Kutsal Kitap 66 kitaptan oluşur ve iki bölüme ayrılmıştır: Eski Antlaşma ve Yeni Antlaşma. Eski Antlaşma’nın 39 kitabını daha çok Tevrat ve Zebur olarak ve Yeni Antlaşma’nın 27 kitabını daha çok İncil olarak bilirsiniz. Bunu söylememin nedeni İncil’i sorunuza katma hatasını yapmamanız içindir. En azından ben İncil’in şiddet dolu olduğunu söylediğinizi düşünmüyorum. İncil’i okuduğunuz zaman bunun daha çok Tanrı’nın insana yazdığı bir sevgi mektubu gibi olduğunu görürsünüz.
Eski Antlaşma
Eski Antlaşma’da insanların birbirine ya da kralların başka krallara karşı şiddete giriştiklerinden söz edilir. Bu şiddetin büyük bir kısmı Tanrı’nın iradesine aykırı olarak gerçekleşmiştir ve bu şiddeti gerçekleştirenler Tanrı tarafından mahkûm edilmiş ve cezalandırılmıştır. Eski Antlaşma’daki şiddetin bir türü de aslında Tanrı’nın kötü ulusları cezalandırmasıdır. Bu uluslar Tanrı’nın yetkisine karşı gelmişler, Tanrı’nın halkını günah işlemek için ayartmışlar, dünyada yozlaşmanın tohumlarını ekmişler ve ülkeyi kirletmişlerdir. Tanrı’nın Kenan’daki bu yedi ulustan kurtulmaya karar vermesinin nedeni kötülük daha fazla yayılmadan kötülükten kurtulmaktı. Benim bildiğim Tanrı İsrailliler henüz gelmeden çok önce Kenan’da yaşayanların yüreklerini tövbeye yöneltmek için onlarda işliyordu. Ne var ki, onlar yaşayan Tanrı’yla işleri olmasını istemiyorlardı.
Tanrı ülkede yaşayanların yaptıkları iğrenç günahları sıraladıktan sonra İsraillilere şöyle dedi:
“Bu davranışların hiçbiriyle kendinizi kirletmeyin. Çünkü önünüzden kovacağım uluslar böyle kirlendiler. Onların yüzünden ülke bile kirlendi. Günahından ötürü ülkeyi cezalandırdım. Ülke, üzerinde yaşayan halkı kusuyor.” (Levililer 18: 24-25, Eski Antlaşma)
Tanrı’nın yok edeceği halk arasında yaygın olan günahları Kutsal Kitap’tan alıntıladığım ayetlerle yazmak istiyorum. Böylece Tanrı’nın bu uluslarla İsrail’in savaştığı savaşlar aracılığıyla neden uğraştığını görebilirsiniz. Böyle bir halkı ülkeden kovmak yanlış mıydı? Siz bana söyleyin. Siz bu gibi insanların çocuklarınıza örnek olmasını ister misiniz?
“Onlar gibi de yaşamayacaksınız. Onların kurallarına uymayacaksınız.Hiçbiriniz cinsel ilişkide bulunmak için yakın akrabasına yaklaşmayacak. RAB benim. Annenle cinsel ilişkide bulunarak babanın namusuna dokunmayacaksın. O senin annendir. Onunla ilişki kurmayacaksın. Babanın karısıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Babanın namusudur o.
Annenden ya da babandan olan, ister seninle aynı evde doğmuş olsun, ister olmasın üvey kız kardeşlerinden biriyle cinsel ilişki kurmayacaksın. Kızının ya da oğlunun kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onların namusu senin namusundur. Babanın evlendiği kadından doğan kızla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o babandan olmadır, senin kız kardeşin sayılır. Halanla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o babanın yakın akrabasıdır. Teyzenle cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o annenin yakın akrabasıdır.
Amcanın namusuna dokunmayacaksın. Karısına yaklaşmayacaksın, çünkü o senin yengendir. Gelininle cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü oğlunun karısıdır. Onunla ilişki kurmayacaksın. Kardeşinin karısıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o kardeşinin namusudur. Bir kadının hem kendisiyle, hem kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Kadının kızının ya da oğlunun kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onlar kadının yakın akrabasıdır. Onlara yaklaşmak alçaklıktır. Karın yaşadığı sürece onun kız kardeşini kuma olarak almayacak ve onunla cinsel ilişki kurmayacaksın. Âdet gördüğü için kirli sayılan bir kadınla cinsel ilişki kurmayacaksın. Komşunun karısıyla cinsel ilişki kurarak kendini kirletmeyeceksin. İlah Molek'e ateşte kurban edilmek üzere çocuklarından hiçbirini vermeyeceksin. Tanrı’nın adına leke getirmeyeceksin. RAB benim. Kadınla yatar gibi bir erkekle yatma. Bu iğrençtir. Bir hayvanla cinsel ilişki kurmayacaksın. Kendini kirletmiş olursun. Kadınlar cinsel ilişki kurmak amacıyla bir hayvana yaklaşmayacak. Sapıklıktır bu.” (Levililer 18: 3, 6-23, Eski Antlaşma)
Zehirli Yiyecek Gibi
Tanrı ülkede yaşayanları, insanın midesindeki dışarı atılması gereken zehirli bir yiyeceğe benzetiyor. Bu yiyecek insanın midesini bulandırır ve sindirilemez. İşte Kenan’da yaşayanların kötülüğü böyle bir kötülüktü. Kenanlıların yok edilmesini okuduğunuz zaman bu olaylarla İsrail’in ilk tarihinde gerçekleşen olaylar arasındaki dramatik farkı görebiliyorsunuz. Kutsal Kitap’taki anlatımlarda birincil konu Tanrı’nın kutsallığıdır. Kenan’ın işgalinden yüzyıllarca yıl önce Tanrı, İbrahim’e ülkede yaşayan halkın günahlarının henüz sınıra gelmediğini söylemişti. Fakat oradaki halk ülkeyi kirletme sınırına geldiğinde ülke onları ‘kusacaktı.’
Nitekim Tanrı daha sonra İsrail ulusunu, Kenanlıların günahlarını tekrarlamama konusunda uyardı yoksa ülke onları da kusacaktı. Böylece Eski Antlaşma’yı okuduğumuz zaman, Tanrı’nın İsrail’i ülkeyi günahkârlığından temizlemek amacıyla adaletinin bir aracı olarak kullandığını görüyoruz. Daha sonra, tarihte Tanrı’nın Asurlular ve Babilliler gibi ulusları, günahları nedeniyle İsraillileri yok etmek için bir araç olarak kullandığını görüyoruz!