headerLogo2b-18pt-myriadpro

Genel Vahiy

07 prostitute3 45İsa ve Zinada Yakalanan Kadın. Yasanın gururlu öğretmenleri ve kendi doğruluklarına güvenen Ferisiler, yani İsa’nın döneminin din önderleri, İsa’ya zinada yakalanan bir kadını getirdiler.

“Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O'nun yanına geliyordu. O da oturup onlara öğretmeye başladı. Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, "Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı" dediler. "Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?" Bunları İsa'yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı.

İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, "İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!" dedi. Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı.

Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, "Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?" diye sordu.

Kadın, "Hiçbiri, Efendim" dedi. İsa, "Ben de seni yargılamıyorum" dedi. "Git, artık bundan sonra günah işleme!” (Yuhanna 8:2-11)

İsa, zinada yakalanan kadını yargılama hakkına sahip olmak için gereken kriteri verdi. İsa’nın sözleri vicdanlarına dokunduğunda mahcup olarak çabucak dağıldılar. İsa’nın söyledikleri kendi günahlarının farkına varmalarını sağladı.

İsa kalabalık içinde masum olanların infazı gerçekleştirebileceklerini söyledi. Onu taşlayarak öldürebilirlerdi. Kaçı vicdanlarının, “O günahından ötürü suçlu, ama ben de öyle değil miyim?” diye sorduğunu duydu? Hiçbiri.

08 image12177 cross in sand 45Merak ediyorum acaba İsa toprağa yazarken bu dindar insanların günahlarını mı sıralıyordu- gayrimeşru ilişki yaşadıkları veya şehvet duydukları kadınların adlarını mı yazıyordu? Sonra bu uzun ve ayrıntılı listenin yanında, bir çarmıh resmi çizdi çünkü çarmıh üzerinde onların günahını taşıyacaktı. “…günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O'nun yaralarıyla şifa buldunuz.” (1.Petrus 2:24)

Yahuda İskaryot. Bazen vicdani ıstırabı o kadar dayanılmaz bir hal alır ki insan hayatına son vermeyi tercih eder. Vicdanın suçlamalarının en canlı örneğini, İsa’yı din yetkililerine ele verdikten sonra kendisini asan, hain, Yahuda İskaryot’un vicdanında görüyoruz.

“İsa'ya ihanet eden Yahuda, O'nun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ileri gelenlere geri götürdü. "Ben suçsuz birini ele vermekle günah işledim" dedi. Onlar ise, "Bundan bize ne? Onu sen düşün" dediler. Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı.” (Matta 27:3-5)

Maalesef, Yahuda, günahlarını yanlış kişiye itiraf etti- İsa yerine, İsa’nın düşmanlarına gitti. Yahuda’nın itirafı din önderleri tarafından alaya alındı ve göz ardı edildi. Bu insanlar Yahuda’nın içinde bulunduğu zor durumla hiç ilgilenmiyorlardı. Yahuda’yı Mesih’i ele geçirmek için kullandılar. İsa’nın masum ya da suçlu olması onları ilgilendirmiyordu. Özünde, Yahuda’nın suçluluk duygusuna ve sefaletine güldüler.

İsa olsaydı Yahuda’ya ne derdi? Hepimize söylediği şeyi: “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm.” (Matta 11:28)

Tarihin Tanıklığı

09 image11959 sorrow sad lost empty 45‘İnsanın içindeki Tanrı’nın sesini’, vicdanımızı ve Tanrı’nın bunun aracılığıyla kendisiyle ilgili bir şeyleri nasıl açıkladığını ele aldık. Tanrı’dan gelen bu ilahi armağan daha Kutsal Yazıları bilmeden bizlere doğru ve yanlış hakkında bir farkındalık sağlıyor.

Tanrı aynı zamanda, tarihin tanıklığı aracılığıyla, ya da başka bir deyişle, deneyimin tanıklığıyla, genel bir vahiy sağlıyor. Tarihi incelediğmizde, ahlak konusunda herhangi bir dizginleme olmadığında, bireylerin ve ulusların zayıf ve sefil olma eğilimine girdiğini görüyoruz. Gözlemler aşırı serbest yaşayan kadın ve erkeklerin hayatta aşırı mutsuz ve hayalkırıklığına uğramış olduklarına işaret ediyor.

İnsan ırkının hikayesi kötülüğün karşılığının, kötü olmasıdır. Bu gerçek, Musa’nın İsrailliler’e uyarısının gerçekliğini onaylıyor: “Ama söylediklerinizi yapmazsanız, RAB'be karşı günah işlemiş olursunuz; günahınızın cezasını çekeceğinizi bilmelisiniz.” (Çölde Sayım 32:23, Eski Antlaşma). Aynı zamanda İncil’de bulunan uyarıyı kanıtlıyor: “Aldanmayın, Tanrı alaya alınmaz. İnsan ne ekerse onu biçer.” (Galatyalılar 6:7). Dinde ikiyüzlülük en büyük ahmaklıktır çünkü kendisine hesap vermekle sorumlu olduğumuz Tanrı, gizli maskelerimizin arkasını kolaylıkla görebilmektedir.

İnsanların yaptıkları kötülükler çoğunlukla yanlarına kalıyor gibi mi görünüyor? Öyle görünüyor, değil mi? Ceza almadan refaha eriştiklerini görmek, Kutsal Yazılar’ın esin almış yazarlarından birinin, pak bir yaşam sürdürmenin ve Tanrı’ya adanmış olarak yaşamanın buna değip değmediğini düşünmesine neden oldu.

“Ama benim ayaklarım neredeyse tökezlemiş, adımlarım az kalsın kaymıştı. Çünkü kötülerin gönencini gördükçe, küstahları kıskanıyordum. Onlar acı nedir bilmezler, bedenleri sağlıklı ve semizdir. Başkalarının derdini bilmez, onlar gibi çile çekmezler. Bu yüzden gurur onların gerdanlığı, zorbalık onları örten bir giysi gibidir. Şişmanlıktan gözleri dışarı fırlar, içleri kötülük kazanı gibi kaynar. İnsanlarla eğlenir, kötü niyetle konuşur, tepeden bakar, baskıyla tehdit ederler.” (Mezmur 73:2-8, Eski Antlaşma)