headerLogo2b-18pt-myriadpro

İSA'NIN İKİLİ DOĞASI 2- Tüm Zamanların En Büyük Mucizesi

10 image12343 wear two hats roles hat role black text2 45İsa’nın ikili doğasının, iki ‘rol’ olarak açıklanması az rastlanır bir açıklama değildir. İsa’nın insan rolünde bunu ve şunu yaptığı ve ilahi rolünde şunu şunu yaptığı söylenir. Bazen İsa’nın aynı anda iki rolde davrandığı bile ileri sürülür. İnsanlar bunu söylediklerinde ne demek istediklerini anlıyorum ama ‘rol’de kişilik yoktur, öyle değil mi? Role girip, rolden çıkamazlar. Kişiler bir role göre davranırlar ama rolün kişisel varlığı veya iradesi yoktur. İsa’nın belli bir zamanda belirli bir rolde, başka bir zamanda da başka bir rolde davranması doğruysa, İsa’da sadece bir doğanın olduğunu belirtmiş olurlar. Bu da İsa’yı iki bireyli bir kişilik yapar, biri ilahi ve diğeri insan, aynı anda bir fiziksel bedende mesken kurmuş. Bu da, sadece işlevsel olarak bir oldukları anlamını taşır.

İsa’nın denenmiş olması, yemek yemiş, uyumuş olması gerçeği, gerçek bir insan olduğuna işaret ediyor. İsa’nın, gerçek insanlığı nedeniyle denenmiş olduğu da söylenebilir. Aynı şekilde, İsa’nın günahları bağışlaması, Tanrı olarak gerçek varlığını ortaya koyuyor. Yaşam ve ölüm üzerinde sahip olduğu yetki, eksiksiz tanrılığından kaynaklanıyor. Öte yandan, İsa bir şey yaptığında bunun insanlığını ortaya koyduğu ve bunun tamamıyla insan doğasında gerçekleştiği, ilahi doğasında gerçekleşmediği şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu açıklama açıkça Nestoryan bir açıklamadır. İsa’yı bir bedendeki iki kişi olarak açıklar. İsa’nın söylediği ve yaptığı bazı şeyler, insani ve diğerleri ilahi doğasındaysa, o zaman İsa’nın bir coğrafi alanda bileşmiş- özde değil veya işlevde bile değil- iki parçası var demektir. Aksine, Tanrı Mesih kişisinde insan oldu. Beden alma konusunda Nestoryan tanım, Ruh’un, yaratılmış bir insana sahip olmasından biraz daha fazlasıdır, oysa Kutsal Kitap’a göre beden alma, Tanrı’nın, insan, İsa Mesih olmasıdır.

11 image12344 cool text fully god fully man sharpened 45Kutsal Kitap’a göre İsa’nın iki doğası hakkındaki anlayışa göre, beden almasında, İsa’nın tanrılık ve insanlığı, bir olarak birleşmiştir, bölünmüş değildir. Ayrılamazlar ama farklıdırlar. Her birinin özellikleri, İsa’da tam olarak mevcuttur, ama bir kişi olarak bir olmuştur. İki doğa, birleşerek üçüncü bir madde oluşturarak İsa’yı ne tamamıyla Tanrı olmayan ne de tamamıyla insan olmayan bir varlık haline getirmemiştir. İsa’nın tanrılığı, insanlığı nedeniyle ödün vermemiş veya belirsizleşmemiştir. İnsanlığı da, tanrılığı tarafından ödün verilmemiş veya belirsizleşmemiştir. Her ikisi de, mükemmel bir şekilde tam ve gerçek olarak korunmuştur. Öte yandan, her açıdan birdirler. Bu, İsa’nın insanlığın kısıtlamaları içinde kalmadığı anlamına gelmez. Kısıtlamalara tabiydi. “Yakup'un kuyusu da oradaydı. İsa, yolculuktan yorulmuş olduğu için kuyunun yanına oturmuştu. Saat on iki sularıydı.” (Yuhanna 4:6, İncil). Tabi bu İsa’nın tanrılığının gücünü de hiç sergilemediği anlamına gelmez. “Bunları söyledikten sonra yüksek sesle, "Lazar, dışarı çık!" diye bağırdı. Ölü, elleri ayakları sargılarla bağlı, yüzü peşkirle sarılmış olarak dışarı çıktı. İsa oradakilere, "Onu çözün, bırakın gitsin" dedi.” (Yuhanna 11:43-44, İncil)

Her iki durumda da, İsa’nın eylemleri bir Kişi’den kaynaklanıyordu. İsa’nın iki doğası ama bir kişiliği vardı.

Sonuç

İsa hem Tanrı, hem de insandı. Bunun böyle olduğunu Tanrı’nın Kutsal Yazılar’da kendisi hakkında açıkladıklarından biliyoruz. Ancak Tanrı, Tanrı’yı açıklayabilir. Bizler, ancak Tanrı’nın kendisi hakkında bizlere söylemeyi seçtiklerini bilebiliriz. İsa’nın nasıl hem Tanrı, hem de insan olduğunu açıklamaya çalıştım ama bu hala bir gizemdir. Öte yandan, gizem, çelişki demek değildir! Beden alma en büyük gizem olsa da ve İsa’nın hem Tanrı hem de insan olduğunu hiçbir zaman tam olarak anlayamasak da, İsa’nın tamamıyla Tanrı ve tamamıyla insan ama bir kişi olduğunu ikrar edebiliriz. 12 image11375 face look up 45Kutsal Yazılar, Ondan bu şekilde söz ediyor ve biz de öyle yapmalıyız. Bu gerçekle aynı fikirde olmamak, benimle değil, Tanrı’yla fikir birliğinde olmamak demektir. Harold O.J. Brown, gizemlerin anlaşılması ve açıklanması hakkında çok yerinde bazı şeyler söylemiştir:

“Yeni Antlaşma bildirisi, imanlıları birçok zor gizemle karşı karşıya getirirken, aynı zamanda da, bu gizemleri ilan etmek ve yorumlamak için akıllarını kullanmaya çağırıyor. Gizemin ikrar edilmesi sırasında insan anlayışının sınırlarına ulaştığı bir nokta vardır. Anlamak ve yorumlama çabasında fazlasıyla erken durmak, imanlının, bir çelişki veya saçmalıkla karşı karşıya kalmasına neden olur; fazlasıyla ileri gitmek ise, mantıksal bir olanaksızlığa götürür. Hıristiyan tanıklığının en büyük meydan okumalarından biri, mümkün olduğu kadarını açıklamak ve böylece, açıklamanın mümkün olduğu noktada imanlıları bilgisiz bırakmamak, öte yandan, anlayışın sınırlarına ulaşıldığında durmak ve böylece Tanrı’nın gizemini ihlal etmemektir.” (7)

İsa’nın nasıl hem Tanrı hem de insan olabileceğini açıklama çabamızda dikkatli olmalıyız- ne yetersiz açıklama yapmalıyız ne de aşırı açıklama sunmalıyız. Her iki eğilim de bizi hataya götürecektir. Hem insan, hem de ilahi doğanın, birleşmiş İsa Mesih kişisinde ortaya konduğunu rahatça söyleyebiliriz. Her iki doğa da birbirinden bağımsız hareket etmez. İsa’nın insan doğası nedeniyle şu ya da bunu yaptığını söylememeliyiz. Benzer şekilde, İsa’nın ilahi doğasından ötürü şunu ya da bunu yaptığını söylememeliyiz. Aksine, İsa kişisi, bu şeyleri, insanlığı veya tanrılığı sayesinde söylemiş veya yapmıştır.