Kutsal Kitap’ta şakalara yer verilmemiştir ama bence Tanrı zararsız, güzel mizahtan hoşlanır. Gülmeyi sever. Kutsal Kitap’ta, Tanrı’nın huzurunda bol sevinç olduğunu yazar. Bence bizim sevinmemiz ve gülmemizden hoşlanır. Bu sevincin kaynağı O’dur ve bundan yararlandığımızı görmek O’nu sevindirir. Cennette tadını çıkarmak istediğim şeylerden biri Rab İsa’nın gür, zengin ve derin sesi ve neşe dolu gülüşüdür! Gülmek Tanrı tarafından bize verilmiş, bizi rahatlatan ve özgür kılan bir armağandır. Kutsal Kitap’taki şu ayete bakın:
“İç ferahlığı sağlık getirir.” (Süleyman'ın Özdeyişleri 17: 22, Eski Antlaşma)
Kanser cerrahı olan Dr. Bernie Siegel şöyle yazıyor, ‘Bana gülen, oynayan ve yaşamaktan zevk alan birini gösterin ben de size daha uzun yaşayacak birini göstereyim. Gülmek, taşınamaz olanı taşımamıza yardım eder ve iyi bir mizah anlayışı olan bir hasta pek gülmeyen ciddi birinden daha fazla iyileşme şansına sahiptir.”
Doktorlar, depresyon gibi ruhsal hastalıklar için özellikle mizahın işe yaradığını söylerler. Mizah gerginliği dağıtıp kendimizi daha rahat hissetmemizi sağlar. Hayatta bu kadar çok üzüntü varken umutsuzluk yerine mizahı seçmek ruhsal olarak iyi bir öğüt olacaktır. Stresle başa çıkmak, gerginliği azaltmak ve denenmeleri, sıkıntıları dağıtmak için gülmek ve mizah anlayışı, sahip olunabilecek çok değerli bir şeydir. Gülmek, Yaratıcımız’ın durumu değiştirip monotonluğa sevinçle son vermemiz için bizlere sağladığı bir yoldur.
İsa, tepkilerinde çoğu zaman beklenmedik, espirili ve yaşam doluydu. Anlatmak istediklerini anlatmak için ironi, sözcük oyunları ve benzetmeler kullandı. Küçük çocuklar kucağında oturmaktan hoşlanıyorlardı. Müjde yazarları İsa’nın gülüşlerini kaydetmeyi önemli görmediler ama keşke kaydetselerdi. İsa’nın gülmekten hoşlanmadığını düşünmek olanaksızdır. Bir düşünün, günahsızdı ve hala günahsızdır. İnsanlarla derin, bencillikten uzak bir sevinçle ilişki kurmaktan hoşlanıyordu. Çocukları seviyordu ve çocuklar kolayca gülerler, öyle değil mi? İsa’nın kişiliği insanların çekici bulduğu bir kişilik olmalıydı. O’ndan nefret edenler dindar kurumlardı ve bunun nedeni ilahi ışığının, karanlık ve ikiyüzlü yönlerini ortaya çıkarmasıydı.
Sağlıklı bir mizah anlayışını takdir edebilmek gerçek ruhsallığın işaretlerinden biridir. Karşımıza çıkan zevkleri takdir etmek Tanrı’ya odaklı bir yüreğin işaretidir. Zevk, ilahi bir şekilde tasarlanmıtır ve amacı Tanrı’nın iyiliğinin daha çok farkına varmamızı sağlamak, O’na olan minnettarlığımızı derinleştirmek, bizlere, Tanrı’nın çocuklarına, gelecek olan dünyada yaşayacağımız daha derin zevkleri hatırlatmaktır. İsa Mesih’e iman ederek Tanrı’yla kişisel bir ilişki yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilseydiniz keşke. O gerçekten de tanımaya değer biridir.
‘Tanrı’nın mizah anlayışı var mıdır?’ sorusunu sorarken, sanırım Tanrı’nın bizim güldüğümüz şeylere gülüp gülmediğini merak ediyordunuz. Bu, bizim neye güldüğümüze bağlıdır değil mi? Bazı insanların komik bulduğu şeyleri başkaları gücendirici bulur. Dünyanın komik bulduğu pek çok şey aslında komik değildir. Kabadır ve ne kadar hayalgücümüzü zorlarsak zorlayalım ‘eğlendirici’ değildir.
Tanrı’nın mizah anlayışı vardır ama bizimki gibi değildir.