headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve İki Kör Adam

OLAY: Kalabalık İsa’yı izliyordu.

AYETLER: “Eriha'dan ayrılırlarken büyük bir kalabalık İsa'nın ardından gitti. Yol kenarında oturan iki kör, İsa'nın oradan geçmekte olduğunu duyunca, "Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!" diye bağırdılar. Kalabalık onları azarlayarak susturmak istediyse de onlar, "Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!" diyerek daha çok bağırdılar. İsa durup onları çağırdı. "Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?" diye sordu. Onlar da, "Ya Rab, gözlerimiz açılsın" dediler. İsa onlara acıdı, gözlerine dokundu. O anda yeniden görmeye başladılar ve O'nun ardından gittiler. (Matta 20:29-34, İncil)

İSA’NIN DUYGUSU: Merhamet

NEDENİ: İki kör adam iyileştirilmek için yalvardılar.

EYLEM: Onları iyileştirdi.

ÜZERİNDE DÜŞÜNMEM GEREKEN KONU:

01 iii two bodies1a temp5 45Hayatınızın çoğunu, yolun kenarındaki kör adamlar gibi İsa’nın geçmediği yerlerde oturarak geçirdiğinizi söylesem doğruyu söylemiş olur muyum? Ya da geçtiyse de O’na pek dikkat etmediniz. Bu doğruysa umarım bu dizideki makaleler, sıcak bir yaz gününde serin ve tazeleyici bir esinti gibi size teşvik olur.

Kutsal Yazılar'da İsa'nın Eriha yolundan tekrar geçmesine ilişkin bir kayıt olmadığı için iki kör adamın İsa'ya bu şekilde seslenmeleri büyük akıllılıktı. Ya şimdi ya hiç. Bu kör adamlar İsa Mesih hakkında daha önce duymuşlardı. Şimdi ise O’nu görmek istiyorlardı. Yoksul oldukları halde bozukluk ya da altın istemediler. Sadece merhamet için yalvardılar. Ne için yalvardıklarını düşündüğüm zaman aklıma 4 Kardeş ve Nehrin Cazibesi adlı makale geliyor. Okuduğum en etkileyici hikayelerden biridir. Bir ara okumanızı öneririm. Üç kardeş hiç merhamet için yalvarmadılar. Neden yalvarmadıklarını öğrenin sonra da onların yaptığını yapmayın.

Sizin hikayemizdeki kalabalığı düşündüğümde, şu anda yaşadığınız yeri düşünüyorum. Büyük olasılıkla çevrenizdeki hemen hemen herkes Müslüman. Benim yaşadığım yerde ise çevrem Katolikler’den oluşuyordu. Bütün akrabalarım Katolik'tir. Dolayısıyla siz ve ben muhtemelen çok farklı yetiştirildik. Benim yetiştirilme biçimim sizinkinden daha iyi değil, sadece farklı. Sizin tek bildiğiniz İslam. Ben ise her gün Katoliklik ve erdemleri üzerine vaaz dinlerdim. Aramızdaki fark, sizin için farklı inançları araştırmanın daha zor olduğudur.

Gerçek İsa

İnsan, İsa’yı izleyen kalabalığın kör adamların duygulu yalvarışlarından etkileneceğini düşünürdü. İki adam da görmeyi yürekten arzuluyordu. Yalvarışları herkesin yüreğini cız ettirmeliydi. Ama öyle olmadı. Herhalde siz bunu anlayabilirsiniz. İsa Mesih’e ilginizden söz ettiğinizde size karşı çıkacaklarının farkındasınızdır. Ama yine de buradasınız ve İsa’yı dinliyor, O’nun hakkında düşünüyorsunuz. Ben sonunda Katolikliği bıraktım. Gerçek İsa’yla ilgili şeyler duydum ve İncil’i okumaya başladım. Sizin tanıklığınız ne olacak? Bilmiyorum ama emin olduğum bir şey var. Tanrı’yı, altın ve saklı hazineler arayan adamların duyduğu türden bir arzuyla tanımak isterseniz O’nu bulursunuz. İşte Tanrı’nın vaadi:

“Beni arayacaksınız, bütün yüreğinizle arayınca beni bulacaksınız. Kendimi size buldurtacağım” diyor Tanrı.” (Yeremya 29:13-14, Eski Antlaşma)

02 image10973 faith god heaven seek 45Kör dilencilerin durumunda Tanrı sözünü tuttu ve güvenilir olduğunu kanıtladı. Kutsal Kitap’ta hiçbir yerde Tanrı’nın kendisini boşu boşuna aradığımızı söylediğini görmüyoruz. Tekrar tekrar şuna benzer vaatlerle karşılaşıyoruz:

“İman olmadan Tanrı'yı hoşnut etmek olanaksızdır. Tanrı'ya yaklaşan, O'nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir.” (İbraniler 11:6, İncil)

Tanrı’nın sizi ödüllendireceğine olan inanç, Tanrı’nın varlığına olan inanç kadar gereklidir. Tanrı, bunu söylüyor. Bu harika bir gerçek ama insanlar bu ayeti okuduklarında yaptıkları iki yaygın hataya işaret etmek istiyorum. 1) Tanrı’nın sözünü ettiği ödüllerin yaptığımız iyi işlerle hiçbir ilgisi yok. Tanrı’dan gelen ödüller, iyi işlerin değeriyle değil, imanla ilgilidir. İncil’i ve bu web sitesindeki makaleleri okuduğunuz zaman göklerde sonsuz yaşamın, Tanrı’nın size vermek istediği bir armağan olduğunu öğreneceksiniz. Ne kadar iyi olduğunuz ya da kaç tane iyilik yaptığınızla hiç ilgisi yoktur. Birincisi, kimse cenneti hak edecek kadar iyi değildir. Tanrı’dan gelen bu inanılmaz armağan imanla alınır. İman, artı başka bir şey değil. Sadece iman. 2) Ödülün, Tanrı’ya yönelmede bizi harekete geçiren şey olmamasına dikkat etmeliyiz.

Sorularınızı Çalmak İstiyor!

İblis’in en ölümcül tuzaklarından biri nedir biliyor musunuz? Yanıtlarınızı çalmak değil. En ölümcül tuzaklarından biri sorularınızı çalmasıdır! Tek yapmanız gereken kalabalığı izlemek. Varoluşunuzun anlamı konusunda çevrenize uyum sağlayın. ‘Kadere’ olan inancınızın, şu an hayatınızda deneyiminizden daha fazlasını istemenize engel olmasına izin verin. Yaşamınız öğrendiklerinizin bir yansımasıdır. Yolda bir yerlerde kendinize zarar veren birkaç inanç öğrendiniz. Tanrı hakkında sizden gerektiğinden çok daha fazla bir süre uzak tutulmuş bazı şeyleri öğrenerek yaşamınızı değiştirmenin zamanı geldi.