headerLogo2b-18pt-myriadpro

Köprüyü Geçin - Ders 1

CEVAP PENCERESİNİ AÇMAK İÇİN 'CEVAP' İKONUNA TIKLAYIN. PENCEREYİ KAPATMAK İÇİN TEKRAR TIKLAYIN.

05b lake of gods love1 45Web sitemizi ziyaret eden sizlerin çoğunun Tanrı’nın doğasının özünde yer alan sevgiye aşırı derecede susamış olduğunuza inanıyorum.

Yanılıyor muyum?

Kimse Tanrı’nın büyüklüğünü anlayamaz, değil mi? Sevgisinin büyüklüğünü de kimse anlayamaz. Tanrı’nın bize olan sevgisinin büyüklüğünü anlayabilsek, imanımız anında inanılmaz bir yükselişe geçerdi!

O halde burada sorulması gereken önemli soru şudur, ‘Anlaşılmaz olanı nasıl anlayabiliriz?’ Ancak Tanrı’dan kişisel olarak kendisini bize açıklamasını isteyerek. Başka türlü olamaz.

Tanrı'dan aldığım iş - sizi İncil’e yönlendirmektir. İncil, Tanrı’nın size yazmış olduğu bir sevgi mektubudur. Benim işim, İncil hakkında sizlere bilgi vermektir. Tanrı’nın büyük işi, İncil’in bildirisini, sizin için kişisel ve anlaşılır kılmaktır. Benim işim, Tanrı’nın sevgisinin derin ve geniş gölü etrafında sizi bir geziye çıkarmaktır. Tanrı’nın büyük işi, sizi göle sokmak ve bu deneyimi kendinizin yaşamasını sağlamak ve yaşamınızı sevgisiyle doldurmaktır. 

BÖYLE BİR GEZİYE HAZIR MISINIZ?

Tanrı sizi seviyor mu? Lütfen cennetin yanıtına kulak verin: 

“Seni sonsuz bir sevgiyle sevdim.” (Yeremya 31:3). Başkaları sizi sevmeyi vaat edip bunu gerçekleştirememiş olabilir. Tanrı böyle değildir. Tanrı sizi sevmeyi vaat etmiştir ve İncil’in sayfalarında bunu göstermiştir. Tanrı sizi seviyor! Kişisel olarak. Güçlü bir şekilde. Koşulsuz olarak.

Tanrı, engel olmadan cennete girmeniz için bir yol açtı ve başarılı oldu. Ancak Tanrı bunu yapabilirdi. Ancak Tanrı sizi tükenmeyen bir sevgiyle sever.

O halde gelin! Susayanlar gelsin ve kana kana içsin!

Sizi seven Tanrı hakkında daha fazla şey öğrenmek ister misiniz? 

01ab image10265 heart love 45Sevilme ihtiyacınızın ne kadar büyük olduğunu bilirsiniz. Hepimizin sevilmeye ihtiyacı vardır. Birileri için önemli olduğumuzu, birinin bizi gerçekten önemsediğini ve bizi koşulsuz olarak kabul ettiğini bilmemiz gerekir.

Sadece dikkat çekmek için sorumsuzca davranan çok sayıda insanın olduğu bir dünyada yaşıyoruz, öyle değil mi? Dikkat çekmek sevginin yerini pek tutamaz ama sevgiye aç insanlar için hiç yoktan iyidir.

İncil’deki müjdeli habere göre biri seviyor. İncil Tanrı’nın sevgi olduğunu kesin olarak söylüyor. Bir bölümde iki kez görüyoruz bunu: “Tanrı sevgidir.” (1.Yuhanna 4:8,16)

Bir düşünün. Sevgi Tanrı’nın doğasında vardır. Tanrı doğal olarak sever. Sadece yansıttığı dostça bir tutum değildir. Varlığının özüdür. Tanrı bize karşı her zaman sevgiyle davranacaktır çünkü başka türlüsünü yapamaz. Tanrı sevgi doludur. Bu, Kutsal Kitap’ın Tanrısı’dır.

Kişisel deneyimlerimden yola çıkarak Kutsal Kitap’ın bir hazine haritası gibi olduğunu söyleyebilirim. Bizi en büyük hazineye götürüyor: İsa Mesih’e iman aracılığıyla Tanrı’yla canlı bir ilişki. Bu asla sona ermeyecek olan bir ilişkidir. Ölüm bile bu ilişkiyi bitiremez.

“Gerçek olsaydı, bu gerçekten de çok değerli olurdu. Ama siz asıl noktayı gözden kaçırıyorsunuz,” diyeceksiniz, “ben İncil’in değiştirildiğine inanıyorum. Cennet güvencesinden bu kadar olumlu şekilde söz etse de, güvenemeyiz.”

01abc image10572 bible prophecy blue little green  45Gerçek şu ki, İncil, tamamıyla güvenebileceğiniz bir kitaptır. Tek bir gerçeği unutmayın. Kutsal Yazıları ilk başta esinlemek konusunda kudrete ve egemen denetime sahip olan Tanrı, egemen kontrolünü hiçbir zaman bir kenara bırakmadı. Bunu söylerken şunu kastediyorum; Tanrı hiçbir zaman kimseye kendi esinlediğini değiştirme izni vermedi. Esinlendikleri andan itibaren, Tanrı, Kutsal Yazılar’ın korunması konusunda kudretine ve egemen denetimine devam etti. “RAB'be karşı başarılı olabilecek bilgelik, akıl ve tasarı yoktur.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 21:30).

Bugün İncil’de İsa hakkında okuduklarınız Tanrı’nın İsa hakkında bilmenizi istedikleridir.

* * * * *

Büyük olasılıkla bunu size daha önce kimse söylemedi ama Tanrı sizi koşulsuz seviyor. Söz veriyorum, bu derslerin sonunda Tanrı’yla ilgili düşünceleriniz şu ankinden farklı olacak. O’na daha önce karşılık vermediğiniz şekilde karşılık verecek, O’nu daha önce sevmediğiniz şekilde seveceksiniz!

Dünyadaki yaşamınız Tanrı için büyük bir öneme sahip. Ve sesiniz cennette O’nun için önemli. Bu dersleri çalışırken ve İncil’den ayetleri okurken Tanrı’yla konuşun. Sizi ciddiye alıyor. Siz O’nun için sadece kimlik üzerinde bir numara ya da kalabalık içinde bilinmeyen bir yüz değilsiniz. Tanrı sizi seviyor! Dünyadaki tek insanmışsınız gibi sizi seviyor!

Tanrı beni koşulsuz olarak seviyor’ da ne demek?

01b 700x480full moving 45Tanrı’nın sevgisinin koşulsuz olması demek, Tanrı'nın sevgisini almanız için koşul koymaması demektir. Sevgisini alabilmemiz için Tanrı belli kriterlere uymamızı beklemiyor demektir. Örneğin, Tanrı’yı memnun etmek için belli bir miktarda iyi işler yapmamız ya da cennete gitmek için bir ömür dolusu iyi işler yapmamız gerekli değildir. Tanrı’nın sevgisi bizim sahip olduklarımıza, yaptıklarımıza ya da başardıklarımıza bağlı değildir. Tanrı’nın sevgisi bizim yaptıklarımızdan etkilenmez.

Bununla birlikte, Tanrı’nın sevgisinin koşulsuz olduğunu söylemek ne düşündüğümüz ya da inandığımız önemli değil, demek değildir. Tanrı’nın sevgisi koşulsuz dediğimiz zaman, insanların ‘Tanrı beni yine de sever çünkü sevgisi koşulsuz’ diyerek büyücülük ya da Hinduizm’e inanabileceğini söylemiyoruz. Neye inanırsak inanalım hepimizin cennete gideceği anlamına gelmez. Tanrı’nın sevgisi istediğimiz herhangi bir şeye inanmamıza izin vermez. Tanrı’nın sevgisi hak edilemez. Tanrı’nın sevgisini daha fazla kazanabilmek için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Nitekim, Tanrı’nın sizi şu anda sevdiğinden daha fazla sevmesini sağlayabilmek için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Fakat, Tanrı’nın size olan sevgisi İsa Mesih aracılığıyla gösterilmiştir ve bu sevgi günahlarınız için tam bir bağışlamadır.

Bu derste Tanrı’nın günahı düşündüğünüzden daha ciddiye aldığını öğreneceksiniz. Yaşamınızdaki günah konusunda Tanrı’yı daha ciddiye almaya razı mısınız? Razıysanız, böyle bir Tanrı’ya nasıl karşılık vermelisiniz? Bugün bunu öğreneceksiniz. Müjdeli haber sizinle Tanrı arasındaki ayrılık arasında bir köprü kurulabilecek olmasıdır. Cennette sonsuz yaşam armağanı Tanrı’nın size vermek istediği bir armağandır.

“Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı ve barıştırma sözünü bize emanet etti.” (2. Korintliler 5:19)

* * * * *

01c image12412 thermostat bluer screen sharper text1 45Tanrı’nın sevgisi veren bir sevgidir, tepkisel değildir.

Termometre ısıya tepki verir. Ölçtüğü sıcaklığa göre yukarı ya da aşağı iner. Tanrı’nın sevgisi termometre gibi değildi. Termostat gibidir. Termostat kendini ısıya göre ayarlamaz. Aynı şekilde kalır ve odanın sıcaklığını kendine göre ayarlar.

Tanrı’nın sevgisi, insan sevgisinden çok farklıdır. Tanrı’nın sevgisi koşulsuzdur ve duygulara ya da hislere bağlı değildir. Sevilebilir olduğumuz ya da O’nda iyi hisler uyandırdığımız için bizi sevmiyor. Tanrı bizi kendisi sevgi olduğu için seviyor. Ayrıca, Tanrı bizleri kendisiyle sevgi dolu bir ilişkiye sahip olmamız için yarattı. İsa’nın dünyaya geldiği zamanki görevi, bir zamanlar Tanrı'yla sahip olduğumuz ama günahımızın mahvettiği ilişkiyi eski gönencine kavuşturmaktı. Günahımızın verdiği zarar Kutsal Kitap’ta canlı bir şekilde betimleniyor:

“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2)

Maalesef bu derste bizim için hem iyi hem de kötü haberlerin karışımı vardır.

Bütün günü iş yerimde geçirdikten sonra eve geldiğimde yaşadığım bir şeyi hatırlatıyor bana. Bazen, “Bir iyi bir de kötü haberim var. Hangisini önce duymak istiyorsunuz?” derim sevdiklerime. Ailem her seferinde, “Önce kötü haberi” söyle der. Şimdi de öyle yapmak istiyorum.

Sadece Hıristiyanlık insanın ruhsal durumu hakkında gerçeği söylüyor. Önce bize kendimiz hakkındaki kötü haberi veriyor. Ama sonra Tanrı hakkındaki iyi haberi söylüyor. Tanrı kötülüğümüz karşında ne yapıyor? İşte müjdeli haber bu.

Sizce kötü haber nedir?

Ne kötü haberi? 

♥ Benim kalbim temiz.

♥ Öyle iyi bir insan ki, tam cennetlik.

♥ Mekanı cennet olsun.

♥ Ne hırsızlık yaptım, ne bir kişiye kötülük yaptım. Ne günahı canım? Ne yaptım ki?

Böyle şeyleri sıkça duyuyoruz belki kendimiz de söylüyoruz. Acaba söylediklerimiz doğru mu?

02 image12380 cool text 100 45 xxxCennete gitmek için birçok insan şöyle düşünüyor; iyi bir insan olmalı, çok sadaka vermeli, Tanrı'nın sevdiği biri olmalı, hiç kötülük yapmamalı. Ama Kutsal Kitap bize bununla ilgili başka bir şey söylüyor. Cennete kendi yaptıklarımızla aracılığıyla gidemeyiz.

KÖTÜ HABER - Cennete girme koşulu tamamen kusursuz olmak. Geçme notu sadece 100 üzerinden 100. Yani mükemmellik. Tanrı mükemmel olandan daha azını gerekli kılsa, Tanrı olamaz. Tanrı kendisinden ödün veremez. Mükemmellikten daha az bir şeyi kabul ederek kendi doğasına aykırı davranamaz.

KÖTÜ HABER - Yaşamlarımızı Tanrı’nın kutsal standartlarıyla kıyasladığımızda tüm iyiliklerimiz, ahlakımız, dinimiz, hayır işlerimiz, iyi kişiliğimiz ve kin gütmeme çabalarımız, Tanrı’nın mutlak doğruluğunun yanında eksik kalır.

“Ama insanın sonsuz kaderi kadar önemli bir şey için,” şunu aklınızdan geçiriyor olabilirsiniz: “Başka yollar olmalı? Tanrı karşısında doğru bir konuma sahip olmanın başka bir yolu olmalı.” Tanrı’ya göre yok. Tanrı kusurlu bir şeyden memnun olamaz. 

İYİ HABER - Tanrı’nın yarattığı en büyük şey evrende yerleştirdiği yıldızlar ve dünyada bir heykeltıraş gibi işlediği kanyon ve dağlar değildir. Evcil hayvan dükkanlarında gördüğümüz papağanlar için seçtiği egzotik renkler değil. Bizlere ulaşmak ve cennete gitmemiz için kesin bir yol açmak için tasarladığı sonsuz plandır! Her birimiz için isteği cennettir!

02b image10669 step blue 45İYİ HABER - Tanrı, sonsuz vatanı olan cennette O'nunla olmanız için gereken herşeyi çoktan yaptı. Tanrı yaptı; siz yapamazsınız. Öldükten sonra cennette olmazsanız bu O’nun hatası değil, sizin hatanızdır. Kendisiyle kişisel bir ilişkiye sahip olmanız ve cenneti sonsuz vatanınız yapmak için 1.000 adım atılması gerekiyorsa, Tanrı bunların 999’unu çoktan gerçekleşmiştir. Sizin atmanız gereken sadece tek bir adımdır.

İYİ HABER - Cennete sadece tamamıyla doğru (salih) olan insanlar gider. AMA gereken doğruluk sizin için mevcuttur. İsa Mesih'e iman etmekle.

NOT: Bu gereken doğruluk dindar olmakla ilgisi yoktur. İsa’nın dünyaya geldiği zamanki görevi, bir zamanlar Tanrı'yla sahip olduğumuz ama günahımızın mahvettiği ilişkiyi eski gönencine kavuşturmaktı. Sevinin. Günahımızın mahvettiği köprüyü eski gönencine kavuşturdu!

“Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü.” (1. Petrus 3:18)

* * * * *

Tanrı ve insan arasında eğer bir köprü varsa bu köprü ne yazık ki yıkıktır. Biz insanlar o köprüyü ne kadar uğraşırsak uğraşalım tamir edemeyiz. Kendi yıktığımızı kendimiz tamir etmeye çalışsak da bunu başaramıyoruz. Bu köprüyü ancak Tanrı yeniden kurabilir. Öyle de oldu.

Tanrı'nın sizin için ne yaptığının farkında mısınız? Tanrı'nın cennet davetini duydunuz mu?

03 image12376 reach god 45Bütün günahlar bizi günahsız olan Tanrı’dan ayırır. Bu yüzden cennete giden köprü yıkıktır.

‘Beyaz yalan’ veya ‘zararsız yalan’ diye bir şey yoktur. Tanrı’nın gözünde, yapılan bütün yanlışlar, irili ufaklı da olsa, yanlıştır. Nitekim, içimizden devamlı olarak günahlı şeyler çıkaran yozlaşmış bir doğamız vardır. Dinsel görevlerimizi yerine getirip iyi şeyler yapmaya çalışırken, içimizden düzenli olarak hastalığın belirtisi olan, kendi doğruluğumuza güvenme, gurur, uyumsuzluk, kıskançlık, bencillik, dedikodu, öfke krizleri, sevgisizlik, yalancılık ve çeşitli şehvet pompalar. Ruhsal durumumuz böyle ise, karanlığın ışıkla ne gibi bir ortaklığı olabilir? Peki ya bizim Tanrı’yla? Sadece İsa, ikimiz arasındaki bu ayrılık arasında köprü kurabilir. İsa, günahımızın bedelini ödeyebilecek tek Kişi olduğu için kurtuluşun da tek yoludur. 

Söylediklerim size tuhaf gelebilir. Neden? Başka hiçbir din ruhsal sorunumuzun özüne inip onu çözemez, çünkü hiçbir din günahın ve sonuçlarının ciddiyetini öğretmez. Başka hiçbir din, İsa Mesih’in sağlayabildiği günahın bedelinin sonsuz ödemesini vermez.

Böyle mi düşünüyorsunuz? "Siz hep günah ve doğruluktan söz ediyorsunuz!" Öyle değil. İncil’de kendini gösteren Tanrı kadar hiçbir Tanrı sizi sevemez. Bizim günahımızı üstlenerek, bizim yerimize ölmeyi seçti. İnanması zor bir şey ama Kurtarıcı Tanrımız işte böyle, Kutsal Yazılar bu konuda çok net. İsa dedi ki, “Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir…Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10:1,18).

04 image10997 heart love cross sharper 45Bu gerçek insanı Tanrı'nın doğasının ve yüreğinin ta derinlerine götürür. Tanrı'nın, yaratılışının kendisiyle barıştırmak için yapmaya razı olduklarının büyüklüğünü gösteriyor. Tanrı'nın bu beklenmedik, hak edilmedik eylemi sizi ve beni de kapsar mı? Evet kapsar. Siz reddetmediğiniz sürece kapsar.

Tanrı’nın yaptığımız iyiliklere bakarak bizi kabul etmesini bekleyemeyiz.

Sadece İsa, Tanrı'yla bizim gibi günahkarlar arasında köprü kurabilir. Cennete ya bu şekilde gireriz ya da hiç girmeyiz. “Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü.” (1.Petrus 3:18)

Bizim ellerimizin işleri de bizim gibi günahlıdır. Bulmaya çalıştığımız her çözüm en baştan bizde egemen olan günahla kirlenmiş olarak bina edilmektedir. Yani niyetimiz ve amacımız önemli değildir. Eğer yöntemimiz yanlışsa gittiğimiz yol doğru bir yol olmayacaktır.

Tanrı’yla aranızdaki ‘ayrılığı’ kabul eder, Tanrı’nın kendisiyle sizin aranızda sağladığı barışı kabul ederseniz Tanrı’nın aranızdaki ilişkiyi onarmasının dünyada bulacağınız en büyük hazine olduğunu görürsünüz! Aranızdaki engeli kendisi kaldırdığı için cennete gitmeyi sizin için olanaklı kıldı!

“Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı.” (2. Korintliler 5:19)

* * * * *

İncil'in Romalılar 3:23 ayeti şöyle diyor; "Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı." Bunun ne anlama geldiğinin farkında mısınız?

05 image5623 light 45 lower rezİnsanı Tanrı'dan ayıran şey günahtır. Günah yüzünden Tanrı'dan ayrı kaldık, O'nun yüceliğinden yoksunuz. Bu ayette söylendiği gibi hepimiz yetkinlik konusunda eksiğiz.

Yeşaya Peygamber, Tapınak’ta Tanrı’yı tahtında oturmuş olarak gördüğü görümünde, gördükleri karşısında şöyle karşılık verdi: “Vay başıma! Mahvoldum” dedim, “Çünkü dudakları kirli bir adamım, dudakları kirli bir halkın arasında yaşıyorum.” (Yeşaya 6:5, Eski Antlaşma). 

Kutsal Yazılar boyunca Tanrı’nın kendisini açıkladığı, yüceliğinin bir kısmını gösterdiği kişilerin Tanrı’nın varlığının muazzamlığı karşısında dizlerinin bağı çözüldüğü ve genellikle bu karşılaşmadan ötürü öleceğini düşündüğü görülür. Burada nedenini algılanmakta zorlandığımız bir durum vardır. Tanrı hem yarattıklarıyla ilişki kurmak ister hem de kendisine çok fazla yaklaşmaya çalıştığı takdirde insan mahvolur!

Öyleyse kimin cennete gideceği sorusuna cevap vermeden önce neyi anlamamız gerekir? Cennette sonsuzluğu birlikte geçirmeyi istediğimiz Tanrı’nın karakterini ve doğasını.

Tanrı Kutsal Kitap’ta kendisini nasıl tanıtır? Sadece iki ayete bakalım. “Mübarek ve tek Hükümdar, kralların Kralı, rablerin Rabbi, ölümsüzlüğün tek sahibi, yaklaşılmaz ışıkta yaşayan, hiçbir insanın görmediği ve göremeyeceği Tanrı, Mesih'i belirlenen zamanda ortaya çıkaracaktır. Onur ve kudret sonsuza dek O'nun olsun! Amin.” (1.Timoteos 6:15-16)

Tanrı’nın bulunduğu yerdeki ışık o kadar parlak ve pırıltılı ki, ölümlü gözlerin buna dayanmasına olanak yoktur. Bu, Tanrı’nın bulunduğu yer hakkında Kutsal Kitap’ta çok yaygın bir şekilde kullanılan bir tasvirdir. Cennet her zaman en pak ve en parlak ışığın olduğu yer olarak resmedilir. 06 the light 45Cennetin ayrıntılarının verildiği İncil’in son iki bölümünde, cennette güneş, ay veya yıldızların ışığına gerek olmadığını görüyoruz. Tanrı, bu ışıkta oturan ve çevresi inanılmaz, yaklaşılmaz bir görkemle sarılmış bir şekilde resmedilir. 

Üzerinde biraz düşünün. Güneş, dünyadan 149 milyon km. uzaklıkta ortalama bir yıldız büyüklüğünde olduğu halde, kimsenin, Güneş’e sürekli olarak bakıp da gözlerinin zarar görmemesi mümkün değildir. Ölümlü insanın, Tanrı’nın ifade edilemez görkemine bakmakta çok daha zorlanacağı kesindir! Tanrı’nın huzuruna girebilecek kadar iyi olduğumuzu düşünebiliriz ama gerçekten öyle miyiz? Tanrı bizim belirlediğimiz standartlar ve yaşadığımız yaşamlar hakkındaki görüşü nedir?

“Çünkü benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değil, Sizin yollarınız benim yollarım değil” diyor RAB. “Çünkü gökler nasıl yeryüzünden yüksekse, yollarım da sizin yollarınızdan, düşüncelerim düşüncelerinizden yüksektir.” (Yeşaya 55:8-9, Eski Antlaşma)

Cennete giriş için gerekli koşul kesin doğruluk ise ve insan bunu sağlamaktan acizse, o zaman Tanrı’nın bunu sağlaması gerekir. Vardığınız sonuç bu değil mi? Gerçekten de başka bir yol yok. Hiçbirimiz böyle bir standarda uyamayız, bir gün için bile. Kutsal Yazılar’da söylediği gibi hepimiz yetkinlik konusunda eksiğiz.

“Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalılar 3:23)

* * * * *

Günah, sözlük anlamı olarak; dini bakımdan suç sayılan davranış olarak açıklanmakta. Tanrı'ya göre günah nedir?

Hırsızlık, zina, cinayet gibi davranışlar günahı tanımlamıyor. Bu davranışlar günahımızın bir sonucudur. Günahın kökü değildir. Kutsal Kitap'a göre günah Tanrı'nın karakterine aykırı tüm davranışları tanımlar ve yaptığımız kötülükler neye ve kime karşı olursa olsun temelde Tanrı'ya karşı gelmektir.

Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın vahiyi, insanın tarih boyunca tam bir masumiyet, saflık ve günahsızlıkla yaşadığı ve bununla birlikte Tanrı’yla yakın ve kişisel bir ilişkiye sahip olduğu zamanın, 07 adam and eve forbidden fruit 45Adem ile Havva’nın ilk günahından önceki dönem olduğunu söyler. Günah işlemeselerdi, çocuklarına hepimizin yaşamayı özlediği saflık ve masumiyeti aktaracaklardı. Bunun yerine, çocuklarına günaha düşmüş ve günahkar bir doğa aktardılar.

Peki ya Adem ile Havva’nın Tanrı’yla aralarındaki yakın ve kişisel ilişki? Bu ilişki artık yok oldu. İncil’den bu soru, bizlere bunun nedenini açıklıyor: “...doğrulukla fesadın ne ortaklığı, ışıkla karanlığın ne paydaşlığı olabilir?” (2. Korintliler 6:14).

Adem ve Havva cennete gittiler mi?

Bu sorunun yanıtını okumak için Adem ve Havva Öldüklerinde Cennete Gittiler mi? adlı yazıyı okumanızı öneririm. Size yararı dokunacağını biliyorum! Örneğin Tanrı, Adem ve Havva’ya, şayet cennete gitmek istiyorsak bizim de öğrenmemiz gereken dört ders verdi. Bunu biliyor muydunuz?

* * * * *

Köprüye doğru yürü!

Tanrı kutsal olduğu için günahlı bir insan O'nun karşısına çıkamaz. O köprüyü geçemez. Tanrı’nın huzuruna çıkamaz çünkü Tanrı huzurunda günah olmasına izin vermez. Asla. İşte kötü haber bu.


Aşağıdaki ayeti okuyalım:

"Ama suçlarınız sizi Tanrınızdan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesini işitemez olduğunuz." (Yeşaya 59:2). Bu ayete göre,

Bizi Tanrı'dan ……………….. ayırdı.

Cevap: Suçlarımız

* * * * *

O'nun yüzünü …………………….. yüzünden göremiyoruz.

Cevap: Günahımız.

* * * * *

08 image12381 mud muddy dirty 4510 yaşındaki oğlum oldukça yaramazdır. Ama sanatla da uğraşmayı sever. Oyun hamurundan öyle güzel şekiller yapar ki şaşırır kalırız. Ancak hem yaramaz hem de sanatçı olunca ilginç şeyler denemeyi sevdiğini tahmin etmek zor değil. Büyük şehirde yaşamamıza rağmen küçük bir bahçemiz olacak kadar şanslıyız. İlkbahar yağmurları yağınca bahçedeki ufacık toprak parçası kocaman bir çamur havuzuna döner. Benim hem sanatçı hem de yaramaz oğlum fırsat bu fırsat deyip başlar heykeller yapmaya. Bir gün çamura ellerini sokup bir sürü hayvan heykelleri yoğururken yakaladım onu. Tabii üstünü başını görünce deterjan reklamlarındaki bayanlar gibi " olur böyle şeyler" diyemiyorsun. "Aaa bu ne hal, çabuk içeri gir" diye payladım. Ancak çocuğun her yeri çamur içindeydi. Özellikle diz çöktüğü için pantolonu berbat haldeydi. O utançla üstünü başını temizlemeye çalıştı. Ama elleri kolları çamur içinde olduğu için her temizlemek için ellerini sürdüğünde pantolonu, üstü başı daha da beter oluyordu.

Bu çocuğun kendi kendine temizlenebileceğini düşündüğü gibi, insanların da günahlarından böyle kurtulabileceğine inanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu çocuğun elleri kolları çamur içindedir. Kendi kendini temizlemeye kalksa da yeniden o ellerindeki çamurlar üstüne başını kirletir. Kendi kendini kesinlikle temizleyemez. Annesinin ya da babasının onu temizlemesine ihtiyacı vardır.

                                                                       * * * * *

Ya yüreğimiz? Bedenimizin dış kısımlarını yıkamanın Tanrı’nın bizimle ilgili olarak en çok önemsediği şeyi temizleme konusunda hiç işe yaramadığını fark etmeye başlıyorsunuz, öyle değil mi? En çok yüreğimizi önemsiyor. RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar.” (1.Samuel 16:7).

İsa şöyle dedi, "İsa şöyle devam etti: "İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, 09 image5399 heart love 45insanın yüreğinden kaynaklanır. Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir." (Markos 7:20-23).

Kötü bir pınardan kötü suyun akması gibi, yüreğimizden de kötü düşünceler, arzular ve tutkular taşar. İnsan yüreğinin iyiliğiyle övünür. İsa ise övünmez. Kutsal Yazılar da öyle.

Gerçek şu ki, bizi kirleten ve Tanrı’yla paydaşlığa sahip olmak için uygun olmamamıza neden olan şey içimizden gelir. Su buraya erişemez. Duayla Tanrı’nın huzuruna girmek için nasıl temizlenebiliriz? Gerçekten arınmaya ihtiyaç duyduğumuz yerde, ne kadar su kullanırsak kullanalım temizlenebilir miyiz?" Hayır, su temizleyemez ama İsa temizleyebilir. "Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü." (1.Petrus 3:18)

İsa’nın ölümü günahkarların Tanrı’yla barışmasını sağlayan araçtır. Bizlere Tanrı’ya erişme özgürlüğünü sağlayan, İsa’nın isteyerek kendisini günahlarımız için kurban olarak sunmasının erdemi ve mükemmeliyetidir.

* * * * *

Köprüyü kendi kendimize kurmaya çalıştıkça elimizdeki kötü malzeme yeniden yeniden yıkılıyor.

"İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir." (Efesliler 2:8-9)

Kurtuluş ve iyi işler hakkında bu ayetten ne öğreniyoruz? Kısaca yazar mısınız?

Biz ne yaparsak yapalım kendi kendimize kurtulamayız. İyi işlerimiz, yaptıklarımız, sadakalarımız hatta ibadetlerimizle kurtulamayız.

Bunları duyduğunuzda ötürü umutsuzluğa kapılıp moraliniz mi bozuldu? Dersin bu kısmında bazılarınızın böyle hissetmiş olabileceğini düşünüyorum. Yaptıkları hiçbir şeyin Tanrı'nun onayını sağlayamayacağını öğrenen herkes böyle hisseder. Bu umutsuz durumdan bizi kim kurtarabilir? Bir çıkış yolu var mı? İşte yıllar önce bu soruyu sormaya başladım. Bizi kim kurtarabilir? İsa kurtarabilir! Ve İsa kurtaracak...bir istisnayla. İsa, kendi doğruluğuna, iyiliğine sırtını dayayan kimseyi kurtaramaz. Bu gibi insanlar, kendi doğruluklarının Tanrı tarafından kabul edilmelerini sağlayacağına güvenerek Tanrı’nın teklifini reddederler.

10 image1908 worship 45Bir tek şeyle kurtulabiliriz o da İMAN! "İman yoluyla...kurtuldunuz." İyi işlerimiz değil, iman! Dindarlığımız değil, iman! İmanla ve lütufla kurtulabiliriz. Lütuf Tanrı'nın bir armağanıdır. Hak etmediğimiz bir armağandır. Bu yüzden bu bizim başarımız değildir. "Eğer bu, lütufla olmuşsa, iyi işlerle olmamış demektir. Yoksa lütuf artık lütuf olmaktan çıkar!" (Romalılar 11:6)

Nasıl iman edebiliriz? İman, haberi duymakla, duymak da Mesih'le ilgili sözün yayılmasıyla olur. (Romalılar 10:17). Tanrı'nın yüreklerimize konuştuğu bildiriyi işittip buna karşılık vererek. İşte gerçek iman budur: Tanrı'nın Sözü'nü işitip buna göre davranmaktır. Örneğin Tanrı size cennet armağanını vaadetti. Eğer bu armağana uygun davranır ve O'nun armağınını kabul ederseniz, O'na imanla yanıt vermiş olursunuz. Bununla da kalmaz, Tanrı imanı onurlandırır.

Kimler cennete gidebilir? Ancak İsa Mesih’e imanla güvenenler cennete gidebilirler. İsa Mesih’e iman ederek Tanrı’ya yaklaşan herkes için cennette ayrılmış bir yer vardır. Cennet iyi insanlarla dolmayacaktır. Cennetteki insanlar, dünyada günah işlemiş, fakat günahlarını kabul edip İsa’nın kendileri yerine ölmüş ve dirilmiş günahkarlar oldukları gerçeğini kabul etmiş insanlardır. 

Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü. (1.Petrus 3:18)

* * * * *

Eminim buraya kadar bu derslerde söylenenleri daha önce öğrenmişsinizdir. Cennete giden bu yol haritasında böyle bir giriş yapmadan derslere başlasaydık eksik kalacaktı. O yüzden bazı temel gerçekleri yeniden hatırlamakta fayda var.

Köprüyü yıkan günahlarımızı temizleyen ve o köprüyü yeniden kurmaya gücü yeten sadece bir kişi vardır. O da aslında köprünün kendisi olan İsa Mesih'tir.

Romalılar 3:22 ayeti şöyle diyor: "Tanrı insanları Isa Mesih'e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur."

Bu ayete göre kurtuluş yani o köprüden geçip Tanrı'yla barışma nasıl mümkün oluyor?

Bizim o köprüyü geçemeyeceğimizi zaten belirttik. Ayete göre bir tek şeyle biz aklanıyoruz o da İsa Mesih'e olan imanımızdır.

İNSAN TANRI'YLA İLİŞKİSİNİ  ________ ARACILIĞIYLA DÜZELTİR.

Bu cümledeki boşluğu nasıl doldurursunuz? Bu cümleyi nasıl tamamladığınız önemli. İmanınızın doğasını yansıtır. Tanrı’yı ne kadar iyi anladığınızı ortaya çıkarır. Bu web sitesinde çoğu kişinin bu cümledeki boşluğu doldurma biçimleriyle Tanrı’nın bizleri cennete götürme 11 image8198 arrow pointing 45biçiminin nasıl farklı olduğunu görüyorsunuz, öyle değil mi? Ne yapmalısınız? İsa şöyle dedi, "Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır." (Matta 7:13-14)

Bazıları Tanrı karşısında doğru bir konumda olmanın sırrının iyi olmak olduğunu söyler. İnsan, kendi iyiliği aracılığıyla Tanrı’yla doğru bir ilişkiye sahip olur. Fakirlere yemek verin. Arabayı fazla hızlı kullanmayın, çok fazla içki içmeyin. İnancınızın gereklerini yapın ve her şeyden çok iyilik yapmayı amaçlayın. İyi işler yapın, çok sevap işleyin.

Eğer kendimizi kurtarmaya ve aklamaya çalışıyorsak, Tanrı karşısında konumumuzun ne olduğunu hiç bilemeyiz. Neden? Yeterince ağladık mı, yeterince dürüst olduk mu, yoksullara yeterince verdik mi, yani herhangi bir şeyi yeterince yaptık mı, bundan hiç emin olamayacağız! Ne kadar iyi, yeterince iyidir?

Tanrı’nın yargısından nasıl kurtulabiliriz? Tek bir yolu vardır. Tanrı’nın nihai kurbanına iman ederek... En önemli mesele bizim ne yaptığımız değil. Tanrı’nın ne yapmış olduğudur. Biz ancak Mesih'in bu eylemine iman etmekle Tanrı'yla barışıyoruz. Yani imanla aklanıyoruz.

* * * * *

Bizim hem suçlu hem de günahkâr olarak kurtulmaya ihtiyacımız var. Aklanmamız, temizlenmemiz gereklidir. Çamurla oynayan küçük çocuğun yaptığı gibi kendi kendimize temizlenemeyiz. Üstelik temizlendikçe daha da batıyoruz. Bu aklanma hakkında aşağıdaki ayeti okuyalım;

"Bizler günah karşısında ölelim, doğruluk uğruna yaşayalım diye, günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O'nun yaralarıyla şifa buldunuz." (1.Petrus 2:24)

Bu ayete göre aklanmamızın nedeni nedir?

12 image8713 cross 45İncil’e göre, yalan söylemiş, yanıltıcı ifadelerde bulunmuş, sözlerinden dönmüş olan herkes cennete gitme fırsatını yitirmiştir. Aslında bütün günahkarlar cennete gitme fırsatını yitirmiştir – eğer onları savunacak kimse yoksa. Kim bir hırsızı ya da zinacıyı savunmak ister? Kim bir yalancıyı savunmak ister? Kim sizi savunmaya istekli olacak? İsa isteklidir. “…içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba'nın önünde savunur.” (1. Yuhanna 2:1). ‘Adil olan İsa Mesih’, adaletsiz davranmış bir kişiyi nasıl savunabilir? O kişinin günahları uğruna öldüğünü vurgulayarak. İsa bedeli ödedi ve mahkumiyeti üstüne aldı.

O'nun çarmıhta akıttığı kan aracılığıyla şifa buluyoruz. Bu geri alınmayan, sonsuza kadar güvence altında olan bir armağandır. Yani şüphesiz ve güven dolu bir kurtuluş sağlanmış olmaktadır. 

“Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa'da bağışlanmış, şimdi de O'nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır.” (2.Timoteos 1:9-10)

* * * * *

Bir ayet daha bu konuyu iyice açıklamaktadır.

Bu ayeti okuyup İsa Mesih'in aklanmamız için ne yaptığını açıklar mısınız?
"İsa suçlarımız için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için diriltildi." (Romalılar 4:25)

13 image12098 cross red 45 xxxİsa Mesih çarmıhta öldü. Üçüncü gün dirildi. Çarmıhta akıttığı kan ile biz de aklanıyoruz. Ancak yeter ki O'na iman edelim. Tek ve sonsuza kadar geçerli bir kurban olmak üzere İsa Mesih adına iman herkes için kurban edildi.

İnsanın Tanrı’yla din yasaları veya iyi eylemler yaparak Tanrı tarafından aklanır mı? Aklanmaz! Ancak İsa Mesih’e imanla güvenenler cennete gidebilirler. İsa Mesih’e iman ederek Tanrı’ya yaklaşan herkes için cennette ayrılmış bir yer vardır. Cennet iyi insanlarla dolmayacaktır. Cennetteki insanlar, dünyada günah işlemiş, fakat günahlarını kabul edip İsa’nın kendileri yerine ölmüş ve dirilmiş günahkarlar oldukları gerçeğini kabul etmiş insanlardır.

Tanrı’nın, bizim kendisi için yapacaklarımıza değil, kendisinin bizler için yaptıklarına odaklanmamızı istiyor olmasıdır. İmanlı için cennete giden yol, erdemin ve böylece Tanrı’nın iyiliğinin kazanıldığı çok adımlı bir yol değildir.

Kutsal Kitap ne öğretiyor? Kutsal Yazılar aklanmayı, zaman içinde kazanılan bir şey olarak değil, anlık olarak sunuyor. İsa şöyle diyor, “Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.” (Yuhanna 5:24). Cennette sonsuz yaşam armağanı iman eden herkesin şu anda sahip olduğu bir armağandır. Güvenceye gelince, şu anda orada bulunanlar ne kadar bu armağana sahipse, henüz dünyada olanlar da o kadar sahiptir! Söz konusu kesinlikse, dünyadaki imanlılar sonsuz evlerini tadıyorlar ama orada olanların sevinç ve mutluluğunu tam olarak deneyim edemiyorlar. 14 image11183 look up.45Peki neden? Çünkü henüz o boyutta yaşamak üzere donatılmadılar. Ne var ki, dünyada sahip oldukları ev kadar, kendilerine aittir:

“Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Oradan Kurtarıcı'yı, Rab İsa Mesih'i bekliyoruz. O her şeyi kendine bağlı kılmaya yeten gücünün etkinliğiyle zavallı bedenlerimizi değiştirip kendi yüce bedenine benzer hale getirecektir.” (Filipililer 3:20-21)

Bunlar gibi bereketlenmiş insanlar ölümden yaşama geçmiştir ve tanımı gereği sonsuz yaşam kaybedilemez. Sonsuzdur. İman eden kişi, anında ruhsal ölümden (yani, Tanrı’dan ayrı düşmüş olduğu durumdan) sonsuz yaşama (Tanrı ile birleştikleri yaşama) geçebilirler çünkü iman eden kişi, o anda Tanrı karşısında doğru bir konuma sahip olmuştur. İsa, günahımızın cezasını çekti. Böylece kişisel kazanımlarımız sayesinde değil, lütufla affedildik.

"İsa...diriltildi." (Romalılar 4:25). Ölümden dirildi!

NOT:

Eğer İsa Mesih inanlısıysanız, cennette sahip olacağınız beden, İsa’nın çarmıha gerildikten sonra ölümden dirildiğinde sahip olduğu bedene benzeyecektir. Bu gerçek, İsa’nın ölmediğini söyleyen Müslüman dostlarımızı her zaman şaşırtıyor. Gerçekten de İsa Mesih öldü, gömüldü ve üçüncü gün ölümden dirildi.

15 image11020 jesus resurrection blue blured slightly 45İsa’nın çarmıha gerilmeden önce, çarmıha gerildiği sırada ve çarmıha gerildikten üç gün sonra olacaklarla ilgili sözlerine kulak verin. Öğrencilerini önceden uyarmak ve olacakları için hazırlamak için birkaç kez şöyle dedi:  

“İnsanoğlu'nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini söyledi.” (Luka 9:22)

“Bundan sonra İsa, kendisinin Yeruşalim'e gitmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerinin elinden çok acı çekmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini öğrencilerine anlatmaya başladı.” (Matta 16:21)

“Celile'de bir araya geldiklerinde İsa onlara, “İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama üçüncü gün dirilecek” dedi. Öğrenciler buna çok kederlendiler.” (Matta 17:22-23)

“İsa, İnsanoğlu'nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üç gün sonra dirilmesi gerektiğini onlara anlatmaya başladı.” (Markos 8:31)

Allah’ın İsa’yı öldürmekten kurtararak çarmıhta yaşayacağı şerefsizlikten kurtardığını işitmişsinizdir. Gerçek şu ki, İsa çarmıha canını vermeye sonra da almaya yetkili olan Ölüm Fatihi olarak gitti! “Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10:11,18)  

* * * * *

Mesih'in dirilişi dünyadaki diğer insanların inandıkları uğruna ölmelerinden onu farklı kılmaktadır. Elçi Pavlus şöyle açıklıyor bunu;

"Mesih dirilmemişse imanınız yararsızdır, siz de hâlâ günahlarınızın içindesiniz." (1.Korintliler 15:17)

Bu ayete göre Mesih'in dirilişinin önemi nedir?

16 image5838 resurrection rrr 45İsa Mesih bizim günahlarımız için öldü ve aklanmamız için dirildi. İmanımızın temeli İsa Mesih'in ölümü ve dirilişidir. Tabii ki, Mesih dirilmemişse imanımız yararsızdır. Hıristiyanlık’ın temel iddiası, Tanrı’nın 2.000 yıl önce insanlık tarihine, iki hırsızın ortasında çarmıhta ölen İsa Mesih adlı kişi aracılığıyla girdiğidir. Üç gün sonra ölümden dirildi. Hıristiyanlık’ın doğruluğu önemli bir tarihsel olaya bağlıdır - İsa Mesih’in ölümden dirilmesine. Bu gerçekten oldu mu? Bu konuda daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Maalesef Cennete Götüren Çok Sayıda Yol Yoktur adlı yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum.

Tanrı’nın kendisini bağışlatan kurban olarak sunarak kutsallığın gereklerini sağlamış olması, biz günahkarlar için çok iyi bir haberdir! İlahi adalet bunu zorunlu kıldı. İlahi sevgi ise uğraş vererek sağladı. İsa’nın çarmıhta ölümü bir talihsizlik veya güçsüzlük değildi. Ayrıca, öğrendiklerinizden farklı olarak, Tanrı İsa’yı kurtarmak için O’nun yerine başka birini koymadı. İncil’de okuduğumuz gibi oldu.

“Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı.”  (2.Korintliler 5:19)

Tanrı’nın bizimle barışmaya ihtiyacı yoktu. Tanrı bizi seviyor. Bizim O’nunla barışmaya ihtiyacımız vardı! Tanrı bunu gerçekleştirmiştir. Tanrı görevini tamamladı. İsa’nın ölümü ne bir talihsizlikti ne de sıradan bir olaydı. Dirilişi de bunu kanıtlamıştır! Sizin ve benim gibi günahkarlar için ilahi bir şekilde tasarlanmış bir ölümdü.

İncil’i okudunuz mu?

Yuhanna’nın Müjdesi’ni izleyen kitabı okudunuz mu? Bu kitap İsa’nın ölümden dirilişinden sonra ve 17 seeing is believing1 45göğe alınmadan önce öğrencileriyle buluşup onları yönlendirdikten sonra Hıristiyanlığın ilk yayılışını anlatır. Aşağıda bu kitabın ilk ayetleriden birine bakın: “İsa, ölüm acısını çektikten sonra birçok inandırıcı kanıtlarla elçilere dirilmiş olduğunu gösterdi. Kırk gün süreyle onlara görünerek Tanrı'nın Egemenliği hakkında konuştu.”  (Elçilerin İşleri 1:3)  

Hıristiyan inancının ve İsa’nın dirilişinin bildirilmesinden çok kısa bir süre sonra şunu okuyoruz:

“Böylece Tanrı'nın sözü yayılıyor, Yeruşalim'deki öğrencilerin sayısı arttıkça artıyor, kahinlerden birçoğu da iman çağrısına uyuyordu.”  (Elçilerin İşleri 6:7)  

Bu din önderlerinin İsa’ya, o dönemde yaşamış diğer Yahudiler kadar karşı olmaları muhtemeldir. Bunların İsa’ya karşı en fazla düşmanlık duyan grup olması büyük olasılıktır. Burada Müjde’nin en kibirli ve gururlu din önderlerini bile alçaltacak kadar güçlü olduğunu görüyoruz. 

Kurtarıcımız’ın çarmıha gerilmesinin bir kaza olmadığını, Romalı askerlerin gücü ya da nefret dolu kurnaz Yahudi din önderlerinin gücü sonucu olmadığının altını çizmek istiyorum. Bu kurtuluş görevi dünyanın kurulmasından önce tasarlanmıştı. Bu nedenle, İsa Mesih’in dirilişinden sonra elçinin ilk vaazında, bunu büyük bir Yahudi topluluğu karşısında bildirebiliyordu:

“Tanrı'nın belirlenmiş amacı ve öngörüsü uyarınca elinize teslim edilen bu adamı, yasa tanımaz kişilerin eliyle çarmıha çivileyip öldürdünüz. Tanrı ise, ölüm acılarına son vererek O'nu diriltti. Çünkü O'nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı.” (Elçilerin İşleri 2:23-24)

İsa’nın dünyaya gelmesinin yegane amacı bizim yerimize ölmek ve üç gün sonra zaferli dirilişiyle görevini tamamlamaktı! İsa şöyle dedi, “Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir. Canımı kimse benden alamaz ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10:11, 18)

* * * * *

Peki, biz günahkarsak, bu kadar acınası bir durumdaysak, Tanrı bu kadar kutsal, yaklaşılmazsa, neden İsa Mesih bizim için öldü?

18 love heart with crosses inside wide brighter 45Tanrı kutsaldır ve aynı zamanda sevgidir. Biz ne kadar O'na karşı gelmişsek, günah işlemişsek de O' bizi sonsuz bir sevgiyle seviyor. İsa Mesih'i de bizim uğrumuza verecek kadar seviyor.

Daha ilk melek yaratılmadan ve insana biçim verilmeden, dünya henüz oluşturulmamışken, İsa’nın günahlar için Bağışlatan Kurban olması önceden belirlenmişti. Dünyaya ne zaman gönderileceği de belliydi. Tam olarak nereye gönderileceği de kararlaştırılmıştı. Dinleyin! Dünyada insanın ilk günahı henüz işlenmeden önce göklerde bir Kurtarıcı sağlanmıştı. İnsanın yıkımı gerçekleşmeden önce insanın kurtuluşunun çaresi belliydi. İnsanın yaptığı hiçbir şey Tanrı’yı hazırlıksız yakalamaz. İsa’nın çarmıha gerildiği ölüm tepesinde gerçekleşen hiçbir şey Tanrı için beklenmedik değildi. Romalı askerler tarafından korunan ve İsa’nın üçüncü gün ölümden dirildiği mezarda da insanın yaptığı herhangi bir şey Tanrı üzerinde zafer kazanmış değildir.

Tanrı’nın, insanı yaratmadan önce sonsuzlukta tasarladığı, bizlere bağışlama yolu sağlamasının bir aracısıydı. İnsanın edimlerine veya erdemlerine bakılmaksızın tasarlanmıştı. İşte Tanrı’yı bu kadar eşsiz kılan sonsuz sevgisi ve karşılıksız, egemen lütfudur. Lütfen bir ara Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması adlı makaleyi okuyun. Tanrı’nın insanlığı bol bol bereketlemekle ilgili tasarısını nasıl özenle açıkladığını göreceksiniz. Üzerindeki perdeleri kaldırması binlerce yıl aldı; adım adım, peygamber üzerine peygamber, çağ üstüne çağ. Mezmurlardan birinde mezmurcu bizlere Tanrı’nın zaman duyusuna göre, Tanrı’nın armağanını bizlere göstermesinin sadece birkaç gün sürdüğünü hatırlatır:

“Çünkü senin gözünde bin yıl geçmiş bir gün, dün gibi, bir gece nöbeti gibidir.” (Mezmur 90:4). “...şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün bin yıl, bin yıl bir gün gibidir.” (2. Petrus 3:8)

* * * * *

"Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkarken, Mesih bizim için öldü." (Romalılar 5:8)

Bu ayette İsa Mesih'in bizim için ölmesinin nedeni nedir?

Bizi sevdiğini kanıtlamak için!

Tanrı sizi seviyor. Sizi bugün seviyor. Sizi yarın da sevecek.

Bu, Kutsal Kitap’ın Tanrısı’dır. Kutsal Kitap bize insanın peşinden vazgeçmeksizin giden bir Tanrı’yı gösterir. Bizi kendisi için yaratmış ve bize sonsuz evi olan cennete gitme daveti vermiştir. Peki bu davet karşılıksız mıdır? Hayır, bedeli olan bir davettir. O’nun için bedeli ağır olan ama bizim için karşılıksız olan bir davettir.

19 sandwich board4a 45 sharper grayİnsanlar olarak zayıf yanlarımızdan biri kendimizi olduğumuzdan daha iyi bir konumda görmemizdir. Gerçek şu ki, dünyada yaşayan herkes sonsuzluğu Tanrı’dan ayrı geçirmeyi hak ediyor. Tanrı sırtınıza elektronik bir alet koyup, siz düşünürken çevrenizdekilerin düşüncelerinizi görmesini sağlasaydı, sizinle ilgili olarak yaptığı değerlendirmeye katılırdınız, değil mi? Dışarı çıkmaya cesaret edemezdiniz. Aklınızdan geçen kötü, bencil düşüncelerden utanırdınız. Bu kirliliği kapatamayız, değil mi? Aklımız çalışmaya başladığı günden beri kim bu düşünceleri kaydetmeye başladı? Tanrı. Gerçek şu ki, yaşayarak geçirdiğimiz her an O’nun iyiliğinden kaynaklanır. Tek hak ettiğimiz şey, sonsuza dek O’ndan ayrı düşmektir. Neden mi? İnsan Tanrı’nın huzuruna çıkamaz çünkü Tanrı huzurunda günah olmasına izin vermez. Asla. İşte kötü haber bu. 

Peki Tanrı kötülüğümüz karşında ne yapıyor? İşte müjdeli haber bu.

“Evet, biz daha çaresizken Mesih belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü. Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki biri ölmeyi göze alabilir. Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkarken, Mesih bizim için öldü.” (Romalılar 5:6-8)

İnsanın kötü ve günahkar yollarına karşın Tanrı bizi hala seviyor. Bizi, insan bedeni alıp günahlarımızın cezasını yüklenecek kadar sevdi. Tanrı için yapılması olanaksız olmayan şeylerin listesini yapıyorsanız lütfen şunu da ekleyin:

Tabii ki Tanrı ölemez, ama büründüğü insan bedeni günahlarımız uğruna bir kurban olarak sunuldu. Mucizevi bir şekilde, Tanrı en büyük ruhsal ihtiyacımızı kendisi karşıladı!!!

Hayret! Bu, Tanrı hakkında bildiğim en olağanüstü şeydir!

Benimki gibi bir bedene bürünen, hepimizin günahlarının ve kişisel günahlarımın da cezasını yüklenen ve ölümden zaferle dirilen “Ölüm Fatihi’ne” minnettarım. Kim minnettar olmazdı ki? Bunu yaparak buradan sonsuzluğa giden yolumun yönünü değiştirmiş oldu!

* * * * *

İsa Mesih'in kimliği hakkında ne yazabilirsiniz?

21 homepage person 1 45İsa Mesih Tanrı'dır, Tanrı'nın Oğlu olarak adlandırılıyor. Bu konuda kafanız karışık olabilir, ancak İsa Mesih'in Tanrı'nın beden almış hali ve Oğulluğu hakkında web sitemiz birçok makale içermektedir.

İsa kendisini izleyenlere, kim olduğunu düşündüklerini sordu. Petrus onların adına yanıtladı ve şöyle dedi, "Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin." (Matta 16:16). Çoğu Müslüman, yanlış bir şekilde, İsa’nın unvanının fiziksel bir şekilde anlaşıldığına inanıyorlar. Hıristiyanların Tanrı’nın Bakiye Meryem’le fiziksel bir şekilde cinsel bir karşılaşma yaşadığına ve bu birleşmenin sonunda fiziksel bir oğlun doğduğuna inandıklarını düşünüyorlar. Bu oğul İsa’ydı. Bu nedenle, İsa’ya Tanrı’nın Oğlu denir. Ama bu böyle değildir. Mustafa Kemal sizin fiziksel babanız mıydı? Adına Mustafa Kemal Atatürk dendiği halde öyle değildi. Onu onurlandırmak için verilmiş olan bu unvanın fiziksel bir anlamı yoktur. Tanrı’nın Oğlu unvanının da fiziksel dünyayla ilgisi yoktur. İsa, doğuştan değil, doğası gereği Tanrı’nın Oğlu’dur. Yani, İsa, yeryüzünde fiziksel bedeninin örtüsü altında olsa da Tanrı’yla aynı doğaya sahipti.

İncil’i okuduğunuz zaman İsa’nın hiçbir zaman kendisine Tanrı Oğlu denmesine karşı çıkmadığını görürsünüz. Tanrı’nın Oğlu ise bunu herkesten daha iyi bilirdi, öyle değil mi?

Size bu konuda fiziksel bir oğulluk veya Hristiyanların üç tanrıya inanması gibi ön yargılar anlatılmış olabilir. Ancak bizim inandığımız İsa Mesih, fiziksel bir oğul ya da Tanrı'dan bağımsız üçüncü bir tanrı değildir. O Gerçek Tanrı'dan Tanrı ve ilahi üçlü-birlik içinde ki Oğul kişiliğidir.

İsa kimdir? Bizim Kurtarıcımızdır. Tanrı'nın kurbanıdır. "İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!" (Yuhanna 1:29). Tanrı ile insan arasında barışı sağlayan esenlik kurbanıdır.  

22 image10460 earth 45Aynı zamanda Tanrı'nın yaşayan sözüdür. “Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi. Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı. Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Söz, insan olup aramızda yaşadı. O'nun yüceliğini Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul'un yüceliğini gördük.”  (Yuhanna 1:1-4, 14)

"...Söz Tanrı'ydı..."

İncil’in İsa’nın ilahi doğasıyla ilgili öğrettiklerini yanlış anlamayın. Hiçbir insan, hiçbir peygamber, kimse bu süreci tersine çevirip üzerine ilahi bir doğa alamaz. Ben insanlığıma tanrılığı ekleyemem. Bir trilyon Hıristiyan da İsa’yı Tanrı’ya dönüştüremez. İnsan Tanrı olamaz. İncil bunu öğretmiyor. Bunun nasıl olduğuyla ilgili sırrı gerçekten de anlayamayız ama Tanrı’nın, gücüyle, üzerine insan doğası alması kesinlikle anlaşılabilir. Bunu iki doğayı bir insanda birleştirecek şekilde yapabilir. Tanrı kendisini insan biçimiyle donatamaz mı? Tanrı büyük değil mi? İnsanın büyüklükle ilgili anlayışından daha büyük değil mi? Unutmayın, dünyada anlaşılması en kolay şey olmayabilir ama kesinlikle mantıksız değildir.     

“Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor.”  (Koloseliler 2:9)

Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, O'nun varlığının öz görünümüdür. Güçlü sözüyle her şeyi devam ettirir.”  (İbraniler 1:3)

İsa’nın dünyadaki zamanının çoğunda İsa içindeki ilahi görkemi saklamıştır. Ama İsa’yı olduğu gibi görmek istiyorsanız İsa’nın Duyguları adlı kısımdaki yazıları okumanızı tavsiye ederim. İncil’den alınan bu hikayeleri okumadan önce İsa’dan kendisini size göstermesini isteyin. Mutlaka gösterecektir.  

* * * * *

Bu ayeti okuyalım. Ayette İsa Mesih'in kim olduğunu söylüyor?

"Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, O'nun varlığının öz görünümüdür. Güçlü sözüyle her şeyi devam ettirir. Günahlardan arınmayı sağladıktan sonra, yücelerde ulu Tanrı'nın sağında oturdu." (İbraniler 1:3)

Bu ayete göre İsa Mesih sadece bir peygamber değildir değil mi?

23 image8153 desert 45Umarım web sitemizi incelerken Hıristiyanlar’ın İsa’nın Tanrı’nın fiziksel anlamda Oğlu olduğuna inanmadığını anlamışsınızdır. Tanrı kendine bir eş almaz! Bu, Tanrı’ya küfür olurdu. Bununla birlikte, Hıristiyanlar İsa’nın ruhsal anlamda Tanrı’nın Oğlu olduğuna inanırlar. Örneğin, Araplar ‘çöl çocukları’ olarak bilinirler. Kimse çölün fiziksel anlamda Araplar’ı doğurduğunu düşünmez. Hayır, ‘çölün çocukları’ ifadesi ruhsal anlamda anlaşılmalıdır. Araplar çölün içini dışını tanırlar. Çölle bir olmuşlardır. Bu nedenle, ‘çöl çocukları’ denir. İsa’nın, ‘Mesih’, ‘İnsanoğlu’, ‘Barış Prensi’ gibi ünvanlarının yanı sıra ‘Tanrı Oğlu’ ünvanı da vardır. Bu ünvanı taşıyor çünkü Tanrı’yı derin bir şekilde tanıyor. Nitekim, özünde O’nunla aynıdır. 

İncil’i okumadıysanız ya da bu web sitesini pek fazla okuma fırsatınız olmadıysa, ‘Tanrı Oğlu’ ifadesi aklınıza tanrıça bir eşi olan bir ilahi varlık ve bu ikisinin bir şekilde çocuk sahibi olması gibi düşünceler getirmiş olabilir. Hıristiyanlar bu ünvanı İsa için kullandıklarında, Hıristiyanlar’ın Tanrı’nın bir başka tanrıyla- tanrıça olan bir eşle- cinsel birlik yaşadığını söyleyerek aslında Tanrı’ya küfrettiklerini düşünebilirsiniz! Bu, kuşkusuz gülünç bir senaryo ve yanlış bir varsayımdır. Kutsal Kitap’ta hiçbir yerde Tanrı’nın oğul sahibi olmak için biriyle ilişkiye girdiğini söylenmez. Hıristiyanlık, Tanrı’nın fiziksel bir eylemle bir oğul sahibi olduğunu da öğretmez. Biri bunu düşünecek olsa bile, bu kesinlikle sapık bir inanç olacaktır! Bununla birlikte, Kutsal Kitap çeşitli yerlerde İsa’dan ‘Tanrı Oğlu’ olarak söz eder. Söylediğim gibi, bu, İsa’nın Tanrı’nın bildiğimiz anlamda soyundan gelen bir oğlu olduğu anlamına gelmez. Hıristiyanlık’ın öğretişlerini araştırdıkça bazı kavramların tarihsel ve 23b image3634 one god 45Kutsal Kitap bağlamında ne anlama geldiğini sormanız önem kazanacaktır.

Emin olun, gerçek İsa’ya inandığınız takdirde şirk günahını işlemiş olmayacaksınız!

Sadece Tanrı’ya inanmaya ve başka herkesi dışlayarak sadece O’na tapınmaya çağrıldığımıza şüphe yoktur. Üçlü birlik tektanrıcılığının özünde hala tek Tanrı, tek ilahi öz vardır. Bazıları yanlışlıkla bunun üç tanrıya, üç ilahi öze inanç olduğunu düşünüyorlar. Öyle değildir, fakat bu tür bir hatanın yapılması anlaşılabilirdir. Gerçek üçlü birlik tektanrıcılığını anlamak, yekpare tektanrıcılığı anlamaktan daha kolay değildir. İyi haber, Tanrı bunu anlamamızı beklemiyor. Bizden beklediği, Kutsal Yazılar’da kendisine ilişkin açıkladıklarına inanmamız.

Cesaretinizi yitirmeyin. Beden, can ve ruhtan oluşan kendi üçlü birlik yapımızı anlamıyorsak, Tanrı gibi ölümsüz, sonsuz ruh olan bir varlığın yapısını anlayabileceğimizi düşünmeye kim cesaret edebilir? Tek yapabileceğimiz Tanrı’nın kendisini Kutsal Yazılar’da nasıl açıkladığına dikkat etmektir. “Sözün adımlarım için çıra, yolum için ışıktır.” (Mezmur 119:105)

Umarım bu web sitesi Hıristiyan inancını doğru bir şekilde anlamanıza ve bir gün İsa’yı Kurtarıcınız olarak tanımanıza yardımcı olacaktır.

* * * * *

İncil, Tanrı sevgidir diyor. Aynı zamanda kutsal ve adildir. Günahın ücreti ölüm olduğuna göre Tanrı'nın bu duruma bir çare bulması gerekiyordu. İnsan bunu yapamayacağı için Tanrı, İsa'yı bizim yerimize çarmıhta kurban olmak üzere gönderdi. KÖPRÜ ARTIK TAMAMLANMIŞTIR!

Bizim yapmamız gereken nedir? Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle bizim anlamamız gereken şey, bizim kendi kendimize günahlarımızdan kurtulamadığımızdır. Bizler günahlı olduğumuzu kabul etmeliyiz. Tanrı'nın önünde kesinlikle aklanamayız. Ama İsa Mesih'in çarmıhta öldüğüne, gömüldüğüne ve üçüncü gün dirildiğine iman ettiğimizde bizler kurtulabiliriz. Tanrı'nın bizim için verdiği bu kurbana sonsuza dek güvenmeli ve O'nun açtığı bu yoldan yürümeliyiz.

Sizin 'Temiz' Dediğiniz, Temiz Değil!

Anne, eşi ve sekiz yaşındaki oğlunun televizyon 24 image12379 dirty hands 45 bolderseyrettiği oturma odasına doğru, “Yemek yiyeceğiz, hadi ellerinizi yıkayın,” diye bağırdı. Biraz sonra, televizyonun kapatıldığını ve birinin banyoda musluğu açtığını duydu. Üç kişilik bu aile birazdan en sevdikleri yemeklerden birini birlikte yiyeceklerdi: annenin makarnası ve evde yapılmış, fırından yeni çıkmış ekmek.

Oğlu yemek masasına geldiğinde Bayan Yelçi çocuğun ellerini fark etti ve “Ellerini yıkadın mı?” diye sordu. “Evet, tertemizler, “ diye cevap verdi çocuk. Anne oğlunun ellerine yakından bakıp gülümseyerek, “Senin ‘temiz’ dediğin pek de temiz değil” diyerek onu yeniden ellerini yıkamaya gönderdi.

Bayan Yelçi’nin oğluna söylediği aslında tam olarak Tanrı’nın kendimiz hakkında bilmemizi istediği şeydir: Bizim ‘temiz’ dediğimiz pek de temiz değildir. Temiz olamaz. Çünkü hiçbir insan kusursuz değildir. Sadece Tanrı kusursuzdur. Bu nedenle hiç kimse, kendi erdemleriyle, hak ederek Tanrı’nın huzuruna çıkamaz. Tanrı, insanın yaşamı boyunca, her an, kesin paklık ister; arada sırada pak olmasını değil. Tanrı’ya bu şekilde yaklaşamayız. Sevaplarımızın günahlarımızı aştığını düşünerek bir gün cennete girmeye hak kazanacağımızı ümit edemeyiz. Neden? Çünkü Tanrı, çok daha yüksek bir standart talep ediyor. Cennete girme koşulu tamamen kusursuz olmak. Geçme notu sadece 100 üzerinden 100.

25 image5500 pray worship blue 45Bu ilahi mükemmeliyet koşulunun sizin ve benim için anlamı nedir? Hem yaptığımız iyiliklerle hem de kötülüklerle ilgili tövbe etmeliyiz. Beni yanlış anlamayın, başkalarına yardım etmek, başkalarını sevmek ve başkalarını önemsemek hiçbir zaman yanlış değildir. “Yalnız kendi yararını değil, başkalarının yararını da gözetsin.” (Filipililer 2:4). İsa ilk vaazında şöyle dedi: “Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Babanız'ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır.” (Matta 5:43-45)

Tövbe etmemiz gereken konu, sevaplarımızın bize bir gün cennete girme hakkını sağlayacağına dair düşüncemizdir. Sağlamayacaklar. Kutsal Kitap’ın Tanrısı çok daha yüksek bir standart talep eder; çok sevapla az günahtan oluşan bir karışımı değil. Tanrı, sevapların sonu gelmez biçimde sürmesini ister. Ayrıca, Tanrı için insanın dış görünümünün, yani sırf eylemleriyle görülenlerin önemi yoktur. Tanrı yüreğimize bakar.

Daha önce dediğim gibi, günahın ücreti ölüm olduğuna göre Tanrı'nın bu duruma bir çare bulması gerekiyordu. İnsan bunu yapamayacağı için Tanrı, İsa'yı bizim yerimize çarmıhta kurban olmak üzere gönderdi. Köprü artık tamamlanmıştır!

Tanrı’nın cennete ulaşmamız için yapmış olduğu bu ilahi köprüyü kimse sallayamaz. Lütfen bu işareti yakalayın, dostum. Işık ‘yeşil’e döndü ve cennete gidebilirsiniz. İsa’nın uğruna öldüğü günahkarlardan biri olduğunuzu O’na itiraf edin!

* * * * *

Elçilerin İşleri 16:30-31 ayetlerini okursak; "Onları dışarı çıkararak, "Efendiler, kurtulmak için ne yapmam gerekir?" diye sordu. Onlar, "Rab İsa'ya iman et, sen de ev halkın da kurtulursunuz" dediler."

Bu ayetlere göre kurtulmak için ne yapmamız gereklidir?

Bu ayetleri okuduğumuzda şunu anlıyoruz; Elçiler kurtulmak için İsa Mesih'e iman etmemizi söylediler.

26 uphill good works 45Acaba sizin imanınız Tanrı'nın onurlandırdığı bir iman mı? Bu tamamen neye iman ettiğinize bağlıdır. Ne kadar samimi olduğunuzla ya da inandığınız şeye sizden başka kaç kişinin inandığı ile ilgisi yoktur. Örneğin Mormonlar ve Yehova Şahitleri büyük bir iman sergilerler. Her gün insanların kapılarını çalıp kitaplarını dağıtırlar. İnançları konusunda ateşlidirler. Bir keresinde içlerinden biri bana gururla şöyle demişti: “Dünya üzerindeki her evin kapısını çalacağız!” Gerçekten de adanmışlıklarının sınırı yoktur. Ancak buna rağmen korkunç bir yanılgı içindedirler. Bunun nereden biliyorum? Onların cennette sonsuz yaşam armağanını kabul etmediklerini anlayacak kadar çok üyeleriyle sohbet ettim. Tanrı'nın iyiliğini kendi dinlerinin gerekliliklerini adanmış bir şekilde yerine getirerek kazanmaya çalışıyorlar. Tanrı'dan gelen şu gerçeği hiçbiri anlamıyor:

“İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.” (Efesliler 2: 8-9)

İçtenlik saygı duyulan bir karakter özelliğidir ama günah sorununu çözmez, değil mi? Kişinin inançlarına içtenlikle bağlı olması, gideceklerine inandıkları yere gidecekleri anlamına gelmez. İçtenlikle yanılmış olabiliriz! İçtenlik, bizi yanlış bilgilendirilmiş olmamızın sonuçlarından da kurtarmaz. Ayrıca, içtenlik günahlarımız için ölmedi. Bu derste öğrendiğimiz gibi, insan Tanrı’yla ilişkisini içtenlik aracılığıyla düzeltmez!

Sevindirici haber ise Tanrı'nın bizi kendisiyle barışmayı seçmiş olmasıdır. Bunu İsa Mesih aracılığıyla yapar. Tanrı ilk zürafayı yaratmadan ya da ilk sıradağa biçim vermeden çok önce İsa'nın günahkarların Kurtarıcısı olacağı belirlenmişti. “Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı.” (2. Korintliler 5:19). Tanrımız hakkında bu kadar müthiş olan şey nedir? Bu ayette barışma yoluna gidenin suç işleyen taraf (biz) değil, kendisine karşı suç işlenen taraf (Tanrı) olduğunu görürüz. Tanrı'nın arzusu, kendisi ile insanlar arasında günahın bozduğu ilişkiyi yeniden kurmaktı.

* * * * *

Yıllar önce Kanada’da yaşamış, eskiden Fransız bir Katolik olan bir adamın öz yaşam öyküsünü okudum. Kitabın adı, Roma Kilisesi’nde Elli Yıl. Bu kitapta okuduğum bir hikayeyi bugün dahi hatırlıyorum. Küçük, köy kilisesinin rahibi olarak görev yaptığı sırada bir Pazar günü imanının özünü sarsan bir olay olduğunu anlatıyordu.

Yaşadığı bu olay onu, Kutsal Yazılar’a dönüp, Katolik olarak inandıklarının ve uyguladıklarının gerçekten Kutsal Kitap’a uygun olup olmadığını araştırmaya itti. İncil’i yoğun bir şekilde inceleyerek Kurtarıcı olarak İsa Mesih’e gerçek imana kavuştu ve Katolik Kilisesi’ni terk etti.

Yaşamında bu dönüm noktasına gelmesine neden olan olay neydi? Bir gün Ayin sırasında kısmen kapalı olan gözünün köşesinden, bir sıçanın masaya atlayıp ince bisküviyi alıp kaçtığını gördü. Bisküvi İsa Mesih’e çevrilmişti, o halde bu ne anlama geliyordu? Sıçan ağzında, ‘Tanrı’, yemek üzere kaçıyordu! İncil’i kendi başına okuyup inandıklarını yeniden düşünmesine neden olan olay bu olaydı. Bulduğu ise, Katolik inancına aykıyı birçok öğretiş oldu. Nihai olarak rahipliği bıraktı ve ciddi bir şekilde şöyle dedi, “Kendisine hizmet ettiğim Tanrı inanılmayacak kadar küçüktü. Bir sıçanın alıp götüreceği kadar küçüktü!”

Peki ama insan – herhangi bir insan - nasıl böyle yoldan çıkabilir? Cennette karşılıksız sonsuz yaşam armağanını veren bir Kurtarıcı’ya yöneltmek yerine günahkarlara iyi işler karşılığında ödüller veren bir din sistemine kendini teslim ederek. Kimden söz ediyorum? Mormonlar, Budistlerle, Hindular, Katolikler, Yahudiler, Şintolar, aklınıza ne gelirse.

Dünyada en çok minnet duymamız gereken şey nedir?

Cennet armağanı!

26b gift eternal14 45 temp5Teorik olarak, cennette sonsuz yaşamı kazanmanın iki yolu vardır. Biri, iyi işler yaparak kazanmaktır. İkincisi ise, armağan olarak kabul etmektir. Birincisini gerçekleştirmek olanaksızdır çünkü buyrukları sürekli ve eksiksiz olarak yerine getirmeyi gerektirir. Ki bu, hiçbir günahlı Adem oğlunun yapabileceği bir şey değildir. İkinci seçenek mümkündür çünkü, insanın kendisi için sağlayamayacağı şeyi- cennete girmek için gereken kusursuz doğruluk- Tanrı’nın İsa Mesih aracılığıyla sağlayabileceğine güvenmeyi gerektirir.

Bizim anlamanız gereken şey, insanın kutsal bir Tanrı’yı hoşnut etmek için gereken iyi şeyleri yapıp yapamayacağıdır. Tanrı’nın mutlak doğruluğuyla karşılaştırıldığında ne kadar günahkar olduğumuzu anlıyor muyuz? Anlamıyoruz! Cennette sonsuz yaşamın paha biçilmez hazinesini de bu mutlak doğruluğe sahip Tanrı’dan almak istiyoruz! Yüreğimizde ruhsal olarak iflas etmiş olduğumuzu kabul edene kadar cennette sonsuz yaşamı garantilemek için gereken bedeli ödeyemeyeceğimizi asla bilemeyeceğiz.

Öyleyse kim kurtulabilir? İsa söyle dedi, “İnsanlar için bu imkansız, ama Tanrı için değil. Tanrı için her şey mümkündür" dedi.” (Markos 10:27)

İKİ SORU:

(1) Size armağan veren birine ne kadar ödeme yapmalısınız? Onlara para önerdiğinizde gücendirirsiniz, değil mi? Sizce Tanrı, bizlere armağan olarak sunduğu şeyi kazanmaya veya hak etmeye çalıştığımız zaman güceniyor mu? Tanrı’dan en çok ihtiyacımız olan şey Tanrı’nın bizlere karşılıksız olarak vermeyi arzuladığı şeydir! “İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar.” (Romalılar 3:24). KARŞILIKSIZ OLARAK.

26c image12413 cool text no condemnation dark xxx 45(2) Size bir armağan sunulduğunda kaç kez uzanıp almanız gerekir? Bir kez. Tanrı’nın sunduğu bu armağanı kabul ettiğiniz anda cenneti miras edinirsiniz. Şu an cennette olanlar nasıl bu armağana sahipse, siz de o kadar kesin bir şekilde bu armağana sahip olursunuz. Onlar orada oldukları için sizden daha fazla keyfini çıkarırlar fakat sonsuzluk açısından sizden daha emin bir durumda değildirler. Rab İsa Mesih günahlarınızın bedelini ödemiştir. İkinci kez ödenmelerine gerek yoktur. Beraat etmek yürürlükte olan bir sözcüktür. Özgürsünüz. Cennete çağrısını bekliyorsunuz. İsa şöyle dedi, “Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.” (Yuhanna 5:24)

* * * * *

Bu dersi yaparken İsa Mesih'i Rab ve kurtarıcı olarak kabul etmiş olabilirsiniz.

27 image9116 salvation offer one way 20 45“…bu denli büyük kurtuluşu görmezlikten gelirsek nasıl kurtulabiliriz?” (İbraniler 2:3). Bu sorunun yanıtı nedir? Kurtulamayız. Asıl sorun cinayet, zina, hırsızlık ve yalan gibi çok büyük günahlar işlediğimiz için kurtulamayacağımız değildir. Biz Tanrı'nın kurtuluş teklifini ihmal ederek cennette olma fırsatını elimizden kaçırırız. İhmal, bir kişiyi sonsuzluklar boyunca mahvetmek için yeterlidir.

Karar sizindir. İman etmek ya da iman etmemek. Kurtulmak ya da kurtulmamak. İsa Mesih'i Rab ve kurtarıcı olarak kabul etmemişseniz ve istiyorsanız aşağıdaki dua size bir yol gösterici olabilir.

Tanrım

“Tanrım, bir günahkar olduğumu itiraf ediyorum. Bunun her zaman farkındaydım, sen de farkındaydın. Ancak bugün İsa'nın uğruna öldüğü bir günahkar olduğumu kabul ediyorum. İsa benim için öldü ve O'nun ölümünü benim günahlarımdan dolayı hak ettiğim ölüm olarak kabul ediyorum. O'nun acılarını benim hak ettiğim acılar olarak kabul ediyorum. Böylesine muhteşem bir Kurtarıcı için sana şükrediyorum, ve senden cennette sonsuz yaşam armağanını sevinçle kabul ediyorum. Günahlarımın bedelinin ödenmesini iki kez istemeyeceğin için sana minnettarım – ilk önce İsa, sonra da benim tarafımdan. Bir kez ödenmesi yeterliydi. Bir kez ödenmesi hep yeterli olacaktır. Bana İsa'ya yeni inanmaya başlayan birinin nasıl yaşaması gerektiğini İncil'den her gün göster.

İsa'nın adıyla, Amin

Tanrı imanı onurlandırır

28 image4480 thankful glad look face 45İman Tanrı'nın Sözü'nü işitip buna göre davranmaktır. Örneğin Tanrı size cennet armağanını vaadetti. Eğer bu armağana uygun davranır ve O'nun armağınını kabul ederseniz, O'na imanla yanıt vermiş olursunuz. Eğer Tanrı’nın sizi kurtarmasını istemişseniz, sizi kurtardı. Kurtarıcı Tanrımız diyor, “Rab'be yakaran herkes kurtulacak.” (Romalılar 10:13). Nasıl oldu? “…iman, haberi duymakla, duymak da Mesih'le ilgili sözün yayılmasıyla olur.” (Romalılar 10:17). İsa’yla ilgili gerçeği duymakla yeni İsa Mesih imanlısıysanız, Artık Ben de İsa Mesih İmanlısıyım! adlı yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum. Size yararı dokunacağını biliyorum.

“Evet, Mesih herkes için öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölüp dirilen Mesih için yaşasınlar.” (2.Korintliler 5:15)