"Az kaldı dünyanın sonu geliyor!"
"Kıyamet alametleri çoğaldı, dünyanın çivisi çıktı, kıyamet kopacak yakında"
İster dinci olsun, ister bilimci; hemen herkes için dünyanın sonu ilgi çekici bir konudur. Sizce, bu konu insanlarda ne gibi duygular uyandırır?
Bu derste Mesih imanlılarının neden İsa'nın gelişini "mübarek umut" olarak beklediklerini, bu beklentinin şu anki hayatımızı nasıl etkilemesi gerektiğini öğreneceksiniz.
Sokaktaki insanın "gelecek korkusu" sadece "İyi bir iş bulabilecek miyim?", "Kiminle evleneceğim?", "Askerliğimi nerede yapacağım?" gibi sorulardan ibaret değildir. Daha temel olan sorular şöyledir: "Bu gidişle dünya, insanlar ne olacak?"," Bu hayat bittikten sonra bana ne olacak?" İster istemez çoğu insan bu sorulara korku ve karamsarlıkla bakar. Ölüm düşüncesi her insanın yüreğindeki en önemli konulardan biridir ve herkes üzerinde düşünür. Ölümü ve dünyanın ötesini merak ederiz.
Mesih imanlısı ise çok farklı bir durumdadır. Tanrı'nın önceden belirlediği bir "takvim" var. Hızla sona doğru yaklaşan insanlık tarihinde olayların rasgele gelişmediğinden emin olabiliriz. Elimizde Tanrı Sözü bulunduğu için dünyanın nasıl sona ereceğini, Tanrı'nın "takvimi"nde şu anda beklediğimiz olayın ne olduğunu bilebiliriz.
Aşağıdaki ayetleri inceleyerek hem beklediğimiz olayın ne olduğunu, hem de bu olayı beklerken tutumumuzun nasıl olması gerektiğine bakalım.
İsa şöyle dedi, “Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım.” (Yuhanna 14:3)
“Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz.” (Yahuda 1:21)
“Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Oradan Kurtarıcı'yı, Rab İsa Mesih'i bekliyoruz. (Filipililer 3:20)
“Kurtarıcımız tek Tanrı, sizi düşmekten alıkoyacak, büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir. Yücelik, ululuk, güç ve yetki Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bütün çağlardan önce, şimdi ve bütün çağlar boyunca Tanrı'nın olsun! Amin.” (Yahuda 1:24-25)
Gerçek bir İsa Mesih imanlısının beklediği olay nedir?
İsa Mesih'in ikinci gelişini bekliyoruz. O çarmıhta öldü gömüldü ama üçüncü gün dirildi. Göğe alındı. Şimdi O Kutsal Yazılarda vaat edildiği gibi ikinci kez gelecek!
Birçok kişi Kutsal Kitap peygamberliklerinin gelecek hakkında öngörüler olduğunu düşünürler. Açıkçası, bunlar öngörü değil, Tanrı’nın vaatleridir. Öngörü bir tahmin olabilirken, peygamberlik bir tahminden daha fazlasıdır. Tanrı’nın gelecekte olacaklar hakkında verilmiş vahyidir.
Muhtemelen, İsa’nın dünyaya geri geleceğini vaat ettiğini zaten duydunuz. Bu vaat, peygamberlikle ilgili mükemmel bir örnektir. Birinci gelişinde başladığı işi bitirmeye de söz verdi. Kutsal Kitap boyunca Mesih’in yaşamı ve görevi, insanlığın refahına adanmışlığının örnekleri olarak anlatılmıştır. Henüz gerçekleşecek birçok peygamberlik, İsa Mesih’in gelecekteki işi ve göreviyle doğrudan bağlantılıdır. Aynı peygamberliklerin bize İsa Mesih’in sizin geleceğinizle ilgili planladıklarını söylediğini biliyor muydunuz?
İsa Mesih’in yaşamı, işi ve görevinin neden zaman dahi başlamadan önce tasarlandı.“Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa'da bağışlanmış, şimdi de O'nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır.” (2.Timoteos 1:9). Düşünün biraz. Tanrı çok çok uzun bir süre önce sizi sevmeye başladı- sadece doğduğunuz zaman değil, zamanın başlangıcından önce! Kurtuluş yolumuz Tanrı tarafından ta sonsuzlukta planlandı ve sonra bizlere armağan edildi. Tamamıyla Tanrı’nın egemen iradesinden kaynaklanır ve bizim hak etmemize bağlı değildir. Tanrı’nın armağanını reddedebiliriz fakat hak edemeyiz.
Eğer gerçek bir İsa Mesih imanlıysanız, İsa size de diyor: “Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım.” Nereye gidiyordu? Cennete dönüyordu. Eğer şimdiki öğrencilerinden biriyseniz, size de diyor: “Cennete gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım.” Zaman değişir, İsa'yla ilgili gerçek değişmez.
"İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır." (İbraniler 13:8)
* * * * *
"Bunlara tanıklık eden, "Evet, tez geliyorum!" diyor. Amin! Gel, ya Rab İsa!" (Vahiy 22:20)
"Çünkü kanım adak şarabı gibi dökülmek üzere. Benim için ayrılma zamanı geldi. Yüce mücadeleyi sürdürdüm, yarışı bitirdim, imanı korudum. Bundan böyle doğruluk tacı benim için hazır duruyor. Adil yargıç olan Rab o gün bu tacı bana, yalnız bana değil, O'nun gelişini özlemle beklemiş olanların hepsine verecektir." (2.Timoteos 4:6-8)
Yukarıdaki ayetlere göre, Mesih imanlısı bu olayı beklerken nasıl bir tutum içinde olmalıdır?
O'nun gelişini özlemle beklemeliyiz. Öncelikle Rab'bin bize verdiği işi bitirdiğimizden ya da elimizden geldiğince onu yaptığımızdan emin miyiz? Pavlus Rab'bin ona verdiği işi canı pahasına yaptığından emindi. Bu bir yarış ve Pavlus onu bitirdi. Ve Rab'bin gelişini özlemle bekliyordu.
“Evet, Mesih herkes için öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölüp dirilen Mesih için yaşasınlar.” (2. Korintliler 5:15)
Kurtarıcımızın gelişini beklerken ne yapmalıyız?
Her gün:
“Mesih'i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun. Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın.” (1.Petrus 3:16)
“Biz kendimizi ilan etmiyoruz; ama Mesih İsa'yı Rab, kendimizi de İsa uğruna kullarınız ilan ediyoruz.” (2.Korintliler 4:5)
Her sabah, her gece:
“Ya RAB, sana şükretmek, Ey Yüceler Yücesi, adını ilahilerle övmek, sabah sevgini, gece sadakatini... duyurmak ne güzel!” (Mezmur 92:1-3).
* * * * *
Evet, İncil'e göre bizler "ahiret alâmetleri"ni değil, Rab'bin kendisini bekliyoruz. Ayrıca, İsa'nın gelişi bizi korkulara sürükleyen bir beklenti olmamalıdır. Tam tersine, bu beklenti imanlının en parlak, en sevindirici umududur. Nitekim, Titus 2:13'te şöyle yazılıdır:
"Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz."
"Mübarek umut..." Bu deyişi günlük dilimize çevirirsek "sevinç verici beklenti" olur!
Birisi şöyle demiştir: "Hayatta ancak ölüm ve taksitler kesindir!" Ama 1.Korintliler 15:51-52 ayetlerinde ölümle ilgili olarak Elçi Pavlus bir "sır"dan yani, önceleri açıklanmamış, ancak Mesih'in ilk gelişiyle açığa vurulmuş bir Tanrı tasarısından söz ediyor.
"İşte size bir sır açıklıyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda, göz açıp kapayana dek değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek ve biz de değiştirileceğiz." (1.Korintliler 15:51-52)
Bu ayetlerdeki "sır" nedir?
İsa Mesih ikinci kere gelecektir. O geldiğinde hepimiz değiştirileceğiz. Bu ölümlü bedenlerimiz değişecek, ölümsüz bedenlerimiz olacaktır. İşte sır budur. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinmek istiyorsanız, bu yazıyı okumanızı öneririm; Cennette Nasıl Görüneceğiz?
* * * * *
Mesih tekrar geldiğinde iki farklı durumda bulunan Mesih imanlıları söz konusu olacaktır: O ana kadar yaşayanlar ve o andan önce ölmüş olanlar. Burada Selanikli imanlılar, vefat eden kardeşlerinin Mesih geldiğinde bir şekilde geride kalacaklarından korkmuşlardır. Elçi Pavlus böyle bir durumun kesinlikle olmayacağını bildiriyor.
Yukarıda okuduğumuz ayetlerde Pavlus iki olağanüstü gerçeği açıklıyor. Birincisi, Rab'bin gelişinde sağ olan imanlılar ölümü hiç tatmayacaklardır. İkincisi ise, sağ olan imanlılar Rab'bin gelişinde "O'nu havada karşılamak üzere" alınıp götürüleceklerdir!
İsa tekrar geldiği zaman biz imanlıları bekleyen birçok heyecan verici olay var. Ancak öncelikle imanlının hiçbir şekilde karşılaşmayacağı bir olaya dikkat etmeliyiz.
Yuhanna 5:24 ve Romalılar 8:1 ayetlerini okuyarak Mesih imanlısının hangi olayla karşılaşmayacağını aşağıya yazınız.
"Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir." (Yuhanna 5:24)
"Böylece Mesih İsa'ya ait olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur." (Romalılar 8:1)
Mesih İsa tekrar geldiğinde O'na iman edenler mahkum edilmeyecekler ve ölmeyeceklerdir. Yani Tanrı'dan sonsuza kadar ayrı düşmeyecekler. İman etmeyenler ne yazık ki bu mahkumiyeti alacaklar. İsa Mesih'e iman edenler ise cennette sonsuza dek İsa Mesih'le birlikte yaşayacaktır.
Biraz açıklayayım.
Düşlere ve görümlere inanır mısınız? Tanrı'nın esinlediği ve İncil'in son bölümünde kaydedilmiş bir görüm var, gelecek olan olaylarla ilgili. Aşağıdaki ayetler, tüm insanların yaşayacağı son yargıyı betimliyor. Yargı Günü'nde tanık olacaklarımız şöyle anlatılıyor:
"Sonra büyük, beyaz bir taht ve tahtta oturanı gördüm. Yerle gök önünden kaçtılar, yok olup gittiler. Tahtın önünde duran küçük büyük, ölüleri gördüm. Sonra kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre yargılandı. Deniz kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler. Her biri yaptıklarına göre yargılandı. Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldı. İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür. Adı yaşam kitabına yazılmamış olanlar ateş gölüne atıldı." (Vahiy 20:11-15)
Bu ayetlerde Tanrı ne öğretmektedir? Pek çok şey. Bunların bazıları yüreğimizi burkar. Bazıları ise kimsenin betimleyemeyeceği kadar 'harikadır'. Gördüğünüz gibi, insan kendi yaptıklarına göre yargılanacak. Yargılanacağımızı bilmek kötü hissettirir. Ama yine bu konuda kaçırmamamız gereken çok rahatlatıcı bir gerçek vardır: Bu ayetlerde söz edilen yaşam kitabında adı yazılı olanlar için yargı yoktur. Yargı ve cehennem, bu dünyadayken Tanrı'nın adlarının yaşam kitabına yazılması teklifini reddedenler içindir. Bu insanlar için mahkumiyet olamaz, çünkü kitabın Yazarı onların yerine cezayı ve yargıyı yüklenmiştir!
Önce kötü haberi verdim, sonra iyisini. Bu ayetlerde ben bunu görüyorum ve bütün günü iş yerimde geçirdikten sonra eve geldiğimde yaşadığım bir şeyi hatırlatıyor bana: Bazen, "Bir iyi bir de kötü haberim var. Hangisini önce duymak istiyorsunuz?" derim onlara. Ailem her seferinde, "Önce kötü haberi" söyle der. Şimdi de öyle yapmak istiyorum.
Kötü bir haberim var, inanılmaz kötü! Aden bahçesinde neler olduğunu Kutsal Kitap'ın ilk birkaç bölümünde okusanız, Adem ile Havva'nın Tanrı'ya ve buyruğuna nasıl başkaldırdıklarını görürsünüz. O zamandan beri, günah insanlığın bütün kuşaklarına aktarılmıştır. İlk anne ve babamızdan günaha eğilimi miras aldık. Adem'le günah dünyaya girdi ve ölüm bütün insanlara aktarıldı, çünkü 'günahın ücreti ölümdür.' (Romalılar 6:23). Kutsal Kitap bunu öğretiyor. Biz kimiz ki Tanrı'yı sorguluyoruz? Günah işleme eğilimini miras aldık ve doğamız gereği günahkarız. İnsanlar günah işledikleri için günahkar olmadılar. Edimlerinden dolayı değil. Günahkar oldukları için günah işlediler. Günahkar doğaları nedeniyle böyle oldu.
'Ama bu haksızlık!' diye çılgın gibi bağırmadan önce iyi haberi duymanızı istiyorum. Kutsal Kitap'ın aynı zamanda, Tanrı'nın doğruluğunun, İsa Mesih aracılığıyla bizlere aktarıldığını söylediğini de duymaya hakkınız var. Bir gün cennette olmak ve bu dünyada o dünyaya geçişinizi beklerken Tanrı'yla iyi bir ilişkiye sahip olmak için ihtiyacınız olacak olan işte bu doğruluktur. Hikayenin tümünü duymadan önce 'Haksızlık' diye bağırmayın. En azından aşağıda alıntı yapacağım ayetin ikinci kısmını okuyana kadar bekleyin:
"Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır." (Romalılar 6:23)
Tanrı, "hesabına aktarma" ilkesini insanlığın yararına kullandı. Nasıl mı? İmanlıların günahlarını, çarmıhta günahın cezasını ödeyen İsa Mesih'in hesabına geçirerek. Ayeti okudunuz, değil mi? "Günahın ücreti ölüm..." Günahımızı İsa'nın hesabına geçirmesi, Tanrı'nın İsa'ya -günahkar olmadığı halde- bir günahkar gibi davranması demektir. İsa, isteyerek ve belli bir amaçla bunu sizin için yaptı. Buna 'sevgi' deniyor, Tanrı'nın tanımladığı şekliyle sevgi. İsa'ya kulak verin: "Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur." (Yuhanna 15:13)
Günahın İsa'nın hesabına aktarılmasını anlamak önemlidir. İsa bunu Adem'den miras almadı. İsa, günahın cezasını yüklendi ama asla günahkar olmadı. Pak ve yetkin doğasına günah dokunmamıştı. Kendisine inanan herkesin günahlarından dolayı kendisine sanki kendisi suçluymuş gibi davranılmasına izin verdiğini görerek hayret ediyorsunuz, öyle değil mi? Kendisi o günahlardan hiçbirini işlemediği halde böyle oldu. İsa'nın öldüğü ölüm tepesinde bir değiş tokuş gerçekleşti. Gömüldüğü ve üçüncü gün dirildiği mezardan uzak değildi. İsa'nın öldüğü gün nasıl bir tarihsel değiş tokuş gerçekleşti?
1) Tanrı, bizim günahlarımızı kendi hesabına yazdı. (İnsanların cennete gidebilmesi de ancak böyle mümkündür.)
2) Tanrı İsa Mesih'in doğruluğunu imanlıların hesabına aktardı. Umarım, bu olağanüstü gerçek ve Tanrı'nın cömert eylemi 'Haksızlık' çığlığınızı yatıştırır!
Adları yaşam kitabından yazılı olan bu insanlar Yargı Günü'nde nasıl bir yargı görecekler? Kitabın Yazarı, yaşamlarını gözden geçirecek ama gerçekleşen yargı sadece ödüllerle ilgili olacak. Bu Yazar'ı (İsa Mesih) izleyenlerin bir kısmı dünyada Kurtarıcıları'na adamış bir yaşam sürdüler. Onların ödülleri daha az sadık olanlardan daha büyük olacaktır. Cennette herkes sevinçle dolup taşacak. Fakat bazıları cennetten diğerlerine göre daha fazla zevk alacak. Yargı kaybetmekle ilgili olsa da, cennetin kaybedilmesiyle ilgili değildir. Sadece bazı insanların cennette yaşayacakları deneyim diğerleriyle karşılaştırıldığında farklı oranlarda ve şekillerde daha az olacak.
Bunu şöyle düşünün. Cennette herkesin bardağı, ağzına kadar güzel bir içecekle dolu olacak. Fakat bazılarının bardağı daha büyük olacak. Yani, kapasiteleri diğerlerininkinden daha fazla olacak. Kimse, kendi bardaklarının diğerlerinin bardağından daha küçük olduğu için yakınmayacak. Doyumsuzluk sorunu olmayacak, çünkü herkes Tanrı'nın kendisine verdikleriyle sevinçten coşuyor olacak.
Yargı Günü'nde açılacağı bildirilen bu şaşılacak kitap İncil'in başka bir bölümünde 'KUZU'NUN YAŞAM KİTABI' olarak tanımlanır. Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması adlı makaleyi okursanız, İsa'nın sahip olduğu unvanlardan birini nedenini öğrenirsiniz: Tanrı Kuzusu. Ancak adı KUZU'NUN YAŞAM KİTABINDA yazılı olanlar cennete girecektir. "Oraya [cennete] murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek." (Vahiy 21:27).
"…yalnız adları Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek."
Adı bu kitapta yazılı olanlar için ceza yok mu diye soruyor olabilirsiniz? "Hiçbir ceza yok mu onlar için?" diye söylendiğinizi duyabiliyorum…Bu nasıl bir adalet böyle?…Bu adil mi şimdi?… vs. Tanrı bu insanların yaşarken işledikleri günahları görmezden mi gelecek? Hayır, bunu yapamaz. Ama işledikleri günahlar için onları iki kez de yargılayamaz. Günahlarının yargısı çoktan verildi. Bedel ödendi. Bedel ölümdü. İsa Mesih bunu iman edenlerin yerine ölerek ödedi.
"Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır." (Romalılar 6:23)
"Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir." (Yuhanna 5:24)
"Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü." (1. Petrus 3:18)
"Böylece Mesih İsa'ya ait olanlara artık hiçbir mahkumiyet yoktur." (Romalılar 8:1)
Tanrı'nın, sözleri, Tanrı Kuzusu ve cennet konusundaki vahiyi bazılarınıza şaşırtıcı gelmiş olabilir, ancak şimdi söyleyeceğim gerçekle ilgili daha da fazla şaşıracağınıza inanıyorum. "Büyük beyaz tahttaki yargı" konusu, insanların cehennemde göreceği cezanın derecesiyle ilgilidir. (Burada adları KUZU'NUN YAŞAM KİTABINDA yazılı olmayanlardan söz ediyorum.) Çoğumuza öğretilenlerin aksine, Yargı Günü'nde insanın cennete gidip gitmeyeceğini belirlemez. İnsanın cenneti hak edip etmediğini anlamak için iyiliklerin ve kötülüklerin ölçülmesi gibi bir durum yaşanmayacak. Yaptıkları iyilikler kötülüklerden fazla geldiği için insanların cennetle ödüllendirildiği sevinç dolu anlar olmayacak. "Büyük beyaz taht"taki yargı konusu, verilecek olan cezadır. Ödül değil, ceza. Adı Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olmayan herkes sonsuza dek acı çekecek. Acının oranı, tıpkı ödüllerde olduğu gibi, dünyada nasıl yaşadıklarıyla doğru orantılı olacak. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için Sorular bölümünde Cehennemde Farklı Ceza Düzeyleri Var mı? sorusunun yanıtını okuyabilirsiniz. Hitler ve Stalin gibi çok kötü insanlar en büyük acıyı çekecek. Bunun böyle olmasını bekleriz, öyle değil mi?
Tanrı'nın "büyük beyaz taht"ta izlediği yargı süreci bizim hukuk mahkemelerimizdekilere benzemez. Bir Yargıç olacak ama tanıklar ve insanın savunma yapması veya davranışlarını açıklaması için fırsat olmayacak. Bir Savcı olacak ama savunma avukatı olmayacak. Ceza verilecek ama üst mahkemeye itiraz hakkı olmayacak. Bu göksel mahkeme salonunda bunların hiçbir olmayacak, çünkü Yargıç, adı KUZU'NUN YAŞAM KİTABINDA yazılı olmayanları tam bir adaletle yargılayacak. Çağların nihai yargılaması sırasında, tarih boyunca yaşamış insanlar Tanrı önüne çıktıkça, hiçbir şey gözden kaçmayacak veya görmezden gelinmeyecek.
"Kurtarıcımız tek Tanrı, sizi düşmekten alıkoyacak, büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir. Yücelik, ululuk, güç ve yetki Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bütün çağlardan önce, şimdi ve bütün çağlar boyunca Tanrı'nın olsun! Amin." (Yahuda 1:24-25)
* * * * *
“Oraya (cennete) murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu’nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecektir.” (Vahiy 21:27, İncil).
Adınız KUZU'NUN YAŞAM KİTABI'nda yazılı mı? İsa Mesih ile olan ilişkinize bağlı. O, sizin kurtarıcınız mıdır? Yoksa yargıcınız mı olacak?
Evet, sonsuzluğu nerede geçireceğimiz kararının Yargı Günü’nde verilmeyecek olması şok edici, öyle değil mi? O korkunç günde sonsuz varış noktamız değil, cezanın miktarı belirlenecek. Bu konuda bazılarınızın çok dikkatli bir şekilde düşünmenizi istiyorum, çünkü size yaptığınız her işin iki melek tarafından kaydedildiği öğretildi; buna göre, meleklerin biri bir omzunuz, öteki diğer omzunuz üzerinde, Yargı Günü’nde yaptıklarınız değerlendirilecek ve sonsuzluğu nerede geçireceğiniz konusunda bir karar verilecekti. Ancak Kutsal Kitap böyle öğretmiyor. Tanrı, sizin O’nun için yapacaklarınıza bakarak değil, O’nun sizin için yaptıklarına dayanarak, bu yaşamda cennetle ilgili bu kararı vermeye davet ediyor size. Bu seçim öldükten sonra değiştirilemez.
Adları yaşam kitabından yazılı olan bu insanlar Yargı Günü'nde nasıl bir yargı görecekler? Kitabın Yazarı, yaşamlarını gözden geçirecek ama gerçekleşen yargı sadece ödüllerle ilgili olacak. Bu Yazar'ı (İsa Mesih) izleyenlerin bir kısmı dünyada Kurtarıcıları'na adamış bir yaşam sürdüler.
Adı bu kitapta yazılı olanlar için ceza yok mu diye soruyor olabilirsiniz? "Hiçbir ceza yok mu onlar için?" diye söylendiğinizi duyabiliyorum…Bu nasıl bir adalet böyle?…Bu adil mi şimdi?… vs. Tanrı bu insanların yaşarken işledikleri günahları görmezden mi gelecek? Hayır, bunu yapamaz. Ama işledikleri günahlar için onları iki kez de yargılayamaz. Günahlarının yargısı çoktan verildi. Bedel ödendi. Bedel ölümdü. İsa Mesih bunu iman edenlerin yerine ölerek ödedi.
"Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir." (Yuhanna 5:24)
"Böylece Mesih İsa'ya ait olanlara artık hiçbir mahkumiyet yoktur." (Romalılar 8:1)
İsa. Günahımızın Tanrı’ya karşı oluşturduğu suçu kaldırdı, kendi bedeninde taşıdı sonra da üç gün sonra mezardan çıktı - tıpkı önceden bildirdiği gibi. Tanrı’nın hayatınızda büyük işler yapmasını istiyorsanız, öyle ki cennet Tanrı’dan size bir armağan olarak gelsin, o zaman İsa’ya ihtiyacınız var demektir. Şuna kulak verin:
“Tanrı'nın bu isteği uyarınca, İsa Mesih'in bedeninin ilk ve son kez sunulmasıyla kutsal kılındık. (İbraniler 10:10)
“Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü.” (1.Petrus 3:18)
Ödenmesi gereken ödendi. Yapılması gereken yapıldı. Masum kanı gerekiyordu. Masum kanı döküldü, ilk ve son kez döküldü. Şu cümleyi yüreğinizin derinlerine gömün: İlk ve son kez.
Bir ilkokul öğretmeni gibi davrandığımı düşünmeniz riskini göze alarak size basit bir soru sormama izin verin. Sunu ilk ve son kez sunulduysa, tekrar sunulmasına gerek var mı? Tabii ki yok. İş bizim için tamamlandı. İsa çarmıhta ne dedi? İncil’de okuyabilirsiniz: “Orada ekşi şarap dolu bir kap vardı. Şaraba batırılmış bir süngeri mercanköşk dalına takarak O'nun ağzına uzattılar. İsa şarabı tadınca, "Tamamlandı!" dedi ve başını eğerek ruhunu teslim etti.” (Yuhanna 19:29-30)
“Tamamlandı!” Sanki ölecekmiş gibi ‘Bittim ben,’ demiyor. Hayır, zaferli bir şekilde ilan ediyor, ‘İnsanlık için bağışlama işi tamamlandı!’ Ben bittim değil, tamamlandı diyor. Bugün bunu size de söylüyor; bu nedenle cümlenin sonuna adınızı koyun: “Tamamlandı, _______!” İsa’nın bugün bu sözleri yüreğinize fısıldadığını işitiyorsanız siz de O’na fısıldayın:
“Teşekkürler, İsam, Kurtarıcım! Uğruna öldüğün günahkarlardan biri olduğuma inanıyorum. Yahya peygamberin senin hakkında söylediği çok doğru: ”Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: ‘İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!’” (Yuhanna 1:29)
Yargı Günü’nde Kuzu’nun Yaşam Kitabı olduğu gibi göreceksiniz. Benim umudum ve duam o zamana kadar adınızın bu kitapta kaydedilmiş olmasıdır.
Karar sizindir.
"Baba, bana verdiklerinin de bulunduğum yerde benimle birlikte olmalarını ve benim yüceliğimi, bana verdiğin yüceliği görmelerini istiyorum. Çünkü dünyanın kuruluşundan önce sen beni sevdin." (Yuhanna 17:24)
Bu ayetlere göre Rab İsa'nın Baba'dan dilediği bir konu var. İsa'nın bu isteği nedir?
İsa Mesih O'na iman edenlerin aynı kendisi gibi Tanrı'nın yüceliğini görmelerini istiyor. Bulunduğu yerde O'na iman edenlerde bulunsunlar. İsa Mesih bu duadan bir süre sonra çarmıha gerilecek ölecek gömülecek ve üçüncü gün dirilecekti. Bu olaylardan bir süre sonra Baba Tanrı'nın yanına yani daha önceki konumuna yükselecekti. İşte İsa Mesih bizim de aynı yerde yani Baba Tanrı'nın yanında olmamız için dua etti.
* * * * *
"Sonra biz yaşamakta olanlar, hayatta olanlar, onlarla birlikte Rab'bi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek Rab'le birlikte olacağız." (1.Selanikliler 4:17)
Bu ayetin son tümcesini tekrar okuyunuz. Bu ayete göre İsa tekrar geldiğinde O'nun bu dileği nasıl yerine gelecek?
İsa Mesih geldiğinde bizi alıp götürecek ve böylece Rab'le sonsuza dek birlikte olacağız.
* * * * *
İsa bizim için geldiği zaman, bedensel bir değişime uğrayacağız. Aşağıdaki ayetleri dikkatle inceleyiniz.
Bu bedensel değişim hakkında neler öğrenebilirsiniz? Öğrendiklerinizi aşağıya yazınız.
"İşte size bir sır açıklıyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda, göz açıp kapayana dek değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek ve biz de değiştirileceğiz. Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ölümlü beden ölümsüzlüğü giyinmelidir. Çürüyen ve ölümlü beden çürümezliği ve ölümsüzlüğü giyinince, 'Ölüm yok edildi, zafer kazanıldı!' diye yazılmış olan söz yerine gelecektir. 'Ey ölüm, zaferin nerede? Ey ölüm, dikenin nerede?' Ölümün dikeni günahtır. Günah ise gücünü Kutsal Yasa'dan alır. Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bizi zafere ulaştıran Tanrı'ya şükürler olsun! Bu nedenle, sevgili kardeşlerim, Rab yolunda verdiğiniz emeğin boşa gitmeyeceğini bilerek dayanın, sarsılmayın, Rab'bin işinde her zaman gayretli olun." (1. Korintliler 15:51-58)
Eğer yaşıyorsak İsa Mesih geldiğinde öncelikle ölmeden O'nun yanında yer alacağız. Ölülerse çürümez olarak dirilecek. Bedenimiz değişecek. Çürüyen bedenimiz çürümez olacak. Ölümsüz olacağız. Ölüm artık olmayacak. Günah da sonsuza dek ortadan kaldırılacaktır.
* * * * *
Yukarıda gördüğümüz gibi, Mesih geldiğinde hiçbir şekilde karşılaşmayacağımız olay, günahlarımızın yargılanmasıdır. Nitekim İbraniler 10:17'de "Onların günahlarını ve suçlarını artık anmayacağım" diyor. İsa Mesih bizim günahlarımızı kendi üzerine alarak çarmıhta cezamızı çoktan ödemiştir. O zaman Mesih'in tekrar gelişinde, imanlılar için kurulacak olan "Mesih'in yargı kürsüsü" nedir? “Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz Mesih'in yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız.” (2.Korintliler 5:10)
Bu ayeti okuyup da doğru anlamamak mümkün müdür? Evet, mümkündür. 'Yargı kürsüsü' ifadesini görüyoruz ve gözümüzün önüne korkunç, kocaman, beyaz bir taht geliyor. Aklımıza cezalandırma, umutsuzluk ve mahkumiyet düşünceleri doluşuyor.
Ne var ki İncil'in orijinal dilini bilen, ve İyi Çoban'ı tanıyan bir kişi bu şekilde tepki vermez. Bu ayetteki 'yargı' kelimesinin Grekçesi 'bema'dır. İsa Mesih'in gerçek izleyicileri 'Bema Kürsüsü' önüne çıkacak-Mesih'in Bema Kürsüsü. Bema Kürsüsü insanlara ödüllerin dağıtıldığı bir yerdir. O esnada yargının da gerçekleşeceği doğru olsa da buna cezalandırma dahil değildir. Grekçe bilen birine, atletizm yarışlarının sonunda ne olur diye sorun, kazananların 'Bema Kürsüsü' önüne çıkacaklarını söyleyeceklerdir. Birinci, ikinci veya üçüncü bitiren kişiye bir kupa, kurdele veya bir tür ödül verilir. 'Bema Kürsüsü' önüne çıkan hiç kimse mahkum edilmez. Tam tersine ödüllendirilirler. Bazılarına diğerlerinden daha büyük ödüller verilir, ama iyi haber şu ki herkes bir ödül alır.
Bu yargı günahla ilgili olmayacaktır. İmanlıların hizmeti değerlendirilerek onlara ödüller verilecektir.
Bu yargı imanlının kurtuluşunu yitirmesiyle sonuçlanamaz.
Bu yargı imanlının ödülünü yitirmesiyle sonuçlanabilir.
Cennette herkes sevinçle dolup taşacak. Fakat bazıları cennetten diğerlerine göre daha fazla zevk alacak. Yargı kaybetmekle ilgili olsa da, cennetin kaybedilmesiyle ilgili değildir. Sadece bazı insanların cennette yaşayacakları deneyim diğerleriyle karşılaştırıldığında farklı oranlarda ve şekillerde daha az olacak.
Bunu şöyle düşünün. Cennette İsa Mesih imanlılarının bardağı, ağzına kadar güzel bir içecekle dolu olacak. Fakat bazılarının bardağı daha büyük olacak. Yani, kapasiteleri diğerlerininkinden daha fazla olacak. Kimse, kendi bardaklarının diğerlerinin bardağından daha küçük olduğu için yakınmayacak. Doyumsuzluk sorunu olmayacak, çünkü herkes Tanrı'nın kendisine verdikleriyle sevinçten coşuyor olacak.
"Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz. Mesih bizi her suçtan kurtarmak, arıtıp kendisine ait, iyilik etmekte gayretli bir halk yapmak üzere kendini bizim için feda etti." (Titus 2:13-14)
O'nun gelişini bekliyoruz, ama beklemeye değer mi? Yaklaşık iki bin yıl önce verilen bir vaat beklenir mi? "Şimdiye kadar olmamışsa, bundan sonra da olmaz" diyen çıkmaz mı? Çıkar! Hatta Mesih imanlılarının ilk kuşağında bu söylenti ortaya çıkmıştı bile!
Bu itirazla ilgili olarak 2. Petrus 3:3-14 ayetlerini inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
"Öncelikle şunu bilmelisiniz: Dünyanın son günlerinde kendi tutkularının ardından giden alaycı kişiler türeyecek. Bunlar, "Rab'bin gelişiyle ilgili vaat ne oldu? Atalarımızın ölümünden beri her şey yaratılışın başlangıcında olduğu gibi duruyor" diyerek alay edecekler. Ne var ki, göklerin çok önceden Tanrı'nın sözüyle var olduğunu, yerin sudan ve su aracılığıyla şekillendiğini bile bile unutuyorlar.
O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu. Şimdiki yer ve göklerse ateşe verilmek üzere aynı sözle saklanıyor, tanrısızların yargılanarak mahvolacağı güne dek korunuyorlar. Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün bin yıl, bin yıl bir gün gibidir. Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor.
Ama Rab'bin günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp tükenecek. Her şey böylece yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir? Tanrı'nın gününü bekleyip o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı, Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli ateşte eriyip gidecek. Ama biz Tanrı'nın vaadi uyarınca doğruluğun barınacağı yeni gökleri, yeni yeryüzünü bekliyoruz. Bunun için, sevgili kardeşlerim, mademki bunları bekliyorsunuz, Tanrı'nın önünde lekesiz, kusursuz ve barış içinde olmaya gayret edin." (2. Petrus 3:3-14)
Ayetlerdeki kişiler nasıl tanımlanıyor? Bu insanlar Mesih'in dönüşü hakkında neler söylüyorlar? Ayrıca, bu insanlar Mesih'in gelmeyeceği iddiasını desteklemek için hangi mantığı yürütecekler?
Ayetlerdeki insanlar kendi tutkularının ardından giden alaycı kişiler olarak tanımlanıyor. Mesih'in dönüşü hakkında, geciktiği için alay ediyorlar. Dünya olduğu gibi duruyor diyecekler. Mesih'in gelişinin geciktiğini bizim boş bir şeye inandığımızı bizi ikna etmeye çalışacaklar. Bugünde özellikle bilimci akımların bu sesleri yükselttiğini biliyoruz. Dünyanın bir şekilde sonsuz bir dönüşüm içinde olduğunu, evrensel değişimin bitmeyeceğini ifade eden tuhaf yaklaşımlarla karşılaşıyoruz. Bize en önemli şeyin bu dünya ve ona ait yaşam olduğunu söyleyip duruyorlar. Ancak bu büyük bir yalandır ve bizi vaat edilen sonsuz yaşamdan mahrum etmeyi hedefleyen Şeytan'ın işidir.
Lütfen bir ara Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması adlı yazıyı okuyun. Tanrı’nın insanlığı bol bol bereketlemekle ilgili tasarısını nasıl özenle açıkladığını göreceksiniz. Üzerindeki perdeleri kaldırması binlerce yıl aldı; adım adım, peygamber üzerine peygamber, çağ üstüne çağ. Mezmurlardan birinde mezmurcu bizlere Tanrı’nın zaman duyusuna göre, Tanrı’nın armağanını bizlere göstermesinin sadece birkaç gün sürdüğünü hatırlatır:
“Çünkü senin gözünde bin yıl geçmiş bir gün, dün gibi, bir gece nöbeti gibidir.” (Mezmur 90:4, Eski Antlaşma)
Okuduğunuz gibi İncil şöyle der, "...şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün bin yıl, bin yıl bir gün gibidir." (2. Petrus 3:8)
* * * * *
Yine bu bölümün 5-7. ayetlerinde Elçi Petrus, bu insanların mantığını çürütmek amacıyla ne söylüyor?
Atalarımızın ölümünden beri her şey yaratılışın başlangıcında olduğu gibi duruyor mu? Hayır, durmuyor! Dünya daha önce Nuh'un tufanıyla yok olmuştu. Şimdi de suyla yok olan dünya gibi bu dünya ateşle yok olacaktır.
* * * * *
Mesih'in gelişi insanlara neden gecikmiş gibi görünüyor. Elçi Petrus, bu durumun bazı nedenlerini Tanrı'nın karakterinde ve tasarısında bulur. Bu nedenler nelerdir?
Mesih'in gelişi Tanrı'nın tasarısının bir parçasıdır. Tanrı sabrediyor. "Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor." Vaatleri dün gerçekleşmişti, sadık olan Tanrı bugün de vaatlerinde sadıktır ve hepsi gerçekleşecektir.
* * * * *
"Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize "Tanrı'nın çocukları" deniyor! Gerçekten de öyleyiz. Dünya Baba'yı tanımadığı için bizi de tanımıyor. Sevgili kardeşlerim, daha şimdiden Tanrı'nın çocuklarıyız, ama ne olacağımız henüz bize gösterilmedi. Ancak, Mesih göründüğü zaman O'na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O'nu olduğu gibi göreceğiz. Mesih'te bu umuda sahip olan, Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar." (1.Yuhanna 3:1-3)
Yukarıdaki ayete göre bu beklenti şu anki yaşantımızı nasıl etkilemelidir?
Bizler Mesih'e benzer olarak değiştirileceğiz. Ama bu dünyada da Mesih'e benzemeye çalışmalı, O'nun gelişini beklerken kendimizi günahtan uzak tutmalıyız. Öncelikle günahtan uzak durmalıyız. İsa Mesih geldiğinde ne yapıyor olacaksın? Yanlış bir şey mi yapıyorsun, dedikodu mu yapıyor olacaksın? Bunlara dikkat etmeliyiz. İsa Mesih'in gelişi her zaman yakındır. Bunu unutmamalıyız. İsa Mesih'i özlemle ve sevinçle beklemeliyiz. Sonunda hepimiz O'na benzer bir şekilde ölümsüz olarak değiştirileceğiz. Bu bizim hem umudumuzdur hem de bizi ayık tutması gereken gerçeğimiz.
"Her şeyi söylenmeden ve çekişmeden yapın ki, yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Tanrı'nın lekesiz çocukları olasınız.” (Filipililer 2:14-16)
“Biz kendimizi ilan etmiyoruz; ama Mesih İsa'yı Rab, kendimizi de İsa uğruna kullarınız ilan ediyoruz. Çünkü, "Işık karanlıktan parlayacak" diyen Tanrı, İsa Mesih'in yüzünde parlayan kendi yüceliğini tanımamızdan doğan ışığı bize vermek için yüreklerimizi aydınlattı. Üstün gücün bizden değil, Tanrı'dan kaynaklandığı bilinsin diye bu hazineye toprak kaplar içinde sahibiz. Her yönden sıkıştırılmışız, ama ezilmiş değiliz. Şaşırmışız, ama çaresiz değiliz. Kovalanıyoruz, ama terk edilmiş değiliz. Yere yıkılmışız, ama yok olmuş değiliz.” (2.Korintliler 4: 5-9)
* * * * *
Evet sevgili okur; şimdi Cennete Giden Yol Haritası'nın sonuna geldin!
Bu yol yine de uzun ve zorlu olacaktır. “Gözümüzü imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa'ya dikelim. O kendisini bekleyen sevinç uğruna utancı hiçe sayıp çarmıhta ölüme katlandı ve Tanrı'nın tahtının sağında oturdu. Yorulup cesaretinizi yitirmemek için, günahkârların bunca karşı koymasına katlanmış Olan'ı düşünün.” (İbraniler 12:2-3 )
Rab'bin sözü bizim rehberimiz. “Sözün adımlarım için çıra, yolum için ışıktır.” (Mezmur 119:105)
Kutsal Ruh yardımcımız olacaktır. “Bizi sizinle birlikte Mesih'te pekiştiren ve meshetmiş olan Tanrı'dır. O bizi mühürledi, güvence olarak da yüreklerimize Kutsal Ruh'u yerleştirdi.” (2. Korintliler 1:21-22). “Ruh'un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir.” (Galatyalılar 5:22-23 )
Sizlere esenlik olsun. "Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in lütfunda ve O'nu tanımakta ilerleyin. Şimdi ve sonsuza dek O'na yücelik olsun! Amin." (2. Petrus 3:18)
* * * * *
Tarih tek bir kararla başladı. Varoluş ölçülebilir hale geldi.
Yoktan ışık var oldu. Harika bir ışık!
Işıktan gün çıktı.
Sonra gökyüzü…ve yeryüzü oldu.
Ve bu dünyada güçlü bir el işe koyuldu.
Kanyonlar oyuldu. Okyanuslar kazıldı. Dün topraklardan dağlar çıktı. Yıldızlar asıldı. Yeni bir evren çıktı ortaya.
Kanyonlara ve dağlara bakın ve Yaratıcı’nın görkemini görün. Güllere ve orkidelere dokunup Tanrı’nın narinliğini görün. Gökgürültüsünü dinleyin ve gücünü işitin. İnsana bakın, bütün yaptıklarının doruk noktası odur.
Bundan sonrası için ne hazırlıyor? Bizi ne harika bir cennet bekliyor!
“Yaşam yolunu bana bildirirsin. Bol sevinç vardır senin huzurunda; sağ elinden mutluluk eksilmez.” (Mezmur 16:11)