headerLogo2b-18pt-myriadpro

Tanrı'nın Agape Sevgisi: İlk Önce Kendimiz Deneyim Etmeden Başkalarıyla Paylaşamayız!

16 image5266 read sharpened 452. ADIM: “Sevgili kardeşlerim, Tanrı bizi bu kadar çok sevdiğine göre biz de birbirimizi sevmeye borçluyuz.”  (1. Yuhanna 4:11)

İkinci adım, ancak insan birinci adımdan sonra bu adıma ulaşırsa mümkün olabilir. Birinci adımda anlatıldığı gibi Tanrı’nın sevgisini aldığınız zaman sevemeyeceğiniz kimse yoktur. Çoğu insan bize sevmemizi söyler ama ancak Tanrı bize sevme gücünü verebilir. Tanrı, sevgisi ve sağladığı Kurtarıcı için kendisine teşekkür edenleri sevgisiyle güçlendirir. Eğer İncil’i düzenli olarak okuyan biriyseniz, yukarıdaki ayetteki dilin kullanıldığı başka bir ayeti hatırlayacaksınız: 

“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.”  (Yuhanna 3:16)

Sizi De Kapsar!!!

Bu, İncil’de en çok tanınan ayettir. İsa dünyadayken sahip olduğu görevi anlatıyor. Ayrıca, bizlere Tanrı’nın bizi sevmeyi seçtiğini hatırlatıyor. Sevgisini belli ölçülerle sınırlamadı; sadece iyi olanları, sadece yasaya uyanları vs. sevmekle sınırlamadı. Tanrı’nın sahip olduğu tür sevgi karşılıksız ve dolu dolu dünyaya dökülür. Sizi de kapsar!!! Tanrı’nın insanlığa duyduğu kendini feda eden sevgisinin ateşiyle sayısız soğuk ve bencil ölümlü yürek alevlendi. Tanrı’nın sevgisi, olağanüstü lütfunda görülür. Tanrı’nın bize Oğlu İsa’yı vermesini gerektiren ahlaki bir kural yoktu. Tanrı’yı yaptığını yapamaya zorlayacak bir sorumluluğu yoktu. Tanrı’nın sevgisi veren bir sevgidir, tepkisel değildir. 

17 image11530 thermostat 45Termometre ısıya tepki verir. Ölçtüğü sıcaklığa göre yukarı ya da aşağı iner. Tanrı’nın agape sevgisi termometre gibi değildi. Termostat gibidir. Termostat kendini ısıya göre ayarlamaz. Aynı şekilde kalır ve odanın sıcaklığını kendine göre ayarlar.  

Daha önce de belirttiğim gibi, Tanrı’nın sevgisi, insan sevgisinden çok farklıdır. Tanrı’nın sevgisi koşulsuzdur ve duygulara ya da hislere bağlı değildir. Sevilebilir olduğumuz ya da O’nda iyi hisler uyandırdığımız için bizi sevmiyor. Tanrı bizi kendisi sevgi olduğu için seviyor. Ayrıca, Tanrı bizleri kendisiyle sevgi dolu bir ilişkiye sahip olmamız için yarattı. İsa’nın dünyaya geldiği zamanki görevi, bir zamanlar Tanrı'yla sahip olduğumuz ama günahımızın mahvettiği ilişkiyi eski gönencine kavuşturmaktı. Günahımızın verdiği zarar Eski Antlaşma’da canlı bir şekilde betimleniyor:

“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.”  (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma)

Tanrı’yı hoşnut etmek ve Tanrı’yla aramızdaki ayrılık arasında köprü kurmak için yapmaya çalıştığımız iyi işlere ne demeli? Tanrı’nın kabulünü hak etmeye çalışma çabalarımıza ne demeli? Üzdüğüm birini selamlamak için oturma odasının diğer yanına geçmem gibi bir şey. Kirliyim, doğruluğum yok. Bu kişinin duvardan duvara beyaz halısı üzerinde bıraktığım izi azaltmak için ayakkabılarımı çıkarmışım. Pislik içimden geldiği için çoraplarımı çıkarmam ya da hamamda bir saat geçirmemin hiç faydası olmayacaktır. Kirliyim ve odada attığım her adımla durumu daha da kötüleştiriyorum. Vahiy almış peygamber şöyle söylüyor: “Hepimiz murdar olanlara benzedik. Bütün doğru işlerimiz kirli adet bezi gibi.” (Yeşaya 64:6, Eski Antlaşma)

18 image8461 heart sinful sin long 45Dış görünüşümüzü önemsemek ve iyi görünmeye çalışmak için elimizden geleni yapmanın yanlış olan bir yanı yoktur. Bizim ailede sabah ilk kalkan her zaman ben olurum, bu nedenle ilk yüzünü yıkayan da benim. Fakat ulaşamadığım bir yer var ve bu nedenle burayı yıkayamam. Varlığımın en önemli parçası. Tanrı’nın içimizde gördüklerinin farkında mıyız?    

“RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar.” (1. Samuel 16:7, Eski Antlaşma)  

İsa, Tanrı önünde en büyük sorunumuzun içimizde olduğunu söyledi. Ahlaksal anlamda bizi kirleten ve Tanrı önünde kabul edilemez hale getiren şeyin içimizden geldiğini söylüyor.

“İsa, halkı yine yanına çağırıp onlara, "Hepiniz beni dinleyin ve şunu belleyin" dedi. "İnsanın dışında olup içine giren hiçbir şey onu kirletemez. İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır." İsa kalabalığı bırakıp eve girince, öğrencileri O'na bu benzetmenin anlamını sordular. O da onlara, "Demek siz de anlamıyorsunuz, öyle mi?" dedi. "Dışarıdan insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini bilmiyor musunuz? Dıştan giren, insanın yüreğine değil, midesine gider, oradan da helaya atılır." İsa bu sözlerle, bütün yiyeceklerin temiz olduğunu bildirmiş oluyordu. İsa şöyle devam etti: "İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir.”  (Markos 7:14-23)

Kapatmasının Yolu Var Mı? 

Tabii ki, bizler için fiziksel olarak zararlı olacak şeyler yiyip içebiliriz. Gelecek vaat eden bir işim varken işimden ayrılmamın nedenlerinden biri yönetimde bulunanların çok içiyor olmasıydı. Şirketten ayrılmadan önce orada çalışan bir meslektaşım öldü. Alkol karaciğerini mahvetmiş ve nihayet arkadaşımı öldürmüştü. Öyle ölmek istiyor muydum? Kim ister ki? Fakat, İsa, insanı mahveden şeyin özünün insanın içinde olduğunu söylüyor. Kirli bir kaynağın kirli su fışkırtması gibi günahkar yüreğimiz düşüncemizin, fantezilerimizin, istek ve tutkularımızın yozlaşmasına neden olur. İster beğenin ister beğenmeyin, içimizde devamlı günah pompalayan bir makineye benzeyen günahkar bir yürek var. İnsanın bu makineyi kapatmasının yolu yoktur!! Tanrı insan yüreği için tam olarak bunu söylemiştir: “Yürek her şeyden daha aldatıcıdır. İyileşmez. Onu kim anlayabilir?”  (Yeremya 17:9, Eski Antlaşma)

İşte, bu noktadayız. Bizler, köprünün olmadığı bu uçurumun bir tarafındayız, günahkar ve yozlaşmış olarak burada bulunuyoruz. Tanrı ise diğer tarafında günahsız ve pak. Tanrı’yla aramızdaki ayrılığın nedeni O’nun günahsız ve pak olan karakteridir. “Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.” (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma). Zaman içinde günahlı şeylere alışıyoruz. Tanrı öyle değil. Tanrı huzurunda günaha izin vermez ve buna cennet de dahildir. Tanrı günaha bakamaz.