headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa’nın İkinci Gelişi: Birinci Aşaması

13 image9936 face 45Tanrı’nın aynı anda sevgi dolu ve aynı anda gazap dolu olması bir çelişki gibi görünebilir. Fakat öyle değil. Tanrı’nın sevgisi gazabı uzaklaştıran kefaretini sağlıyor. Tanrı’nın sevgisinin ve adaletinin -doğasının iki yönü- gerekleri, İsa’nın çarmıhında gerçekleşti. Bu ayette gördüğünüz gibi Elçi Yuhanna Tanrı’nın sevgisini ifade etmek için, günalarımızın bağışı için sağlayışına işaret etmekten başka bir söz söyleyemiyor.

Adil olma konusundan bahsettiniz. Önemli bir konu ve bana ortak bir noktamız olduğunu hatırlatıyor. Adalete inanıyoruz ve zenginlikleri, güçleri veya toplum içindeki konumlarından ötürü birinin özel muamele görmesine sinirleniyoruz. Herkese eşit davranmak yerine, ayrımcılık yapan bazı resmi görevliler var. Fakat Yargıç olarak İsa Mesih, kimsenin görevinden, rütbesinden veya görünümünden etkilenmeyecektir. Herkese hak ettiği şekilde davranılacak. Benim ülkemdeki herkese. Sizin ülkenizde ki herkese. Yaşamış olan herkese. 

“İnsanoğlu [Kutsal Yazılar’da İsa’ya verilen ünvanlardan biri] kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak. Ulusların hepsi O'nun önünde toplanacak…” (Matta 25:31-32, İncil). Nasıl Nuh’un yaşadığı günlerde bütün dünya yargılandıysa, İsa Mesih’in döndüğü günde bütün insanlık yargılanacak. Fakat daha önce söyleyeceğim şeyi bitirmeme izin verin. İsa’ya gerçekten iman eden herkes cennete alındıktan sonra gerçekleşecek olan yargıdan söz ediyordum. İmanlıların alınmasından sonra geride kalan herkesin yargıyla karşılaşacağını söyledim. Ne var ki, bir istisna var. İmanlıların alınmasından sonra, geçecek olan yedi yıllık denenme döneminde Kutsal Kitap’ı okuyan ve İsa’yı Kurtarıcıları ve Rab’leri olarak kabul eden birçok insan olacak! İmanlıların yaşayacağı bu yoğun zulüm döneminde, böyle bir zamanda insanlar nasıl Tanrı’nın kurtarış bilgisine sahip olabilirler diye düşünüyor insan. Ama oluyor!

CANAVAR 

14 image11735 tribulation 666 number 45İncil’in son kitabından, bu imanlılardan bahsedilen peygamberlik ayetlerine bakmadan önce, kendimizi göreceğimiz resimler için hazırlayalım. Bir resmin, bin kelimeye bedel olduğu söylenir. Görünüşe göre, Vahiy Kitabı’nın esin almış yazarı Elçi Yuhanna da böyle düşündü. İncil’in bu bölümünde, resim ve sembollerin bolca kullanıldığını görüyoruz. Bazıları yazıldığı gibi anlaşılması gerekirken, diğer referanslarla ilgili anlayışımız, merak uyandıran resimlerle ilgili sembolik yoruma dayanacaktır.

Ayetlerde bir canavar hakkında okuyacağız. Kutsal Kitap akademisyenleri, yedi yıl sürecek olan bu yargı döneminde gerçekleşecek olaylar için bir zaman çizelgesi yaptıklarında, bu canavarın, inanılmaz bir gücü olduğunu, dünya çapında bir egemen olma gücüne sahip olduğunu öğreniyoruz. Geçmişteki sayısız egemenin bütün dünyaya hakim olma hayali sonunda bu kişi tarafından gerçekleştirilecektir. İnsanlığın tümü bu kişinin siyasal egemenliği altında olacak.

Ayrıca, bu dünya egemeninin görünüşte ki mucizevi nitelikleri nedeniyle insanlar ona Tanrı’ymış gibi tapınacaklar. Denenmenin son üç buçuk yılı insanlar için, dünyanın dini egemenine tapınmak ve egemenin arkasındaki güç olarak İblis’e tapınmakla geçecektir. Bu güçlü kişiye kim tapınmayacak? Denenme sırasında İsa’ya gerçekten iman eden kişiler.

Aşağıdaki ayetleri ilk okuduğumda dikkatimi neyin çektiğini hatırlıyorum. Listenin başında şu soru vardı, “Kutsallar kimdir?” Kendime şu soruyu sordum, “Bu yargı döneminden önce İsa’ya gerçekten inananlar mı cennete alınıyor?”  

“Canavara, kurumlu sözler söyleyen, küfürler savuran bir ağız ve kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi. Tanrı'ya küfretmek, O'nun adına ve konutuna, yani gökte yaşayanlara küfretmek için ağzını açtı. Kutsallarla savaşıp onları yenmesine izin verildi. Canavar her oymak, her halk, her dil, her ulus üzerinde yetkili kılındı. Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri boğazlanmış Kuzu'nun yaşam kitabına adı yazılmamış olan herkes ona tapacak.” (Vahiy 13:5-8, İncil)

15 image11518 cross 45Yedi yıllık denenme süresince insanlar için yaşam korkunç olsa da, umut olacaktır. İnsan yaşadığı sürece umut var. İyi haber, Kutsal Kitaplar değil, sadece İsa’ya gerçekten iman edenler cennete alınacak. Kutsal Kitap yok edilmeyecek. İsa’nın şu anda sundukları, bu yargı döneminde de kendisinden isteyenlerin talebi üzerine, onlara sunulacak. Peki bu nedir?

Mahkum olmuş bir suçlu, halkı tarafından ölüme gönderildi. Son anlarında, merhamet istedi. İnsanlardan istemiş olsaydı, vermezlerdi. Hükümetten istemiş olsaydı, reddedilirdi. Kurbanlardan istemiş olsaydı, onlar da duymazdan gelirlerdi. Fakat özlediği lütuf için onlara gitmedi. Bunların yerine, çarmıhının yanındaki çarmıhta asılı olan kanlı insan figürüne yöneldi ve yürekten yalvardı.

“Çarmıha asılan suçlulardan biri, "Sen Mesih değil misin? Haydi, kendini de bizi de kurtar!" diye küfür etti. Ne var ki, öbür suçlu onu azarladı. "Sende Tanrı korkusu da mı yok?" diye karşılık verdi. "Sen de aynı cezayı çekiyorsun. Nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı." Sonra, "Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an" dedi. İsa ona, "Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın" dedi.” (Luka 23:39-43, İncil)

Suçlunun isteği, sizin ve benim istememiz gerekenden farklı değildir. Bazıları ölüm döşeğinde istiyorlar, bazıları hapishanedeki hücrelerinde, bazıları kilise sıralarında veya gizlice İncil’i okudukları yatak odalarında. Cennettekinin bakış açısına göre hepimiz işitilmemiş olanı istiyoruz. Cenneti istemek mi? Biz kimiz ki, cenneti hak edelim? Hiç kimse cenneti hak etmez. Fakat cennetin lütfuyla oraya gideceğimizden emin olabiliriz. Hala nefes alıp verirken O’na seslenebiliriz.

“İsa'nın Rab olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı'nın O'nu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın. Çünkü insan yürekten iman ederek aklanır, imanını ağzıyla açıklayarak kurtulur. Kutsal Yazı, "O'na iman eden utandırılmayacak" diyor. Rab'be yakaran herkes kurtulacak.” (Romalılar 10:9-11, 13, İncil)