headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Dul Kadının Oğlunu Ölümden Diriltmesi

OLAY: Yoldan geçen bir cenaze olayı

AYETLER:  “Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti. Öğrencileriyle büyük bir kalabalık O'na eşlik ediyordu. İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul annesinin tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük bir kalabalık da kadınla birlikteydi. Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, "Ağlama" dedi. Yaklaşıp cenaze sedyesine dokununca sedyeyi taşıyanlar durdu. İsa, "Delikanlı" dedi, "Sana söylüyorum, kalk!" Ölü doğrulup oturdu ve konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri verdi.”  (Luka 7:11-15, İncil) 

İSA’NIN DUYGUSU: Merhamet

NEDENİ: Dul bir kadın tek oğlunu kaybetmişti.

EYLEM: İsa kadının oğlunu ölümden diriltti. 

ÜZERİNDE DÜŞÜNMEM GEREKEN KONU:  

Burada, iki kalabalık birbirine karışırken gerçekleşen inanılmaz bir sahne vardır. Bir tarafta büyük bir kalabalık İsa’yı izlemektedir, diğer tarafta cenaze kaldıran büyük bir grup Nain kentinden ayrılıp mezarlığa gitmektedir. İncil’de geçen hikayelerde yaşanan eşsiz anlardan biridir.   

01 image5144 cell phone 45Benim ülkemde, yolda arabanızı kullanırken karşınıza bir cenaze alayı çıkarsa, düşüncelilik edip arabanızı kenara çekmeniz ve cenaze alayının geçmesini beklemeniz gerekir. Bazen bu alay otuz kırk arabadan oluşur. Cenaze arabasını izleyerek çok çok yavaş ilerlerler. Arabalar akraba ve arkadaşlarla doludur ve yirmi beş kilometre ötede olabilecek mezarlığa doğru ilerlemektedirler. İşe geç kalmış olmanız ya da yetişmek için hız limitinin üstünde gidiyor olmanız önemli değildir. Yolun kenarına çekersiniz ve beklersiniz. Onlar geçtikten sonra arkalarına takılır, onların hızında devam edersiniz – her bir kilometre boyunca -  ta ki onlar ya da siz yanyola sapana kadar. Bu arada, cep telefonunuzda iş numaranızı çevirir ve işyerinizdeki herkese geç kalacağınızı haber verirsiniz.          

Yahudi geleneğine göre ise bir cenazeyle karşılaşırsanız katılmanız zorunludur. O zamanlar işten patronunuzu arayıp haber vermek için cep telefonunuz da olmazdı. Birine haber ulaştırma fırsatınız olsa trafikte kaldığınızı söylemezdiniz. Cenazenin geçmesini beklediğinizi değil, bir cenazeye katıldığınızı söylerdiniz! 

Tarihin o döneminde, krallar ve seçkin kişiler dışında hiçbir Yahudi, kentin duvarları içinde bir yere gömülmezdi. Bu nedenle İsa tabutu gördüğünde içinde sıradan bir insan olduğunu biliyordu. Sizin benim gibi birisi. Kalabalığın büyüklüğü de, kentteki insanların dul kadın ve oğlu için duydukları yakınlığı gösteriyordu. Cenaze alayının sonunda, kalabalığın peşine takılmış ama ölen kişiyi çok az tanıyan ya da hiç tanımayan insanlar olurdu.

Üç Kişiden İlki

02 grave1 45Bu mucize İncil’de kendi türünde kaydedilmiş ilk örnektir. Bu dul kadının oğlu, İsa’nın ölümden dirilttiği üç kişiden ilkidir. Bu olayda, İsa kendisini yaşama döndürdüğünde ölmüş olan kişi mezara doğru yolculuğuna çıkmıştı. Başka bir olayda İsa, bir adamın henüz ölmüş olan bir kızını ölümden diriltti. Lazar ise yaşama döndürülmeden önce dört gündür ölüydü. Bu makale dizisinde onunla ilgili iki kısımdan oluşan bir hikaye vardır.

Tanrı için ne kadar süredir ölü olduğunuz önemli değildir. Bütün insanlığın dirilişini düşünün. Bundan sonraki dünyada bedenlerimizle birleşeceğiz. İşte o zaman,Tanrı, denizin derin sularına gömülmüş ve bunun sonucunda acımasız köpekbalıklarının hedefi haline gelen bütün gemicileri geri getirebilecek. Tanrı, sevdikleri tarafından gömülmek yerine yakılan insanların bedenlerini geri getirebilecek. İki yolcu uçağının kaçırılarak Dünya Ticaret Merkezi’nin İkiz Kulelerine çarptırılması sonucu ortaya çıkan cehennem ateşinde yananların bedenlerini de kusursuz bir şekilde diriltecektir.  

Hikayemizdeki iki kalabalığın farklı havası dikkatimi çekiyor. İsa’yı izleyen kalabalık sevinç ve beklenti doluydu. Nain’den ayrılmış ve mezarlığa doğru ilerlemekte olan kalabalık ise ağlıyor ve ağıt yakıyordu, çok üzgünlerdi. Kurtarıcımın yas tutan dula sevinç getirdiğini düşündüğümde ruhum nasıl da sevinçten uçuyor! İsa’nın bu dul kadına duyduğu merhamet içten ve hakikiydi.

Devam etmeden önce, size ve kendime, ölümün nedeninin günah olduğunu hatırlatmak isterim. Bu gerçeğin farkında mısınız? Ölüm Tanrı’nın asıl tasarısının bir parçası değildi çünkü günah bunun bir parçası değildi. Tanrı günahı yaratmamıştır. Bu konuyu, Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması adlı makalede daha ayrıntılı okuyabilirsiniz. 03 tear3 45Şu an için, tarih boyunca ağlayan gözlerin, cenaze alayının ve dul kalmış yaslı yüreklerin nedeninin Tanrı değil, günah olduğunu bilmeniz yeterlidir. İnsan hiç günah işlememiş olsaydı, hiç ölmezdi. Bu konuda bu web sitesinde pekçok şey öğreneceksiniz bu nedenle burada daha fazla yazmayacağım. İsa dünyaya insanlığın günahları nedeniyle geldi. İşte iyi haber budur. 

Ne Yazık!

Her ne kadar birinin ölmüş olmasından dolayı merhamet duyuyor olsa da, İsa kayıp canlar için daha da derin bir merhamet duyar. Bugün, fiziksel olarak yaşarken aslında ruhsal olarak ölü olan pek çok kişi vardır. Yani, canlarının Yaratıcıları’yla ilişkisi kesilmiştir. Bu ayrılığın nedeni günahtır. Tanrı, huzurunda günaha izin vermez. İnsanların dindar olmaları bu durumu değiştirmez. Onlar da Tanrı’yla yaşamsal, kişisel ilişkilerini kesmişlerdir. Din, Tanrı’yla olan ilişkimizi yeniden kurmaz. Dindar insanların bir tür ruhsallığı olsa da ruhsal olarak ölüdürler. Bu cenaze alayına baktığımızda sadece kalabalığın ortasında duran İsa’nın ne düşündüğünü bilmenizi istiyorum. Fiziksel ölümden daha üzücü olan bir ölümü tanıyordu. İyi haber İsa’nın yaşamınızdaki bu iki trajik sonun çözümü olmasıdır.   

“Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı.” (2.Korintliler 5:19, İncil)