headerLogo2b-18pt-myriadpro

Sonsöz

04 image11987 light path way 45Bu yazı dizisinde Tanrı’nın bizlere Kutsal Kitap’ta verdiği vaatler ve bu vaatleri veren Tanrı üzerinde durduk. Bazılarınız, kendisini İsa Mesih’te açıklamış olan Tanrı’yı yeni yeni tanımaya başladınız. Bütün bunların hepsi sizin için çok yeni. Merak etmeyin. İncil hakkında çok az şey biliyor olmanız sizi endişelendirmesin. İncil’i yıllardır çalışıyor olsak da, henüz ilk bölümünü okumuş olsak da şu iki şey konusunda emin olabiliriz:

1) Tanrı kendisi hakkında bilmemizi istediklerini bizlere her zaman açıklayacaktır. Ama dinlemeyi istememiz gerekir. Zihinlerimiz paraşüt gibidir. Ancak iyice açık olduklarında çalışırlar. Tanrı isteyenlere açıklayıcı ışığını giderek artan ölçüde verecektir. Ama artık istemeyenlerden ışığını saklar. “Tanrı, [ruhsal] Oğlu'nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. O'na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın biricik [ruhsal] Oğlu'nun adına iman etmemiştir. Yargı da şudur: Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışık yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve yaptıkları açığa çıkmasın diye ışığa yaklaşmaz.” (Yuhanna 3:17-20, İncil) [İtalik ekleme bana aittir.]

2) Tanrı kendisini daha iyi tanımamız için ihtiyaç duyduğumuz ışığı bizlere sağlayacak olsa da, bilmemiz gerekenden daha fazlasını hiçbir zaman göstermez. Bu şekilde O’na güvenmeyi öğreniriz. Tanrı’nın bizlere ihtiyaç duyduğumuzdan daha fazlasını göstermeyeceği doğru ama bu Tanrı’nın, sonsuzluğu nerede geçireceğimiz konusunda bizleri karanlıkta bırakmak istediği anlamına gelmez. Tanrı bu konuda bilmeniz gereken her şeyi İncil’de açıklamıştır. Kutsal Yazılar’ı okudukça yapacağınız en büyük keşif Tanrı’nın sizleri sonsuzluğu birlikte geçirmek için cennete davet ettiğidir!

Gerçekten mi? Gerçekten. İsa şöyle diyor,  “…kapıyı çalın, size açılacaktır.” “Kapı Ben'im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur.” (Matta 7:7; Yuhanna 10:9)  

Tanrı’nın Vaatlerinin En Büyüğü: Cennet

05 image11989 joy heaven 45Cennet hayal edebileceğimizden çok daha harika ve güzel bir yer. Cennet sonu hiç gelmeyecek bir sevinç ve güzellik ve huzur ve mutluluk yeri. Neden mi? Çünkü cennet aynı zamanda günah ve sıkıntının, keder ve acının olmayacağı bir yer. Orada kavga veya anlaşmazlık, hayalkırıklığı veya ağlayış olmayacak. Seks, para veya bencilce isteklere arzu duyulmayacak. Orada bizleri üzecek hiçbir şey olmayacak. Ve cennette Tanrı’yı hoşnut etmeyecek hiçbir şey yapmayacağız…hiçbir zaman!

Şu anda bizleri inleten veya kederlendiren her şeyden nihai olarak kurtulacağız. Tanrı’nın huzurunda olacağız. Tanrı’nın huzurunda en saf ve gerçek sevincin olduğu yerde yaşayacağız. Tanrı şu ayeti esinlediğinde bizlere cennetle ilgili bir ipucu veriyor, “Bol sevinç vardır senin huzurunda, sağ elinden mutluluk eksilmez.” (Mezmur 16:11, Eski Antlaşma)

İncil’in yazarlarından biri, ki birçoğumuz gibi o da cennet güvencesine sahipti, şöyle yazmıştır, “...o zaman bilindiğim gibi tam bileceğim.” (1.Korintliler 13:12). Cennette cevabı verilmemiş sorumuz kalmayacak. Orada kafamızı karıştıran bir şey olmayacak. Mükemmel bir rahatlık içinde yaşayacağız. Tanrı’yı mükemmel bir şekilde seveceğiz ve O’nun tarafından mükemmel bir şekilde sevileceğiz. Sevgisi sonsuzlık boyunca bizi çevreleyecek. Basitçe söyleyecek olursa, cennet mükemmel sevincin sonsuzluk boyunca yaşandığı yerdir!

Düşünün bir kere! Sonsuza kadar kötülükten kusursuz bir özgürlüğe sahip olacaksınız. Çeşitli günahlara karşı bağımlılığımızdan özgür kılınacağız. Tanrı’nın gözünde doğru ve mükemmel olanı sonunda yapabileceğiz. Günah ve etkilerinin sonsuza dek silinmiş olmasıyla cennet vaadi hayal edilemez bir kutsamanın yaşandığı sonsuz yaşamdır!  

06 image11994 measure measuring tape perfect long 45O zaman…Cennete gidiyor musunuz?

Bu websitesindeki birçok yazıda şok edici bir gerçekle karşı karşıya geleceksiniz. Çoğu insan kötülük yapmanın bizleri cennetten uzak tutacağını anlar. Ama pek az kişi Kutsal Kitap’ın iyi işler yapmamızın bizleri cennete götüremeyeceğini öğrettiğini de öğrettiğini bilir. Hiçbirimiz cenneti hak edecek kadar erdemi kazanamayız. Bizler günahkarız ve Tanrı’nın standardı nihai mükemmelliktir.

Kendimizi başkalarıyla kıyaslamakta iyiyiz ve şayet kendimizi doğru kişilerle kıyaslamayı seçersek, her zaman üstte çıkarız. “Ben onlardan daha iyiyim,” diye sessizce övünürüz. Kendi kendimize şöyle düşünürüz, “Oldukça iyi tanıdığım otuz kişiden daha kötü olmadığıma göre cennete gitme şansım oldukça yüksek olmalı.” Bu akla uygun geliyor ama ama sorun Tanrı’nın bizleri ölçmek için kullandığı standardı kullanmamış olmamız. Onun standardı mükemmelliktir. Onun standardı kesin doğruluktur. Tanrı bundan daha azını kabul edip de hala Tanrı olamaz.

O Halde Kim Cennete Gidebilir?

İsa’nın öğrencileri aynı soruyu İsa’ya sordular. Ne cevap mı verdi? “İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için her şey mümkündür.” (Matta 19:26, İncil). Diğer bir deyişle cennete gidebilmek için Tanrı’yla doğru bir ilişkiye sahip olmamızın sağlanması bizim kendi başımıza başarabileceğimiz bir şey değil. Tanrı’nın bizim için yapması gereken bir şey. Şayet bunu Tanrı yapıyorsa o zaman cennet vaadi bizim yapacağımız bir şey üzerine dayanmıyor. Kurtarıcı Tanrımız’ın eşsiz cömert bir armağanı oluyor.