headerLogo2b-18pt-myriadpro

Cennete Gitmek İçin Ne Kadar Dürüst Olmalıyım?

 

01 image10625 measure tape standard 45Bu çok iyi bir soru. Cennete girip giremeyeceğimi belirlemek için Tanrı’nın nasıl bir ölçü kullanacağını bilmek iyi olurdu, değil mi? Cennete gitmek konusunda şansımızın yüksek olduğunu düşünerek yaşamak ve sonunda kendimizi değerlendirmek için kullandığımız ölçünün Tanrı’nın kullandığı ölçü olmadığını anlamak felaket olurdu.

Tanrı size karşı her zaman dürüst olacaktır. Tanrı’nın söyledikleri her zaman hoşunuza gitmeyebilir ama söyledikleri gerçektir. O Kutsal Kitap’ta ve İncil’de yalan söylemeyen bir Tanrı olarak anlatılıyor. Doğası gereği her zaman doğruyu söylediği için yalan söyleyemez. Gerçekten sapmasına neden olabilecek koşullar yoktur. 

Benim gittğim lisenin yakınındaki üniversitede yıllarca matematik öğretmiş bir profesör vardı. Profesör öğrencileri sınav yapmadan önce hep şöyle söylermiş, ‘Bugün sizi iki sınav yapacağım - biri cebir, diğeri dürüstlük. Umarım ikisini de geçersiniz. Birinden kalmanız gerekirse, cebirden kalın. Dünyada cebir sınavını geçemeyecek çok insan var ama dürüstlük sınavını geçemeyecek iyi insanlar yok.’

Son kısmı tekrar edeyim:

“Dünyada dürüstlük sınavını geçemeyecek iyi insanlar yok.”

Cennet için aday olmayı düşünüyorsanız, aldattığınız, yalan söylediğiniz ya da başkalarını kandırdığınız zamanların sayısını azaltmaya ya da en aza indirgemeye çalışmayın. Bunları tamamen ortadan kaldırmanız gerekir. Tanrı dürüst olmamak konusunda oldukça açıkdır.

“Dolap çeviren evimde oturmayacak, yalan söyleyen gözümün önünde durmayacak.” (Mezmur 101: 7, Eski Antlaşma)

02 image10626 honest cheat 45Tanrı’nın ahlak kuralları son derece katıdır. Kutsal Kitap’ın ilk sayfasından son sayfasına kadar tema aynıdır: Tanrı gerçeği sever ve aldatmacadan nefret eder. İncil’de Tanrı’nın Egemenliği’ni miras alamayacak insanların listesini görüyoruz. Yani, öldüklerinde cennete alınmayacak insanlar. Umarım, kendinizi bu listede görmüyorsunuzdur.

“Günahkarların, Tanrı Egemenliği'ni miras almayacağını bilmiyor musunuz?  Aldanmayın! Ne fuhuş yapanlar Tanrı'nın Egemenliği'ni miras alacaktır, ne puta tapanlar, ne zina edenler, ne oğlanlar, ne oğlancılar, ne hırsızlar, ne açgözlüler, ne ayyaşlar, ne sövücüler, ne de soyguncular.” (1. Korintliler 6:9-10, İncil)

İlk bakışta şaşırtıcı olsa da Tanrı dilimizi yanlış bir şekilde kullanmanın putların önünde diz çökmek kadar kötü olduğunu söylüyor! Tanrı kimlerden iğrendiği konusunda oldukça belirgin ifadeler kullanıyor: 

“RAB yalancı dudaklardan iğrenir, ama gerçeğe uyanlardan hoşnut kalır.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 12: 22, Eski Antlaşma)

Ne söylemek istediğini iyice anlatabilmek için yalancıların sonunun ne olacağını söylüyor:

“Yalan söyleyenleri yok edersin. Ya RAB, sen eli kanlılardan, aldatıcılardan tiksinirsin.” (Mezmur 5: 6, Eski Antlaşma)

03 image10627 honest cheat 45Neden? Neden bu kadar katı? Neden bu kadar sert bir duruşu var? Bunun bir nedeni dürüst olmamanın tamamıyla Tanrı’nın karakterine aykırı oluşudur. İncil’e göre, Tanrı yalan söylemez ya da yalan söylememeyi seçmiştir diyemeyiz. Tanrı yalan söyleyemez!

“Öyle ki, önümüze konan umuda tutunmak için Tanrı'ya sığınan bizler, Tanrı'nın yalan söylemesi olanaksız olan bu iki değişmez şey aracılığıyla büyük cesaret bulalım.” (İbraniler 6:18, İncil)

İşte Kutsal Kitap’ın Tanrısı budur. Tanrı her zaman gerçeği söyler. Antlaşma yaptığında antlaşmasına uyar. Bir şey söylediğinde bunu gerçekten kast eder. Gerçeği söylediğinde O’na inanabiliriz. Söylediği gerçektir. Biz sadık olmasak da Tanrı sadık olacaktır:

“Biz sadık kalmasak da, O sadık kalacak. Çünkü kendi özüne aykırı davranamaz.” (2. Timoteos 2:13, İncil)

Sadık olmamak doğasını reddetmek olacaktır ve bu Tanrı’nın yapamayacağı bir şeydir. Dönek ya da kaprisli değildir. Tanrı vaatlerine her zaman sadık mıdır? Evet, başka türlüsü mümkün değildir. 

Daha önce de söylediğim gibi Tanrı bazı insanların cennette bulunma şansı olmadığını söylemiştir. Kötülük yapanların bir listesine baktık. İncil’de cennetin betimlendiği bölümdeki birkaç ayete bakalım. Tanrı’nın cennetini araştırdığımız zaman gördüğümüz önemli farklardan biri eşsiz oluşudur. Dünyada bildiğimiz yaşamdan çok farklıdır ve bu fark niteliği ve karakteriyle ilgilidir. Bu iki dünya arasındaki nitelik farkı vurgulanmaktadır. 

“Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı. Tahtta oturan, "İşte her şeyi yeniliyorum" dedi. Sonra, "Yaz!" diye ekledi, "Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir."
Bana, "Tamam!" dedi, "Alfa ve Omega, başlangıç ve son Ben'im. Susayana yaşam suyunun pınarından karşılıksız su vereceğim. Galip gelen bunları miras alacak. Ben onun Tanrısı olacağım, o da bana oğul olacak. Ama korkak, imansız, iğrenç, adam öldüren, fuhuş yapan, büyücü, putperest ve bütün yalancılara gelince, onların yeri, kükürtle yanan ateş gölüdür. İkinci ölüm budur.” (Vahiy 21: 4-8, İncil)

04 image10747 adultery unfaithful 45"...korkak, imansız, iğrenç, adam öldüren, fuhuş yapan, büyücü, putperest ve bütün yalancılara gelince, onların yeri, kükürtle yanan ateş gölüdür. İkinci ölüm budur.”

Bu bölümdeki son ayet cenneti dünyayla karşılaştırıyor. Cennet, günahın ve günahlı davranışların varlığı ve Şeytan’ın dünyada sürekli devam eden etkinlikleri nedeniyle bu dünyanın olamayacağı her şeydir. Bugün, acı ve sefaletin en büyük kaynaklarından biri, son ayette sıralanan şeylerin varlığıdır. Tıpkı daha fazla acı ve sefalete neden olacak şekilde Şeytan’ın cennette olmaması gibi bu listedekilerin işlediği günahları işleyenler de cennette olmayacaktır. Cennette pak olmayan, kötü ya da kirli olan hiçbir şey olmayacak.   

Tanrı sonsuzluğu sonsuz evinde, cennette, bu gibi insanlarla geçirmeyecek. Öyle olsaydı orası artık cennet sayılamazdı. Lütfen, dürüst olmayan insanların cennete giremeyeceğine dikkat edin. Hiç dürüst olmadığınız oldu mu?

“Kötüye iyi, iyiye kötü diyenlerin, karanlığı ışık, ışığı karanlık yerine koyanların, acıya tatlı, tatlıya acı diyenlerin vay haline! Kendilerini bilge görenlerin, akıllı sananların vay haline! Şarap içmekte sınır tanımayanların, içkileri karıştırıp içmekten çekinmeyenlerin, rüşvet uğruna kötüyü haklı çıkaranların, haklıların hakkını elinden alanların vay haline!” (Yeşaya 5:20-23, Eski Antlaşma)

Kendilerini öne çıkarmak ve çıkarlarına hizmet etmek için gerçeği çarpıtan ve değiştiren insanları, külüpleri, dernekleri, toplulukları, hükümet kurumlarını ve ulusları korkunç bir son bekliyor.   

Şeytan’ın neden cennette olamayacağını biliyor musunuz? Çünkü gerçeği söylemek onun için olanaksızdır. Yalan söylediğinde kendi dilini konuşur. Bakın İsa kendi dönemindeki din önderlerine ne diyor:

“Siz babanız İblis'tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır. Çünkü o yalancıdır ve yalanın babasıdır. Ama ben gerçeği söylüyorum. İşte bunun için bana iman etmiyorsunuz. Hanginiz bana günahlı olduğumu kanıtlayabilir? Gerçeği söylüyorsam, niçin bana iman etmiyorsunuz? Tanrı'dan olan, Tanrı'nın sözlerini dinler. İşte siz Tanrı'dan olmadığınız için dinlemiyorsunuz.” (Yuhanna 8: 44-47, İncil)

05 image6377 garden of eden 45Aden Bahçesi’nde Şeytan’ın kötülük araçlarını barındıran çantasından ilk çıkardığı aletin aldatmaca olduğunu hatırlıyor musunuz? Şeytan Havva’nın teşviğini kırmadı. O’nu baştan çıkarmadı. O’na sinsice yaklaşmadı. Tek yaptığı ona yalan söylemek oldu. ‘Tanrı, meyveyi yediğinizde öleceğini mi söyledi? Ölmeyeceksin.’ Oysa Tanrı şöyle demişti:

“RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu. Ona, ‘Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin’ diye buyurdu, ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.’”  (Yaratılış 2:15-17, Eski Antlaşma)