İncil’de ilahi Söz’ün beden almasıyla ilgili ayeti okumuştum. Tabii ki dikkatimi çekti. Tanrı’nın bize İsa’yla vermiş olduğunun ne olağanüstü bir tanımı. İsa ilahi Söz’dür. İster inanın ister inanmayın, İsa’nın bu şekilde tanımlanması, o gece okuduğum bu iki ayet kadar dikkatimi çekmedi:
“Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı'nın çocukları olma hakkını verdi. Onlar ne kandan, ne beden ne de insan isteğinden doğdular; tersine, Tanrı'dan doğdular.” (Yuhanna 1:12-13, İncil)
Şöyle düşündüm: Eğer İsa söylediği kişiyse ve bana Tanrı’nın çocuğu olma hakkı verdiyse, o zaman olanların farkında olmam gerekir. Eğer bu Tanrı’nın içimde yaptığı bir mucizeyle gerçekleşiyorsa, kendi gücümle yaptığım bir şey değilse, bu doğaüstü değişimi anlamalı ve yaşamalıyım.
Yatağımda yatıyordum, geceydi. İsa’ya iman ettiğimi ve güvendiğimi ifade eder etmez, birdenbire gardırobumun üzerinde İsa Mesih’in çarmıhta asılı olduğu görüntü belirdi, tıpkı İncil’de okuduğum gibi. Şoktaydım. Sinemadaki perde gibiydi, ışıklı ve canlı renkli. Gözlerim kapalıydı, bu nedenle görüntü sağımda gardırobumun üzerinde oynuyor gibi görünüyor olmalıydı. İsa’yı çarmıhta görür görmez O’na, ‘İsa, beni kurtaramazsın’’ dedim. Çok ilginç bir andı. Hristiyan olarak yetiştirilmemiştim, gerçek Hristiyanlık hakkında da pek fazla bilgim yoktu. Sadece İncil’de okuduklarımı biliyordum; bu da sadece son birkaç haftadır okuduklarımdı. Şimdi ise bir anda çarmıh görüntüsü yatak odamda capcanlı bir şekilde belirmişti!
Neden O’na hemen, ‘İsa, beni kurtaramazsın!’ demiştim? Çünkü O’nu gördüğümde birdenbire kendi günahlılığımın farkına vardım. Hemen yaptığım en çirkin, en günahkar şeyi düşündüm ve ağzımdan birden, ‘İsa beni kurtaramazsın çünkü ben ______ yaptım!’ sözleri çıktı. (Bunun ne olduğunu sizinle paylaşmamayı tercih ediyorum.) Birdenbire O’nun sesini duydum. Adımla bana seslendi ve “o” günah için öldüğünü söyledi. Adımı nasıl bildi?
Yine, hemen düşünmeye başladım, hatalar arasında yaptığım en kötü ikinci şeyin ne olduğunu bulmaya çalıştım. Yanıtı aynıydı. Adımla seslendi ve bunun için de öldüğünü söyledi. Yatak odamda olanlara inanamıyordum. Yaşamımda olanlara inanamıyordum. Hristiyan müjdesi, artık yeni İncilimin sayfalarında basılı yazılı mesajdan ibaret değildi. Bunu bizzat yaşıyordum. Tekrar tekrar İsa’nın bana sırtını çevirmesine neden olması gereken günahları düşündüm. Benimle ne işi olurdu O’nun? Nasıl O’na yakın olabilirdim? Karanlık ve ışığın nasıl paydaşlığı olabilirdi? Ama her seferinde çarmıhtan gelen yanıt aynıydı!
Bu görüntü hala orada duruyorken ben hala yatağımda sırt üstü yatıyordum. Görüntü orada kaldıkça kulaklarım karıncalanmaya başladı. Gözyaşlarım yüzümün iki yanında kulaklarıma doğru akıyordu. Sevinç gözyaşları...kabul edilmenin getirdiği gözyaşları... bütün günahlarımın, bu yaşayan İsa, bu yaşayan Kurtarıcı tarafından alınmasının yarattığı rahatlamanın gözyaşları. Günahlarım için öldü, her biri için (ve sizin bütün günahlarınız için de) ve üçüncü gün ölümden dirildi.
İşte orada Tanrı’dan yanıtımı alıyordum. Eğer şunu ya da bunu yapıyorsam hayatımda bir değişiklik olmasını beklemeliyim. Orada ikinci kez doğuyordum. Birinci doğumum üzerinde hiçbir kontrolüm yoktu. Annemle babam o işi halletmişti. İkinci doğumumla da pek ilgim olmadı. İsa bunu halletti.
Gardırobumun üzerindeki görüntü, görüm gözden kayboldu. Orada karanlıkta uzun bir süre boyunca uzanmış bir durumda düşünmeye devam ettim. Tanrı’nın vaat ettiği yeniden doğuş gerçekti. Yeni bir sayfa açmak ya da daha iyi bir insan olmaya karar vermek gibi bir şey değildi. Sadece bağışlanmış ve temizlenmiş olmakla kalmadım, aynı zamanda bana yeni bir doğa, yeni bir yürek verildi. Her şey o kadar olağanüstüydü ki bu değişimi biriyle paylaşma isteğiyle doldum. Oturma odamdaki telefona doğru yöneldim ama başıma gelen bu şeyleri anlayabilecek kimseyi tanımadığımı fark ettim. Dindar insanlarla vakit geçiren biri değildim. Sonra bir arkadaşımın arkadaşını hatırladım. Adamla birebir tanışmamıştım ama onun gerçek bir Hristiyan olduğunu duymuştum. Rehberde adını buldum ve aradım. Konuşmaya başladığımızda, yaşamımda o an olanları anlatmak için kullanılması gereken Kutsal Kitap terminolojisini bilmiyordum. Önemli olmadığını söyledi. İyi bir dinleyiciydi ve kısa bir süre içinde çok sevdiğim bir arkadaşım oldu. Haftada bir kez Kutsal Kitap’ı birlikte çalışmaya karar verdik.
“Bir kimse Mesih'teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.” (2. Korintliler 5:17, İncil)
Tarihte hiç kimse İsa Mesih’ten daha fazla çelişkiye neden olmamış, daha fazla soru ortaya çıkarmamış ve daha fazla saygı görmemiştir. Milyonlarca insan O’nun Tanrı olduğuna inanmış ve hayatlarını Rab ve Kurtarıcıları olarak O’na vermişlerdir. Bazı insanlar ise O’nun iddiaları hakkında kuşkucudur. TIME dergisi tam on altı kez, İsa’nın bir sanatçı tarafından hayal edildiği şekliyle yapılmış bir resmini kapak yapıp şu soruyu sormuştur: ‘İsa kimdir?’
Bazıları İsa’yı büyük bir öğretmen olarak, bazıları ise büyük bir filozof olarak görür. Bazı insanlar O’nun yaşamını örnek almamız gerektiğini söyler. Bazıları İsa’yı mucizeler yapan biri olarak görür. Bazıları O’nun sadece bir peygamber olduğunu söylerken birçok insan insanların Tanrı yaptığı sıradan bir insan olduğunu söyler. Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce İsa kim?
Sizin deneyiminizin de benimkine benzeyeceğini düşünüyorum. İncil’i, İsa hakkında, bir nükleer bombanın bile sarsamayacağı kadar sağlam olduğuna inandığınız belli inançlara sahip olarak okuyacaksınız. Ama belli bir noktada, İncil’in İsa’nın yaşamı hakkında söylediklerinin güvenilir bir bilgi kaynağı olduğunu fark edeceksiniz. Güvenilir, büyüleyici ve yaşam değiştirici!