headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Çobansız Kalabalık

OLAY: İsa kentlerde ve köylerde vaaz ediyordu.

AYETLER:  “İsa bütün kent ve köyleri dolaşarak havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin Müjdesi'ni duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu. Kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü çobansız koyunlar gibi şaşkın ve perişandılar. (Matta 9:35-36, İncil). “İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi. Böylece kötü ruhları kovacak, her hastalığı, her illeti iyileştireceklerdi.” (Matta 10:1, İncil)

İSA’NIN DUYGUSU: Merhamet

NEDENİ: Halk çobanı olmadığı için bitkindi ve dağılmıştı.

EYLEM: İsa bölgede vaaz edip hastaları iyileştirirken 12 öğrencisine cinleri kovmak ve her türlü hastalığı ve illeti iyileştirmek için güç verdi.

ÜZERİNDE DÜŞÜNMEM GEREKEN KONU:

İsa’nın 5.000 kişilik kalabalığı doyurması hikayesinde, İsa’nın dönemindeki din önderlerinin üzücü ruhsal durumu üzerinde düşünmüştük. Din öğretmenleri halkı boş kavramlarla doldurup, uyamayacakları gelenek ve kurallarla üzerlerinde büyük bir yük yaratıyorlardı. İsa şöyle demişti, 

01 image6458 white paint 45“Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz. Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz.” (Matta 23:27-28, İncil)

İsa onları betimlerken halkın çok iyi bildiği çetin fakat çarpıcı bir imge kullandı. Herkesin katılmasının zorunlu olduğu Yahudi cenazelerinin sonunda, ceset mezarda düz bir kaya üzerine konulurdu. Ceset üzerindeki et çürüdüğünde kemikler toplanıp alınırdı böylece düz kaya parçası tekrar kullanılabilirdi. Yahudiler, mezarlara dokunduklarında dinsel açıdan kirli sayıldıkları için bu mezarları kapamak için kullanılan kayalara beyaz badana yapılırdı böylece uzak durmaları için bir uyarı işareti olurdu. Bu boya, içeride cesetler çürürken mezarlara dışarıdan temiz bir görünüm verirdi.

Din, insanı içten dışa değiştiremez

Din öğretmenlerinin halkı zorunlu kıldıkları görevler halkı şaşkına çeviriyordu fakat asıl önemli olan yerde, yani içte değişmelerini sağlamıyordu. Sizin imanınız sizde içten dışa bir değişiklik yarattı mı? Düşüncelerinizi çevrenizdeki herkesin anında görmesini sağlayan elektronik bir aletin sırtınıza takılmasına izin verecek kadar mı? Sanmıyorum. Din, insanı içten dışa değiştiremez, tıpkı bir leoparın beneklerini değiştirememesi gibi. Nitekim, leopar beneklerini silebilecek olsa bile, gerçekte olduğu acımasız insan avcısından farklı bir şekilde davranmasını bekleyemezsiniz. Doğası değişmez. Fakat bu web sitesinde, dünyaya gelip, sizin ve benim gibi insanların ihtiyaçlarını karşılamak için geç saatlere kadar çalışan bir İsa hakkında okuyabilirsiniz. “Akşam olunca birçok cinliyi kendisine getirdiler. İsa onlardaki kötü ruhları tek sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi.” (Matta 8:16, İncil). İsa, tek bir sözüyle sizi iyileştirebilir ve içten dışa değiştirebilir. 02 up to jesus1 temp5 45Bu web sitesi, O’nun sesini duymanızı sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.   

Bu ayetlerde İsa’da gördüğümüz duygu, merhamet duygusudur: “Kalabalıkları görünce onlara acıdı.” İçinde bu merhameti uyandıran neydi? Çünkü çobansız koyunlar gibi şaşkın ve perişandılar.

Burada doğal olarak sorulan soru insanların nasıl bu kadar çaresiz bir duruma düştükleridir? O günün din öğretmenlerinden aldıkları öğretişte eksik olan neydi? İsa’nın öğrettikleri, din öğretmenleri bunları öğretmediği için öğretiliyordu. Bu listeye bakalım. İsa esenlik, bağışlama, barıştırma ve kurtuluşla ilgili iyi haberi getirdi. Bunları kendisi seve seve sağlayacaktı. Yeniden doğma gereğinden de söz etti. Konuştuğu kişilerin doğrulukları din öğretmenlerininkini aşmadığı sürece hiçbirisinin cennete giremeyeceğini söyledi. Satır aralarını okuyun. Din önderleri cennete gitmiyorlardı! Halkın yolunu şaşırmış olmasına şaşmamalı. 4.000 kişinin doyurulmasıyla ilgili yazıda, İyi Çoban’ın, çobansız kalmış ya da cennette sonsuz yaşam güvencesini veremediği için çobanlarına karşı kuşkuyla yaklaşanlarla ilgili söylediklerini okuyabilirsiniz. Kalabalıkların İsa’yı izlemek için peşinden gitmelerine şaşmamalı. Doğru seçimi yapıyorlardı.  

Seçim Yapmak

Biraz seçim yapmak hakkında düşünelim. İsa Mesih’le ilgili seçim yapmanız isteniyor. O’nu kişisel Kurtarıcınız olarak sahiplenmek ya da halkınızın daha çok tercih ettiği gibi bir peygamber olarak kabul etmek. İsa’nın benzetmelerinin çoğunluğu yanlış seçimler yapan insanlarla ilgilidir. 03 image10661 choose choice 45Peki ya bizim hayatta yaptığımız seçimlere ne demeli?

Habil ve Kayin’in her ikisi de Adem’in oğluydu. Habil Tanrı’yı seçti. Kayin ise cinayet işlemeyi seçti. Tanrı ona izin verdi. 

İbrahim ve Lut’un her ikisi de Kenan’a gelen göçmenlerdi. İbrahim Tanrı’yı seçti. Lut ise Sodom’u seçti. Tanrı ona izin verdi. 

Davut ve Saul’un her ikisi de İsrail’in kralıydı. Davut Tanrı’yı seçti. Saul ise gücü seçti. Tanrı ona izin verdi. 

Petrus ve Yahuda’nın her ikisi de İsa’nın öğrencisiydi. Her ikisi de Rab’lerini çarmıha gerildiği sırada reddettiler. Petrus merhamet aradı. Yahuda ise ölüm. Tanrı ona izin verdi.

Tarihin her döneminde, Kutsal Yazılar’ın her sayfasında, Tanrı’nın bizlere kendi seçimlerimizi yapmak üzere izin verdiğine ilişkin gerçek açıklanmaktadır. Yazgı değil, seçim meselesidir. Papağan ya da robot değiliz, seçim yapma becerisiyle yaratıldık. Bunu kimse İsa kadar açık bir şekilde ortaya koymuyor. İsa’ya göre şunları seçebiliriz: 

a)  dar kapı ya da geniş kapı   
b)  çetin yol ya da enli yol
c)  büyük kalabalık ya da küçük kalabalık

“Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.” (Matta 7:13-14, İncil)

İsa bize hangi kararın daha iyi olduğunu söylüyor. Bunlar, sonsuz sonuçları olan sonsuz seçimler ama kararı bize bırakıyor.