İsa’nın dulun oğluna konuşmasıyla oğlunun nasıl ayağa kalktığını görebiliyor musunuz?!!! Bunun nedeni İsa’nın kim olduğunda saklıdır. İsa’nın bu cenaze alayıyla karşılaşma hikayesi, yaşam ve ölümün karşılaşmasıdır. İsa nereye gitse, ya ölümle ya da sefaletle karşılaşıyor ve bunların yerine yaşam ve sevinç veriyor. Gittiği her yerde yası coşkuya, kederi sevince dönüştürüyor - ölüleri dirilttiği mezarlıklarda bile. İsa gittiği her cenazeyi bozdu! Gereksiz kıldı! Yani, ölüler artık ölü olarak kalmadılar!
Sizi bilmem ama ben cenazelere katılmaktan hiç hoşlanmam. Yas tutan biriyle karşılaştığımızda çoğunlukla geri çekiliriz. Ne söyleyeceğimizi bilemeyiz. Yasta olan arkadaşımızı ya da sevdiğimizi nasıl avutabileceğimizi bilmeyiz, öyle değil mi? Aramızdan ayrılan kişi hakkında söyleceklerimiz konusunda bile çekincelerimiz vardır. Çoğunlukla uzun uzun sarılarak ya da elimizi sıkı bir şekilde sıkarak, ağzımızın söyleyemediklerini ifade ederiz. Eyüp’ün arkadaşları ve yas tutanların yanında yedi gün geçirmeleriyle ilgili sahneyi kafanızda canlandırın. Ne kadar konuştular?
“Eyüp'ün üç dostu -Temanlı Elifaz, Şuahlı Bildat, Naamalı Sofar- Eyüp'ün başına gelen bunca kötülüğü duyunca kalkıp bir araya geldiler. Acısını paylaşmak, onu avutmak için yanına gitmek üzere anlaştılar. Uzaktan onu tanıyamadılar; yüksek sesle ağlayıp kaftanlarını yırtarak başlarına toprak saçtılar. Yedi gün yedi gece onunla birlikte yere oturdular. Kimse ağzını açmadı, çünkü ne denli acı çektiğini görüyorlardı.” (Eyüp 2:11-13, Eski Antlaşma)
Endişelenmeyin!
İnsan yakınlığının en iyisi bile kusurludur. Fakat cenaze alayını durduran İsa’nın yakınlığı için aynı durum söz konusu değildir. Dünyadaki en yakın arkadaşın yakınlığının bile bir sınırı vardır; İsa’nın yakınlığının sınırı yoktur. Yaslı dulun, bu yumuşak, ağlamamasını neredeyse fısıltıyla söyleyen buyruğa hemen tepki vermesi güçtü ama İsa hiçbir zaman gerçekleştirme gücü vermeden bir buyruk vermez. Bu durum, O’nun sesini her çağda duyanlar için geçerlidir. Eğer İsa’yı izlemeye karar verirseniz, bu yolda kalmaya gücünüzün yetmeyeceği, alaylara katlanmak ve sizi eleştirenlerle başa çıkmak konusunda endişelenmeyin. İnandığınız anda size mesken kuracak olan Mesih’in Ruhu bütün ihtiyaçlarınızı karşılayacak ve hayatınızda hayal bile edemeyeceğiniz sayısız şeyi yapmanızı sağlayacaktır.
İsa’nın kendisini izleyenlere öğüdünü dinleyin. Zaman değişse de bu gerçek değişmedi.
“Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz. Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız.” (Yuhanna 15:4-5, İncil)
Eğer asmadan bir dal kesilirse hemen ölür ve artık o dal meyve vermez. Bu ilkeyi çok iyi anlıyorum, çünkü eşime bizim mahallemizdeki çiçek satıcılarından çiçek alırım. En çok karanfilleri sever. Karanfiller ne kadar dayanır? Çok değil çünkü zaten ölüdürler. Çünkü yaşam kaynaklarından kesilmişlerdir. İsa bize asmada kaldığımız sürece sürekli olarak yaşam veren bir şekilde besleneceğimizi söyler. Büyümemize, meyve vermemize ve ruhsal olarak canlı olmamıza neden olacaktır. Aynı şekilde, dal asmaya bağlı olmadığı sürece hiç ürün veremez. Farkında olmayabilirsiniz ama İsa’ya gerçekten iman edenler ile yaşayan, dirilmiş Rab’leri arasında yakın bir bağlantı vardır. İsa Asma’dır ve biz de çubuklarız.
Bu doğru olmasaydı İncil’de İsa’ya gerçekten iman edenler ve onların yepyeni yaşamlarında olup bitenharika şeyleri okumazdınız. Tanrı’ya İsa’nın uğruna öldüğü günahkarlardan biri olduğunuzu ve O’nu Kurtarıcınız olarak kabul ettiğinizi ikrar ettiğiniz anda, Mesih’in Ruhu yaşamınızda işlemeye başlar. İnandığınız anda sizin yaşamınızda işlemeye başlayan O’nun ilahi gücü olmasa bu yolda kalamaz, alaylara katlanamaz ve sizi eleştirenlerle başa çıkamazsınız.
İsa’nın yaptıklarına iman eden kişinin yaşamının ne kadar olağandışı olduğunu gösteren dört kanıt metin vardır. Sıradan ve olağan olan biziz. Bizde işleyen Tanrı ise olağandışı!
“Beni güçlendirenin aracılığıyla her şeyi yapabilirim.” (Filipililer 4:13, İncil)
“Sizde olan, dünyadakinden üstündür.” (1.Yuhanna 4:4, İncil)
“Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı'nın bunu Mesih İsa'nın gününe dek bitireceğine güvenim var.” (Filipililer 1:6, İncil)
“Kurtarıcımız tek Tanrı, sizi düşmekten alıkoyacak, büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir. Yücelik, ululuk, güç ve yetki Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bütün çağlardan önce, şimdi ve bütün çağlar boyunca Tanrı'nın olsun! Amin.” (Yahuda 1:24-25, İncil)
İsa dul kadının davasını üstlendi.
Daha önce söylediğim gibi İsa sizden hiçbir zaman yapmanız için gereken gücü sağlamayacağı bir şey yapmanızı istemez. Dul kadını düşünün. İsa kadının zaten kocasını kaybetmiş olduğunu biliyordu ve tek oğlunu kaybetmesinin, kalan tek desteğini de kaybetmek olacağını biliyordu. Kocasının mirası oğluna geçmişti ve artık kayınbiraderine geçecekti. Parasal desteğini kaybetmişti ve diğer akrabalarının merhametine kalacaktı. Buna ek olarak, dul bir kadın için bir oğulun yapabileceği ve en iyisi bir erkek tarafından yapılması gereken günlük şeyler için de göreceği desteği kaybetmişti. Bu da yetmezmiş gibi itibarını ve halkının oymak adından gelen aile adını kaybetmişti. Oldukça trajik bir kayıp, değil mi Nainli dulun kaybı? İsa tabuta yaklaşırken bunun çok iyi farkındaydı. Ona oğlunu vererek bütün bu şeyleri yerine koyacaktı. İsa dul kadının davasını üstlendi. Yaşamınızın sorumluluğunu O’na verdiğinizde sizinkini de üstlenmek ister. Önce aranızda bağlantı kurulsun.