headerLogo2b-18pt-myriadpro

Katolik Kilisesi’nin Aklanma Konusunda Anlayışı Nedir? “O Kutsal Su Benim İçin Hiç İşe Yaradı mı, Anne?”

10 image11742 look up fear 45Orada mahkemede duruyorsunuz, korkmuşsunuz ve başvuracak kimseniz ve saklanacak bir yeriniz yok. Kararı duydunuz. Şu anda, süreç içinde ki hiçbir şey hakkında akla uygun bir şekilde düşünecek durumda değilsiniz ama düşünün. Yine de düşünmeye çalışın. Yasayı çiğneyen birinin yasadan kaynaklanan cezayı çekmesi gerekir mi? İsa’nın söylediklerini hatırlayarak O’na uzun uzun bakarsınız. Aniden, İsa’nın mahkemede bulunmasının birinci ve öncelikli amacının Tanrı’yı onurlandırmak olduğunun farkına varıyorsunuz. Burada bulunmasının nedeni, evrene, günahın dokunulmazlığa sahip olunarak işlenemeyeceğini göstermektir. İsa hakkında şimdi bunu öğrenmedik mi? Nasıl betimleniyor? İtalik olarak işaretlenmiş sıfata dikkat edin:   

“...içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba'nın önünde savunur. O günahlarımızı, yalnız bizim günahlarımızı değil, bütün dünyanın günahlarını da bağışlatan kurbandır.”  (1.Yuhanna 2:1-2, İncil)

Adildir ve mahkeme heyetine verdiği yanıtın karakterine uygun olması gerekir. İsa şöyle devam ediyor, “Bütün bu suçlardan ötürü suçlu! Hepimiz bu günahkar eylemlerin cezasının ne olması gerektiğini biliyoruz. Ölüm. Yani, Tanrı’dan sonsuza dek ayrı düşmek!”

Söylediklerinde Haklısın, İsa…

“Söylediklerinde haklısın,” diyor, aynı fikirde olan yargıçlar. “Çünkü Tanrı’nın kutsal ve yanılmaz yazılarında günahın ücretinin ölüm olduğunu okuyoruz. İncil, Tanrı’nın Tevrat ve Zebur’da (Eski Antlaşma’da) Tanrı’ya itaatsizlikle ilgili bu gibi eylemler hakkında söyledikleriyle fikir birliği içindedir. Mahkemedeki ziyaretçiler, mahkemenin tutanaklarını okuyacak olanlar için ve özellikle de sanık için biz de oybirliğiyle bu kararı verdiğimizi söylemeliyiz. Aksi olamaz çünkü Tanrı’nın kendisi şöyle dedi, “...günahın ücreti ölüm.” (Romalılar 6:23, İncil)

11 image5471xx cross blue 45“Ölüm olmalı,” diye yanıtladı İsa. “Fakat benim burada bulunmamın nedeni, gereken ölümün zaten gerçekleştiğini hatırlatmak. Cezası ödendi çünkü ben bu günahlar için öldüm. Saygıdeğer yargıçlar, aktardığınız ayetin tamamını okuyalım. Müvekkilimin gerçeğin tümünü duyması gerekir, “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23, İncil). İsa, mahkemedeki herkesin bu gerçek hakkında yeterince düşünmesine olanak verecek kadar uzun bir süre durakladı. O anı çok iyi hatırlıyorsunuz, değil mi? Mahkemenin sessizliği içinde İsa size döndü ve şöyle fısıldadı, “Sevin. Bu armağanı sana getirmek için geldim.” Mahkemedeki herkese zaferli bir şekilde şöyle söyledi, “Bugün karşınızda İncil’in benim hakkımda söylediklerini ilan etmek için duruyorum. Ben kendimi, bugün burada mahkemesi görülen günahkarın yerine koydum ve günahlarının hak ettiği cezayı çektim. Kutsal Yazılar’a kulak verin. Doğruyu söylüyorlar.” İsa İncil’i açtı ve şöyle okudu,

“...günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O'nun yaralarıyla şifa buldunuz.”  (1.Petrus 2:24, İncil)

Ayeti okuduktan sonra İsa döndü ve şu sözleri tekrar ederken bana baktı, “O'nun yaralarıyla şifa buldunuz.” Sonra 1 numaralı koltukta oturan yargıca şöyle söyledi, ‘Bu kişinin yerine ölümümün Tanrı’nın adil bir Tanrı olduğunu gösterdiğini biliyorsunuz. Günahlarını görmezden gelmek merhamet içerse de, adalet içeriyor olamazdı.

Buna karşılık yargıç şöyle söyledi, “Ben bugün burada Tanrı’nın adaletini savunmak için bulunuyorum. Ne daha azı, ne daha fazlası. Lütfen devam edin.”

İsa şöyle söyledi, “Ben de sizin gibi, adil olandan daha azını istemiyorum. Tanrı adildir ve bunu bağışlama biçiminde görüyoruz. Benim çarmıhta ölümüm aracılığıyla bağışlama hem Tanrı’nın merhametini hem de adaletini gösteriyor. Her iki talebi de karşılıyor.” 

12 tears1 long 45“Hiçbirimiz Tanrı’nın merhameti adına konuşamayız,” diye yanıtladı yargıç. “Çünkü anlamıyoruz. Kim olduğumuzu unutmayın; Adalet, Kutsallık, Doğruluk, Dürüstlük ve Paklık. Fakat Tanrı Sözüne baktığımızda, sizin söylediğiniz gibi. Sanığı günahlarından ötürü suçlu çıkartamayız. Sen zaten bedeli ödedin ve biz aynı suç için iki kez ceza veremeyiz. Senin bu adamın yerine ölümünle, İsa, beraat etmiş ve aklanmış sayılacak.  İsa, sende Tanrı’nın merhametinin resmedildiğini görüyoruz.” 

Hem Beraat Etmek Hem de Aklanmak

Dili tutulmuş bir şekilde orada kalakaldınız. Dili tutulmuş çünkü sadece beraat etmediniz, hem beraat ettiniz hem de aklandınız. Tanrı’nın lütfuna hayranlıkla bakarken yüzünüz gözyaşlarıyla ıslandı. Hayranlıkla. İsa’ya gerçekten iman eden kişiler O’na her zaman hayranlık duyarlar.

Lütuf, tanımı gereği, Tanrı’nın adil bir şekilde reddedebileceği bir durum olmadığı sürece gösterilemez. Eğer hak ediliyorsa, zaten buna lütuf denemez. O öğleden sonra mahkemede Tanrı’nın lütfunu hak ettiniz mi? Hayır, ölümü hak ettiniz. Hepimiz ölümü hak ediyoruz. Tanrı, sizi yasaları çiğneyen biri olarak görüp buna göre cezalandırabilirdi. Ne var ki, adalet dışında başka hiçbir şeyi hak etmeyen bir yasa bozucu olduğunuz halde Tanrı lütfuyla sizin adınıza bir adım attı. Bu arada adalet ayaklar altına alınmadı, adaletin gereği yerine getirildi. Adalet, ‘Ölüm’ dedi. Lütuf, ‘Gerekli gördüğünüz ölüm gerçekleşti,’ dedi.