Çoğu insan cennete vardıklarında yapmak istedikleri ilk şeyin, kendilerinden önce ölen sevdiklerini görmek olacağını söyler. Bunun böyle olabileceğinden kuşkuluyum. Cennetteki arkadaşlarımız ve ailemizi tanıyıp onlarla zaman geçirebileceğiz ve sonsuzlukta bunun için çok zamanımız olacak! Fakat bunun ilk yapmak isteyeceğimiz şey olacağını zannetmiyorum. Tanrı’yla yakın bir ilişkiye sahip olmak eminim çok daha fazla ilgimiz çekecek ve bununla meşgul olacağız. Sevdiklerimizle yeniden bir araya gelmek, ilk düşüneceğimiz şey olmayacak.
Örneğin, annemi yeniden görmeyi özlemle bekliyorum. Ölüm döşeğindeyken İsa Mesih’e iman etti. Hastanenin yoğun bakım kısmında, kendisini hayata bağlayan çok sayıda tüp ve makineye bağlıydı. Kendisine sorduğum sorulara verdiği yanıtla, kendisine günah, nasıl bağışlanabileceği, cennet ve oraya gidişin nasıl garantilenebileceğini anlatmamı istediğini belirtti, elimi sıkarak. İsa hakkında yazılanları okuduğumuzda sorularıma elimi ‘evet’ anlamında bir kez sıkarak ve ‘hayır’ anlamında sıkmayarak yanıt veriyordu.
Sonunda, Tanrı’nın önünde, İsa’nın uğruna öldüğü günahkarlardan biri olduğunu kabul etti ve yüreğinde İsa’ya bu hak edilmemiş merhamet için şükretti. Bu tuhaf iletişim şekliyle konuşmamız bittiğinde cennette sonsuz yaşam güvencesine sahip olmuştu; tıpkı Tanrı’nın her birimiz için istediği gibi. Tüpler nedeniyle sözle ifade edemediği halde hayatında daha önce sahip olmadığı bir esenlik ve aydınlığa sahip olmuştu. Bir keresinde koridorda beklerken hemşirelerin aralarında şöyle söylediklerini duydum: ‘202 numaralı odadaki kadın çok farklı görünüyor.’ Annemden bahsediyorlardı ve evet, gerçekten de artık çok farklıydı!
“Bir kimse Mesih'teyse, yeni yaratıktır. Eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.” (2. Korintliler 5:17, İncil)
Birkaç gün sonra öldü ve doğrudan cennete gitti. Bu, kendi yaptığı iyilikler sayesinde değil, günahlarının bedelini ödeyen Kurtarıcı sayesinde oldu. İncil’de şöyle denir: “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6: 23, İncil). Büyük olasılıkla cennette yaptığı ilk şey, benim de oraya gittiğimde ilk olarak yapmayı umduğum şeydi: İsa’nın bedeninde, günahlarımızı yüklendiğinde öldürüldüğünde aldığı ve hala görülebilen yaralara uzun uzun bakmak.
Sanırım O’na söyleyeceğim ilk sözler şunlar olacak:
“Bunu benim için mi yaptın? Senin gibi biri, bunu, benim gibi biri için mi yaptı?!’ İsa’yla ilk kez yüz yüze geleceğimiz o ilk an duyacağımız merak, hayranlık ve sevinç muhteşem olacak. İşte, ondan sonra annemi arayacağım. Peki onu tanıyabilecek miyim? Ben onu, o da beni tanıyabilecek mi? Evet. Cennette sevdiklerimizi tanıyabileceğiz.
Aşağıda bundan nasıl emin olabileceğimizi göstermek istiyorum:
I. Kral Davut Bat-Şeva’yla işlediği günah nedeniyle, yeni doğmuş çocuğu öldüğünde yas tuttu ve sonra şöyle dedi:
“Çocuk yaşarken oruç tutup ağladım. Çünkü, 'Kim bilir, RAB bana lütfeder de çocuk yaşar diye düşünüyordum. Ama çocuk öldü. Artık neden oruç tutayım? Onu geri getirebilir miyim ki? Ben onun yanına gideceğim, ama o bana geri dönmeyecek.” (2. Samuel 12: 22-23, Eski Antlaşma)
Kral Davut, oğlu bebek olarak öldüğü halde cennette çocuğunu tanıyabileceğini düşündü.
II. İncil’de İsa’ya iman edenler için cennetle ilgili şunlar söylenir:
“Sevgili kardeşlerim, daha şimdiden Tanrı'nın çocuklarıyız, ama ne olacağımız henüz bize gösterilmedi. Ancak, Mesih göründüğü zaman O'na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O'nu olduğu gibi göreceğiz.” (1. Yuhanna 3: 2, İncil). İsa’yı ölümden dirildikten sonra ve göğe alınmadan önce öğrencileriyle geçirdiği kırk gün boyunca göründüğü şekilde göreceğiz. Peki nasıl O’na benzeyeceğiz?
“Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Oradan Kurtarıcı'yı, Rab İsa Mesih'i bekliyoruz. O her şeyi kendine bağlı kılmaya yeten gücünün etkinliğiyle zavallı bedenlerimizi değiştirip kendi yüce bedenine benzer hale getirecektir.” (Filipililer 3: 20-21, İncil)
Eğer İsa çarmıha gerildikten üç gün sonra mezardan çıktığı zaman dirilmiş olan bedeniyle tanınabiliyorsa, bizim bedenlerimizin de farklı olacağını düşünemiyorum. Birbirimizi tanımak konusunda herhangi bir sorun yaşamayacağız.