headerLogo2b-18pt-myriadpro

Cennette Arkadaşlarımızı ve Aile Üyelerimizi Tanıyabilecek miyiz?

 

III.  İncil’de anlatılan ve aşağıda alıntı yaptığımız olay genel olarak “İsa’nın Görümünün değişmesi” olarak bilinir. Birbirimizi cennette tanıyacağımızın güçlü bir kanıtı olarak kabul edilir. İnsan öldükten sonra, fakat henüz dirilmeden önce ruh, tanınabilir bir ruh bedeni giyinir. İsa Mesih, Petrus, Yakup ve Yuhanna adlı üç öğrencisiyle birlikte dua etmek için dağa çıktığı sırada bu durum somut bir biçimde görülmüştür:

“İsa dua ederken yüzünün görünümü değişti, giysileri şimşek gibi parıldayan bir beyazlığa büründü.” (Luka 9: 29, İncil)

04 image9373 crowd blue greenSonra, Eski Antlaşma döneminde yaşamış iki peygamber, Musa ve İlyas, İsa ve öğrencilerinin karşısına çıktı ve onlarla konuşmaya başladı. Peygamberler, melek veya hayalet gibi değil, normal insanlar gibi görünüyorlardı. Sadece İsa değil, öğrenciler de Musa ve İlyas’ı tanıyabildiler.

Petrus, bu iki aziz ve İsa için çardak yapmasını isteyip istemediklerini bile sordu. İsa’nın öğrencileri, dünyadaki sınırlı bakış açılarıyla, cennetten gelen bu iki azizi tanıyabildiyse, sonsuzluktaki evimizde, yüceltilmiş bedenlerimizle, göksel bakış açımızla, dünyadaki tanıdıklarımızı tanıyabileceğimiz daha kesindir.

“Bu sözleri söyledikten yaklaşık sekiz gün sonra İsa, yanına Petrus, Yuhanna ve Yakup'u alarak dua etmek üzere dağa çıktı. İsa dua ederken yüzünün görünümü değişti, giysileri şimşek gibi parıldayan bir beyazlığa büründü. O anda görkem içinde beliren iki kişi İsa'yla konuşmaya başladılar. Bunlar Musa ile İlyas'tı. İsa'nın yakında Yeruşalim'de gerçekleşecek olan ayrılışını konuşuyorlardı. Petrus ile yanındakilerin üzerine uyku çökmüştü. Ama uykuları iyice dağılınca İsa'nın görkemini ve yanında duran iki kişiyi gördüler. Bunlar İsa'nın yanından ayrılırken Petrus İsa'ya, “Efendimiz” dedi, “Burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.” (Luka 9: 28-33, İncil)

İncil’de, cennette birbirimizi tanıyacağımızı kanıtlayan son üç bölüm için sadece İncil’den ayet numaraları vereceğim. Bunları kendiniz inceleyebilirsiniz.

IV.  İsa Mesih, kötü ama zengin olan bir adam ile Tanrı’ya bağlı bir yaşam sürdüren ama yoksul olan bir adamla ilgili bir hikaye anlattı (bkz. Luka 16:19-31, İncil). 05 beggar10 colorBu hikayeyi adamların maddi durumlarıyla ilişkilendirmesinin nedenlerinden biri, İsa’nın dönemindeki dindar insanların parayı çok sevmesiydi. Zengin adam öldü ve ölüler diyarına gönderildi. Tek isteği zengin adamın masasından düşen kırıntıları yemek olan bir dilenci de öldü. Zengin adamla aynı yere gitmediği halde, zengin adam dilenciyi uzaktan görüp tanıyabilmişti. O halde, burada sonraki yaşamda tanıyıp hatırlayacağımızı gösteren bir olayla karşı karşıyayız. Zengin adam, sınırlı ruhsal bilgelik ve algıya sahip olduğu “ölüler diyarında” diğerlerini tanıyabiliyorsa, anlayışın sınırlı olmadığı cennette sevdiklerimizi çok daha iyi tanıyıp bilebiliriz!

V.  İncil’de cennetten, sosyal ilişkilerin sürdüğü bir yer olarak söz edilir. Buradaki eğlence ve paydaşlık, şölen benzetmesiyle açıklanır. İsa, eski zamanlarda yaşamış atalar ve peygamberlerin bu bayramda birbirlerini tanıdıklarını söyler. Dünyanın her köşesinden ve her kuşaktan insanlar için de cennete girdiklerinde aynı şey söz konusu olacaktır. (bkz. Matta 8:11, İncil)

VI.  Elçi Pavlus, cennetin karşılıklı tanımanın olduğu bir yer olduğunu öğretmiştir.  Öğrencilerini yeniden görmenin yaratacağı sevinçten söz etmişti. Örneğin, Selanik’te iman edenleri cennette görmeyi bekliyor ve onları hizmeti sırasında İsa’yı Kurtarıcıları olarak kabul edenlerden ayırabileceğine inanıyordu. (bkz. 1. Selanikliler 2:19-20, İncil)

Sevdiklerimizi cennette tanımak cennetin çok iyi bir yanı olsa da, cennette kendi arzularımızla daha az, Tanrı ile daha fazla ilgileneceğiz. Sevdiklerimizle bir araya gelmek ve sevdiklerimizle birlikte sonsuzluk boyunca Tanrı’ya tapınmak ne büyük bir zevk olacak.