headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Katı Yürekli Din Önderleri

06 image11231 rest relax sabbath 45“...Haber bütün bölgeye yayıldı. Oranın havralarında öğretiyor, herkes tarafından övülüyordu. İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti'ne geldiğinde her zamanki gibi Şabat Günü havraya gitti.”  (Luka 4:14-16, İncil)

Nitekim, çarmıha gerilmeden önce, yaşayacağı son bir haftada İsa hala Şabat Günü’ne uyuyordu. Eğitmesi gereken öğrenciler ve öğretmesi gereken kalabalıklara karşın İsa dinlenmek için bir gün ayırdı. Meşgul bir insan mısınız? Meşgul olduğunuzdan kuşkum yok ama Tanrı’nın bizlere mesajı açıktır: “Ben dinlendiğimde, yaratılış durmadıysa, siz de dinlendiğinizde durmayacaktır.” Şu sözleri ardımdan tekrarlayın: “Dünyayı idare etmek benim işim değil.” Bu sözleri hayatınızın bu döneminde söylemeniz zor da olsa, şu sözleri söylemeyi bir düşünün: “Cenneti hak etmek için iyi işlerimi sıralamak benim görevim değil. Tanrı’nın benim için İsa aracılığıyla yaptıklarında esenlik bulmalıyım. Cennette sonsuz yaşam armağanını kabul etmeli ve bunun için O’na şükretmeliyim.”

Havradaki olayları anlatan bu ayetlerde İsa iki konuyu ele alıyor: 

1) din önderlerinin yüreklerinin sertleşmesi ve
2) acı çeken bir insanın fiziksel ihtiyacı

Eli sakat olan adam, din önderleri için hiçbir şey ifade etmiyordu. İsa içinse, her şeydi. Siz de öylesiniz. Bu makaleleri okudukça, umarım bunu anlayacaksınız. Kör bir çocuk İsa’nın yoluna çıktığında İsa ne yapar? Buruş buruş olmuş sakat bir el yardım istemek için uzandığında İsa nasıl karşılık verir? İnsanlar acı çektiğinde Tanrı ne hisseder? Sizin acılarınız için ne hissediyor?

Baktığımız ayetlerde İsa Şabat Günü’nün gerçek anlamını bir kez daha sınıyor. Bu konuda din önderleriyle ilk yüzleşmesi değildi bu. Tanrı’nın yolları hakkında insanlara ne iletmek istedi? Birincisi, acı çeken bir insanın umutlarını yıkmanın ve insan icadı bir gelenek için bu insanı terk etmenin Tanrı’dan olmadığını. Kuşkusuz, kimse Şabat Günü’nü eleştiremez. İlahi bir şekilde atanmış bir gündür. Ne var ki, din yetkililerinin eklediği merhametsiz gelenekler alkışlanamaz, sadece eleştirilebilir. İsa, şunu sordu:

07 image11234 sheep lost sabbath sharpened 45“Sonra havradakilere, "Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?" diye sordu. Onlardan ses çıkmadı.” 

Başka bir olay sırasında İsa onları şöyle sorguladı:

“Hanginizin bir koyunu olur da Şabat Günü çukura düşerse onu tutup çıkarmaz? İnsan koyundan çok daha değerlidir! Demek ki, Şabat Günü iyilik yapmak Yasa'ya uygundur." Sonra adama, "Elini uzat" dedi. Adam elini uzattı. Eli öteki gibi yine sapasağlam oluverdi.”  (Matta 12:11-13, İncil)

Asıl ayetlerimizdeki olayların sırasını fark ettiniz mi? İsa önce eli sakat adamdan kalkmasını istiyor. Sonra havradaki din önderlerine dönüyor ve ihtiyaç içindeki bu insana bakmalarını istiyor. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu hakkında fikirlerini değiştirmeleri için onlara bir fırsat verdi. Aklı başında olan hangi insan bu durumda bir insana başka bir gün gelmesini ve ihtiyacını başka bir gün karşılayacaklarını söyleyebilirdi? Nitekim, bu din yetkilileri en derin ihtiyacını karşılayamazlardı, ancak İsa karşılayabilirdi.  

Sonra havradakilere, "Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?" diye sordu. Onlardan ses çıkmadı.”

İsa’nın sorusu adil bir soruydu, öyle değil mi? Maalesef, din önderleri hiçbir şey söylemedi. Sessizlikleri aslında çok şey söylüyordu. Işığa, ilahi ışığa isyan ettiklerini gösteriyordu. İsa, inatçılıklarından ötürü kederlendi. Aynı zamanda öfkesini ifade etti. Kendi yıkımlarına neden olan ve öğretişlerinin Tanrı’dan olduğuna inanıp kalabalıkları kendileriyle sürükleyen bu insanlara acıyordu. Bunu nasıl mı biliyorum? İsa, onların yerine ölmeye razıydı ve bunu yaparken sert yüreklerinin yerine Tanrı’nınki gibi bir yürek koyacaktı. İncil, bunu öğretiyor ve benim gibi milyonlarca günahkar bu gerçeği deneyim etti:  

“Bir kimse Mesih'teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur. (2.Korintliler 5:17, İncil)

08 image11236 angry woman volcano 45Çoğu insan Tanrı’nın öfkesini anlamaz çünkü insanın gazabıyla karıştırırlar. Bu ikisinin pek az ortak noktası vardır. İnsan öfkesi, benlikten kaynaklanır ve kızgınlık patlamalarına ve şiddet içeren eylemlere eğilimlidir. Üst katımızda patlamaya hazır bir volkan oturuyor. Bu sevgili bayan, gece gündüz demeden patlıyor. Hoş bir ses değil. Onun gibi insanlar ihmal edildikleri, gözardı edildikleri ya da aldatıldıkları için çoğu zaman öfkelidirler. İşte insanın öfkesi böyledir. Fakat, Tanrı’nın öfkesi böyle değildir. Tanrı, kendi istediği olmadığında öfkelenmez. İtaatsizlik her zaman insanın kendi yıkımına neden olduğu için kızgınlık duyar. 

“Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe bağlanın.”  (Romalılar 12:9, İncil)

‘Kötü olandan nefret etmemizi’ isteyen Tanrı kötü olandan nefret eder. Kötülüğe karşı öfke duyar. Çoğu insan için bu yeni bir bilgidir. Bazıları Tanrı’nın bir yuvanın sıkıntılı müdürü gibi olduğunu düşünür. Bizi fark edemeyecek kadar meşguldur gezegenlerini takip etmekle. Hayır, o kadar meşgul değildir.