headerLogo2b-18pt-myriadpro

Katolik Kilisesi’nin Aklanma Konusunda Anlayışı Nedir? “O Kutsal Su Benim İçin Hiç İşe Yaradı mı, Anne?”

52 tract cover38 45 text xxxKutsal Yazılar iyi eylemlerin önemli olduğu konusunda açıktır fakat aklanmamızla ilgileri yoktur. Aklanma, gerçek Hıristiyanların Tanrı’nın gözünde cennete girmelerini mümkün kılacak kusursuz doğruluğa artık sahip olduklarından emin olabilecekleri anlamına gelir. Eğer İsa, ölümü aracılığıyla tüm günahlarımızı bağışladıysa ve bunlardan ötürü ortaya çıkan ilahi cezayı tamamıyla ödediyse ve Tanrı imanlıyı İsa’ya imanları temelinde kesin olarak doğru ilan ettiyse, o zaman insanın cennete girmesi için gereken başka hiçbir şey yoktur. Hiçbir şey! (Ya Araf?) HİÇBİR ŞEY! Bu, gerçekten de harika bir haberdir! Biraz düşünün. İsa’ya gerçekten iman eden biri Tanrı’nın gözünde artık yetkin doğruluğa sahiptir ve İsa’ya iman ettiği andan itibaren bu doğruluğa sahiptir. Ne bebek vaftizi gibi dinsel törenler ve rahibin bağışlaması ne de arafta çekeceği acılar, cennete gitmesi için gerekli olabilir.

Katolik akrabalarım ve arkadaşlarım, rahipleri ve papalar tarafından üzerlerine yüklenen erdem kazandıran eylemleri haklı göstermek için sık sık Kutsal Yazılar’dan bir ayete başvururlar. Yazıyı, bu ayetle ilgili açıklamayla bitireceğim. 

“Görüyorsunuz, insan yalnız imanla değil, eylemle de aklanır.” (Yakup 2:24, İncil)

Kutsal Yazılar’dan Tanrı’nın hak edilmeyen lütfu aracılığıyla aklandığımızı öğrendik. Hak edebileceğimiz ya da satın alabileceğimiz bir şey değil, aksine bizlere sunulan bir armağandır. “İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar.” (Romalılar 3:23, İncil). Bu sözlerin altını çizin: karşılıksız olarak. Bizlerden kaynaklanan bir erdemden ayrı olarak aklandık. Hak edilmemiş, satın alınmamış.

İncil’de Aklanmanın Altı Yönü

53 image11403 number 6 sixKatolik okuyucularımıza yardımcı olmak için kısaca İncil’de aklanmanın altı farklı yönünü açıklamak istiyorum. Lütuf, iman, kan, güç, Tanrı ve eylemler aracılığıyla aklandığımız söylenir. Peki, bunlar birbiriyle çelişir mi? Göreceğiniz gibi aklanmanın bu altı tanımında çelişki yoktur.

1)  Tanrı’nın hak edilmeyen lütfuyla aklanırız yani aklanmayı hak etmiyoruz. İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır.
Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.” (Efesliler 2:8-9, İncil)

2)  İmanla aklanırız yani İsa’ya iman ederek aklanmayı hayatımıza alırız. “Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Tanrı'yla barışmış oluyoruz.” (Romalılar 5:1, İncil)

3)  Kanla aklanırız. Burada aklanmamız için Kurtarıcı’nın ödediği bedelden söz edilir. Böylece şimdi O'nun kanıyla aklandığımıza göre, O'nun aracılığıyla Tanrı'nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir.” (Romalılar 5:9, İncil)

4)  Güçle aklanırız. İsa’yı ölümden dirilten güçle aynı güç. “"Aklanmış sayıldı" sözü, yalnız onun için değil, aklanmış sayılacak olan bizler -Rabbimiz İsa'yı ölümden dirilten Tanrı'ya iman eden bizler- için de yazıldı. İsa suçlarımız için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için diriltildi.” (Romalılar 4:23-25, İncil)

5)  Tanrı’yla aklanırız. Bizleri doğru sayan O’dur. “Tanrı'nın seçtiklerini kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı'dır.” (Romalılar 8:33, İncil)

6)  Eylemlerle aklanırız. Bu, eylemlerimizin aklanmayı hak etmemizi sağladığı anlamına gelmez fakat eylemlerin aklandığımızın kanıtı olduğuna işaret eder. “Görüyorsunuz, insan yalnız imanla değil, eylemle de aklanır.” (Yakup 2:24, İncil)

İman ve Eylemler

54 offering6 45“Kardeşlerim, bir kimse iyi eylemleri yokken imanı olduğunu söylerse, bu neye yarar? Böylesi bir iman onu kurtarabilir mi?
Bir erkek ya da kız kardeş çıplak ve günlük yiyecekten yoksunken, içinizden biri ona, "Esenlikle git, ısınmanı, doymanı dilerim" der, ama bedenin gereksindiklerini vermezse, bu neye yarar?
Bunun gibi, tek başına eylemsiz iman da ölüdür.
Ama biri şöyle diyebilir: "Senin imanın var, benimse eylemlerim."
Eylemlerin olmadan sen bana imanını göster, ben de sana imanımı eylemlerimle göstereyim.
Sen Tanrı'nın bir olduğuna inanıyorsun, iyi ediyorsun. Cinler bile buna inanıyor ve titriyorlar!
Ey akılsız adam, eylem olmadan imanın yararsız olduğuna kanıt mı istiyorsun?
Atamız İbrahim, oğlu İshak'ı sunağın üzerinde Tanrı'ya adama eylemiyle aklanmadı mı?
Görüyorsun, onun imanı eylemleriyle birlikte etkindi; imanı eylemleriyle tamamlandı.
Böylelikle, "İbrahim Tanrı'ya iman etti, böylece aklanmış sayıldı" diyen Kutsal Yazı yerine gelmiş oldu. İbrahim'e de Tanrı'nın dostu dendi. Görüyorsunuz, insan yalnız imanla değil, eylemle de aklanır.”  (Yakup 2:14-24, İncil)

İmanla değil, eylemlerle aklandığımızı iddia eden sapkın öğretiyi desteklemek için bu ayetler yaygın bir şekilde kullanılır. Diğer bir deyişle, Kurtarıcımız İsa’ya güvenmeliyiz. Ne var ki, bu yeterli değil. Neden? İsa, bizim yerimize gerekeni yeterince yapmadı. Hayır işleri yaparak ve adanmışlığımızı göstererek bizi kurtaracak ek işler yapmak zorundayız.  

Bir anlamda eylemlerle aklanıyoruz. Nasıl? Yaptığımız iyi işler veya eylemler imanımızın gerçek olduğunun dışarıdan görülebilen kanıtlarıdır. Başka türlü olsa, görünmeyecek olanlara dıştan görünebilecek bir ifade veriyorlar.