headerLogo2b-18pt-myriadpro

Bütün Sevdiklerimiz Orada Olmazsa Cennet Nasıl Kusursuz Bir Yer Olabilir?

 

Cennete vardığımızda bizi bekleyen üç sürpriz olacak. Cennette olacaklarını düşündüğümüz bazı kişilerin orada olmadıklarını öğrendiğimizde şaşıracağız. Orada olmayacaklarını düşündüğümüz bazı kişilerin orada olduğunu görmek de bizi aynı derecede şaşırtacak. Fakat en şaşırtıcısı, cennete alınırken bizi dolduracak olan hayranlık hisleri olacaktır. 

01 heaven99 loved ones not there 45Bugün bu web sitesini ziyaret ettiğiniz ve Sorular bölümüne baktığınız için çok memnunum. Kutsal Kitap, cennete kabul edilmemizin kesinlikle bizim yaptıklarımıza bağlı olmayacağını söylüyor. Bu konuda size farklı şeyler öğretildiğini biliyorum. Lütfen bu konuyla ilgili Tanrı’nın yüzyıllar boyunca açıkladıklarını paylaşmama izin verin. Sevdikleriniz arasında bir gün cennette olmayacak olanlar varsa, bunun nedeni Tanrı’nın insanlık tarihinin başlangıcında insana söylediklerini kaçırmış olmalarıdır. Ya kaçırdılar ya da kabul etmediler. Benim bazı akrabalarım kabul etmediler, sonra da öldüler. Büyükannemi ve en sevdiğim teyzelerimden birini düşünüyorum. Bunu düşünmek bana acı veriyor ama onları cennette görmeyeceğimi biliyorum. Cennet onlar olmasa da mükemmel bir yer olacak mı? Bu konuya bakacağız ama önce sizinle Tanrı’nın günahkarların kendisine nasıl yaklaşabilecekleri hakkında söylediklerini paylaşmak istiyorum. Bunu anlamazsanız cenneti de anlamakta zorlanırsınız. Önce sizi, sonra da akrabalarınızı düşünelim.

Bu sizi şaşırtabilir, fakat bu önemli konu hakkında Tanrı’nın ne düşündüğünü anlamak için insanlık tarihinin başlangıcına gideceğiz. Tanrı, kurban hakkında Kutsal Kitap’ın tümünde birçok açıklamada bulunmuştur ama hiçbiri ilk söyledikleriyle çelişmez. Tanrı kendisiyle çelişmez. Tanrı’nın, Adem ve Havva’ya günahkarlıkları ve günah işlediklerinde Tanrı’ya nasıl dönebilecekleriyle ilgili söyledikleri bugün hala geçerlidir. Değişen bir şey yoktur. Adem ile Havva ve Tanrı’nın sözünü dinlememeleriyle ilgili Kutsal Kitap’taki hikayeyi okumadıysanız, aşağıdaki hikayeyi okuyabilirsiniz:

02 garden of eden fruit 45“RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki, ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu. Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı, “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacı meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi. “Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi, “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesinden yediğinizde gözleriniz açılacak, iyi ile kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. RAB Tanrı, Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi. Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi. RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?” Adem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı. RAB Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu. Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi. Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, “Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın” dedi, Karnının üzerinde sürünecek, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. Senin ile kadını, onun soyu ile senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın. “RAB Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim” dedi, “Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek.” RAB Tanrı Adem’e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. Toprak sana diken ve çalı verecek. Yaban otu yiyeceksin. Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.” Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi. RAB Tanrı Adem ile karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.” (Yaratılış 3:1-21, Eski Antlaşma)

03 image265 blood 45 lower rezTanrı, Adem ve Havva’yı Aden Bahçesinden uzaklaştırmadan önce, kendilerine kurtuluş yolunu açıklamıştı: “RAB Tanrı Adem’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.” (Yaratılış 3: 21, Eski Antlaşma). Tanrı, o gün Aden bahçesinde yüksek sesle ve çok net bir biçimde öğretiş vermekteydi. Umudum, bugün Tanrı’yı işitmeniz ve söylediklerine karşılık vermenizdir.

Daha önce söylediğim gibi Tanrı’nın Adem ve Havva’nın ilk günahına verdiği karşılık, vaaz edilen ilk Müjde vaazıydı, sözlerle değil, sembolle. Adem ve Havva’yı bu şekilde giydirerek Tanrı onlara dört ders verdi. Adem ve Havva, yaşam ve Tanrı hakkında öğrendikleri şeyleri konuşmak için aile olarak her gün bir araya geldiklerinde bu dersi çocuklarına da aktardılar. Yaşam çok yeniydi. Her şey çok yeniydi.

Çocuklar çok soru soruyor, öyle değil mi? Soru sormayı seviyorlar, özellikle de ‘neden’ sorusunu. ‘Muzlar neden kıvrımlı?’ ‘Şimdi neden geğirdim?’ ‘Güneş gece nereye gidiyor?’ Adem ve Havva’nın çocukları, ‘Anne neden Tanrı’yı dinlemediniz?’ ‘Baba, biz neden buradayız, anlattığın o güzel bahçede değiliz?’ ‘Anne, tekrar neden o kuzunun ölmesi gerektiğini anlatır mısın? Daha önce, söz dinlemediğin için olduğunu anlatmıştın. Lütfen bir kez daha anlatır mısın?’ gibi sorular da soruyorlardı.