headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kutsal Kitap Batıl İnançlar Hakkında Ne Söylüyor?

 

01 superstition sharper 45Web sitemizi ziyaret eden binlerce insanla bir anket yapabilseydik, acaba kaçı batıl inançlara inandıklarını kabul ederdi? Bunları duyarak yetişiyoruz ve zaman içinde bunlara alışıyoruz, değil mi? Acaba, bir şey yaparak, bir şeyi evinize koyarak ya da bir şeyi giyerek belli bir olayın sonucunu etkileyebileceğinize ya da bir şeyin olmasını tamamıyla engelleyebileceğinize inanıyor musunuz? Bazı şeylerin ‘iyi şans’ bazı şeylerin ‘ kötü şans’ olduğuna inanıyor musunuz? Peki ya aşağıdakiler?

1-  Şans getirmesi ve uzun bir yaşam vermesi için yanınızda meşe palamudu taşımalısınız.

2-  Kolye olarak takılan amber taşları hastalığa karşı koruyabilir ya da gribi iyileştirebilir.

3-  Ambulans gördüğünüzde burnunuzu sıkmazsanız ya da nefesinizi tutmazsanız şanssızlık getirir.

4-  Yatakta şapka takmak kötü şans getirir.

5-  Yatağınızı kuzey güney yönünde yerleştirmek talihsizlik getirir.

6-  Arkadaşınıza köprü üzerinde veda ederseniz birbirinizi bir daha asla göremezsiniz. Hayır

7-  Yıl içinde ilk gördüğünüz kelebek beyaz olursa bütün yıl boyunca şansınız yaver gider. Hayır

8-  Kurbağa girdiği eve iyi şans getirir.

9-  Hasta çocuğun aynı hastalığa bir daha tutulmaması için üzerine kırmızı bir kurdele takılmalıdır.

10- Serçeler ölmüş insanların canlarını taşıdığı için, serçeleri öldürmek talihsizlik getirir.

11- İyi şanstan bahsettikten sonra üç kez tahtaya vurun yoksa kötü ruhlar şansı mahvederler.

12- Üzerinde nazar boncuğu bulundurursan ya da evinde olursa kötü gözü olan kişilerden gelecek tehlikelerden korunabilirsin.

02 superstition1 temp5 45Bu liste, insanların karşısında kanıtlar olmasına ya da kanıtlayacak hiçbir şey olmamasına karşın inandıkları şeylerle sonsuza kadar uzatılabilir. Batıl inançlar bir nesnenin ya da bir şeyi belli bir şekilde yapmanın sihirli güçleri olduğuna cahilce inanmaktır. İnancını, sadece folklorun bir parçası olan nesnelere ya da uygulamalara bağlamayan, bunun yerine bizlere cennette sonsuz yaşam veren tek gerçek Tanrı’ya bağlayan insan gerçekten bilgedir!  

“Dikkatli olun! Mesih'e değil de, insanların geleneğine, dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefeyle, boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin. Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih'te doluluğa kavuştunuz.” (Koloseliler 2: 8-10, İncil)

Tıpkı İşgalci Bir Ordu Gibi

Yaşamla ilgili sayısız batıl inanç ve Tanrı’yla ilgili pek çok sahte öğretiş sizleri tutsak almak ve Tanrı’ya gerçek imandan ve umuttan uzaklaştırmak ister. Tıpkı, işgalci bir ordunun bir ülkeye girip bütün değerli şeylerini alması gibi. Bugün İncil’in size vermek istediği mesaj “Dikkatli olun!” mesajıdır. Bu, İsa Mesih’i izleseniz de izlemeseniz de doğrudur. Nitekim canınıza karşı vurmakta olan o kadar çok boş ve aldatıcı söz dalgaları var ki, artık kime güveneceğinizi bilmiyorsunuz değil mi?  

Sevdiğiniz bazı kişilerin inandıkları gelenek, dinsel törenler ve felsefelerdeki hatalardan gerçekleri ayırt edebildiniz mi? Bunların hangileri online olarak hakkında yeni şeyler öğrendiğiniz Tanrı’ya yabancı? Bu yaşamda benimsediğiniz şeyler konusunda İsa Mesih’i ölçü olarak görmenizi önerebilir miyim?

03 keys on ring 45 sharper“Yüreklerinin cesaret bulmasını, sevgide birleşmelerini dilerim. Öyle ki, anlayışın verdiği tam güvenliğin bütün zenginliğine kavuşsunlar ve Tanrı'nın sırrını, yani bilginin ve bilgeliğin bütün hazinelerinin saklı olduğu Mesih'i tanısınlar. Kimse sizi kulağı okşayan sözlerle aldatmasın diye söylüyorum bunu.” (Koloseliler 2: 2-4, İncil)

Kutsal Kitap’ın batıl inançlar konusunda öğretişiyle ilgili sorunuza verdiğim yanıtı, İncil’de çok hasta bir kadınla ilgili bir hikâyeyi paylaşarak tamamlamak istiyorum. Bu kadın İsa Mesih’e iman etmesine neden olan bir batıl inançla büyümüştü.

“İsa tekneyle karşı yakaya dönünce, çevresinde büyük bir kalabalık toplandı. Kendisi gölün kıyısında duruyordu. Bu sırada havra yöneticilerinden Yair adında biri geldi. İsa'yı görünce ayaklarına kapandı, "Küçük kızım can çekişiyor. Gelip ellerini onun üzerine koy da kurtulsun, yaşasın!" diye yalvardı.
İsa adamla birlikte gitti. Büyük bir kalabalık da ardından gidiyor, O'nu sıkıştırıyordu. Orada, on iki yıldır kanaması olan bir kadın vardı. Birçok hekimin elinden çok çekmiş, varını yoğunu harcamış, ama iyileşeceğine daha da kötüleşmişti. Kadın, İsa hakkında anlatılanları duymuştu. Bu nedenle, kalabalıkta O'nun arkasından gelip giysisine dokundu. İçinden, "Giysilerine bile dokunsam kurtulurum" diyordu.
O anda kanaması kesiliverdi. Kadın, bedeninin derinliğinde acıdan kurtulduğunu hissetti.
İsa ise, kendisinden bir gücün akıp gittiğini hemen anladı. Kalabalığın ortasında dönüp, "Giysilerime kim dokundu?" diye sordu.
Öğrencileri O'na, "Seni sıkıştıran kalabalığı görüyorsun! Nasıl oluyor da, 'Bana kim dokundu' diye soruyorsun?" dediler.
İsa kendisine dokunanı görmek için çevresine bakındı.
Kadın da kendisindeki değişikliği biliyordu. Korkuyla titreyerek geldi, İsa'nın ayaklarına kapandı ve O'na bütün gerçeği anlattı.
İsa ona, "Kızım" dedi, "İmanın seni kurtardı. Esenlikle git. Acıların son bulsun." (Markos 5: 21-34, İncil)