OLAY: İsa Şabat Günü şifa verdi
AYETLER: “İsa yine havraya girdi. Orada eli sakat bir adam vardı. Bazıları İsa'yı suçlamak amacıyla, Şabat Günü hastayı iyileştirecek mi diye O'nu gözlüyorlardı. İsa, eli sakat adama, "Kalk, öne çık!" dedi. Sonra havradakilere, "Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?" diye sordu. Onlardan ses çıkmadı. İsa, çevresindekilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin duygusuzluğu O'nu kederlendirmişti. Adama, "Elini uzat!" dedi. Adam elini uzattı, eli yine sapasağlam oluverdi. Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa'yı yok etmek için Hirodes yanlılarıyla hemen görüşmeye başladılar.” (Markos 3:1-6, İncil)
İSA’NIN DUYGUSU: Kızgınlık, keder
NEDENİ: Ulusun din önderleri olan Ferisiler’in yürekleri çok sertti.
EYLEM: Ferisiler’e meydan okudu ve adamı iyileştirdi.
ÜZERİNDE DÜŞÜNMEM GEREKEN KONU:
Sitemizin bu kısmında İsa hakkında önemli şeyler okuyorsunuz. Bunu size söylememe gerek yok, öyle değil mi? İsa’nın en takdir edilecek yanlarından biri insanları kusursuz (tam) yapma arzusuydu. Hem fiziksel, hem de ruhsal olarak. Anlatılan mucizeler tamamıyla doğrudur çünkü Tanrı bunların İncil’de yazılmasına ve kaydedilmesine öncülük etmiştir. İncil, en azından bu kitabı bize veren Kişi kadar yetkilidir. Bu nedenle, İncil’de okuduğumuz her şeyin Tanrı’nın Sözü olduğuna güvenebiliriz.
Peki bunun sizin için anlamı nedir? Eğer İncil’de bir vaade rastlarsanız bunu kendiniz için kabul edebilirsiniz. Bu vaadin gerçekleşeceğinden emin olabilirsiniz. Tanrı güvenilirdir. Tanrı’nın bir teklifine rastlarsanız bunu kabul edebilirsiniz. Tanrı kaprisli değildir. Bu teklifi asla geri çekmez. Nitekim, en harika teklifi o kadar paha biçilmez ve ihtiyaçlarınız ve mutluluğunuza o kadar uygundur ki, gerçek olamayacak kadar iyi olduğunu düşünebilirsiniz. Gerçek şu ki, bu teklif o kadar iyidir ki, bu hayatta aldığınız tüm teklifleri aşmıştır. Düşüncede huzuru ve Tanrı tarafından tamamıyla kabul edilmeyi ve tamamıyla bağışlanmayı ve sonsuza dek cennette imanlılar ailesinin bir parçası olmayı içerir. Fakat eğer bizim yandaki komşumuza benziyorsanız Tanrı’nın teklifini kafa karıştırıcı bulacaksınız. Neden mi? Çünkü bu teklif iyi bir yaşam sürmek ya da dindar olmanın karşılığı olarak verilmez.
Tevrat ve Zebur’daki peygamberlikler insanları günahlarından kurtaracak bir Mesih’in geleceğini önceden bildirmişlerdi. İncil’in Tanrı esini almış yazarları Mesih geldiğinde hastaları iyileştirdiğini, ölüleri dirilttiğini ve ezilenlere umut verdiğini söylüyor. Bugünkü yazımız bu konuyla ilgili. Mesih’in kendisinden kimsenin beklemediğini bir şeyi yaptığını unutmayın. Kendisine hayran kalabalıkların omuzlarında gezmek yerine bu Mesih eleştirenlerin suçlamalarını sessiz bir şekilde üzerine yüklendi ve kendi rızasıyla Roma cellatlarının elinde öldü. Üç gün sonra Roma askerleri tarafından korunan mezardan çıktı. Dirilmiş İsa’nın görgü tanıkları, O’nu gördüklerini inkar etmek yerine düşmanlarının elinde ölmeyi tercih ettiler.
Bunu anlatmamın bir nedeni var. İsa’nın şifa eylemleri müthişti ama amaç tek başına bu eylemler değildi. Mucizeleri ilahi bir mesaj taşıyordu; herkese insanları özgür kılmaya geldiğini söylüyordu. Fiziksel hastalıkları ya da engellerinden mi? Evet, ama aynı zamanda çok daha fazlası. İsa, insanların Aden Bahçesi’nde bozulan bütünlüklerini eski gönencine kavuşturmak için geldi.
Bugünkü ayetlerimize bakmadan İsa’nın yaşamında başka bir gündeki başka bir sahneye bakmamızı istiyorum.
“Yanına büyük bir kalabalık geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta getirdiler. Hastaları O'nun ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi. Halk, dilsizlerin konuştuğunu, çolakların iyileştiğini, körlerin gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü görünce şaştı.” (Matta 15:30-31, İncil)
İncil’in esin almış yazarları bu olayları daha ayrıntılı bir şekilde anlatmış olsalar daha iyi olmaz mıydı? Evet, başından sonuna kadar Tanrı’nın yönetimi altında olduklarını ve sadece Tanrı’nın kendilerine yazmaları için esin verdiği şeyleri yazdıklarını biliyorum. “Çünkü hiçbir peygamberlik sözü insan isteğinden kaynaklanmadı. Kutsal Ruh tarafından yöneltilen insanlar Tanrı'nın sözlerini ilettiler.” (2.Petrus 1:21, İncil). Pratik açıdan düşünürsek, eğer çok ayrıntılı yazsalardı, uçağa binerken İncilimi yanımda taşımam çok zor olurdu. Çok daha kalın ve ağır olurdu. Daha fazla betimleme, İncil’deki bölümlerin sayısını arttırır ya da her birini genişletirdi. Şu anda var olan 260 bölüm, 2.600 bölüm mü olurdu? Ya da şu anda İncil’deki 7.958 ayet, diyelim ki 100.000 ayet mi olurdu?
İsa’nın eli sakat adamla ilgili bugün okuduğumuz ayetler, daha fazla ayrıntının olmasını dilediğim bölümlerden biri. Aynı şey, acı içinde insanları İsa’ya getiren kalabalıklar için de geçerlidir. ‘O da onları iyileştirdi’ ifadesi, muhteşem bir görüntüyü anlatmanın fazlasıyla kısa bir yoludur.
Hayal gücünüzü serbest bırakın. Bu olayı hayal edebiliyor musunuz? Sahneyi gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? Kör adamın karısını ilk kez görüşünü görebiliyor musunuz? Dünyanın kraliçesiymiş gibi gözyaşlarıyla dolu gözlerine bakışı?
Hiç yürümemiş adamın artık yürümesini hayal edin! Adam herhalde bir daha oturmayı düşünmezdi. Koşup zıpladığını ve bu arada insanların kendisine deli gözüyle bakıp bakmadığını aldırmadığını düşünebiliyor musunuz? İnsanların düğünlerde yaptığını gördüğü dans hareketlerini yapışını hayal edebiliyor musunuz?
Peki ya artık konuşabilen dilsizler? Evde oturmuş gece geç vakitlere kadar konuşmasını gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? Oradan geçen insanlar şöyle sorabilir, ‘Yusuf’un evinde ışıklar neden hala yanıyor?” Çünkü, hep söylemek istediği ama söyleyemediği şeyleri söylüyor, hep söylemek istediği şarkıları söylüyor.
Artık sesini duyurabilen sağır kadını düşünün. Çocuğunun ‘Anne’ diye seslenmesini ilk kez duyduğunda nasıl hissetti kendisini? Bu, sevdiklerinin dudaklarını okumaya çalışmaktan ne kadar da daha iyiydi!
Bu şifa kutlaması üç gün sürdü. Her bir kişi. Her bir koltuk değneği. Gülümsemeler. İncil’de bu üç gün boyunca İsa’nın vaaz ettiğine ilişkin bir kayıt yoktur. Sürekli olarak iyileştirdi.