headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kutsal Kitap Reenkarnasyon Hakkında Ne Söylüyor? Bu Yaşamın Bizim Tek Yaşamımız Olduğunu Nasıl Bilebiliriz?

 

01 image10784 buddha buddhist temple sharper 45Bu çok iyi bir soru. ‘Reenkarnasyon’ terimi Kutsal Kitap’ta geçmez ama Kutsal Kitap bunun tam tersini öğretir. Bunu İncil’de okuyoruz:

“Bir kez ölmek, sonra da yargılanmak nasıl insanların kaderiyse, Mesih de birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi.” (İbraniler 9: 27-28, İncil)

Kutsal Kitap’ın özü reenkarnasyona karşıdır. İnsanın, Tanrı’nın yaratışının en üstün yapıtı olduğunu gösterir. İnsan maddi bir beden ve maddeden oluşmayan bir can ve ruhla, Tanrı’nın suretinde yaratılmıştır. Diğer bütün yaratıklardan -melekler ve hayvanlar dünyasından- ayrı ve eşsiz olarak gösterilir. İnsanın ölüp daha sonra dünyaya başka bir insan ya da pire ya da inek olarak gelmesi düşüncesi saçmadır! Dünyadaki önceki yaşamımızda öğrenemediğimiz dersleri öğrenmek için yeni bir yaşam geçtiğimiz düşüncesi mantığa terstir. Hafızamızda devamlılık yoksa bir şey öğrenemeyiz. Pire olarak yeni bir yaşama başladığımda, insan ya da kurbağa olarak geçirdiğim önceki yaşamımda yaptığım hatalardan nasıl öğrenebilirim? Ancak hatalarımı hatırlayabilseydim bunu yapmam mümkün olurdu.

Reenkarnasyonun, adaleti sağladığı iddia edilir. Karma yasasına -evrenin değişmez ve kişisel olmayan kuralı- göre her yaşamda hak ettiğimizi alırız. Yaptığımız iyi ve kötü şeyler, farklı yaşamlarda iyi ve kötü sonuçlar yaratır. Karmayla, haksızlık nedeniyle acı çekmek diye bir şey olamaz çünkü kimse masum değildir. Karmaya göre bütün acılar hak edilmiştir. Bacaksız doğan bebek, tecavüze uğrayan kadın başına gelenleri hak etmiştir. Hepimiz ‘karmamızı’ yeni yaşamımıza taşırız. Lütuf, bağışlama ve merhamet yoktur. Vicdanlarında ağır yükler taşıyanlar için bu pek de iyi bir haber sayılmaz. Aynı şekilde, bazı acıların hak edilmediğini ve merhamet etmemiz gerektiğini düşünmemize de engel olarak, karma ahlaksal duyumuzla da çatışır.

Reenkarnasyon, binbir sorunla dolu dünyaya gerçekten umut ve adalet sağlayabilir mi? Hayır, sağlayamaz. Ölüm için nasıl bir teselli veriyor? Sonuç olarak, ‘karma yasası’ merhametsizdir. 

02 heart painted sharper 45Buna ek olarak, reenkarnasyon fikri, özünde eksiktir. Yeterince yeni yaşama geçtikten sonra kusursuz bir şekilde yaşamayı öğrenecek miyiz? Bugün Hindistan’da çevrede dolaşan kusursuz insanlar yoktur. Yüz yıl sonra da olmayacaktır. Böyle bir düşünce sistemi neden yanlıştır? Çünkü insanın günahlılığını hesaba katmaz. Kutsal Kitap insan yüreğinin var olan en aldatıcı şey olduğunu söyler.

“Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez, Onu kim anlayabilir.” (Yeremya 17: 9, Eski Antlaşma)

Yüreklerimizde farkında olmadığımız ve orada olduğundan kuşku duymadığımız bir kötülük vardır. Bu nedenle, dünyaya farklı bir bedenle gelmenin ne gibi bir yararı olabilir? Değişimin derecesi fark yaratacak kadar olmaz, çünkü insanın özü onarılamayacak kadar yozlaşmıştır. İlk yaşamınızı Tanrı’dan uzaklaşmış bir günahkar olarak yaşarsınız, sonra yine Tanrı’ya sırtını dönen bir günahkar olarak yaşayacak yeni biri olarak dünyaya yeniden gelirsiniz. Bu kısır döngünün kimseye yararı olmaz.  

Günahkar olduğumuz için bağışlanmaya ihtiyacımız var. Hepimiz Tanrı’ya sırtımızı döndüğümüz için, tövbeyle O’na yönelmemiz gerekiyor. Kutsal Kitap bu yaşamın sonunda, yaşayacağımız sonsuzluğa uygun olan dirilmiş bedenlerimiz olacağını söyler.

İsa bizlere bağışlamanın güvencesini verdi. Bakın ne diyor:

“Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10:18, İncil)  

03 cross shadow5 45Bir cuma öğleden sonra İsa, kendi günahları için değil, bizim günahlarımız uğruna acı çekmek için ölüm tepesine doğru yürüdü. Kendisi günahsızdı. Bütün günahlarımız için bütün cezayı ve acıyı taşıdı. Hayatını bir cuma günü verdi. Öte yandan, İsa yaşamını geri almak için yetkiye sahip olduğunu da söyledi. Peki, yetkisini kullandı mı? Evet. Çarmıha gerildikten üç gün sonra dirildiği o görkemli pazar gününde, İsa dirilmiş bir bedenle ölümden dirildi. İlk beden aldığı zamanki gibi değildi. Ne olmuştu?

“Bu çocuklar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne sahip olanı, yani İblis'i, ölüm aracılığıyla etkisiz kılmak üzere onlarla aynı insan yapısını aldı. Bunu, ölüm korkusu yüzünden yaşamları boyunca köle olanların hepsini özgür kılmak için yaptı.” (İbraniler 2:14-15, İncil)

İncil’de bizlere aktarılan mesaj, tek mükemmel insanın, artık ölümün gücü altında kalmasının gerekli olmadığıdır. İblis ölüm korkusuyla insanların vicdanlarını dehşete düşürme konusunda sınırsız bir güce sahipti. Artık öyle değil. İsa’nın bizim yerimize ölümü ve ölümden dirilişi sayesinde, sonsuzluktaki durumumuz konusunda artık kafamızın karışmasına gerek yok. Artık ölümden ve mezarın ötesinde olanlardan korkmamıza gerek yok. Ölüm artık fethedilmiş bir düşman değil, barıştığımız bir dost. İsa’ya gerçekten inanan kişinin yaşamında ölüm, canına zarar vermek veya canını Tanrı’dan ayırmak için gerçekleşmez. Aksine, Tanrı’nın cennete geçişimizi güvenli bir şekilde sağladığı bir araçtır.