İsa’yı Kurtarıcı olarak kabul etmeyen ne kadar insan varsa, bir o kadar da kabul etmeme gerekçesi vardır. Fakat aşağıda sıraladığımız üç neden, genel birer kategori olabilir:
(1) Bazı insanlar bir kurtarıcıya ihtiyaçları olduğunu düşünmezler. Bu insanlar kendilerinin, ‘genel olarak iyi’ olduklarını düşünür, bütün insanlar gibi günahkar olduklarını kabul etmezler. Kendileriyle, günahla ve Tanrı’nın iyilik konusundaki ölçütüyle ilgili yanlış bir görüşleri vardır. Kurtarıcıya ihtiyacınız olup olmadığını sorguluyorsanız, İsa’nın Duyguları adlı dizideki ilginç bir yazıyı okumanızı isteyebilir miyim? Yazının başlığı, İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam. Size yararı dokunacağını biliyorum. Sonra da, 4 Kardeş ve Nehrin Cazibesi adlı yazını okuyun. Şimdiye kadar okuduğum en güçlü hikaye. Okuduktan sonra “taş” fikrini aklınızdan çıkaramayacaksınız. Taşlar, taşlar, taşlar. Daha fazla bir şey söylemeyeceğim. Hikayeden ipuçları vermek istemiyorum.
(2) İsa’yı Kurtarıcı olarak kabul etmemenin diğer bir nedeni, sosyal dışlanma ya da zulüm görmekten duyulan korkudur. Bu durum birçok insanın İsa’nın Kurtarıcı ve Rab olduğunu açıkça söylemesine engel olur. Yuhanna 12:42-43’te söz edilen din bilginleri, herkesin önünde İsa’ya iman ettiklerini açıklamıyorlardı, çünkü Tanrı’nın iradesini yerine getirmektense çağdaşları arasındaki konumlarını tehlikeye düşürmemeyi tercih ediyorlardı:
“Bununla birlikte, önderlerin bile birçoğu İsa'ya iman etti. Ama Ferisiler yüzünden, havra dışı edilmemek için iman ettiklerini açıkça söylemediler. Çünkü insandan gelen övgüyü, Tanrı'dan gelen övgüden daha çok seviyorlardı.”
Yahudi halkını yöneten, yetmiş bir kişiden oluşan bu Yüksek Kurul’daki adamları utanç korkusu sarmıştı. Kurul’un aldığı bir karara göre, İsa’nın Mesih olduğunu ikrar eden herkes havradan yani tapındıkları yerden, atılacaktı. Din bilginleri, halkın İsa’ya iman etmemesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. Bu kararın ve kararı verenlerin, İsa’nın iyileştirdiği kör adamın anne ve babasını ne kadar korkuttuğuna dikkat edin. Onların korkusunu, oğullarının güçlü, fakat basit tanıklığıyla kıyaslayın:
“Yahudi yetkililer, gözleri açılan adamın annesiyle babasını çağırmadan onun daha önce kör olduğuna ve gözlerinin açıldığına inanmadılar. Onlara, “Kör doğdu dediğiniz oğlunuz bu mu? Peki, şimdi nasıl görüyor?” diye sordular. Adamın annesiyle babası şu karşılığı verdiler: “Bunun bizim oğlumuz olduğunu ve kör doğduğunu biliyoruz. Ama şimdi nasıl gördüğünü, gözlerini kimin açtığını bilmiyoruz, ona sorun. Ergin yaştadır, kendisi için kendisi konuşsun.” Yahudi yetkililerden korktukları için böyle konuştular. Çünkü yetkililer, İsa'nın Mesih olduğunu açıkça söyleyeni havra dışı etmek için aralarında sözbirliği etmişlerdi. Bundan dolayı adamın annesiyle babası, “Ergin yaştadır, ona sorun” dediler. Eskiden kör olan adamı ikinci kez çağırıp, “Tanrı hakkı için doğruyu söyle” dediler, “Biz bu adamın günahkâr olduğunu biliyoruz.” O da şöyle yanıt verdi: “O'nun günahkar olup olmadığını bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi görüyorum.” O zaman ona, “Sana ne yaptı? Gözlerini nasıl açtı?” dediler. Onlara, “Size demin söyledim, ama dinlemediniz” dedi. “Niçin yeniden işitmek istiyorsunuz? Yoksa siz de mi O'nun öğrencileri olmak niyetindesiniz?” Adama söverek, “O'nun öğrencisi sensin!” dediler. “Biz Musa'nın öğrencileriyiz. Tanrı'nın Musa'yla konuştuğunu biliyoruz. Ama bu adamın nereden geldiğini bilmiyoruz.” Adam onlara şu karşılığı verdi: “Şaşılacak şey! O'nun nereden geldiğini bilmiyorsunuz, ama gözlerimi O açtı.” (Yuhanna 9:18-30, İncil)
Bursalı bir Türk arkadaşımız Hristiyanlığın iddialarını ve Hristiyanlığın merkezindeki kişi olan İsa Mesih’in iddialarını inceledi. İsa’nın söylediği kişi olduğuna ikna olması için İncil’i çok fazla okumasına gerek kalmadı. Günahkar olarak O’nun gibi bir Kurtarıcı’ya ihtiyacı olduğunu gördü. Peki ama dindar birer Müslüman olan annesiyle babasına bunu nasıl açıklayacaktı? Babasıyla her zaman kötü bir ilişkisi vardı. Onun gözünde arkadaşımızın yaptığı her şey yanlıştı. Sanki ondan nefret ediyordu. Hristiyanlığı kabul ettikten sonra, kararını sevdiklerine açıklamadan önce bir süre beklemeye karar verdi. İmanından söz etmeden önce herkesin yeni yaşamını görmesini istiyordu. Tanrı, sözleriyle kendisini yaralayan bu adama karşı kendisine içten bir sevgi verdi. Babasına hizmet etmeye başladı. Onun için dua etti. Tanrı’nın kendisine açıkladığı sevgiyi ona gösterebilmesinin yollarını anlamak için dua etti. Aradan iki yıl geçti. Yaşamının neden bu kadar dramatik bir şekilde değiştiğini anne ve babasına açıklamanın zamanı geldiğine inandı. İsa’yı Rab’bi ve Kurtarıcısı olarak kabul ettiğini açıkladığı zaman büyük bir olay çıkarmadılar. Onu ne azarladılar ne de tehdit ettiler. Nasıl yapabilirlerdi ki? Hizmetkar yüreğine sahip, seven bir kızdı. Hep böyle bir kızları olmasını istemişlerdi. Yaşamında bu denli inanılmaz bir değişim yarattığına göre imanını nasıl eleştirebilirlerdi?
Bazen gerçek bir hizmetkarla sahte bir hizmetkarı ayırt etmek kolay olmaz. Farkı nasıl görebilirsiniz? Kendilerine hizmetkar gibi davranıldığında nasıl tepki verdiklerine bakarak anlayabilirsiniz. Anne babası farkı anlayabiliyor muydu? Evet, kesinlikle.