headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam

04 image7532 confused worry future wonder 45Hikayemiz varlıklı bir adamın İsa’nın önünde koşması ve diz çökmesiyle başlıyor. “İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O'na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu. Bu eylemlerin her ikisi de adamın coşkusunu ve içtenliğini gösteriyor. Fakat, hikaye devam ettikçe varlıklı adamın dört şeyi yanlış anladığını görüyoruz:

1) İyilik ve Tanrı’nın gerekli gördüğü iyilik ölçüsü konusunda.
2) İsa Mesih’in kim olduğu konusunda.
3) Kendisi hakkında.
4) Cennete giden yok hakkında.

Varlıklı adamın iyilik konusunda yanlış anladığı neydi? İsa’ya ‘İyi öğretmenim’ diye seslendi. Bunun nesi yanlış diye sorabilirsiniz. Bir şeyler yanlış olmalı çünkü İsa, bu sözlere karşılık olarak adama derin bir soru soruyor,

“İsa, "Bana neden iyi diyorsun?" dedi. "İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı'dır.”

Varlıklı adam ‘iyi’ sözcüğü üzerinde ve ne demek istediği üzerinde durmuyor. Fakat insan yüreğinin derinliklerini bilen İsa, adamın bu sözcüğünün öylesine, belki de düşüncesizce ortaya atılmış övgü sözü olduğunu ve belki de İsa’dan karşılığında ‘Sen nasılsın iyi dostum?’ diye nazik bir yanıt almayı ümit ettiğini anlamıştı. Bu da İsa’nın varlıklı adama neden ‘iyi’ sözcüğünü kendisi için kullandığını sorduğunu açıklıyor. Bu dünyada kaç kişi ‘iyi’dir? 05 image10955 calculate calculator 45Sizin tahmininiz ne? Yedi yüz milyon? Daha fazla? Daha az? İsa zengin adama sadece Tanrı’nın iyi olduğunu hatırlattı. Eşsiz bir iyiliğe sahip. Kendisine iyilik konusunda eş olan kimse yok. Bütün iyiliğin ölçüsü Tanrı’dır. Eğer insan kutsal ve bütünüyle iyi olan Tanrı huzurunda sonsuzluğu geçirmek için ne kadar iyi olması gerektiğini bilmek isterse yanıt çok basittir. İnsanın yapması gereken tek şey buyruklara uymaktır. İsa böyle söylüyor. “O'nun buyruklarını biliyorsun...”

Tanrı’nın karakteri Tanrı’nın iradesinde açıklanır. Örneğin, ancak Tanrı on buyruğu yazabilirdi. Her bir buyruk O’nun kim olduğunun ifadesidir. Tanrı’nın insan için isteği O’nun kim olduğuna dayanır. Birini tanımak isterseniz, biraz konuşmalarını dinlemeniz yeterlidir. Yüreklerinde olan eninde sonunda ortaya çıkacaktır. Söyledikleri, kim olduklarını gösterecektir. Tanrı’nın buyrukları da tam olarak böyledir. O’nun karakterini yansıtır.

Sadece Tanrı kesin ve tam olarak iyidir.

“Dostum’ diyor İsa, “Buyruklara uy. İyiliği bu ölçüye göre ölçebilirsin. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Kendinizi buyruklara göre ölçün. Buyruklara uyun. Eksiksiz ve devamlı bir şekilde buyruklara uy. Hayatının hiçbir anında buyrukları çiğneme. Gece gündüz, an be an. Eğer bunu yapamazsan iyi sayılamazsın. Eğer iyi sayılamazsan, cennete gitmeyi hak edemezsin.”

Varlıklı adam belki de İsa için ‘iyi’ sıfatını kullanmadan önce bu sözcüğün tam anlamına hiç kafa yormamıştı. Sadece Tanrı kesin ve tam olarak iyidir. Maalesef adamın ‘iyi’ sözcüğünü sıradan bir şekilde kullanımı ahlak algılayışının yoksunluğunu ortaya çıkardı. Zengin adam şöyle düşünüyordu, ‘İsa’yı bu şekilde selamladıktan sonra kendisine şöyle karşılık vereceğini ummuş olabilir, ‘Peki ya sen iyi dostum? Sana nasıl yardımcı olabilirim?’”

06 heaven are you going there good works 45Tanrı sırtımıza, düşüncelerimizi düşündüğümüz anda herkese gösteren elektronik bir araç koysaydı aslında gerçekten ‘iyi’ olmadığımızı kabul etmek zorunda kalırdık. Başka insanlarla karşılaştırıldığımızda iyi olabiliriz ama bize açıklandığı şekliyle Tanrı’nın karakteriyle kıyasladığımız zaman iyi sayılamayız. İyi sayılamayız ve dinle ilgili buyruk ve düzenlemelere uyarak bunun tersini kanıtlayamayız. Yaşamlarımız, cennetine girmek istediğimiz Kişi’nin bizlere açıklanan buyruklarıyla kıyaslandığında maalesef yeterince iyi sayılamaz.

Varlıklı adam kendisini aslında olduğundan daha iyi bir ruhsal durumda görüyordu. Sonsuz yaşamı miras almak için ne yapması gerektiğini bilmek istiyordu. Bu her neyse, bunu yapabileceğini düşünerek bu soruyu sordu. Gençliğinden beri yasayı eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini sandığı için, İsa’nın adama, Tanrı’nın kıstaslarından ne kadar uzak olduğunu göstermesi gerekiyordu. Çoğu insan hayatta bu hatayı yapıyor. Kendilerini olduklarından daha yüksek bir yere koyuyorlar. Örneğin, İsa varlıklı adamın, Tanrı’nın on buyruğundan birincisini sürekli olarak çiğnediğini biliyordu. Bu nedenle, hayır, varlıklı adam düşündüğü kadar iyi değildi. Makalenin sonunda bu konudan daha fazla bahsedeceğim.

Teorik olarak, cennette sonsuz yaşamı kazanmanın iki yolu vardır. Biri, iyi işler yaparak kazanmaktır. İkincisi ise, armağan olarak kabul etmektir. Birincisini gerçekleştirmek olanaksızdır çünkü buyrukları sürekli ve eksiksiz olarak yerine getirmeyi gerektirir. Ki bu, hiçbir günahlı Adem oğlunun yapabileceği bir şey değildir. İkinci seçenek mümkündür çünkü, insanın kendisi için sağlayamayacağı şeyi- cennete girmek için gereken kusursuz doğruluk- Tanrı’nın İsa Mesih aracılığıyla sağlayabileceğine güvenmeyi gerektirir. Bu hikayede bizim için hem iyi hem de kötü haberlerin karışımı vardır.