisini tanıma becerisiyle yarattığını fark etmeye başladı. Tanrı’nın var olduğuna ilişkin kanıtlarla çevresinin giderek daha fazla sarıldığını görmeye başladığını söyledi. Sanki Tanrı olasılığını düşünmeden edemiyordu. Nitekim, Tanrı’nın varlığını kabul etmeyi seçtiği gün, duasına şöyle başladığını söyledi, ‘Tamam, sen kazandın…’

Merak ediyorum acaba ateistlerin Tanrı’ya inanan insanlardan rahatsız olmalarının altında yatan neden, Tanrı’nın onların peşinden gidiyor olması mı?