headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa Kaybettiklerinden Daha Fazlasını Verir

47 ---- endonezya testimony sizeEndonezya’da Cakarta’da Javalı bir ailede dünyaya geldim ve yetiştirildim. İslam’ı her yönüyle benimseyip uygulayan bir aileydik. Onlu yaşlarıma geldiğimde akademik eğitimimin bir parçası olarak İslami öğretişleri de öğrenmeye başladım. Bütün yaşamımı geçirdiğim yer olan Java’da İslam’a bağlı pek çok insan yaşar. Olması gerektiği gibi, hemen hemen her gün dua ettim ve İslami eğitimimi büyük bir istekle sürdürdüm. Kuran’ı düzenli olarak okudum ve peygamber Muhammed kadar sadık bir şekilde Allah’a itaat etmeye çalıştım.

Resmi eğitimimden sonra birkaç ticari şirkette çalıştım ve hatta Hıristiyan olduğunu söyleyen bir iş arkadaşım bile oldu. Sadece Hıristiyan olduğu için onun yaşam biçiminden iğreniyordum. Kendi yaşamımdan da memnun değildim ve Endonezya’da karşı karşıya olduğumuz ekonomik kriz acınası durumuma daha da fazla tuz biber ekiyordu. İşte hayatla ilgili soruların gerçek yanıtlarını aramaya o zaman karar verdim. Cakarta’daki yan komşularım insanları seven Hıristiyanlardı ama Hıristiyan inancı ve öğretişleri hakkında onlara bir şey sorma konusunda biraz çekiniyordum. Ne zaman eve doğru giderken eski bir kilise binasının yanında geçsem Hıristiyanların nasıl bir Tanrı’ya ibadet ettiklerini merak ederdim. 

Bir gün Singapur’dan ‘Sam’ adında bir turist, Cakarta Uluslararası Havaalanında çalıştığım dükkâna geldi. İnkâr edilemeyecek bir içsel huzuru yansıtan sıcak ve gerçek bir gülümsemesi vardı. İlk başta benden çok diğer iş arkadaşlarımla konuşmak daha çok ilgisini çekiyor gibi görünüyordu. Bu parlak turistle yaşadığım kısa karşılaşmadan sonra duygularım karmaşık bir hal aldı. Bir tarafta, nazik ve mutlu yüzünü aklımdan çıkaramıyordum. Yaşamında, benim hayatımda olmayan bir şeye sahip olduğunu biliyordum. Dükkândan ayrılmadan önce benimle Kutsal Kitap’tan bir ayet paylaştı:

“İsa, "Yol, gerçek ve yaşam Ben'im" dedi. "Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez.” (Yuhanna 14:6, İncil)

Mesih’in cennete giden tek yol olduğu iddiası, Kutsal Kitap’ın her insanın günahkâr olduğunu fakat Tanrı’nın bizi sevdiğini ve Mesih aracılığıyla bizleri bağışlayıp kurtarabileceğini öğrettiğini açık seçik bir şekilde ortaya koyuyordu. İsa hakkında anlamadığım o kadar çok şey vardı ki.

İncil’deki bu ayeti okudum ama ne anlama geldiğini anlamadım:

“Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23)

Sam sevincinin Kurtarıcısı ve Rabbi olarak İsa’ya güvenmesinden kaynaklandığını anlattı. Sadece Tanrı’nın kutsallığından bahsetmekle kalmadı Tanrı’nın sevgisini de anlattı. Tanrı’nın, çarmıhta günahlarımız uğruna yaşamını vermek için İsa Mesih’in gelerek bizlere olan sevgisini gösterdiğini söylediğinde çok şaşırdım. Böyle bir şey daha önce hiç duymamıştım. Tanrı’nın böyle olduğunu düşünmek harikaydı, hatta büyük bir sevinçle dolduruyordu beni. İnsanın İsa Mesih’e güvenerek tüm günahlarının bağışlanabilecek olması harikaydı. Artık gerçek bir Hıristiyan’ın sorunlar yaşarken bile nasıl bu kadar sevinç ve huzura sahip olabildiğini anlamaya başlıyordum. Hıristiyan’ın Tanrı yargısından korkmasına gerek yoktu. İsa Mesih çarmıhta öldüğü zaman tüm günahları üzerine yüklendiği ve günahları bağışlanmış olduğu için bu yargıyla karşılaşmayacaktı. Tanrı iyidir!

Bütün bunlar doğru olabilir mi diye çok düşündüm. Sonra Sam’e İsa’nın hayatıma gelmesini istediğimi söyledim. İsa’nın benim adıma yaptığı ne varsa bunun benim için geçerli olmasını istiyordum. Tanrı’nın büyük sevgisinden biraz emin olmasam da o gün İsa’yı kişisel Kurtarıcım olarak kabul ettim. Fakat Sam’le birlikte Yeni Yaratılış Kilisesini ziyaret ettiğimiz zamanları hatırladım. Beni en çok etkileyen şey Hıristiyanların kilisedeki tutumuydu. İbadethaneye girdiğim ilk anda midemde çok büyük bir acı hissettim. Midem bulandı. Çevremdeki Hıristiyanlar ilgili insanlardı. Üzerime ellerini koydular ve İsa adında iyileşmem için dua ettiler. Tanrı’ya yücelik olsun. Bana karşı o kadar iyiydiler ki çok şaşırmıştım. Başka bir inanca bağlı birine karşı böyle davranabilmelerine inanmak benim için zordu, ne de olsa o sırada hala bir Müslüman’dım. 

Oradaki insanlarda gördüğüm büyük sevinç ve içtenlikten ötürü Sam’le birlikte kiliseye gitmeye devam ettim. Ayrıca, Kutsal Kitap benim için Tanrı’dan yeni vahiylerle dolu bir kitap oldu. Sam’in yaşamında, gözlerimin önünde Mesih’in sevgisinin gerçek hale geldiğini gördüm. Beni en derin şekilde etkileyen bu ve kilisede işittiğim Tanrı’nın sevgisiyle ilgili bildiriydi. Bu kiliseye devam ettiğim üçüncü Pazar günü, dinimi terk etmem GEREKTİĞİ ve Kurtarıcım ve Rabbim olarak Mesih İsa’ya tümüyle güvenmem gerektiği sonucuna vardım. Kilise önderi, İsa Mesih’i kişisel Kurtarıcıları olarak kabul etmek isteyenleri ellerini kaldırmaya davet etti. Hiçbir çekince duymadan elimi kilise önderinin dikkatini çekecek kadar yukarı kaldırdım. O an hayatımda bir dönüm noktası oldu. 

Her şeyi geride bırakıp O’na iman ettiğimde İsa’nın hayatımda gerçekleştirdiği değişimi tarif etmem olanaksız. Yüreğimden büyük bir yükün kaldırıldığını hissettim. Sonunda ben de diğer Hıristiyanların deneyim ettiği aynı sevinci deneyim ediyordum. Artık başkalarında gördüğüm ve imrendiğim bir şey değil, benim için kişisel bir gerçek olmuştu. İsa’nın dünyaya gerçekleştirmek için geldiğini söylediği şeyi yaşıyordum:

“Ben insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim.” (Yuhanna 10:10, İncil)

İsa’nın ne demek istediğini şimdi anlıyordum. İsa’ya güvenmeden önce hayatımda meydana gelebilecek pek çok kötü sonuçlardan sıklıkla korkardım. İsa’ya inandıktan sonra gelecekte olabilecek şeyleri umursamadım. Yıllarca sadık bir Müslüman olduğum halde yalnızlık korkusuyla mücadele etmek zorunda kaldım. Artık değil. İsa benimleydi. İsa Mesih’in günahlarım için ölecek ve ölümü ve mucizevî dirilişiyle günaha galip gelecek kadar çok sevdiğine inandım. Olacak olanlardan ötürü korkunun yerini Tanrı’nın sevgisi aldı. O zaman da şimdi de Zebur’da söylenenlere inanıyorum:

“Sana karşı yapılan hiçbir silah işe yaramayacak.” (Yeşaya 54:17)

Göksel Babamın beni Sam’le tanışmaya yöneltmesini de takdir etmeye başladım. Sam’de Tanrı bana çok özel bir şey verdi. Aslında, sonunda Sam ve ben evlendik. Gelirimiz çok azdı ama birlikte Mesih’te bol yaşamımız başlamıştı. 

Eskiden yüreğimde çok korku vardı ama İsa Mesih bu kötü ve yozlaşmış şeylerden temizledi. Bunların yerine kutsanmış sevgi güvencesini koydu. Anne babam ve kardeşlerim için büyük bir dua etme isteği duyduğumu gördüm. Sonsuz umudum haline gelen harika Kurtarıcıyı onların da tanıması gerekiyordu. Babam dinine bağlı bir Müslüman olarak kalmamı söylüyordu ama bu kez hayatımda kendi seçimimi yapmaya karar verdim. Doğru seçimi yapmama yardım ettiği için Tanrı’ya şükrediyordum. Artık, Pazar sabahları pek çoklarıyla birlikte, İsa’nın adının yüceltildiği ve onurlandırıldığı kilisede ibadet etmek için çok derin bir arzuyla kalkıyorum! Rab’be yücelik olsun! Bütün bunları bana İsa verdi. Günahım nedeniyle hak ettiğim ve adaletin gerektirdiği ölüm cezasını tamamıyla ödedi.

Tanrı tarafından derin bir şekilde seviliyorum, bol bereketleniyorum ve Tanrı benden çok hoşnut. Tüm bunlar Tanrı’nın lütfu sayesinde. İsa’nın çarmıhta yaptıkları sayesinde korkacak bir şeyim yok. Bu emniyete sahip olmak- tüm günahlarımın bağışlandığını bilmek- ve geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki günahlarımın hepsinin bağışlandığını bilmek ve Tanrı’nın günahlarımla beni suçlamayacağını bilmek görkemli bir deneyim. İsa şöyle diyor,

“Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.” (Yuhanna 5:24, İncil)

Günahlarımız için çarmıhta ölen Mesih ölümden dirilmiştir. Başka hiçbir din, İsa Mesih’te kendisini gösteren Tanrı gibi böylesine bir sevgi Tanrısı bilmez. Günahlarını onaylama anlamında değil fakat yaptıkları kötü şeyleri sevmeden tüm insanları sevmesi anlamında günahkârları seviyor. Tanrı’nın sevgisi sözde kalan bir sevgi değildir çünkü Kutsal Kitap şöyle diyor,

“Evet, biz daha çaresizken Mesih belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü. Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki biri ölmeyi göze alabilir. Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. Böylece şimdi O'nun kanıyla aklandığımıza göre, O'nun aracılığıyla Tanrı'nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir. Çünkü biz Tanrı'nın düşmanlarıyken Oğlu'nun ölümü sayesinde O'nunla barıştıksa, barışmış olarak Oğlu'nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir.” (Romalılar 5:6-10, İncil)

İslam’da ne emniyetim ne de huzurum vardı. Her zaman endişe ve belirsizlik içindeydim. Fakat Mesih’te yüreğimde güvencem ve huzurum var. Benim için en önemli şey, kendisine içtenlikle inananlar ve kendisini tanıyanların yüreklerine Mesih’in koyduğu sevgidir. Gerçek Hıristiyanlar Müslümanları sever. Sahte Hıristiyanlar sevemez çünkü Tanrı gibi sevemezler. Tanrı gibi sevemezler çünkü Tanrı’yı tanımıyorlar.

“Sevmeyen kişi Tanrı'yı tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir. Tanrı biricik Oğlu aracılığıyla yaşayalım diye O'nu dünyaya gönderdi, böylece bizi sevdiğini gösterdi. Tanrı'yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu'nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur. Sevgili kardeşlerim, Tanrı bizi bu kadar çok sevdiğine göre biz de birbirimizi sevmeye borçluyuz.” (1.Yuhanna 4:8-11, İncil)

Singapur’a geldiğimde ve İsa Mesih’e iman ettiğimde, çevremde imanda pek çok kardeşimin olduğunu öğrendim. İnternet aracılığıyla dünyanın her yerine çok sayıda kardeşim olduğunu öğrendim. Annemi babamı, kardeşlerimi, akrabalarımı ve arkadaşlarımı Endonezya’da bıraktım ama Tanrı bana Singapur’da daha geniş bir aile verdi. Aslında, Tanrı bana kaybettiğimden çok daha fazlasını verdi.

Umarım tanıklığım İsa hakkında daha fazla düşünmeniz için sizi teşvik edecektir. Yol, gerçek ve yaşam olduğunu bilmenizi istiyor.