headerLogo2b-18pt-myriadpro

Tanrı'nın Agape Sevgisine İnanmak ve Bu Sevgiyi Kabul Etmek Benim İçin Neden Bu Kadar Zor?

22 image10997 heart love cross sharper 45Bütün inançlar arasında sadece Hristiyanlık, adaleti, kötülüğe gereken cezanın verilmesini gerektiren ve fakat sevgisi bu cezayı üzerine almaya hazır olan bir Tanrı’ya inanır. Ayrıca, yarattıklarına, kendisine karşı isyan etme özgürlüğü vermeye hazır olan ve bu itaatsizliğin sonucu olan sıkıntı ve acıları kişisel olarak çeken başka bir Tanrı yoktur. Kişisel bir tanrı ya da tanrılara inanan başka dinler ya iyi ve kötünün gerçekliğini kabul etmiyor ya da kötülüğün Tanrı’nın basit bir şekilde ‘Bağışlandın’ demesiyle çözülebilecek kadar basit bir sorun olmadığını düşünmüyorlar.

Kur’an’da resmedilen ilahi sevgiye ilişkin anlayışım yanlış mı? Müslüman olmadığımı kabul ediyorum. Kutsal Kitap’ı okumadan önce Kur’an’ı okuduğum halde hiçbir zaman Müslüman olmadım. Kur’an, İncil’deki gibi Tanrı’nın bir sevgi Tanrısı olduğundan söz ediyor mu? Öyle olması gerektiğini düşünürdünüz, öyle değil mi? Tanrı değişmez- dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır. Kur’an’da geçen Tanrı isimlerinden iki kez karşımıza çıkan bir isim “Al Wadud”’dur (Seven). Bakınız Hud Suresi 11:90 ve Büruc Suresi 85:14. Peki ya Allah’ın bu unvanı? Kutsal Kitap’ta 1.Yuhanna 4:8’de söylenen ‘Tanrı sevgidir’ ifadesinden geri kaldığı kesindir. Tanrı’nın İncil’de günahkarlar için sahip olduğu sevgi hakkında gösterdiği örnekten de eksiktir. “Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.” (Romalılar 5:8)

El-Gazali Ne Diyor?

İslam’ı yanlış bir şekilde yansıtmak istemiyorum. Ama söylediklerim İslam’ı yanlış bir şekilde yansıtıyor mu? Tarihte yaşamış en büyük ilahiyatçılardan El Gazali, El Maksad El-Asna adlı yapıtında Kur’an’ın Tanrı’nın sevgisi hakkındaki öğretişi konusunda oldukça açıktı. ‘Al Wadud’ isminin sadece, Tanrı’nın objektif iyiliklerini ya da onay ifadelerini kast ettiğini öğretiyor. Kitabının 91. sayfasında şöyle diyor, “O (Tanrı) sevgi hissinin üstündedir.” Aynı sayfada şöyle diyor, “Sevgi ve merhametin amacı sadece ürün ve faydasıdır ve bunun için istenir, duygu ya da his için değil.” 

23 image9457 look up 45El Gazali’nin söylediği, Tanrı’nın insana olan sevgisinin insanın bereketinden yararlanmasını istemesinden kaynaklandığıdır. Yüreğinden akan bir şey değildir. Geri verilmeyen bir sevgi değildir, çünkü Allah insana karşı böyle bir sevginin ilk adımını atmaz. Kur’an’da öyle görünüyor ki, Tanrı kendisine karşı olanları ve kendisini hor görenleri sevemez. El Gazali, Tanrı’nın sevgisinde öznellik olmasını, yani Tanrı’nın yüreğinde insana karşı sevgi hissetmesini reddediyor.

Elinizde ne kaldı? Bütün ayrıcalıkların en büyüğüne - Tanrı’nın bağrında bulunan sevgiyi kişisel olarak bilmeye - sahip olamıyorsunuz ve bundan zevk alamıyorsunuz. Tanrı’dan bazı şeyleri, iyilik ve onay işareti- ki bunlar sayısızdır- olarak alabilirsiniz ama Tanrı’nın kendisi tanınamaz. Tanrı ve insan arasında gelişen ve sonunda cennette tamamlanan, karşılıklı sevgi ifadesi olasılığı yoktur. Nasıl genç bir adam hoşlandığı bir kadına evlilik teklif etmeden onu armağan yağmuruna tutarsa, Tanrı da kendisini hoşnut edenlere yararlı olacak şeyleri yağdırır fakat kesinlikle koşulsuz bir şekilde ve sonsuza dek kendisini onlara adamaz!

Dr. İsmail Al-Faruki

Aranızda Amerika’da yaşayan ya da orada bir üniversiteye devam edenler merhum Dr. İsmail Al-Faruki’yi duymuştur. İslam ve karşılaştırmalı dinler konusunda geniş kitleler tarafından yetkili biri olarak tanınır. Temple Üniversitesi’nde Din Profesörüydü. Burada İslam Çalışmaları programını kurup programa başkanlık etmiştir. Arapça ve İngilizce olarak çok sayıda makale ve kitap yazmıştır. Lütfen söylediklerine dikkat edin:

“O [Tanrı] kendisini hiçbir şekilde kimseye açıklamaz. Tanrı ancak isteğini açıklar.  Hatırlarsanız peygamberlerden biri Tanrı’dan kendisini göstermesini istediğinde Tanrı şöyle demişti, "Hayır, Kendimi kimseye açıklamam mümkün değil." Tanrı’nın isteği budur ve elimizde olan sadece budur. Bu isteğin Kur’an’da yetkin bir şekilde açıklandığını görüyoruz. Ne var ki, İslam, Kur’an’ı Tanrı’nın doğası ya da özüyle eşit tutmaz. Kur’an, Tanrı’nın Sözü, Tanrı’nın Buyruğu, Tanrı’nın isteğidir. Fakat Kur’an’a göre, Tanrı kendisini kimseye açıklamaz. 24 image11547 cool text very different 45Hristiyanlar Tanrı’nın kendisini açıklamasından söz ederler - Tanrı’nın Tanrı tarafından açıklanması-  işte Hristiyanlık ve İslam arasındaki en büyük fark budur. Tanrı insan aklından üstündür ve bir kez kendisini açıklamasından söz ederseniz, içte baki olmaya sahip olursunuz. O zaman Tanrı’nın insan aklından üstün olması özelliğinden ödün verilmiş olur. Aynı anda hem tamamıyla insan aklından üstün olup hem de kendini açıklamış olamaz.”  [Kenneth Cragg, "Christian Mission and Islamic Da'wah: Proceedings of the Chambesy Dialogue Consultation" (Hristiyan Misyonu ve İslam Davası: Chambecy Diyalog Konsültasyonu Tutanakları) (Leicester: The Islamic Foundation (İslam Vakfı), 1982), s. 45-46].

Al Faruki’nin söylediklerini anlıyor musunuz? Tanrı kendisini açıklamıyorsa, O’nun hakkında hiçbir şeyi öngöremeyiz. İncil’de söylenen şu sözlerle; ‘Tanrı sevgidir’ hemfikir olamayız. Ancak Tanrı’nın, isteğine uygun olarak yapmaya karar verdiği bazı şeyleri bilebiliriz. Sorun, ‘isteğinin’ nihai olarak bize Tanrı hakkında ve nasıl biri olduğu hakkında bir şey söylememesidir, çünkü Al Faruki’ye göre İslam, Tanrı’nın kendisini açıklamasına izin vermez.